31 Ekim 2012 Çarşamba

NBA’İ İZLEMEK İÇİN 5 NEDEN



1.      ÖMER AŞIK

Geçen sene ligin favori takımlarından birisi olan Chicago takımında kısıtlı süreler alan Ömer bu sene sınırlı serbest bir oyuncuydu. Yani diğer takımlardan gelecek teklif ne olursa olsun Chicago o rakamı ödemeyi kabul ederse Ömer takımda kalacaktı. Diğer oyuncularla birlikte en iyi yedek listesine sahip olan Chicago Ömer’e Houston’dan gelen 3 yıl için 25 milyon dolarlık teklifi karşılamadı ve gitmesine göz yumdu. Yaz döneminde Türkiye Avrupa şampiyonasına gitme hakkı elde etmek için ter dökerken Ömer teknik kadrodan izin almıştı ve neredeyse bütün yazı özel hocası ile serbest atış ve hücum varyasyonlarını geliştirmek için idman yaparak geçirdi. Bunun karşılığını da hazırlık maçlarında gördüğümüz üzere epey iyi bir noktaya gelmiş serbest atış performansı ve hücumda daha aktif rol oynaması ile görmeye başladık. Savunma anlamında zaten tek başına bir caydırıcı olan Ömer eğer hücumunu istikrarlı bir şekilde geliştirirse değil takımının NBA’in en iyi 5 savunmacısından birisi olur. Bu sene her maç ortalama 25 dakika civarı oynayacağını da düşünürsek en çok gelişme kaydeden oyuncu sıralamasında da üst sıralara oynaması sürpriz olmaz. Diğer Türk oyuncular Enes ve Hidayet’te bu yazı biraz dinlenerek biraz da çalışarak geçirdi ancak Hidayet’in takımı çok gerilerde kaldı. Enes ise kontrat sezonunda olan iki çok iyi adamın arkasında süre bekliyor olacak. Yine de Enes’te dikkat çeken istatistikler yapacaktır.
2.      MIAMI’NIN KAYBETME OLASILIĞI
Son şampiyon olarak tamamlayan Miami zaten kadrosunda 3 All-Star oyuncusu barındırıyordu. Birde bunlar yetmez gibi NBA’in aktif oyuncular arasında en iyi şut stiline sahip oyuncusu All-Star Ray Allen ve 3 sene öncenin final oynayan Orlando takımında Hidayet ile birlikte kilit rol oynayan R.Lewis gibi bir şutör bir oyuncuyu takıma katarak iyice yenilmez bir kadroya oldular. Bütün bu isimler bir yana hem Lebron James’in geliş şekliyle hem de sezon boyu kendine aşırı güvenle züppelik arasında gidip gelen imajları sayesinde en nefret edilen takım unvanını Lakers’tan devraldılar. Ben açıkçası nefret eden taraftayım. D.Wade’i bir nebze severim ama takımın geri kalanının gözümde pek değeri yoktur. O yüzden bu sene onları alt edebilecek kadar var mı diye izleyeceğim.
 3.      L.A. LAKERS
Ölü sezon dedikleri bizde transfer sezonu denilen dönemde en dikkat çekici hamleleri onlar yaptı. Takım geçen sene henüz ilk turda Oklahoma’ya elenirken en sorunlu bölgeleri oyun kurucu pozisyonunda ki eksiklikleriydi. Yaşlanan Fisher bu yükü epeydir kaldıramıyordu ancak yerine koyabilecekleri daha iyi bir isimleri de yoktu. Bu durumda alabilecekleri en iyi ancak maliyeti en düşük oyuncuyu buldular ve Kanada’lı All-Star S.Nash’i kadrosuna kattılar. Takım kimyasına daha önemlisi Kobe’nin egosuna nasıl uyum sağlayacağı büyük bir soru işareti de olsa Nash bu ligin saha görüşü en iyi olan oyun kurucusudur (belki Kidd’de öyle ama Nash çok daha iyi bir skorer). Takım savunması içinse ligin açık ara en iyi savunmacısı olan Orlando’lu D.Howard’ı aldılar. Karşılığında ise bir türlü beklenen dominant oyunu sergileyemeyen A.Bynum’u gönderdiler. Bu göz dolduran ilk 5’in arkasında o kadar iyi bir yedek yok ancak sırf bu 5’in sağlıklı kalması durumunda neler yapabileceğini görmek için bile NBA izlenir.

4.      KEVİN DURANT VE OKLAHOMA
Şampiyonluğu final serisinde kaybeden Oklahoma genç kadrosu ile bunu çok da kafasına takmamış gibiydi. Henüz çok genç olan 3 süper yıldız Durant, Westbrook ve Harden seneye daha tecrübeli ve daha istekli olacaklarını düşünüyorduk ki, Rakipleri çok iyi hamlelerle güçlenirken onlar sezonun başlamasına birkaç gün kala Harden’ı son senesi olması sebebiyle maksimum kontrat vermek istemedikleri için nerdeyse yok pahasına gönderdiler. Gerçi göndermeyip tutsalardı seneye anlaşamama durumunda bedavaya gidecekti şimdi ise K.Martin’i aldılar. Ancak onun bu seviyede ve bu kimyaya Harden’ın kadar uyum sağlamasını beklemek iyimserlikten öte polyanna olmak gerektirir. Yine de saf skorer olarak hem yaşlı Kobe hem de Lebron James’ten önde olan Durant’ı izlemek için bile Oklahoma takip edilir.
 5.      A.K. 47
Başlığı görüp de bu ne demeyin. Bu hem Rusların meşhur kalashnikov marka silahının bizde ( Keleş diye adlandırılan) bir modeli aynı zamanda ise geçen sene Avrupa’da oynamayı seçerek bizleri basketbola doyuran Krilenko’nun lakabı. Uzun süre Utah’ta oynayan Andrei Krilenko NBA’de ki lokavt süresince ülkesinde CSKA forma giydi bu sene içinse NBA’den istediği teklifi alamazsa yine takımıyla sözleşmesi vardı ancak Minnesota akıllı bir hamle ile 2 senelik 20 milyon dolar karşılığında bir sözleşme imzaladı. Giderken yanında Avrupa’nın göze batan yıldızlarından Shved’i de yanında götürdü. Bu iki Avrupalı takımı nereye kadar taşır bilinmez ancak ben İspanya-Rusya Avrupa Şampiyonası finalinden bu yana daha bir dikkatli izlediğim Krilenko için bile Minnesota maçlarını izleyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder