31 Ağustos 2015 Pazartesi

TAHMİN LİGİ 3.HAFTA SONUÇLARI

 MİLLİ MAÇ HAFTASI OLDUĞUMUZ İÇİN PAZARTESİ MAÇ YOK. AYRICA BU HAFTA SONUNDA DA TAHMİN LİGİ OLMAYACAK.
BU HAFTANIN SONUÇLARINA BAKARSAK HAFTANIN KÖTÜSÜ 2 PUANDA KALAN SAFA OLDU. EN İYİSİ İSE İLK 5 TAHMİNİ TUTTURAN ÜSTELİK BUNLARDAN BİRİSİ SÜRPRİZ OLMAK ÜZERE 7 PUAN ALAN MÜCAHİD HAFTANIN EN İYİSİ OLDU.

28 Ağustos 2015 Cuma

TAHMİN LİGİ 3.HAFTA TAHMİNLERİ

İZİNLİ OLDUĞUM HAFTADA TAHMİNLERİ YORMADAN VERENLERE TEŞEKKÜR EDERKEN MAÇLARIN BAŞLAMASINA 15 DAKİKA KALA TAHMİNLERİNİ VEREN OĞUZ'A VE DAHA DA SAÇMASI BEN ŞU SİTEDEN BAKARAK YAZDIM SENİN LİSTENLE AYNI OLMAYABİLİR DEYİP MAÇ İSİMLERİNİ YAZMADAN SADECE TAHMİNLERİ YAZAN SAFA'YA AYRICA YÜZ YÜZE TEŞEKKÜR EDECEĞİMİ BİLDİRİRİM.
SÜRPRİZ İHTİMALLERİ
G.BİRLİĞİ KASIMPAŞA MAÇINI G.BİRLİĞİ KAZANIRSA MÜCAHİD,
T.KONYA G.SARAY MAÇI BERABERE BİTERSE BEN,
E.ŞEHİR RİZE MAÇINI RİZE KAZANIRSA OĞUZ,
TRABZON ,AKHİSAR MAÇI BERABERE BİTERSE BEN,
SÜRPRİZ BİLEREK 3 PUAN KAZANACAKTIR.

25 Ağustos 2015 Salı

2. HAFTA SONUÇLARI

HAFTANIN SONUÇLARINDA ŞÜPHESİZ EN DİKKAT ÇEKEN MESUD ABİMİN SÜRPRİZLERİ BİLEREK 11 PUAN TOPLAMASIDIR. BU TAKTİK İYİYMİŞ SÜRPRİZE OYNANIR. HAFTANIN EN KÖTÜSÜ İSE SADECE 1 PUAN ALABİLEN NEZİH ABİ OLDU. KENDİSİNİ TEBRİK EDERİZ :)
YENİ PROGRAMI YARINA KADAR YOLLARIM. HERKESE BAŞARILAR.

21 Ağustos 2015 Cuma

TAHMİN LİGİ 2. HAFTA TAHMİNLERİ

2.HAFTA İÇİN HERKESE BAŞARILAR DİLERİM...
HAFTANIN SÜRPRİZ İHTİMALLERİ İSE ŞÖYLE;
KAYSERİ - KONYA MAÇINI KONYA KAZANIRSA SAFA,
BEŞİKTAŞ - TRABZON MAÇI BERABERE BİTERSE OĞUZ, TRABZON KAZANIRSA MESUD ABİM,
BURSA - G.ANTEP MAÇI BERABERE BİTERSE A.BİNBAŞI,
ESKİŞEHİR - SİVAS MAÇINI ESKİŞEHİR KAZANIRSA MESUD ABİM,
Ç.RİZE - F.BAHÇE MAÇINI Ç.RİZE KAZANIRSA FATİH, BERABERE BİTERSE MESUD ABİM,
ANTALYA - MERSİN MAÇI BERABERE BİTERSE MESUD ABİM,
G.SARAY - OSMANLI MAÇINI OSMANLI KAZANIRSA ONUR
SÜRPRİZ BİLEREK 3 PUAN KAZANACAKTIR.
9 MAÇTA TOPLAM 4 SÜRPRİZ İHTİMALİ OLAN MESUD ABİM BAKALIM BAŞARILI OLACAK MI? OLURSA HAFTAYA BENDE SÜRPRİZ AĞIRLIKLI OYNARIM :)

19 Ağustos 2015 Çarşamba

TAHMİN LİGİ 2. HAFTA PROGRAMI

HAFTANIN PROGRAMINI İSTEYENLER BURADAN DA BAKABİLİRLER. TAHMİNLERİ CUMA 16:00'YA KADAR GÖNDERİRSENİZ SEVİNİRİM.

18 Ağustos 2015 Salı

1. HAFTA PUAN DURUMU

İLK HAFTANIN ARDINDAN İLK PUAN DURUMUMUZ OLUŞTU. HAFTANIN LİDERLİĞİNİ 3 KİŞİ 6'ŞAR PUANLA YAPIYOR. SIRALAMAYI ALFABETİK OLARAK DÜZENLEDİM.
İLK HAFTADAN SÜRPRİZ BİR TAHMİNİMİZ OLDU. SAFA Ç.RİZE GALİBİYETİ İLE 3 PUAN ALARAK ZİRVEYE YÜKSELDİ. TEBRİK EDİYORUM.
ÖTE YANDAN HAFTANIN KÖTÜSÜ İSE SADECE 2 PUAN TOPLAYABİLEN HAKNUR OLDU.
HAFTANIN MAÇLARINI BİR AN ÖNCE YOLLAYACAĞIM.
BU ARADA İLK HAFTA YAZMAYI UNUTMUŞUM ÖNCEKİ SENEDE Kİ GİBİ BİR HAFTANIN BÜTÜN TAHMİNLERİNİ DOĞRU TAHMİN EDEN OLURSA EKSTRA 3 PUAN DAHA KAZANACAKTIR. EN AZ 7 MAÇLIK BİR HAFTADA TAHMİNLERİN TAMAMINI DOĞRU TAHMİN EDEN BİRİSİ OLURSA +3 PUAN DAHA KAZANACAK.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

HAFTANIN ARDINDAN 1

Geçen hafta başladığım haftanın ardından yazılarına bu hafta da devam ediyorum. Almanya ligi ile birlikte güzide ligimizin de Süper lig ve PTT 1.Ligin başladığı bu haftada İngilizler ve Fransızlar ise 2.haftayı oynadı.
Cuma günü ilk maçımız Almanya liginde B.Münih ile Hamburg arasındaydı. Saat 21:30'da başlayan maçın büyük bir kısmını izledim. Almanya liginde yeni hocası ile Dortmund ne yapabilir emin değilim ancak şampiyonluk mücadelesi yine yaşanmayacak gibi. Eski gücünden çok ama çok uzakta olan Hamburg'u 5-0 geçen Münih resmen güle oynaya kazandı. Maç o kadar gazozuna oldu ki doğal olarak bir süre sonra gözler tamamen yeni transferlerin neler yapacağına döndü. Shaktar'dan gelen D.Costa 1 gol 1 asist ile çok iyi başlarken, Juve'den gelen A.Vidal henüz uyumsuz gözüktü. Ayrıca transfer döneminde adı M.United ile anılan Müller yine gollerini atmaya ancak bunu topla mümkün olan en az sayıda buluşmayla gerçekleştirmeyi başardı.
Bu senenin yeniliklerinden birisi olarak artık İngilizler de Cuma akşamına lig maçı koymaya başladı. Tıpkı Süper lig gibi pazartesi ile beraber haftanın 4 günü İngiltere ligi maçı olacak. Olay NBA'E benzemeye doğru gidiyor ya hayırlısı bakalım. Sezonun ilk cuma maçını M.United oynadı. Deplasmandan A.Villa'ya konuk olan Vaan Gaal'in öğrencileri tıpkı geçen hafta gibi uyuz bir oyun ve tek golle kazanmayı başardı. Geçen haftadan tek fark bu kez golü rakip kendi kalesine değil Adnan Januzaj attı. Yoksa oyun olarak çok bir fark yoktu. Yine de henüz uyum süreci ve transfer dönemi bitmemişken 2 maçta 6 puandan daha iyisi olamazdı.
Fenerbahçe'nin maçına gelmeden günün maçına değinmek istiyorum. Maçı izleme ümidim hiç yoktu ancak denk geldi ve Fenerbahçe maçı sonrasında izleyebildim. Süper kupa yorgunu Barça, o maçtan sadece 3 gün sonra bu kez İspanya'nın süper kupası için sahaya çıktı. Doğal olarak da Luis E. Kadroda rotasyona gitti. İniesta, Busques ve Pique yedeklerdeydi. Neymar da sakat olunca as kadronun çok uzağında bir kadro ile sahaya çıkmak zorunda kaldılar. Buraya kadar her şey normal ancak bundan sonrası tam bir rezalet. 13. Dakikada San Jose öyle bir gol attı ki izahı yok. Kaleciliğinden çok ayak hakimiyeti sebebiyle transfer edildiği söylenen Der Stegen aşırı öz güven sonucu ceza sahası dışında topa müdahale etti ancak topu ölü bölge yerine orta sahaya gelişi güzel gönderince boş bıraktığı kalesinde gölü görmesi sürpriz olmadı.
Sonrasında ise Barça'yı tanımak mümkün değildi. 34 yaşında ki Aduriz'in 15 dakikada 3 gol atması kişisel yada takımın başarısından değil Barça savunmasının yaptığı akıl almaz hatalardandı. Özellikle D.Alves'in kanadından gelen her atak tehlikeli oldu. Hatta o bölgeden gelmeyen ataklarda bile kademeye girerken yaptığı hatalar asist oldu. İki maç üst üste 4 gol yiyen Barça savunması alarm veriyor ancak yapabilecekleri hiçbir şey yok. 6 ay daha bekleyip Alves'in pozisyonuna yaptıkları transferin iyi çıkmasını bekleyecekler. Rövanş maçı bugün oynanacak, L.Enrique bu maçı çevirebilecek bir takım varsa o da Barça'dır dedi ancak bence fazla heyecanlanmak lazım. Nou Camp'ta kupayı alan taraf olmaları imkansıza yakın.
Gelelim ligimizin maçına sezona inanılmaz transferlerle başlayan ancak henüz ilk hedefini kaybeden Fenerbahçe transfere devam ederken nihayet sezon başladı. Kadro olarak beklenen 11 sahadaydı ancak tek sürpriz Avrupa maçında oynamayacak olmasından dolayı Kaer'in yerine Abdulley BA'NIN başlamasıydı. Orta sahanın göbeğinde ise Meireles ve De Souza'nın forma giydiği takımda yedek kulübesinde Topal ve tribünde Ozan forma bekliyordu. Bu zenginlikten üretken bir takım yapmak her hoca için zordur. Ancak Portekizliye duyulan güven çok yüksek değil gibi geldi. Yine de bu kadro ligin açık ara favorisidir. Takımın oyununu değerlendirmeden önce rakibe de bakmak gerekir. Eskişehir geçen senelerin aksine oldukça sıradan bir takım görünümünde. Eksikleri mi vardı yoksa kadronun oluru bu mu emin olun bilmiyorum. Ancak dün maçın hiçbir anında tehditkar dahi olamadılar. Maç boyu sadece Ba'nın inanılmaz hatası sonucu buldukları bir pozisyon haricinde kendi üretimleri ile tehlike oluşturamadılar.
Fenerbahçe'ye gelince gerek defans hattında gerekse hücum hattında göze batan en büyük eksiklik uyum. Herkesin ancak 3-4 hafta sonra uyumu yakalayabilirler dediği takıma transferler devam ettiği sürece sağlıklı bir tarih vermek zor. Hala konuşulan Feghuli gibi isimleri faydalı bulmakla beraber anlamak da zorlanıyorum. Takımın şiştiğinin kimse farkında değil mi? Artık kadroyu azaltmaya başlamayacaklar mı?
İlk yarıda Sow'un etkisiz kalması ile skor bir türlü bulunamadı. Nani'nin de beklenenden çok uzakta olduğunu söyleyebilirim. İlk yarının son dakikalarında gelen 2 gol hem oyunu çözdü hem de takımı Avrupa maçına hazırlamak isteyen Pereira'ya fırsat verdi. Oyunun son bölümlerinde yaklaşık 20 dakika forma bulan Van Persie hala hazır olmadığı belli. Yoksa gol bulması işten değildi. Eskişehir ise elinde tek atımlık barutu da saçma sapan bir karta yaptığı itirazdan atılan Causic sayesinde harcayamadan kaybetti. Gekas ve Emre GÜRAL'DAN oluşan hücum hattı oldukça zayıf. Bu sene kümede kalma savaşında olurlar. Fenerbahçe cephesinde Hasan Ali ve J.De Souza'yı çok beğendim. Umarım böyle devam ederler.
Cumartesi günü sayısız maç vardı. Tabii ki bir çoğunu izleyemedim. Sadece 17:00 seansında ki Tottenham- Stoke City maçına bakabildim. Geçen hafta United maçında ki kişiliksiz oyununu eleştirdiğim Tottenham'ın evinde 2-0'dan nasıl beraberliğe dua eder hale geldiğine şahit oldum. Gerçekten ibretlik bir takımlar Allah düşmanıma böylesini vermesin. Yalnız yine de oyuncu yetiştirmeye devam ediyorlar. 22 yaşında ki H.Kane bu sene de geçen sene ki gibi bir sezon geçirirse (geçen sene 34 lig maçında 21 gol) İngiltere için bir transfer rekoruna sebep olur.
Almanya liginde Münih'in korkutucu başlangıcından sonra gözler takipçilerindeydi. Wolfsburg, Leverkusen zorlanmalarına karşı kazanmayı başardı. Ancak Dortmund yeni hocası Tushel ile çok iyi bir başlangıç yaptı. Bunda şüphesiz aslan payı istikrarsız olsa da tehlikeli bir adam olan Aubameyang'ındı. Çok güzel bir kafa golüyle başladığı maçı harika bir asist ve bir de asist öncesi pas ile bitirdi. Almanya ligini geçen sene TRT yayınlarken değerini bilemedik sanırım, kaybedince daha bir değerli gibi geliyor.
İngiltere'de ise akşam seansında Bilic'in takımı West Ham geçen hafta ki Arsenal maçının forsunu çok erken kaybetti. Evinde Ranieri'nin çalıştırdığı ve Gökhan İNLER'İ transfer eden Leicester City'e 1-2 kaybetti.
Ligimizde ise cumartesi mesaisi 21:00'de başladı. Bu saatlerde maç oynanmamalı. Saat 22:00'de lig maçı olmaz. Bu kadar sıcaktan rahatsızsak o zaman lig geç başlamalı. Bakın İspanya ligine hala 1 haftaları var. Galatasaray ligi bırakıp hazırlık maçı oynamaya Madrid'e gidiyor. Ama Eylül ayında oynayacağımız milli maçlara hazır olarak çıkabilmemiz için lig ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacağından sanırım bu tercih sayın TERİM'E ait.
İlk maç karmakarışık durumda ki Trabzonspor ile daha az karışık olmayan Bursaspor arasındaydı. Maçtan önce doğal olarak favorim Trabzonspor'du çünkü Fenerbahçe'nin tabiri caizse Bursaspor'u yağmalamasından sonra takımda doğru düzgün oyuncu dahi kalmadı. Maça forvetsiz çıkmasını beklediğim Bursa son dakikada Galatasaray'dan kiraladığı Sercan'ı 11'e koyarak sahaya forvet sürebildi. Takımdaki tek santrafor Necid'in sakat olması bir yana Villareal'e transfer olacak olan Bakambu'nun da oynamak istememesi ile bu hallere düştüler. Maçtan sonra Ertuğrul hoca Bakambu'ya kızarken kadro yapılanmasında sınıfta kaldıklarını da kabul etti. Maça gelince beklediğime yakın bir maç oldu. Ben Bursa'nın bu kadar da direneceğini tahmin etmiyordum ancak Trabzon o kadar karışık ki her şey olabilir. Bu arada Cardozo'nun emekliliği gelmiş belli ki o kadar ağırdı ki bastonla oynasa garipsemem. İki takımın da ne olacağını anlamak için en az 1 aya ihtiyaç var. O zamana kadar da atı alan Üsküdar'ı geçmiş olur.
Sezona erken başlayanlardan birisi de Başakşehir takımı ancak onlarında ne oynamak istediklerini Antalya maçında anlayamadık. Atanlar Doka, Visca ve diğerlerinde sorun gözükmüyor ancak yeme konusunda da epey becerikliler. Bu arada nerdeyse fizik olarak bitme noktasında ki Etoo'nun bile ligimizin için neler yapabileceğini görmüş olduk. Beşiktaş'ın kapısından dönen Yalçın gibi bir stoperi yumakla oynayan kedi gibi oradan bir oraya sürükleyip oynadı durdu. Bu arada harika 2 gol atmayı da ihmal etmedi. Ne kadar daha oynar bilinmez ancak izlemesi hala keyif veriyor.
Ve günün maçında son şampiyon 3 kupalı Galatasaray nihayet sahne aldı. Bu kadar başarıya karşın büyük eleştiriler alan şampiyon ligin ilk haftası için oldukça zorlu bir deplasmandan başlamak zorunda kaldı. Birde üstüne Hamza hocanın abuk bir tercihle Burak'sız başlayınca takım rakibi tehdit etmekten epey uzaktı. Maç öncesi takım savunması adına böyle bir tercihte bulunduğunu söyleyen Hamza hoca onun yerine takım savunmasıyla pek alakalı olmayan hatta maç boyunca adını bile seyrek duyduğumuz Olcan'ı tercih etmesi oldukça yanlış bir karar olmuş gözüküyor.
Maça Atletico Madrid'in çakma formasıyla sahaya çıkan Sivas oldukça hareketli ancak üretmekten uzaktı. Soldan Aatıf, sağdan ise Burhan ile ataklara yön veriyordu. Bu lafı sevmiyorum ama artık modern futbolda yeri olmayan Batuhan gibi yapıda bir forvetin bu hareketli hücumu tıkadığını düşünüyorum. Hatta geriden destek veren Mehdi dahil harika bir hücum gücüne sahip bir takım kurmuşlar. Sergen futbolculuğundan çok daha büyük bir hoca olabilir. Ama Batuhan gibi bir yükten kurtulmak şart.
Geçen senenin en iyisi Muslera bu seneye talihsiz bir başlangıç yaptı ama kimsenin ona kızdığını sanmıyorum. Taraftarda öyle büyük kredisi var ki bunlardan 3-5 tane daha yemedikçe kimse ağzını açıp da eleştirmez bile. Ama takım savunması konusunda uzun süre sonra ilk defa bu kadar açık verdiklerini söyleyebilirim. Ama bu kez de Chedjue'nin çok iyi bir gününde olduğunu söylemek gerek. Olası bir farklı mağlubiyeti tek başına önlemiş olabilir. Tabii bir de Batuhan'ın beceriksizlikleri var ki en az Galatasaray savunması kadar iş gördü.
İkinci yarı da Snejder'in sakatlanması ile oyuna Burak dahil oldu ve görüldü ki Podolskie, Burak'tan daha çok Sneijder'in bölgesine alternatif olabilir. Burak son yıllarda ki formuyla Podolskie'den bile daha iyi santrafor. Onun girmesiyle rahatlayan Podi. Telles'in çok güzel ortasına harika bir kafa vuruşu ile beraberliği takımına getirdi. Burak o kadar rakip defansı tedirgin ediyor ki geçen sene o bölgelere giren Yasin'in yerini bu sene Alman forvet almış durumda. Beraberliği bulduktan sonra galibiyet için bile yeterli süre vardı ancak takım güç bela kazandığı beraberliği koruma telaşına düşünce efsane bir geri dönüşten mahrum kaldık. Sonuç olarak da oyun olarak da güzel bir maç izledik. Hakemi de çok beğendim ancak yardımcılar yüzünden Olcan'ın bir golü güme gitti. Tabii Burak'ın attığı golünde ofsayt olduğunu söylemek gerek. Penaltı pozisyonunda da haklıydı.
Pazar günü ilk maç İngiltere liginde C.Palace deplasmanında ki Arsenal'in maçıydı. Geçen hafta ki mağlubiyetten sonra eleştirileri ciddiye alan Wenger bu kez Mesut, Cazorla, Giroud ve A.Sanhcez'i birlikte sahaya sürdü. Maçı Giroud ve A.Sanhcez'in etkili oyunuyla 1-2 kazanarak ilk 3 puanını aldı. Hemen ardından başlayan büyük maçta ise M.City evinde geçen hafta hem 2 puandan hem de kalecisini kaybeden Chelsea'yi ağırladı. Maça iyi başlayan Chelsea gibi gözükse de tehlikeli ataklar üreten City oldu. Geçen haftayı yedek kulübesinde geçiren Aguero bu kez sahada ve oldukça etkiliydi. D.Silva ile girdikleri verkaç sonunda o kadar rahat bir plaseyle golü attı ki ancak soğukkanlı bir forvetin yapacağı bir klastaydı. Maçın devamı ise Chelsea'nin bütün hücum defolarının ortaya çıkmasını sağladı. D.Costa'nın etkisiz gününde olması ile kenardan gelen Falcao'nun bir türlü eski haline gelememesi ile çok kısır bir takım oldular. Ayrıca o Falcao'nun saç şekli nedir arkadaş. Adam bildiğimiz halinden bu kadar mı uzaklaşır? Bu sene ligde favorim kesinlikle City.
Ligimizde ise gün T.Konya'nın evinde Akhisar'ı ağırladığı maçla başladı. Geçen sene düşmesi kesinleşen Balıkesir'e gelip bu sene için alt yapı hazırlayan Cihat Arslan hoca (ki kendisi Galatasaray'ın şampiyonlar liginde ki ilk golünü atmış isim olarak tarihte yer alır) Akhisar'ın teklifini duyunca oraya geçmeyi uygun görmüştür. Disiplinli ve verimli bir oyun yapısına sahiptir. Gittiği her takımda belli bir seviyeyi muhafaza eder. T.Konya ise bildiğimiz bir Aykut hoca takımı olmaya doğru gidiyor. Zevk anlamında biraz eksik ancak takım her daim topa sahip olmayı ister. Üstelik taraftar olarak da ligimizin çok üstünde bir sayıya sahipler. Passolig sayısında Trabzon'un dahi önündedir. Maça iyi başlayan Akhisar oldu. Kalecinin hatasıyla öne de geçtiler ancak bir çok şansa rağmen ikinciyi bulamayınca pis bir duran topta kendi kalesine attıkları golle beraberliğe razı oldular.
Ligin iki yeni takımı Osmanlı ve Kayseri arasında ki maçta benzer bir şekildeydi. Ancak bu kez iyi oynayan ve skor bulmakta zorlanan Osmanlıspor oldu. Alt liglerde epey bir isim yapan Umar sağ açıkta yaptığı bindirmelerle oldukça etkili oldu. Hatta kendisine yapılan net bir penaltının neden verilmediğini anlayamadım. Çizgide görev alan yardımcı hakemler ne işe yarıyor hala çözebilmiş değilim. İlk hafta ne kadar şey anlatır bilmem ama Osmanlıspor ilk 10 içinde yer alır gibi geliyor.
Günün ve yazının son iki maçında öncelikle G.Antep Kasımpaşa maçına bakacağız. Okan BURUK gibi bir ismi yollayıp ardından da Ertuğrul SAĞLAM'IN yardımcısı Mutlu TOPÇU'YU takımın başına getirmek başlı başına bir saçmalık. Takımın küçüldüğünü anlamak için sırf bu hamleye bakmak bile yeterli. Bu sezon işleri gerçekten zor. Maça daha iyi başlayan Rıza hocanın Kasımpaşa'sı oldu. Skor bulamamalarının sebebi ise tamamen toplama takım olmalarından. Zaman geçtikçe daha iyi olacaklardır. Maç 0-3 bitti ama daha fazla da olabilirdi. Antep'te kırmızı kart gören El Yasa'nın ne yaptığını anlayan var mı acaba. Rakibine öyle bir girdi ki Allah'tan denk gelmedi. Yoksa kalıcı bir sakatlık olabilirdi.
Mersin deplasmanında ki Beşiktaş ise oynadığı oyunla hem keyif aldı hem de keyfi verdi. Maçta oldukça iyi bir görüntü veren Oğuzhan bakalım bu formunu kaç hafta sürdürecek. Golleri atan Cenk ise Gomez ısınana kadar takımın gol yükünü taşıyabilir. Mersin'in geçen sene ki Mersin olmadığı ortada. Transfer yasağından daha büyük sorunları Rıza hocanın takımdan ayrılması oldu. Yoksa Servet ve H.Kabze'nin yoklukları kapanmayacak yaralar değil. Bu maçta ki kötü görüntüye karşın Bakkal takımı toparlayacaktır.
Bu hafta gol sevinçlerinde Asker selamı vererek sevinen herkese teşekkürü bir borç bilirim.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir daha böyle uzun yazmayacağım :)

14 Ağustos 2015 Cuma

TAHMİN LİGİ 2015 - 2016 İLK TAHMİNLER

YENİ SEZONUN İLK TAHMİNLERİ HAZIR, TOPLAMDA 13 KİŞİYİZ. İNŞAALLAH SEZON SONUNA KADAR SAYIDA AZALMA OLMAZ.
İSİM SIRALAMASI TAHMİN VERME SIRASINA GÖREDİR. İLK HAFTANIN PUAN DURUMUNA GÖRE SIRALAMA DEĞİŞECEKTİR.
HERKESE BAŞARILAR DİLERİM.
İLK HAFTA AKHİSAR KAZANIRSA FATİH, MERSİN MAÇI BERABERE BİTERSE MESUD ABİM VE Ç.RİZE KAZANIRSA SAFA SÜRPRİZ BİLEREK 3 PUAN KAZANACAK.

12 Ağustos 2015 Çarşamba

TAHMİN LİGİ 2015 - 2016

İLK HAFTANIN PROGRAMI KATILMAK İSTEYENLER YORUM YAZ KISMINA MAİL ADRESLERİNİ YAZSINLAR. PROGRAMI EXCEL OLARAK YOLLARIM. CUMA GÜNÜ 18:00 KADAR SÜRE VAR. SONRASINDA GELENLER DİKKATE ALINMAYACAKTIR.
DAHA ÖNCE OYNAMAYAN YOK AMA YİNE DE KURALLARI GÖZDEN GEÇİRELİM.
TAHMİNLER 1-0-2 OLARAK OYNANACAKTIR.
HER DOĞRU TAHMİN 1 PUANDIR. EĞER O TAHMİNİ SADECE BİR KİŞİ BİLMİŞSE O TAHMİNİN DEĞERİ 3 PUANDIR.( GEÇTİĞİMİZ SENELERDE 2 PUANDI ANCAK KATILAN OYUNCU SAYISININ FAZLALIĞI VE SÜRPRİZ TUTTURMANIN ZORLUĞUYLA BU SENE 3 PUANA ÇIKARDIK)
İKİ HAFTA ÜST ÜSTE VEYA TOPLAMDA ÜÇ HAFTA TAHMİN VERMEYENİN İSMİ SİLİNİR.
SEZON SONUNDA KAZANAN KİŞİYE FORMA HEDİYEMİZ OLACAKTIR. AMA ÖYLE ORJİNAL BİR ŞEY BEKLEMEYİN MAKSAT EĞLENMEK...
HERKESE BAŞARILAR DİLERİM.

10 Ağustos 2015 Pazartesi

HAFTANIN ARDINDAN

Bu sezon geçen sene yapmadığım tahmin ligini yapıp yapmama konusunda hala karar vermiş değilim. Ancak bu sezon düzenli olarak yapmayı düşündüğüm ilk şey bu hafta sonu yazıları olacak. Türkiye liginde dahi bütün maçlara ayrıca bir yazı yazmak zor ama o hafta sonu oynanan ve bakmaya fırsat bulduğum maçlar hakkında genel bir şeyler yazmaya çalışacağım. Bu yolda ki ilk yazım da bu hadi hayırlısı bakalım.
Cuma günü doğru düzgün tek maç vardı. O da Avrupa'nın elit ligleri arasında en erken start alan Fransa ligindendi. Son şampiyon Psg deplasmanda Lille'e konuk oldu. Zlatan sakatlık sebebiyle yoktu üstelik daha ilk yarı bitmeden 10 kişi kalmışlardı bile ancak ligin üstünde bir kadroya sahip olduklarını hatırlatırcasına Lucas'ın golüyle kazanmayı bildiler. Bu arada henüz bu ligin yayın haklarının boşta olduğunu söylemem gerek. Ne Türkiye de ne de Azerbaycan'da yayınlayan kanal yok.
Cumartesi gününün en büyük yemeği tabii ki ligimizin süper kupası maçıydı. Ancak ana yemek öncesi atıştırmalıklar da fena değildi hani. İlk maç yine ilk haftasını yaşadığımız İngiltere ligindeydi. Transfer döneminin hareketli takımı M.United evinde Tottenham'ı ağırladı. Oldukça sıkıcı ve kötü bir maçta kazanan saçma sapan kendi kalesine atılan bir golle ev sahibi oldu. United'i eleştiriyorum ancak Tottenham'ın da harcanan bunca paraya rağmen hala bu kadar kişiliksiz bir futbol oynamaları gerçekten akıl almaz.
Yine aynı saatlerde oynanan İtalya süper kupasında ise Juventus ile Lazio karşılaştı. Çin'de oynanan bu karşılaşmayı da beklendiği gibi Juventus iki yeni transferinin golleriyle 2-0 kazanmayı bildi. Maçı Tivibu spor hd kanalı uydudan şifresiz olarak yayınladı. Ancak maçı çeken yönetmen o kadar kötüydü ki 10 dakikadan fazla dayanamadım. Sanki bir konser çekiyormuş gibiydi. Sürekli değişen kameralar maç oynanırken orta sahada ki saçma bir faulün tekrarını göstermeler. Pilot kamerada 30 saniyeden fazla duramama. Yani rezillik ötesiydi. Yine de bu sene Hollanda ligini de yayınlayan Tivibu'ya şifresiz kalacağı süre için teşekkür ederim.
Akşam 7 buçukta ise İngiltere liginin son şampiyonu Chelsea evinde Swansea'yi ağırlayarak sezonu açtı. Geçen sene ligde evinde maç kaybetmeyen Chelsea bütün bahisçileri üzerek üstelik iki kere öne geçmesine karşın berabere kalarak sezona puan kaybıyla başladı. Bu arada İdman tv'nin diğer ligler henüz başlamamışken İngiltere liginden bu akşam ki City maçıyla beraber toplam 6 maçı canlı yayınladığını belirtmeliyim. Yani izledim de konuşuyorum. Adı sürekli transfer döneminde Türk takımlarıyla geçen Bafetimbi Gomis'i ilk kez canlı izleme şansım oldu. Hareketli, çevik, ama bir o kadar savruk , ayağında top yakışmayan bir forvet. Bizim büyük takımlarda kesinlikle iş yapmaz. Ama bir şekilde menajerler istiyorsa kilitlerler. Chelsea için ise söylenecek farklı bir şey yok. Takım oldukça iyi nerdeyse her bölgede oldukça alternatifliler. Ancak sol bekte ve forvet  hattında ki sorunlar sürüyor. İki gol buldukları bu maçta dahi ilk gol orta yapılan topun kalecinin uyumasıyla doğrudan ağlara gitmesi ve ikinci gol ise orta yapılan topun rakibe çarpıp girmesiyle oldu. Yani hücumda sorun büyük. Costa geçen sene ki kadar bile ısırmıyor. Yedek bekleyen Remy ve Falcao'dan medet ummak zor. Özellikle Falcao'nun gösterdiği gerileme başlı başına bir yazı konusu olur.
Gelelim ligimizin Süper kupasına Ankara'da Osmanlı stadında oynanan lig ve kupa şampiyonu Galatasaray ile kupa finalisti Bursaspor arasında oynanan maçı beklendiği gibi Galatasaray kazandı. Başta tebrik edelim de eksik kalmasın.
Maça İnter ile oynanan hazırlık maçının aynı 11 ile başlayan Galatasaray'a karşı ( ayrıca bu 11 geçen sene ki ideal kadrosundan sadece Podolski ve Bilal değişlikleriyle sahadaydı) Bursaspor ise geçen sene ki ideal kadrosundan Fernandao, Volkan, Harun, Şener, Bellushi gibi isimleri kaybetmesiyle 5 farklı isimle çıkmak zorunda kaldı. Yani Galatasaray geçen sene ki eksik kadrosunu korumayı kısmen başarırken Bursaspor o eksik Galatasaray'a kaybeden kadrosunu dahi koruyamamış üstelik yerlerine transfer yapmayı dahi başaramamıştı.
Maça hızlı başlayan ve Galatasaray'ın zayıf yönü savunmasının üstüne giden Bursaspor oldu. Buna karşın Muslera geçen sene bıraktığı gibi bu sezona da çok iyi başladı. Aynı pozisyonda iki önemli kurtarışla takımını geriye düşmekten korudu. Sonrasında oyunu dengeleyen Galatasaray pozisyon üretemese de sürekli tehditkardı. Podolski'nin gelmesiyle kanadı değişen Yasin aynı parıltıyı sergileyemese de 2 senedir ne Bruma'nın ne de o bölgede oynanan diğer isimlerin yapamadığını yapıp içeri girdi ve çok da etkili olmayan bir şut çıkardı ancak Mert kötü bir gol yiyerek zaten zayıf takımını geriye düşürdü. Bundan sonrası ise tamamen Galatasaray'ın istediği şekilde geçti diyebiliriz. Oyunu soğutmayı iyi başaran tecrübeli ayaklara sahip takım istediğini aldı. Maçın içi ile ilgili akılda kalanlar ise Galatasaray'ın ikinci yarıda hiç şut atmaması ve Emre'nin maçın bitmesine dakikalar kala kendini attırmayı başarması oldu. Sahanın dışında ise Galatasaray'da oyundan kim çıkarsa çıksın jest ve mimikleriyle hocasına atar yapması akılda kaldı. Biraz Podolski yapmadı denilebilir. Bu tavırlar ileride sorun olabilir diyemem geçen senede Emre buna benzer şeyler yapmış ancak takımda bir sorun olmamıştı. O yüzden takımı kazandığı sürece rahat bırakmak gerekir diye düşünüyorum. Ama puan kayıpları gelmeye başlarsa şu anda konuşulmayanlar da konuşulmaya başlanır. Son olarak da sene 2015 oldu hala şu maçlarda meşale yakılmasının önüne geçemedik. Hadi diyelim yakanlarda zerre akıl yok peki onu oraya sokulmasına izin verenlerin akılları hiç çalışmıyor mu?
Pazar gününün en ilginç maçı 3 buçukta oynanan Arsenal West Ham maçıydı. Bilic'in çalıştırdığı West Ham Avrupa liginden abuk sabuk bir takıma elendikten sonra lig maçında Arsenal'e konuk oldu ki maçın açık favrosi Arsenal'di ancak Arsene Wenger maçı Bilic'e hediye etti desek yeridir. Takımın hücum hattı sadece Giroud'a emanetken kenarda Alexis.Sanchez oturuyordu. Mesut'u oldum olası çok beğenmem evet bazı meziyetleri üst düzeydir. Ancak fiili yapan değil yaptıran olmayı o kadar kafasına takmış durumda ki kaleyi düşünmüyor bile. Nitekim Sanchez gibi bir isim sahaya girdikten sonra kaleyi düşünen bir adam oldu takımda. Yine de bu kadar para verilen bir oyuncunun bu kadar başkalarına muhtaç olmasını sevmiyorum. West Ham ise kapalı bir oyun oynayan hücumda ise kaliteli ayaklara sahip bir takım. Özellikle Lazio'dan gelen Zarate'yi çok beğendim. Tabii maçın bir başka ilginç yanı ise Bilic'in 16 yaşında ki Oxford'a şans vermesi oldu. Şimdi bizimkilerde bak İngiltere'de gençler nasıl şans buluyor diye geyik döner ama baştan söyleyeyim adamın 16 yaş ile alakası yok. Fizik ve soğukkanlılık en az 25 yaşında ki birisi gibi. Bizde 16'lıklar anca bacak boyunda ya da 10 yaşında ki çocuk kafasında oluyor. Yine de Bilic'in başarısını tebrik etmek lazım. Bakalım ligin ilerleyen haftalarında neler yapacak. Arsenal'e ise mutlak forvet gerekiyor.
İngiltere'de akşamın son maçı Stoke City deplasmanında ki Liverpool'un maçıydı. Maçın yine canlı yayını vardı ancak bu kadar aradan sonra daha fazla maç izlemek zor geldiğinden bu maçı çok az izleyebildim. Maçtan önce iddaa oranlarını görüp Liverpool'a bu kadar yüksek oran verildiğini fark ettiğimde bu maçı Liverpool alacak dedim kendime. Nitekim kısır bir oyunda Coutinho'nun enfes golüyle kazanan Liverpool oldu. Dedim ya maçı izleyemedim diye o yüzden ahkam kesmeyeceğim ama Liverpool toparlanmaya doğru gidiyor. Bu yol şampiyonluğa çıkmaz ancak şampiyonlar liginden de aşağıya düşmez.
Gecenin son maçı ise Portekiz Süper kupasında Benfica ile S.Lisbon arasındaydı. Geçen sezon Benfica'yı çalıştıran ve bu takımı nerdeyse tek başına kuran Jorge Jesus maddi konularda anlaşamayınca soluğu rakip S.Lisbon'da aldı. İlk resmi maçında da rakibi olan eski takımının elinden kupayı almayı başardı. Maçın yayını yoktu ama  bu sene Portekiz ligini Tivibu yayınlayacak.
Bugün M.City deplasmanda West B.'e konuk olacak. Maçı İdman Tv yayınlıyor. İyi maç olur İnşaAllah. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Yeni sezonda tahmin ligini istiyorsanız yorum kısmına adınızı ve soyadınızı yazın talep yeterli olursa yapabilirim.