27 Şubat 2018 Salı

HAKEDİLMİŞ MAĞLUBİYET


Maç öncesinde konuşulan Fenerbahçe’nin derbilerde ki psikolojik üstünlüğü ve Beşiktaş’ın bu sene ligi Şampiyonlar ligi sebebiyle ikinci plana ittiğiydi. Maç günü geldiğinde ise Münih’te turu bırakan Beşiktaş’ın öncelik vereceği başka bir seçenek kalmamış Fenerbahçe’nin de psikolojik avantajı sağlayanlardan başkanı ülkenin diğer ucunda kongre çalışmalarında, evinde oynadığı derbilerde mağlubiyet görmeyen deplasmanlarda da fena yüzdesi olmayan kalecisi Volkan sahada değildi.

Maça sakin başlayan derli toplu oynayan Fenerbahçe’ydi. Beşiktaş’ın Talisca’nın yokluğunda göbekten hücum edemeyeceği belliydi. Zaten ligin en iyi kanat oyuncularına sahip takımın Cenk de yokken pek bir seçeneği yoktu. Ama Babel’in önünde Isla ve Quresma’nın önünde İsmail maçın başında hem çok iyi durdu hem de savunma yapmamalarından hücuma katkı verdiler. Golü bulduğumuz pozisyonda Beşiktaş’ın stoperlere gereksiz presi Babel’in kanadından destekle gelince Isla hücuma çıktı ve Dirar’ı arkaya kaçırdı. Dirar’ın kötü ama sert ortasını son haftaların formsuzu Fabri Guiliano’nun önüne sektirince kötü orta biranda gol pozisyonu oldu. İkinci yarı maçın dönmesini sağlayacak Vida ilk şutu çizgiden çıkarsa da dönen topu Fernandao tavana vurdu. Golü izlerken de tekrardan da golün ofsayt olabileceğini düşünmüştüm ama benim izleyici olarak gösterdiğim çabayı yardımcı hakem göstermiyor olacak ki net bir ofsaytı vermedi. Abimin dediği gibi pozisyonun heyecanı ile kaçırdı belki de. Gol sevincinde kendi taraftarına dönük de olsa Fernandao’nun abartılı sevinci en az sarı kartı gerektiriyordu.

Golden sonra hem taraftarı ile hem de sahada ki takımıyla Beşiktaş şok olmuştu. Eminim akıllarına önceki maçlar ve de acı hatıralar gelmiştir. Maç bu erken golle başlamasına karşın oyunun merkezinde ev sahibi lehine bir kayma olmadı yani Fenerbahçe geri çekilmedi Beşiktaş pozisyon bulamadı. Ancak ne zaman ki İsmail maçtan önce de bahsedilen sakatlığı (baldırının çekmesi) nüksetti takım işte o zaman dağıldı. Hasan Ali’nin geçen hafta 3-0 öndeyken rakip sahada yaptığı saçma sapan faulün ne büyük sorunlara yol açabileceği görüldü. Yedek kulübesinde sadece sağ bek yedeği Şener vardı. Aykut hoca bence maçta yaptığı en büyük hatayı yaparak Şener’i sağ beke Isla’yı da sol beke koydu. Bu hamle hem sol bekten hem de sağ bekte ki Isla performansından olmasına sebep oldu ama onun için bunu suçlayamam çünkü Isla’nın sol bek geçmişi Şener’den daha fazla yerinde olsam bende muhtemelen benzer bir hamle yapardım. Ama Isla o kanada geçtikten 1 dakika sonra Q7’ye yaptığı faulden sarı kart görünce denemeyi düşünmesi lazımdı. Belki aklınıza senelerdir eleştirilen İsmail’in yokluğuna mı bağlayacaksın mağlubiyeti soruları gelecektir. Ama yazının başında dediğim gibi Beşiktaş tamamen kanatlardan gelmeye (özellikle Q7’nin kanadından) mahkum bir takımken senin kanatları kaybetmen maçın tüm dengesini kaybetmen demektir. İddia ediyorum Jozef, Topal, Roman yada Neto hangisi çıkarsa çıksın bu etkiyi yapmazdı.

Isla’nın edilgen oyununu gören Quaresma kan kokusu alan köpek balığı gibi saldırmaya başladı. Kameni’nin harika çıkardığı bir şut ile ilk yarıyı kazasız bitirmeyi başardık. İkinci yarıda da benzer bir durum olacağı muhakkaktı Aykut hoca takımın ileri çıkamadığı haliyle nefes alamadığını görmüyor olamazdı ama hamle yapmak için gol yemeyi bekledi. Duran topları iyi savunmasıyla meşhur Fenerbahçe’nin duran top sonrası gelen ortaya arkadan koşarak gelen Vida’ya önlem alamayışı normaldir. Baskı o kadar artmıştı ki o olmasa başka türlü gelecekti gol. Maçın diğer bir kırılma anı da golden 5 dakika sonra yaşandı. Fernandao’nun ayağında ki topa müdahale etmek için hiç gerek yokken ceza sahası dışına çıkan Fabri, topu ayaklarıyla çeldi seken topu orta sahadan kaleye gönderen Şener yapabileceği en iyi şutu çıkardı. Ancak Medel çizgi üstünde topu karşılamayı başardı. Gol olsa Fenerbahçe tekrar direnç kazanacak belki Şenol hoca gereksiz bazı riskler alacaktı.
Oyun yine Beşiktaş’ın hakimiyetinde devam ediyor Fenerbahçe bir türlü top yapamıyordu. Alper oyuna girerken Atııf kenara geldi. Bu hamleye Beşiktaş Negroda ile cevap verdi. Değişen bir şey olmadı. Orta sahada Roman, Negredo’ya gelmek üzere olan bir topa müdahale etmek isterken ona faul yapıldı ancak hakem vermedi. Kaleye doğru hızlıca giden Negredo’ya Jozef yetişse de topu uzaklaştıramadı. Seken topu Q7’ye yolladılar ve o da imza vuruşunu sol ayak dışıyla yaparak güzel bir gol attı. Maç da aslında orada bitti ama Aykut hoca Valbuena’yı Isla’nın yerine oyuna alarak şansını bir denedi. Sol tarafa geçen Şener kısa sürede fena işler yapmayarak acaba ilk yarıda denense ne olurdu sorusunu sordurdu. Oyuna giren Valbuena, Q7’nin ayağında ki topu faulle karışık kazandı hakemin devam kararına kızan Q7 kendi cezasını kendi kesti ve Valbuena’ya taç çizgisinin üstünde arkadan çift daldı. Hakem sarı kartla yetinerek 2dk sonra gol atacak Q7’ye asist yapmış oldu.
Tüm hatlarıyla şuursuz bir şekilde beraberlik arayan Fenerbahçe’ye cezayı yine Negredo kesti. Defansın arkasına pasif durumdan çok güzel bir koşu yaptı. Az kişi ile yakalanan Fenerbahçe defansına bir ara pası ile Q7’yi dar açıda topla buluşturdu. Doğrusu pas vermek olan bir durumda tavana bir şut çıkaran Quaresma skoru 3-1 yaparak olası bir puan eşitliğinde ikili averajda Beşiktaş’ı öne geçirerek +1 puan daha kazandırdı.
Başakşehir’in dün ki puan kaybıyla zirvede Galatasaray ve Başakşehir 47şer puanda Beşiktaş ve Fenerbahçe 44’er puanda koltuk paylaştı. Fenerbahçe Beşiktaş’ı yarış dışına atma şansını kaybetti ama hala fikstür olarak hala avantajı yine de artık rakiplerini beklemek durumunda. Trabzonspor, Başakşehir ve Beşiktaş maçlarını öyle veya böyle geçen Fenerbahçe’nin önünde sadece içeride Galatasaray maçı kaldı. Diğer maçları nispeten kolay maçlar üstelik rakipler birbirleriyle oynayacak. Ama sadece fikstür bizden yana diye kimseyi şampiyon yapmazlar.
Perşembe günü yine İnönü de bu kez kupa yarı finalinin ilk ayağında Beşiktaş maçı var. Psikolojik bir üstünlük varsa bu maçta göstermek gerekiyor. Bu kez rotasyonlu kadro ile ama rakipte Talisca ve Pepe’nin olacağını da unutmadan bir oyun ortaya koymak gerekiyor yoksa üst üste gelebilecek 2 moral bozucu mağlubiyet lige de yansıyabilir.

Bu arada blog yazısı yazmayalı uzun süre olmuştu kusur bulursanız affola : D