6 Şubat 2015 Cuma

NE YALAN SÖYLEYEYİM İMRENDİM

Ntvspor'un bu hafta ki canlı Avrupa ligi maçında evinde son şampiyon Maccabi'yi ağırlayan Galatasaray maçı uzatma sonunda son saniye basketiyle kaybetti ve bu seneyi tamamlamasına ramak kaldı. Ancak ne yalan söyleyeyim dün akşam maçı izlerken pek çok açıdan temsilcimizin oyununa imrendim.
Maç öncesinde Poscius ve takımın hücumda sırtlayan Arroyo'dan yoksun çıkacağı açıklanınca ne maçı izleyesim kaldı ne de maçın keyfili olacağına dair inancım. Ancak izlenecek diğer alternatifin büyük bir embesillik örneği sonucu Türkiye kupasında turu atlayacağı maç öncesinde belli olduğu için Rize maçına çoluk çocuk ile çıkan Beşiktaş maçı olunca ister istemez basket maçını tercih ettim. Hangi kafa grubun son maçlarını farklı saatlere koyduğunu açıklasınlar ki bu embesil kim bir bilelim.
Basket maçına dönersek, kabul edelim ki Maccabi geçen sene ki çizgisinden uzak da olsa yine de elit bir takım. Galatasaray ise dar kadrosunun yanında Arroyo da olmayınca maçta daha önce hiç süre almayan 3 tane genç oyuncuya şans vermek zorunda kaldı. Takımın geri kalanının da çok iyi olduğunu düşünmeyin ara transferde gelen Maric belki en iyi oyununu oynadı ama istatistik kağıdına bakınca 2 sayı, 3 ribaunt ve 2 top kaybında fazlasını görmüyoruz. Buna karşın bu kadar direnebilmeleri muazzam bir başarı. Daha önce de dediğim gibi Ergin Ataman çok başarılı bir koç takımını maça hazırlamada ve maç içinde ki hamleleriyle takımını son topa kadar getirdi. Ancak takımın en iyi oyuncusu Erceg'in 4 serbest atıştan sadece 2 isabet bulmasını hesap edememiş olacak ki oyun uzatmaya gitti.
Uzatmada malum pozisyonda Ender'in bana göre de basket sayılması gereken turnikesinde hakem blok geçerli demesiyle mutlak bir galibiyet kaçtı. Artık 6 maçta sadece 2 galibiyeti olan Galatasaray'ın tur şansı yok denecek kadar az. Ama dün ki oyun ve salonun her koltuğunu dolduran taraftarı görünce Galatasaray'ın seneye de bu ligde olması gerekir diye düşünüyorum. Ancak bilmeyenler için tekrar etmek gerekirse katılım konusunda biraz karışık bir organizasyon olan Avrupa liginde, ligin kuruluşunda yer alan elit takımlara A lisansı verildi. Yani bu takımlar (Ülker, Efes, Zalgiris, Olymp., Pana, Real, Barça vb.) kendi liglerinde ki konumları ne olursa olsun Avrupa ligine gruplardan direkt olarak katılıyor. B Lisansı dediğimiz katılım koşulu ise Avrupa sıralamasında üst sıralarda yer alan Türkiye, Yunan, İspanya, Almanya gibi ülkelerde şampiyon olan takımlara verilen lisanstır B lisansına sahip olan takımlarda doğrudan gruplara katılır. Son grup ise C lisansı, bu lisans ise saydığım bu ülkelerde final oynama başarısı gösteren, bütçe olarak belli bir seviyeyi koruyan, taraftar sayısında yeterli takımlara verilir. Bu takımlar aralarında eleme maçı oynayarak gruplara kalmaya çalışırlar.
Bu sene Doğuş grubunun yaptığı atılımla en azında C lisansı alacağını düşünürsek, Galatasaray'ın Avrupa liginde yer alması için en az final oynaması gerekecek. Fenerbahçe ve A.Efes'in bu kadar yatırım yaptığı sezonda bu o kadar da kolay olmayacaktır.
Son olarak sezon başında Fenerbahçe'ye transferi gündeme gelen ancak takımda kalmayı tercih eden Ender ARSLAN, Arroyo'nun yokluğunda dün harika bir oyun oynadığını belirtmeden geçemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder