28 Şubat 2014 Cuma

23. HAFTA TAHMİNLERİ

ESKİŞEHİR KASIMPAŞA MAÇINI ESKİŞEHİR KAZANIRSA NEZİH ABİ
FENERBAHÇE GENÇLERBİRLİĞİ MAÇI BERABERE BİTERSE MESUD ABİM,
ROMA İNTER MAÇI BERABERE BİTERSE MUSTAFA ABİM, İNTER KAZANIRSA MELİK ABİM,
SİVAS ELAZIĞ MAÇINI ELAZIĞ KAZANIRSA MÜCAHİD,
ATLETİCO REAL MADRİD BERABERE BİTERSE NEZİH ABİ
SÜRPRİZ BİLEREK 2 PUAN KAZANACAKLAR

27 Şubat 2014 Perşembe

ZAFER ÇOK YAKINDI



Maç öncesi herkes gibi bende Mancini'nin rotasyon seven bir insan olduğunu bildiğimden bir sürpriz tercih bekliyordum. Ancak Mancini sürpriz konusunda bizleri de aşarak sadece tercih de değil formasyonda da değişiklik yaptı. İlk muhtemel kadroda Hajrovic ve Burdisso'yu yazmış sonrasında ise Ceyhun ve Chedju'yu eklemiştim. Ancak Semih'in yedek kalabileceği herhangi bir formatı ben bilmiyorum. Birebirde süratli ve yılmayan hamleleriyle Semih Hakan Balta'dan çok daha iyi bir seçim olurdu. Ayrıca hayatının ilk şampiyonlar ligi maçına çıkan Hajrovic için biraz daha küçük ölçekli maçlar mı tercih edilseydi diye düşünmüyor değilim. Ancak Hajrovic'in çok yanlış bir tercih olduğunu düşünmüyorum. Ancak Hajrovic'in hamlığı pas alış verişinden ziyade şut tercihi ön planda olması takımın ritmini her geçen dakika düşürecekti.
Mancini'yi tebrik etmemiz gereken bir tercih ise bu kez Ceyhun'un yerine Yekta'yı tercih etmesi oldu. Chelsea orta sahasının bu kadar kısa ancak süratli isimlerden oluşması karşısında Ceyhun'u tercih etseydi. Durum daha vahim olurdu. Yekta görev aldığı süre boyunca takımın en iyilerindendi. Tek forvet oyuncusu olarak süratli Torres ile başlayan Chelsea orta sahada kalabalık olmak istedi. Buna karşın Ramires, Lampart, Hazard, Shurle ve Willian ile kora kor mücadele eden Melo, Selçuk ve Yekta geri adım atmadılar. Maçın kötülerinden Sneijder'i orta saha olarak saysam yeteri kadar geriye gelmedi, forvet olarak baksam ileride gözükmedi.
Sonuç olarak kaybetmemek önemliydi ancak maçı bir de 0-0 götürseydik ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Ama artık bunu düşünmenin faydası yok. Maçın yıldızlarına bakarsak eğer Chelsea adına Chech takıma güven verdi. Ama takımın geri kalanı iyi sayılmazdı. Galatasaray'da ise maçın başında saçma bir çıkış ile kalesini terk eden Muslera sonrasında toparladı. Defansta oyuna ikinci yarıda girmesine karşın Semih Torres'e geçit vermedi. Sol kanatta Telles zaman zaman çok iyi şutlarla tehlike oluşturdu. Selçuk çok etkili paslar atsa da kritik pozisyonda direğe takılması maçın adamı olmasını engelledi. Burak yine istekliydi. Ama maçın adamı kesinlikle Melo'ydu. Orta sahada ileri geri inanılmaz bir mücadele verdi. Milli takımla dünya kupasına gitmeyi sonuna kadar hak ediyor. Kart sınırındaydı ve maçı kart görmeden tamamladı.
Umudumuz ikinci maç için az değil. Ama bunun için biraz daha akıllıca bir oyun şart. Yine de tebrikler Galatasaray...

26 Şubat 2014 Çarşamba

GOLSÜZ GALİBİYET



Dün ki yazımda maç ile ilgili bir değerlendirme yazmıştım ancak bugün maçın içine daha çok girdiğimde bir şeyler daha yazmak istedim. Öncelikle başlıktan bahsedeyim. Bu akşam alınacak golsüz bir beraberlik bizim için en az galibiyet kadar değerli olur. Mancini'nin genel oyun yapısına baktığımız da bu tür yüksek ölçekli maçlara önce savunma güvenliği diye başladığını görüyoruz. Hem Fenerbahçe deplasmanında en son da hafta sonu Beşiktaş maçında iki stoper, iki kanat beki, önde kesici Melo ve topsuz oyunda sürekli stoperlerin arasına giren Ceyhun'la başlayarak önce golsüz bitirmeyi cebine koymak istedi. Kadıköy'de ki maçı hatırlarsak Chedju'nun yaptığı saçma penaltı olmasa maç golsüzlüğe gidiyordu. Beşiktaş maçında da gördük ki hücum gücü zayıf da olsa Beşiktaş'a sadece 1 pozisyon vererek bitirdi. ( o pozisyonu da hatırlarsak orta saha da çıkarken Drogba'nın geri pasında kaptırdığı topla oldu.) genel olarak ülkemizde bu anlayışta olan teknik adamlara korkak yakıştırması yaparak yıldırma alışkanlığımız var. Bu oyunu Antalya karşısında da oynamaya kalktığınız da bende aynı yakıştırmayı yaparım, ancak Chelsea karşısında bunu akıllıca oynamak olarak görürüm.
Dün tahmini maç kadrosunda Hajrovic'e şans vereceğini düşünmüştüm, ancak bugün kadro tahminlerine göre ise orta sahada bir kişi fazla olmak isteyen Mancini, Ceyhun'u tercih edecek. Stoperde ise Semih'in yanında ilk aday eğer sakatlığı yoksa Chedju olacaktır.
Bu maç için zor olacak belki ama 0-0'lık bir beraberlik belki de turu getirecek. O yüzden önce yemeyelim. Orada gol atmak daha kolay olacaktır.

ŞAMPİYONLAR LİGİ TAHMİNLERİ

HAFTANIN SÜRPRİZ İHTİMALLERİ
ZENİT/ DORTMUND MAÇI BERABERE BİTERSE NEZİH ABİ,
TRABZON/JUVENTUS MAÇI BERABERE BİTERSE HAKNUR İKİ PUAN KAZANACAKLAR

25 Şubat 2014 Salı

ŞAMPİYONLAR LİGİNDE İKİNCİ TUR MAÇLARINDA İKİNCİ PERDE



Geçen hafta şampiyonlar ligi maçlarından önce maçların olası sonuçlarıyla ilgili bir yazı yazmıştım. Tabii ki çoğu tutmamıştı bu hafta da benzer bir yol deneyeceğim.
ZENİT - B.DORTMUND
Maç tahminine geçmeden önce şunu söyleyeyim Rusya iklimi gereği aralık ayında devre arasına giriyor ve sonra ki devre Mart ayının ilk haftasında başlıyor. Yani Zenit'in en son oynadığı resmi maç Aralık ayındaydı. Sonrasında verilen arada neler yaptıkları muamma maçkolik sitesinde yazdığına göre 3 tane hazırlık maçıyla bu maça hazırlanmaya çalışmışlar. Ancak onların bu hamlığı maçı ne kadar etkileyeceği muamma sonuçta iklim olarak avantaj hala onlarda.
Dortmund'a gelince ise kötü giden sezonda sene başında Lewandowski'nin gideceğini bile bile Bayern teklifini kabul etmeyip yeni bir oyuncu almayıp idare etmeye çalışmanın bedelini ödüyorlar. Şampiyonlar liginde motivasyon sıkıntısı çekmeyen takım Arsenal'in olduğu grubu lider tamamladı. Ama bu hafta sonu ise Hamburg deplasmanında topa daha fazla sahip oldukları bir maçı 3-0 gibi net bir skorla kaybetti. Aklınıza takımı bu maç için dinlendirmiştir diye bir şey gelmesin as kadroyla oynadılar.
Eksikler listesine bakarsak Zenit'te grup maçlarının tamamında oynayan Shirikov sakatlık sebebiyle yok. Dortmund'un ise eksikleri daha ölümcül. Defansın göbeğinde geçen sene bu kupada final görmelerini sağlayan Subotic, Hummels sakat üstelik yerlerine oynayan Sokratis ve Fredrich güven vermeyen isimler. Ayrıca bu sene çok formda olan Kuba (Blaszczykowski) sakatlık sebebiyle yok. Sene başında sakatlanan İlkay GÜNDOĞAN'ın durumu net değil ancak bu kadar uzun bir ara vermiş oyuncuyu kadroya alacaklarını sanmam.
Soğuk havanın ve futbola olan açlığının Zenit'e en azından ilk maç için yeteceğini düşünüyorum.
OLYMPİACOS - M.UNİTED
Öncelikle kesin şu oynamayacak dediğim bir sakatlık yok. Durumları şüpheli olanlar var ancak durumları net olmadığı için yazmak ne kadar doğru bilemedim. M.United'in durumu malum Ferguson sonrasında ligde bırakın şampiyonluk adayı olmayı şampiyonlar ligi için bile soru işaretleri var. Takımda ciddi bir orta saha eksikliği var. Büyük beklentiler olan Kagawa ve Fellanini asla buraların futbolcusu olamayacaklar.
Olympiacos'un durumu ise tam bir ticari esnaf başarısı. İlk turda 5 maçta 3 gol atan takımın en önemli golcüsü Mitroglou'nu devre arası transfer döneminin sonunda Fulham'a 15 milyon avroya sattılar. Yani artık ilk turda evinde rakiplerine sahayı dar eden takımdan çok önemli bir eksik var. Yerine ise en son Katar'da oynayan Nelson VALDES'i aldılar. Valdes'i Valencia ve daha eskilerde W.Bremen'den hatırlayabilirsiniz. United son hafta deplasmanda C.Palace'ı 0-2 ile geçti. Gollerin birisi penaltıdan R.V.Persie ve eski formundan sinyaller vermeye başlayan Rooney'den geldi. M.United'ın golü bulacağını tahmin etmek zor değil. Ama bu kazanmaya yeter mi emin değilim. Yunanistan'da ki atmosferi tahmin etmek zor değil. Sıkı ve sert bir maç olacaktır.
Çarşamba günün maçlarında bizi ilgilendiren maç da var. Ama o maçı sona bırakıyorum.
SCHALKE - REAL MADRİD
2 ay önce Capello'nun bir röportajında İspanya ligi için Real Madrid'i daha şanslı gördüğünü söylediğinde Madrid henüz lider Barça ve ikinci Atletico'nun gerisindeydi. Ancak Barça sakatlık ve formsuzluklarla Atletico ise yoğun maç trafiği ve dar kadrosu sebebiyle gerileyince Madrid liderlik koltuğunda 3 puan farkla oturuyor. 3 maçtır kart cezası sebebiyle oynamayan Ronaldo'suz puan kaybı yapmayan Madrid'de Benzema ve Jese çok formda yılın en büyük transfer balonu Bale'de katkı vermeye başladı. Bu hafta harika bir füze gönderdi.
Schalke'de Madrid gibi sonradan açılan bir takım oldu. Ligde 4.sırada olan Maviler ilk yarıya oranla daha iyi top oynuyorlar. Geçen hafta deplasmanda Leverkusen'i yendikten sonra bu hafta sonu sanırım akılları bu maçta olduğu için Mainze'yle 0-0 berabere kaldılar. Başka bir grup liderliyle oynasalar şansları daha yüksek olabilirdi ancak buralarda oynamayı yalayıp yutmuş Ancelotti'ye karşı şansları çok fazla yok. İlk maçta bir sürpriz çıkar mı emin değilim. Bu ancak Real'in hafta sonu oynanacak Atletico maçını düşünmesiyle mümkün olur. Kafası dağınık bile olsa Madrid'in bu deplasmandan kendisine yarar bir sonuç çıkaracaktır.
Eksiklerde Schalke'de Aogo ve Höger sakat Real Madrid'de ise Khedira'nın uzun süreli sakatlığı sürüyor. Draxler, Hövedes ve Obasi'nin durumlar şüpheli kadrolara bakınca da Real'in üstünlüğü bariz.
GALATASARAY - CHELSEA
Gelelim haftanın bizim için en önemli maçına Galatasaray bir ilki başararak iki sene üst üste gruplardan çıkmayı başardı. Ayrıca geçen sene ki kolay gruptan sonra bu kez daha zor bir gruptan çıkmayı başararak değerini daha da artırdı. Buraya kadar gelmesi bile takımın hedefinin tamamlandığını gösterir ancak Sneijder'in daha fazlasını isteyeceğine eminim. Drogba'nın muhtemel bir ABD transferi sebebiyle son şampiyonlar ligi macerasının burada bitmesini istemeyecektir. Ancak karşılarında yeni filizlenmeye çalışan bir Chelsea var. Morinho ikinci Chelsea seferinde ilkinde yapamadığı Şampiyonlar ligi şampiyonluğunu kazanmak isteyecektir. Maçın özeline gelirsek malum Galatasaray'da Aydın ve Bruma sezonu kapattı. Chedju ve Gökhan Zan'ın durumu belirsiz Hamit'te uzun süredir oynamıyor ve bu maçta kadroya girmesi olası değil. Chelsea'de de önemli bir eksik yok. Hazard'ın form durumu bizim için can sıkacak boyutta, Lampard ve Terry'de pek yaşlanmış gibi durmuyor. Son maçta Everton'ı 90+2'de geçerken ortayı yapan Lampard ayak uzatan Terry'idi. Morinho her ne kadar bu maçtan çok çekindiğini belirtse de devre arasında ki takviyelerden sadece 3'ünü sahaya sürebilecek Mancini'ye karşı net bir galibiyet arayacaktır. Mancini ise bu sefer yabancı aritmetiğine girmek zorunda kalmadan kadro yapmanın keyfini sürecektir. Ancak bu kez de ligde iyi bir form yakalayan Veysel'den mahrum kalacak. Uefa listesine sonradan eklenen isimler Alex Telles, Hajrovic ve Bordisso oldu.
Kadro olarak Galatasaray'dan beklentim.

Muslera

Ebue, Semih, Bordisso, Alex,

Melo Selçuk

Hajrovic                Sneijder

Burak  Drogba

Bu kadro ne kadar yeterli olur emin değilim ancak rotasyon seven Mancini'nin bir sürpriz de yapabileceğini biliyorum. Turun için hiç umudum yok ancak Galatasaray zaten buraya gelerek görevini yerine getirdi. Başarılar.

22. HAFTA SONUÇLARI

HAFTANIN EN İYİSİ 1 SÜRPRİZLE 7 PUAN TOPLAYAN MELİK ABİM OLDU TEBRİK EDERİZ. ANTALYASPOR'U YERİNDE İZLEYİP MAÇINI DOĞRU TAHMİN EDEBİLDİ :D
HAFTANIN KÖTÜSÜ İSE HAFTA İÇİNDE TULUM ÇIKARAN MÜCAHİD OLDU. SADECE 2 BÜYÜK TAKIMIN MAÇLARINI DOĞRU TAHMİN EDEBİLDİ.
2 TANE SÜRPRİZ TAHMİNİN ÇIKTIĞI HAFTADA LİDERLİK İLE İKİNCİ ARASINDA Kİ PUAN FARKI DEĞİŞMEDİ.
İKİ HAFTA SALLANAN ONUR'DA BU HAFTA HAKNUR'UN SALLANMASI İLE TEKRAR 3. SIRAYA YERLEŞTİ.
AVRUPA TAHMİNLERİ BUGÜN BAKALIM NELER OLACAK...

21 Şubat 2014 Cuma

HAFTA SONU SPOR EKRANI


22. HAFTA TAHMİNLERİ


AVRUPA MAÇLARI TAHMİN SONUÇLARI

HAFTA İÇİ MESAİSİNİN EN İYİSİ HİÇ ŞÜPHESİZ BÜTÜN MAÇLARI DOĞRU TAHMİN EDEN MÜCAHİD OLDU, TEBRİK EDERİM...
HAFTANIN KÖTÜSÜ İSE LİDERLİK KOLTUĞUNU ZORLADIKTAN SONRA TEPE TAKLAK DÜŞEN ONUR OLDU. HARF SIRASINA GÖRE DE OLSA ŞUAN DA 4.SIRADA
TAHMİN HAFTASINDA Kİ MAÇLARIN TAMAMINI DOĞRU BİLENLER İÇİN +3 PUAN UYGULAMAMIZ VAR ANCAK PROGRAMDA Kİ MAÇ SAYISININ EN AZ 7 OLMASI DURUMUNDA GEÇERLİ OLACAK BİR UYGULAMA MÜCAHİD'İN BAŞARISINI TAKDİR ETMEMEK DE OLMAZ O YÜZDEN İNSİYATİF KULLANARAK MÜCAHİD'E +1 PUAN VERİYORUM. İTİRAZ EDEN OLURSA MAİL ATSIN...:D

20 Şubat 2014 Perşembe

ŞAMPİYONLAR LİGİNDE İLK TUR MAÇLARININ ARDINDAN



Salı günü ve dün oynanan maçlardan sonra 4 deplasman takımı da turu hemen hemen garantiledi. Maç öncesi yazımda gönlümün City'den yana olduğunu belirtmiştim ancak maça başlayan 11'lere bakınca City Barça'dan fena halde korkmuş. Maça tek forvet Negredo ile başlayan City arkasına ise Silva, Navas'ı ekleyerek hücum gücü oluşturmaya çalıştı ancak bu kadar defansif bir kadro ile topu ileride tutmak neredeyse imkansızdı. Zaten hücum hattına doğru şişirilen topları Negredo'nun saklamasını beklemek fazla iyimser bir beklenti oldu. Buna karşın Barça geçen sene ki doğru kadrosuna dönmüştü. Neymar'ın sakatlık dönüşü ilk 11 başlamaması takıma olumlu yansıdı. Xavi, Fabregas ve Busquets orta sahasının önünde Messi, Sanchez ve İniesta forvet hattı yer aldı. Kağıt üzerinde zaten daha iyi takım olan Barça teknik direktör olarak da öne çıkınca elde edilen 0-2'lik galibiyet sürpriz olmadı.
Demichelis'in kırmızı kart pozisyonunda 1'e1 kalmışken yatarak Messi'ye müdahale etmeye çalışması ne kadar kötü bir kararsa hakemin ceza sahasının dışında ki mücadeleyi içeriye taşıyıp penaltı vermesi de bir o kadar kötü bir karar olmuş. Eğer ikinci maça daha cesur bir kadro sürürlerse galibiyete yine City'yi yakın görürüm ancak tur için artık çok geç kalındı.
B.Leverkusen maçında PSG'nin 0-4'lük skorla şamarlamasını izledik. Maç öncesi Shaktar gibi takıma evinde 4 tane atan Leverkusen'in kaybetmeyeceği ön görüsünde bulunan ben de bu şamarlardan nasibimi aldım. Kuralar çekildiğinde daha bir fit durumda olan Leverkusen geçen zamanda epey ritim kaybetmiş. PSG ise çeyrek finali ilk maçtan garantiledi. Artık ikinci maçta gençleri sahaya sürseler yeridir. Maçta 2 gol atan Zlatan iyiden öte bir sezon geçiriyor. Devre arasında New Castle takımından transfer edilen Cabeye'de sonradan girdiği oyunda şık bir gole imzasını attı.
 Dün oynanan maçlarda ise Arsenal evinde son şampiyon Bayern Münih karşısında etkili bir oyun oynasa da 10 kişi kalmasıyla turu kaybetmesi aynı anlama geldi. Maça bildiğimiz mana da forvetle başlamayan Arsenal daha 8.dakika da Mesut ile bir penaltı kazandı. Topun başına geçen Mesut kaleciye takıldı. Ama turu ve maçı bitiren hareket ise 40'ta geldi. Defansın arkasına sarkan Robben topu kurtarıp kendini kurtaramayınca Arsenal hem kalecisinden oldu hem de penaltı ile karşı karşıya kaldı. O kadar teknik oyuncu varken topun başına geçen Alaba topu kalecinin sağ tarafına yollamak isterken direkten auta attı. İkinci yarıda ise eksik Arsenal'in direnç göstermesine fırsat vermeden Kroos şık bir vuruş ile Bayern'i öne geçirdi. İkinci maç için yeterli olan skoru ise Lahm'ın harika asistini ağlara yollayan Müller sağladı.
Bence iki günün en zevksiz maçında ise Milan evinde A.Madrid'e 0-1 ile kaybetti. Genel olarak kaybedecek bir oyun oynamadılar ancak defansta Abate'nin yaptığı saçma hata ile artık turun çok gerisindeler. Maçı 1TV Georgeo kanalından izleme şansım oldu. Arda etkisiz bir oyun oynadı. Zaman zaman çok iyi paslaşan A.Madrid'de Diego oyuna sonradan girdi. Aslında Abate'nin saçma hatası olmasa tam bir beraberlik maçıydı. Milan gelecek senelerin kadrosunu kurmaya başlamalı. Kaka artık hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak. Balotelli'nin de bu seviyelerde bir oyuncu olmadığını düşünüyorum. Aslında takımda olmaması gereken isimlerden çok olması gerekenleri yazmak daha kısa sürer.

Haftaya diğer eşleşmelerle ilgili yazmaya çalışacağım. Bu akşam Trabzonspor'a başarılar... İşleri hiç kolay olmayacak. Juve Galatasaray'dan olan kuyruk acısını Trabzon'dan çıkarmaya çalışabilir.