15 Mart 2012 Perşembe

AVRUPADAN NOTLAR

              Uzun zamandır yazamıyorum o yüzden geçtiğimiz haftadan ve dün ki maçlardan kısa notlarla geçen zamanı telafi etmeye çalışacağım.


·         İspanya Liginden artık bahsedilecek pak bir şey kalmadı. Real Madrid adım adım şampiyonluğa gidiyor. Karşılarına çıkabilecek de hiçbir takım yok seneye Morinho’nun bu takımda kalmayacağını iddia etmeye devam ediyorum. Lig 2 takımlı lig oldu iyice Arda ve M. Topal olmasa diğer maçların pek bir izlenirliği yok.

·         İngiltere’de M. United uzun süredir kovaladığı liderliği bu hafta devraldı. Deplasmanda Swensea önünde sürpriz bir mağlubiyet alan M. City buna rağmen hala gönlümden geçen ve aklımın şampiyonluğa yakın olduğu takım. Hafta içi Avrupa ligi maçında defansın etkili ismi Boateng’i yitiren City savunmada güvenir bir ismi çok aradı.  Arsenal de ise Robin Van Persie’nin tek başına uğraşı saygı ve övgüye değer.

·         İtalya ligini ise oldum olası sevmem. Ne beni çeken bir yıldız oyuncu vardır ne de cezbeden bir takım Morinho döneminde İnter’i izlemek keyifti ancak İnter’in şu an ki hali içler acısı. Milan yine şampiyonluğa gidiyor. Juventus’un 4 puan önündeler. Juventus ise hala namaglup sanırım yenilmeden ikinci olup tarihe geçecekler.

·         Almanya’da B. Dortmund liderliği devam ediyor bu hafta berabere de kalsalar B. Münih rakibine 7 tane de atsa bu sezon yine ipi göğüsleyecek gibi duruyor. Dortmund’a saygı duymamak mümkün değil. Önce sezonun flaş ismi Nuri Şahin’i Real Madrid’e kaptırdıktan sonra takımın yeni yıldızı M.Göthze’yi de sakatlığa kurban verdiler ve hala B. Münih’in 5 puan önündeler. Nerden baksanız alkışlanacak bir durum. Bence takımın hocası Jurgenn Klopp ile takım uyumu harika olmasının bu puan farkı ve form düzeyinde inanılmaz katkısı var. Ayrıca taraftarları Avrupa’nın açık ara en iyi taraftarıdır.

·         Şampiyonlar liginde ise Salı günü sonunda önce B. Münih liginden sonra Şampiyonlar liginde de 7 gollü bir galibiyet alarak tur atladı. Şampiyonlar ligi tarihinin en farklı yenilgisi hala 8-0 ile Beşiktaş’ta bu maçın bu skorla bitmesi eminim en çok Türkiye’de Beşiktaşlılar üzülmüştür niye daha fazla olmadı diye. Aynı günün önemli maçında ise Milano’da Marsilya son dakikada attığı golle sonrasında bir tane yese de deplasman gol avantajı ile tur atladı. Maçın beraberlikle biteceğini tahmin eden benim için son dakikada ki penaltı kırmızı kart kötü bir sürpriz oldu. Kalecisiz Marsilya’nın son dakika penaltısının santrası dahi yapılmamasına ne kadar şükretse azdır.
·         Çarşamba günü ise Napoli’nin intiharını izledik hep beraber. 3-1 skorunun avantajına fazlaca güvendiler ve bunu acısını çok büyük bir dram ile yaşadılar. Aslında oynamaya hiç niyeti olmayan daha da fenası oynayacak becerisi olmayan Chelsea’den 4 gol yediler daha kötü ne olabilir ki? 2-0 geriye düşerek turu kaybetme noktasına geldiler ancak Gökhan İnler’in güzel golüyle yine maça ve tura tutundular ama Boas gittikten sonra coşan Lampard’ın penaltı golüyle maç uzatmaya gitti. Uzatmada sakat Terry çıkınca savunma sallanır gibi olsa da savunma oyuncusu İvanoviç’in golüyle tura uzandılar. Uzatmalarda yanlı tutumu ile hakem de etkili olduğunu söyleyebilirim.
 ·         Ayrıca yeri değil belki ama bu Gökhan İnler’i ( ki kendisi sene başında 18 milyon£ ‘ya transfer oldu.) ve de bir dönem Basel’de oynayan Eren Derdiyok’u Fenerbahçe antrenmanında deneyip de beğenmeyen C. Daum’un ne kadar kaliteli gözlere sahip olduğunu futbolcudan ne kadar anladığını anlamak çok zor olmasa gerek. Zamanında Apiah içinde G. Saray elinden kaçırdı demişlerdi. Hadi o yabancıydı ve yabancı hakkını kullanmak istemediler genç oyuncu için ama bu iki oyuncuyu elde tutmamanın izahı olamaz tamam o sene bu seviyede değillerdi belki ama kumaşı anlamak bu kadar mı zor? Yazık çok ama çok yazık… o dönemi çok iyi hatırlıyorum denenmek üzere iki gurbetçi ( 0 numara kafa traşlarıyla ) antrenmana çıktı diye haber yapmışlardı gazeteler. İnsan o hallerini hatırlayınca daha kötü oluyor.

·         Diğer maç nerdeyse formaliteden ibaretti Trabzonspor’un grubundan çıkan CSKA Barça’dan sonra çekebileceği en kötü kurayı çekmişti zaten. İlk maçta son dakika sürprizi de yaptılar ancak bu sefer Madrid işi şansa bırakmadı. Ronaldo yine attı ki tane bu adam biraz yetenek ve çokça çalışmayla neler yapılabileceğinin en güzel örneği. (Messi ise çalışarak yapılabilecek şeyler yapmıyor onun için yetenek ve çok daha fazlası lazım.)

·         Bu akşam Beşiktaş mucize deneyecek ama benim pek umudum yok beraberlik iyidir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder