15 Mart 2013 Cuma

HAFTA SONU SPOR EKRANI


TAHMİN SONUÇLARI

BU HAFTANIN KAZANANI MESUD ABİ OLDU. HAFTAYA ZATEN LİDER GİREN ABİM FARKI BİRAZ DAHA AÇTI. HAFTANIN KÖTÜLERİ İSE MUSTAFA ABİM VE BEN MÜMİN
MAÇLAR 90 DAKİKA SKORU ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLİR. O YÜZDEN BURAYA 90 DAKİKANIN SKORLARINI YAZIYORUM BİLGİNİZE...

8 Mart 2013 Cuma

ÇEYREK FİNAL GÖRÜNDÜ



Dün maçı izleyenlerin hemen hepsinde Napoli’ye iki maçta 5 gol atarak eleyen Plzen’in özellikle evinde güçlü bir takım olduğu ve gol yemeden alınacak bir beraberliğin bile çok iyi sonuç olduğunu düşünüyordu. Ancak maç başladıktan sonra görüldü ki galiba Plzen’i biraz fazla gözümüzde büyütmüşüz. Yanlış anlaşılmasın bunu Fenerbahçe’nin iyi oynunu gölgelemek için söylemiyorum. Rakip hangi seviyede olursa olsun bu kadar dominant bir oyunu deplasmanda oynamak bizim pek alışık olduğumuz bir tablo değil.

Aykut Kocaman’da maç öncesi bizim gibi düşünüyor olacak ki maça Salih yerine daha savunmacı Selçuk ile başlayarak rakibe saygı duyduğunu gösterdi. Ama 90 dakika boyunca Yobo, Volkan ve Selçuk’un ortaklaşa saçmaladığı pozisyon haricinde rakibin eyvah diyeceğimiz tek bir pozisyonu bile yok. (Gel de hafta sonu oynanan Beşiktaş maçında neden Yobo oynamadı diye sorma.) bizim ise ilk 15 dakika sonra olaya uyanan takımın yavaş yavaş çıkmasıyla tehlikeli olabilecek pozisyonlarımız oldu. Özellikle Kuyt’ın altıpasta topu tribüne vurduğu topta herkes gol diye ayağa kalkmıştır.

İkinci yarıda biraz daha şut çekme konusunda uyarıldığını düşündüğüm takım Sow, Baroni, Webo ile rakip kaleye yanlış ya da doğru şutlar atmaya başladı. Özellikle 58’de Sow’un yaklaşık 25 metreden yaptığı harika şutu kaleci zorlukla çıkardı. Ama beklenen gol gelmedikçe taraftar maçın başında ki psikolojiye yani 0-0 da fena bir skor değil diye düşünmeye başlamıştı. Hatta Aykut hoca bile oyun ve skordan memnun olacak ki bozmamak adına 70’de yapması alışkanlık haline gelen değişiklikleri bile 83’e kadar yapmadı.

81.dakikada ise Baroni ile gelişen atakta çok da iyi gününde olmayan Gökhan GÖNÜL’ün güzel ortasında maçın iyilerinden Sow’un kafasını kaleci çeldi ancak dönen topta Webo boş kaleye topu gönderirken turun kapısını da epey bir araladı. Golden 5 dakika sonra sakatlanması ise Fenerbahçe adına kritik çünkü onun yedeği olabilecek Semih’e ne hocası ne de taraftar artık eskisi kadar güvenmiyor.
Bu galibiyet maç içerisinde “Kıbrıs Yunanistan’ındır” pankartı açarak alakaları olmayan bir konuda fikir beyan eden Plzen taraftarlarına da en güzel cevaptır. Artık o pankartı silindir şeklinde katladıktan sonra en uygun yerlerine soksunlar.
Bundan sonra taraftar Pazartesi günü çıkacak kararda seyircisiz oynama cezasının kalkması için dua edecek. Ama bu avantajlı skor taraftarı olmasa da Fenerbahçe’ye yeter. Çok da havaya girmeden Çeyrek finalde kimle eşleşsek diye hayaller kurmaya başlanabilir. Benim gönlümden geçen ise İsviçre’nin Basel takımı. Evinde Zenit’i 2-0 ile geçen Basel turu mucize olmazsa geçer. Diğer olası takımlar ise Rubin Kazan, Tottenham, Benfica, Lazio, Chelsea yada Bükreş, Anzhi yada Newcastle

 Siz kimi isterdiniz?

Hayırlı Cumalar…

HAFTA SONU MAÇ PROGRAMI


TAHMİN SONUÇLARI

BU HAFTANIN EN İYİ TAHMİNLERİ 7 PUAN İLE MÜCAHİD OLDU TEBRİK EDERİM. ZİRVEYE ADIM ADIM YAKLAŞIYORUZ... : )

4 Mart 2013 Pazartesi

DERBİNİN GALİBİ SON SANİYEDE BEŞİKTAŞ



Maç öncesi bu derbinin İnönü yıkılmadan önceki son derbi olduğu söylenince maçın havası biraz daha ısındı. Zaten ligin 2. Ve 3. Sırasında ki takımların arasında ki maç hava olarak yeterince sıcaktır.
Maça iyi başlayan ve pozisyon bulan Fenerbahçe oldu. Beşiktaş oyuncu kalitesi gereği zaten baskılı bir oyun oynamasını beklemek zordu. Çünkü ayağa top yapabilecek tek oyuncuları Fernandes’ti onunda alıp verebileceği bir arkadaşı yoktu. Ne Veli ne de Toroman al ver yapabileceğiniz bir isim değil. Bu iyi oyun ve paslaşmalar beraberinde golü de getirdi ancak bu kez de yardımcı hakemin hatalı bayrağına takıldı. Kuyt’ın topa vurduğu anda ne pasif olan Sow ne de golü atan Webo ofsayt pozisyonunda değildi. Fenerbahçe’nin baskısı yine de dinmedi. Emre’nin uzak mesafeli şutunu kornere çelen McGregor o kornerden gelen topu ise ağlardan çıkarmak zorunda kaldı. Sow özellikle Webo geldikten sonra yüzü dönük oynamaya başladı. Sol tarafta sağ beki kovalamak görevi olan Sow ne kadar bunu aksatsa da önde tarafta oluşturduğu tehdit ile çok daha baş ağrıtıyor. Ancak golden sonra geri çekilen Fenerbahçe rakibine de bir anlamda cesaret vermiş oldu. Bu sene Beşiktaş’ın en etkili olduğu hücum organizasyonu olan duran toplar gelmeye başladı. Aykut hoca ise eminim o sıralarda devreyi böyle kapatırsam Caner-Webo değişikliği ile ritmi iyice düşürürüm diye aklından geçiriyordur. Ama Fernandes 40. dakikada sol taç çizgisine yakın bir noktadan kullandığı serbest vuruşta Beşiktaş’ın golünü kazandırdı. Bence maçın en önemli anı o goldü. Eğer ilk yarı Fenerbahçe’nin 0-1 üstünlüğü ile sonlansaydı ikinci yarıda maçı çevirebileceğini sanmıyorum.
 İkinci yarıda da iki takımda riskli oyununa devam etti. Aykut hoca herkesin uzun süredir düşündüğü Webo Caner değişikliği yerine 4-3-2-1 oynayan takımı 4-4-2 ye çevirmeyi tercih etti ama bunun içinde 70 dakika bekledi. Ama bu değişiklikte beklenen etkiyi yapmaktan çok uzaktı. Zaten maç kadrosunu seçerken yanlışlar yapan Aykut hoca sonrasında da doğru 11’i bir türlü bulamadı. Yabancı kısıtlamasında Ziegler ile Yobo arasında kalan ve tercihini Ziegler’den yana kullanan Aykut Hoca Bekir ve Egemen’in fizik olarak eski halinden çok uzaklarda olan Niang ile daha rahat baş edebileceğini düşünmüştü. Ama yanıldığı konu ise Ziegler’in Sow’un arkasını toplamakta beklenen mahareti gösterememesi oldu. Beşiktaş ise sağ beki Hilbert’i hem etkili kullandı hem de maç boyunca oyundan düşmemesinin karşılığı son saniyede attıkları gol ile aldı. Maçın etkisizlerinden Niang ve Olcay’ın gol atması ise onların adına şanstı.
Maçın hakemi çok kötü değilse de iyi de sayılmazdı. Özellikle yardımcı hakem maçın başında vermediği golle puanını çok kırdı. Mete KALKAVAN ise oyunu çok durdurması ile henüz olmadığını gösterdi, kartlarını gösterme sıklığı değilse de gösterme şekli çok garip geldi. Faulü yapan oyuncunun arkasından gitmesi veya yüzünü kendisine dönmesini beklemesi gereksiz gibi geldi. Anlaşılır olması iyi ancak oyunu gereksiz yere durduruyor.
 Bu mağlubiyetten sonra Fenerbahçe’nin şampiyonluğundan bahsetmek saçma olur. Keza Beşiktaş’ında bu oyun anlayışı ve kadrosuyla şampiyon olması mucize geriye sadece Galatasaray kalıyor. Onlarda Avrupa defterini ne kadar uzun tutabilirse lige dönmeleri o kadar uzar yine de puan kayıplarını değerlendirecek bir takımın olmaması eminim bir güven veriyordur. Şimdiden şampiyon ilan etmek olmaz ancak yüzde % 85 şampiyon olduklarını söyleyebilirim.
Aykut Kocaman ise yine bir sınav maçından boynu bükük ayrıldı. Artık seneye gelecek hocayı düşünmek gerek hatta belki yeni başkanı, ama Aziz Yıldırım dava süreci tamamlanmadan elinde ki bu gücü kolay kolay bırakmaz. Olan da Fenerbahçe seyircisine olur. Her neyse çok da karamsar olmamak lazım Perşembe günü Avrupa liginde önemli bir maç bizi bekliyor. Beşiktaş maçında sonra FBTV’de rakibimiz V.Plzen’in evinde oynadığı Banik O. Maçını canlı yayınlaması iyi oldu. Gerçi çok izlemedim ama öyle göz korkutacak bir takım değiller. Ancak ikinci maçın seyircisiz olması her şeyi batırabilir. Bu takım seyirci baskısı ile daha iyi oynuyor.