24 Şubat 2015 Salı

ŞAMPİYONLUK GİDİYOR

Çok sinirliyim. Dün maçı izledikten sonra yazı yazsam herhalde bütün takımı sıradan kalaylardım. Geçen hafta ligin iyi takımlarından Gaziantep deplasmanında takımı tek ön libero ve Emre, Diego orta sahasıyla kuran İsmail KARTAL bu kez evinde düşmemeye oynayan Akhisar karşısında iki ön libero ve Emre ile çıkmayı uygun gördü. Hadi diyelim ki Alper'in yokluğunda ileri hattan yeterince yardım alamayacağını düşündü ve böyle uygun gördü, o zaman skor 1-1 iken oyun iyice kilitlenmişken orta sahada adam geçebilen tek isim Emre'nin çıkıp oyuna Selçuk'un girmesini neyle açıklayabiliriz. Amaç fizik kalitesi düşen orta sahayı toparlamak ise o iş için orada olan Meireles veya Mehmet TOPAL'dan birisi tercih edilmeliydi. Onlar görevini yapmıyor ki orta saha düşsün yoksa zaten hücum etmeyen Akhisar için 4'lü savunma Meireles ve Topal biraz fazla değil mi?
Emenike mevzusuna gelince, ben Kartal'ı anlamaya çalışıyorum. Şampiyonluk istiyorsan her futbolcudan alabileceğinin maksimumunu almak zorundasın. Bunun için bazen adil olmayan işler yapman da gerekebilir. Herkes kabul ediyor ki aynı yırtıcılıkta olmasa da Webo Emenike'den daha fazla o formayı hakediyor. Ama bu adaletsizliğin de bir ölçüsü olmalı. Ligin devre arasında yanlış yerde oynatıldığı için etkili olamadığını savunan Emenike hocasını basının önüne atmakta bir sakınca görmemişti. Şimdi dün oynanan maça bakıyorum da Emenike maça son adam olarak başladı ve 10 üzerinden 4 puanlık bir katkı yapamadı. İkinci yarıda ise sol önde başlayan Emenike'nin katkısı 6 puana kadar yükseldi. yani hocasının onu yeri ile oynamasında fayda oluyor. Ancak asıl sorun Emenike'nin kalitesinde, topla  ilişkisinde hep mesafeli olan topu kırmak istermişçesine vuran Emenike'nin Fenerbahçe'ye puan kaybettirdiği bu ikinci iç saha maçı oldu. Transfer edilirken acaba Cardozo mu? Emenike mi? Sorusu vardı. Hala Emenike tercihini savunuyorum elden çıkarması daha kolay bir oyuncu, Rusya'da hatırı sayılır bir piyasası var. Ve bu piyasası tükenmeden elden çıkarılması gerekiyor. Gönlümden geçen tek forvet ise ne Dzeko ne de Ferandao, alınabiliyorsa Klass Jan HUNTELAAR
Hakem için bir şey demeyeceğim. Sevmediğim bir hakem pısırık, hakemlik karakteri olmayan silik bir tip. Ama dün ki yaptığı hatalar maalesef her maçta oluyor. Rakiplerimizin de hakemlerden en az bizler kadar çektiğini gördükçe adil bir yönetim istemek haksızlık oluyor. Maalesef hakemlerimizin seviyesi bu.
Skoru bir yana bırakırsak 3 harika gol izledik. Güray kariyerinin en güzel golünü atarken topun gelişine harika vurdu. Meireles de ceza sahasının dışından güzel bir gol attı ve son golde de Vaz Te iyi bir maç çıkaran Mert'i güzel bir çalımla geçip topu tavana asarak takımını galibiyete taşıdı.
Hatırlayanlar Ali Samiyende ki Galatasaray Fenerbahçe maçında Gökhan GÖNÜL'ÜN attığı efsane golü tekrar izlesinler. Hani şu Lincoln ile Volkan'ın kayga ettiği maçtan bahsediyorum. Sağ çaprazdan ceza sahasına yanaşan Gökhan topa mermi gibi vurup uzak köşenin alt 90'ına topu göndermişti. İşte o maçtan bu yana Gökhan'ın şut kalitesi gram ilerlemediği gibi son sürat geriye gitti. Oyun yapısı sonucu pek çok pozisyona giren Gökhan bunları büyük ölçüde heba etti. Dün de iki pozisyon var ki saç baş yoldurur. Emenike'nin sol çizgiden çıkardığı topu gelişine tribünün ikinci katına gönderen Gökhan, benzer bir pozisyonda daha müsait durumda önünde ki rakibi de geçmişken topu yine tribüne dikti.
Son olarak Diego'yu 80 dakika yanında oturtan ilk oyuncu değişikliği tercihini Selçuk'tan yana kullanan İsmail KARTAL bu maçın kaybedilmesinin ilk sorumlusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder