Maç ile ilgili uzun uzun yazmayacağım. G.Saray’dan kimse buraya kadar da gelmesini beklemiyordu da ama buraya kadar getirip de bu kadar kolay teslim olmasını da kimse tahmin etmemiştir herhalde. Ribauntlarda bu kadar sıkıntı varken 4 numarada Shumpert ısrarı niye yada madem 4 kısa ile oynayacaksın Shumpert’e hücumda top kullandırmadıktan sonra oynatmanın manası kalıyor mu? 4 kısalı düzende tek uzun olarak oynayacak oyuncu neden Furkan değil de mücadele etmektense şut atmayı tercih eden Andric olmaktadır? Daha sorulacak çok soru var belki ama bu takımı buraya kadar getiren Mahmuti’ye çok da haksızlık yapmak istemem ( Her ne kadar kendisinden hazzetmesem de hakkını yemeyelim bir Ergin Ataman kadar itici değil en azından ).
Maç ile ilgili birkaç not ise
- Hemen hemen bütün basketlerden sonra salonda çalan siren sesi kimin fikriyse o sireni alıp… soksun : )
- · Maçın G.Saray adına son hücumunda Olympiakos hücum faulünden sonra mola almayı ev sahibi takıma bırakan G.Saray bencine de akıl fikir diliyorum. O yüzden G.Saray topu yarı sahaya taşıyamadı kendi alanından çıkarmak zorunda kaldı. Aynı hücumdan önce 25 saniye boyunca faul yapmama kararı da çok saçmaydı bence.
- · Takımdan Songaila gibi bir uzun ayrıldıktan sonra yerine sert bir uzun gerekirken Savovic gibi ne işe yaradığını anlamadığım birini getirenlerin de ayrıca kulaklarını çınlatırım.
- · Kariyerinin sonlarında hala aldığı sürede en üst seviyede katkı veren Haluk Yıldırım’ı da alkışlarım. (Ah o son saniyede üçlüğü Fransa’ya soksaydı Kral adamdı ama yine de Kral olmasa da vezir’dir . )
- · Yunan olduğundan dolayı sevmediğim ( bu da çok milliyetçi oldu ) Spanoulis başka bir seviyede oynuyor bu oyunu. Takımını çoğu zaman tek başına taşıdı yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder