19 Ekim 2016 Çarşamba

BARCELONA - FENERBAHÇE



Geçen hafta başlayan Avrupa liginde ilk haftayı evimizde zor da olsa galibiyetle kapattık ama sene başından bu yana nedense oyuncularda bir motivasyonsuzluk var. Ligde ilk hafta alınan Uşak mağlubiyeti de bu isteksizliğin sonucu olduğunu düşünüyorum. Bamberg maçında Kalinic sakatlığı sebebiyle oynamamıştı bu maçta olmasını bekliyoruz. Rakip Barça ise geçen seneyi çok kötü geçtikten sonra nihayet koçları Pascual’in görevine son vererek yerine geçen sene Kuban’da görev yapan öncesinde Olympiacos ile Avrupa ligini kazanan Bartsokas ile anlaştı. Sezona Süper kupa finalini kaybederek başlayan Barça ilk Avrupa ligi maçında deplasmanda Kazan’ı yendi. Henüz yeni bir takım ama koçun kalitesi ve kadroya yapılan takviyeler takımı belli bir seviyede tutmasına yetiyor yine de zirvelerini kestirmek zor. Pota altında Tomic gibi geçmişte Avrupa’nın sayılı uzunlarında yer alan bir isim var. Ayrıca 4 numaraya geçen sene koçla birlikte Kuban’da forma giyen Claver’i ve aynı takımdan skorer guard T. Ryce’ı kadrosuna kattı. İlk 5 konusunda oldukça doyurucu olan Barça hala bençten gelecek katkıda sıkıntı yaşıyorlar. Hafta sonu sakatlanan Navarro bize karşı oynayamayacak. Ayrıca 5 numarada ki yedek pivot G.Saray’dan tanıdığımız Dorsey, oyun içinde ki dağınıklığı dillere destan.
Henüz sezon başında rakip analizi yapmak için biraz erken ama ne mutludur ki Fenerbahçe artık hangi deplasman olursa olsun maçlara favori olarak çıkıyor. Bahis firmaları oranlarını hep Fenerbahçe lehine tutmuşlar. Maçta mağlubiyette olabilir ancak bu olursa sürpriz olur.

Maç Cuma günü 22’de Lig tv’de Trt bu hafta Cuma günü 20’de G.Saray’ın maçını veriyor.

14 Ekim 2016 Cuma

BENİM SEZONUM AÇILIYOR



En son ne zaman yayın yaptım hatırlamıyorum bile. Ama bunun için çok haklı gerekçelerim vardı. Bir kere artık futbol ortamından çok ama çok sıkıldım. Fenerbahçe’nin yönetimsel sorunları ve diğer Türk takımlarının beni cezbetmemesi üzerine şimdilik sadece maçları "fırsat bulursam" takip etme gereği duyuyorum. Aslına bakarsanız İngiltere Premier ligini takip etmek daha cazip geliyor. Özellikle de evimde şifresiz bir şekilde rahatlıkla izleyebildiğim için, ayrıca futbol kalitesi de Türkiye ligine kıyasla çok daha tatmin edici.

Her neyse asıl konumuza dönersek asıl ilgi alanıma giren Fenerbahçe’nin basketbol şubesi. Avrupa ligi maçlarına bugün evinde Almanya’nın şampiyonu Bamberg’i konuk ederek başlıyor. Geçen sene alamadığımız bir ribaunt yüzünden kaybettiğimiz kupayı almak için bu sene her şey hazır. Tek korkum takımda ki doymuşluk hissi olabilir. Geçen sene binbir telaşla geçen ilk tur maçları hatta play off maçları dahi artık sıradan geliyor. Keşke sezona doğrudan 4’lü final ile başlayabilsek. Sahi bu sene Final Four’da İstanbul’a alınınca kupayı almak için bundan iyi bir sezon bulunamazdı.
Geçen sene ki kadrodan sadece Rciky Hickman ayrıldı, yerine ise İtalya liginin Mvp’si seçilen Nunnaly ve 4. uzun olarak geçen sene A.Efes'te süre alamayan Lübnan'lı Ahmet DÜVERİOĞLU geldi. Genel anlamda hazırlık maçları ve A.Efes ile oynanan kupa maçında görüldü ki Nunnaly skorer özelliğini göstermesi için zamana ihtiyacı var ancak savunma yapmaktan imtina etmeyen bir isim, zamanla kadroda asli bir yeri olacaktır. Ama asıl katkı ise yönetimin takımı bozmadan koruması oldu.

Gerçekten inanılmaz bir koçumuz var. Ve o takımın başında oldukça belli bir seviyenin altına düşmeyiz. Bu seviyede en az ilk 8 içinde yer almaktır. Ancak bu sene geçen seneye göre hem Avrupa’da hem de Türkiye liginde daha dişli rakipler var. Özellikle Daçka, Doğuş grubunun desteğiyle öyle bir yatırım yaptı ki bütçe olarak CSKA ile yarışır hale geldiler. Ve bu bütçenin neticesinde ne hazırlık ne de resmi hiçbir maçı kaybetmediler. Son olarak da dün akşam Kızılyıldız deplasmanında 12 sayıdan geldiler ki bu o kadar da kolay iş değil.
Diğer rakibimiz A.Efes ise sezon öncesi kupa maçında henüz istenen seviyede olmadığını gösterdi. İlk Avrupa maçlarını bu akşam geçen sene Laboral ismini taşıyan bu sene Baskonia gibi saçma bir isim bulan takımla karşılaşacaklar. Takımın başında Laboral'i Final Four'a çıkaran Peresovic var. Son 4 içinde olmalarını beklemiyorum ama ilk 8’de olmaları muhtemel.

Son temsilcimiz G.Saray ise geçen senenin üstünde bir kadro kurmalarına ve ortalama üstü bir koçları olmasına karşın hala Efes’in seviyesinde bile değiller kaldı ki Efes Avrupa liginin vasat takımlarındandır. Dün oynanan Cska maçıyla sezonu kötü açtılar ancak bir ölçü kabul etmek yanlış olur. Rakip çok güçlü ve sezonun henüz başı. Yine de evinde ki ilk maçta 106 sayı yemek ilerisi için umutlu olmamayı öğretiyor.

Avrupa liginin yeni statüsünden devam edersek, geçen sene 2 grupta 8’er takımla oynanan ikinci tur maçları bu sene tek grupta 16 takımla oynanacak. Yani her takım en az 30 maç oynayacak ki bu oldukça uzun bir lig maratonu demek. Ama ilk maç ile son maç arasında ki değerin aynı olması güzel maçlar izlemeye doyamayacağız anlamına geliyordu ki maalesef yayıncı kuruluşun bu sene değiştiğini öğrendik. Digitürk’ün sahibinin değişmesiyle artık Ntvspor’dan değil Trtspor’un berbat yayıncı kadrosuyla maçları izlemek zorunda kalacağız. Haftada 1 maçı yayınlayacak TRT aynı zamanda Final Four’u da yayınlayacağını taahhüt etti. 20 TL gibi bir bedel olsa hiç gözümü kırpmadan lig tv alırdım. Ama maalesef en az 40 lira civarında bir bedel istiyor ki akıl karı değil benim için.
İdeal 5’imiz Boby – Bogdanovic – Gigi – Vesely – Udoh olarak gözüküyor ancak bu kadroya benchten çok büyük destek geliyor. Sloukas – Nunanly – Kalinic – Antic – Ahmet ile desteklenecekler. Kaptan Melih’i saymaya fırsat bile bulamadım ki geçen sene beklenenin üstünde katkı verdiğini söylemek gerek.
İnşaAllah bu uzun  sezon güzel ve 3 kupalı biter. Avrupa ligini almak bu takımın boynunun borcu.