30 Ekim 2012 Salı

HAFTANIN PANORAMASI



 
      KASIMPAŞA: 1 BEŞİKTAŞ:3
      Geçen hafta Trabzonspor maçında özellikle 2.yarıda ki etkili oyununu bu hafta Kasımpaşa deplasmanında da sürdüren Beşiktaş sakatlıklara rağmen ideal 11’ini bulma yolunda olduğunu gösterdi. Defans hattında değişmeyecekler Hilbert, Sivok ve Toroman gibi dursa da bu hafta orta saha oynayan Toroman’ın sakatlanması ile Escude düzenli forma bulacaktır. Solda ise İsmail biran önce iyileşsin diye dua eder durur taraftar. Fernandes Almeida iyi güzelde iki haftadır göze en güzel gelen oyunu oynayan 20 yaşında ki Oğuzhan Özyakup bu genç orta saha bu hafta alınan galibiyette ve de özellikle Fernandes’in attığı golde kısa mesafede yaptığı paslarla büyük pay sahibi oldu.
       Kasımpaşa ise anlaşılmaz bir şekilde Metin Diyadin’in yerine daha kariyerli ve isimli birini getireceğim diye girdiği yolda önlerine gelen ikinci adamda (ilki Roy Keane’di) Shota’da karar kıldılar. Bu saçma karar etkisini henüz ikinci haftada gösterdi ki geçen hafta 90 ve 90+4’te atılan iki golle gelen beraberlik ve bu hafta Beşiktaş’ı tehdit dahi edemeyişleri sonlarının çok da uzak olmadığını gözler önüne serdi. Güçlü bir yönetimleri var ancak iyi bir futbol akılları olduğunu söylemek zor.
Maçta öne çıkanlar; Oğuzhan Uğur, Almeida’nın karşı karşıya kaçırdığı gol, İ.Toroman’ın sakatlanması
ELAZIĞ: 1 ESKİŞEHİR: 1
    Ligin eski Elazığ’ın yeni hocası Yılmaz Vural ile evinde ki ilk maçta yine galibiyeti kaçıran taraf oldu. Yine diyorum çünkü geçen hafta namaglûp Ordu deplasmanında 0-2 öne geçtikten sonra galibiyeti koruyamadılar ve beraberlikle yetinmek zorunda kaldılar. Bülent Uygun sonrası iyi futbol adına sahaya daha çok şey yansıtan Elazığ bunu puan olarak yansıtamasa da iki maçta iki beraberlikte de galibiyeti kaçıran taraf onlardı. Eskişehir önünde de geriye düşmelerine rağmen iyi oyunlarıyla galibiyeti kaçırdılar. Henüz verim alamadıkları H.Tum gibi oyuncularda forma girmeye başlarlarsa yukarıya doğru tırmanacaklardır.
    Eskişehir ise sene başında ki kötü oyunlarını büyük ölçüde aşmış görünüyorlar. Özellikle Necati transferi takımı birkaç basamak yukarıya taşıdı. Bu formuyla Milli takıma bile seçilmesini beklediğim Necati yine çok güzel bir asist yaptı. Birde Kamara gerçekleri var ki artık görmemek için ileri derecede miyop olmak lazım. Kadro kalitesi ve genişliği açısından oldukça iyi olan Eskişehir’in bu sene hiç değilse Ordu kadar ses getirmesini bekliyordum ancak henüz aynı puanda olmalarına rağmen o seviyede değiller üstelik sene başında ki puan kayıpları da şuan da yukarılarda olmalarına engel oldu. Yine de böyle zorlu bir deplasmanda biraz da şanslarının yardımıyla aldıkları 1 puan fena sayılmaz.
    Maçtan öne çıkanlar; Elazığ taraftarının özellikle Aydın Karabulut’a yaptıkları tezahürat, Elazığ’ın galibiyet golü için gösterdikleri iştah, Eskişehir adına direkten dönen top, Kamara’nın 5 deplasman maçında attığı 3 gol.
MERSİN İ.Y: 2 İBB:0
    Baştan söyleyeyim İBB takımını oldum olası sevmem. Amacı bulunduğu şehre hizmet olması gereken bir belediyenin hangi sebeple hangi mantıkla olursa olsun bu seviyede bir takımı olması hiç doğru değil. Amatör takımlara ve sporculara yardım yapılabilir yada sponsor olunabilir ancak P.Webo’nun bonservis ücretini ben niye akbil olarak ödeyeyim ki. Yada geçen sene alınan İbrahim Akın için harcanan parayı nasıl karşıladılar acaba. Sorarsan sponsor gelirleri ile karşılanıyor diyorlar ancak işi kitabına uydurmaktan başka bir şey değil bu. Her neyse konu uzun bir maça dönelim. Ligin iki galibiyetsiz takımından birisi bu maça kadar Mersin’di ancak geçen hafta Kasımpaşa önünde 90 dakikayı 0-2 önde kapatmasına rağmen maçı kazanamamaları onların moralini bozmamış. Maça hem daha istekli başladılar hem de daha sert. Bunun karşılığını da Nobre’nin 2 golüyle ligde ilk galibiyetlerini alarak elde ettiler. Mersin yönetimini de tebrik etmemiz gerekiyor. Ligde geçen senede bu senede kötü gittikleri bir dönem yaşadılar ancak hocalarının arkasında durdular bu sene de geç de olsa iyi kadro kurdular toparlanmaları biraz zaman aldı. Buna rağmen hocalarını yollamak gibi bir düşünceleri basına yansımadı. Sene sonunda kümede kalmalarını değil orta sıralarda rahat bir sezon geçirmelerini bekliyorum.
    Maçtan öne çıkanlar; Mersin’in ligde ilk galibiyetini alması. Nobre’nin her zaman güven veren performansı.
SİVASSPOR: 1 AKHİSAR B: 2
       Bu maçı olduğu gibi maçtan öne çıkanlar köşesine koysam yeridir. Düşünün ki bir takım süper lige ilk kez yükselmesine rağmen ne oldum demeden. Devam ettiler şuan da küme düşmeye kadro olarak Elazığ ile beraber en büyük adaylar ancak düşseler bile akıllıca yaptıkları hamlelerle tekrar dönebilirler. Ligin en zorlu deplasmanlarından birinden 3 puanla dönmek kolay yapılacak bir şey değil. Ligde iki galibiyetleri var ve bunlar Sivas ve Eskişehir deplasmanları. Sene sonunda ne olur bilinmez ancak bulundukları duruma ve ortama uygun davranıyorlar. Maçta iyi kapandılar ve kontradan gol aradılar özellikle ikinci golde hakemin büyük hatası olmasına rağmen oynadıkları mücadeleci ve disiplinli futbolun değerini azaltmaz.
    Sivas ise sene başında başta hocası olmak üzere gitmek isteyen adamların son anda elde kalmasıyla bir kadro yapısı oluşturdular. Bu kadar geç ve gönülsüz adamlar topluluğunun da bu kadar katkı vermesi bile iyi sayılır. Rıza Hoca sene başında Beşiktaş’a gitmek için çok çabaladı. İstediği fırsat eline de geçti ancak Beşiktaş yönetiminin geç kalmasıyla takımının başında kalmak zorunda kaldı. Aynı şekilde Enaramo’da biten sözleşmesini uzun süre uzatmadı ve iyi bir takım arayıp durdu. Ya verilen paraları beğenmedi veya takımların hedeflerini o da ancak transfer sezonun bitmesine az bir süre kalırken takıma katıldı. Bu maçta da geçen sene ki formunu henüz bulamayan Erman’ın iyi oyununu aradılar.
   Maçtan öne çıkanlar: Akhisar’ın tecrübeli oyuncularla elde ettiği galibiyet, Sivas kalecisi Borjan’ın 2.gol sırasında sakatlanarak oyuna devam edememesi.
GALATASARAY:3 KAYSERİ:0
      Maç öncesi Galatasaray’ın 4 maçtır kazanamaması sebep olmuş olacak ki kimse bu kadar rahat bir galibiyet beklemiyordu. Elmander olmasa da Melo’nun sakatlığı takıma iyi geldiği söylenebilir. Yekta’ya sene başında hiç de beklemediğim bir fırsat veriyordu. O bu şansı fenada kullanmadı aslında. Ama bunda rakip takımın çok kötü olmasının da katkısı hiç de azımsanmayacak kadardır. Umut sene başından bu yana istekli oyununa devam ediyor. Takımı her zaman sürükleyen oyunculardan birisi olmuştur.
    Kayseri cephesinin ise hali içler acısı. Yönetim ısrarla takımın durumu iyi derken takımda iyi olan tek şey takımın yaş ortalaması. Bu kadar genç oyuncuyla bir yarışa girmek içinde belli riskleri barındırıyor zaten birde üstüne hoca olarak henüz kariyerinde tek bir takımı 1,5 sene çalıştıran bir isim getiriyorsan futbolculuğu ne olursa olsun başarılı olmasını beklemek biraz fazla iyimserlik olur. Takımda 2 sezondur sakat olan Cangele dışında takımı ileriye taşıyacak bir oyuncu yok. Oynayanlarda öyle acemi ve tecrübesiz ki çabaları en üst seviyede ancak faydaları en alt seviyede. Bu takıma daha tecrübeli bu genç oyunculara daha iyi bir yaklaşım gösterecek bir isim bulmak bu kadar zor muydu acaba. Kayseri’nin uzun süre daha düzeleceğini sanmıyorum. Bu kadar iyi bir stadı ve güçlü yönetimi olan bir kulübün böylesine kötü yönetildiğini görmek çok üzücü.
Maçtan öne çıkanlar; Kayseri kalecisi Ertuğrul’un kötü oyunu, Umut’un bitmeyen iştahı, Yekta’nın eline geçen fırsatı değerlendirmesi.
KARABÜK: 0 GENÇLERBİRLİĞİ: 0
     Haftanın açık ara en tatsız ve en renksiz maçıydı diyebilirim. Gol yok Gençlerbirliğinin irili ufaklı bir iki atağı hariç gol atma çabası da yoktu. Ancak maçta bir isim dikkati mi çekti diyebilirim. O da Karabük’ün sol açığında oynayan Ahmet İlhan Özek henüz 24 yaşında olan bu süratli oyuncu sene başında Manisaspor’dan geldi. 6 maçta forma bulan Ahmet topla biraz savruk ama sürati ile gelişme göstermesi beklenen oyuncular arasında.
     Forvette ki İlhan Parlak en iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Gol anlamında da fena gitmeyen İlhan 3 gole takımın en golcü isimlerinden. Hoca konusunda beklediğini bulamayan bir diğer takımda Karabük Skibbe’den beklenen oyun ve skor bir türlü gelmiyor.
      Gençlerbirliği ise garipten de öte bir takım. Başlarında artık dinozorlaşmış bir başkan ile başkanın sözünden katiyen çıkmayan bir hoca ile gösterdikleri performans gerçekten garip. Sanırım aralarında ten uyumu dedikleri şey var. Gençlerde de yıllardır beğendiğim bir Hurşut var ama bir türlü büyük diye tabir ettiğimiz takımların dikkati çekemedi nedense.
GAZİANTEP: 3 ORDU:0
     Bu haftaya kadar dışarıda 1 puan evinde 3 puan şeklinde giden Ordu mağlup olmama serisini bu hafta Antep deplasmanında yitirdi. Antep ise Hikmet Karaman ile beraber yürümeye devam ediyor. Geçen sene düşme potasında aldığı takımı bir üst seviyeye taşıyan Hikmet hoca görüntü olarak şık durmasa da iyi işler yapmaya devam ediyor. Özellikle transferde yetenekli yabancılar bulma konusunda istikrarlı bir çizgileri var. Geçen sene parlayan Dany’i Galatasaray’a yolladıktan sonra İbricic ve İ.Sosa gibi iki iyi isim transfer ettiler. Ayrıca bu hafta iki gol atan Haris Medunjanin de katkı veren yabancılardan oldu.
       Ordu ise eksiklerden dolayı bu maçta beklenenin çok altında kaldı. Hasan Kabze’nin olmayışı takımı ileriye taşıma konusunda eksik kalmalarına sebep olmuş. Yine de Cuper’in takımının 3 gol yemesi yapılarına hiç uygun bir yapı değil. Haftaya evinde Sivas maçı ve sonrasında ise deplasmanda Fenerbahçe ile oynayacak bu zorlu periyotta nasıl tepki verecekleri ligin onlar için hangi sıralama aralığında geçeceğini gösterecektir.
TRABZON: 0 BURSA:1
     Lig tarihinde Bursa’nın iyi Trabzon’un ise kötü olduğu başka dönemlerde olmuştur mutlaka ancak bu sezona kadar Bursa’nın deplasman galibiyeti olmaması ilginç doğrusu. Bursa da Trabzon’da bu sene benzer özellikler barındırıyor zor maç kazanıyor zor kaybediyorlar. Özellikle Trabzon gol yollarında çok kısır bir sezon geçiriyor. Takımın gol yükünü çekmesini bekledikleri isimler ya formsuz yada oynamıyor. Henriuqe, Halil, Alanzinho, Vittek henüz 2 gol bile atmadılar. Galatasaray’ın 22 gol attığı 9 haftada sadece 7gol atabilmeleri çok şeyi açıklıyor zaten. Takımda 2 gol atan tek bir isim dahi yok. Performansı merakla beklenen Janko henüz bir katkı verebilmiş değil.
     Bursa açısından da işler ne yazık ki süt liman değil. Pinto iyi bir golcü Batalla pek çok takımın rüyası ancak onlarda da anlaşılmaz bir huzursuzluk var. Ozan İpek’in kadro dışı kalması sonrası sol açık mevkiine geçen Wederson o bölgenin oyuncusu olmadığını bağırıyor ancak onun yerine oynaması beklenen Tuncay’da hala sakat. Belluschi iyi bir transfer olarak duruyor. Uzaktan şutları oldukça etkili sanırım takıma ve takım ona ısındıkça daha faydalı olacaktır.
    Son olarak hakem hakkında bir şey söylemek gerekirse; tamam meslek olarak zor bir görev ircaa ediyorlar. Tamam sorumlu bulundukları alan diğer sporlara kıyasla çok daha büyük. Tamam kendilerini kandırmayı marifet sanan emek hırsızları var. Ancak son dakikada hiçbir Bursa’lı oyuncu itiraz etmiyorken Solbamba’nın ayağı yerden 50cm bile yukarıda değilken. Bursalı oyuncu yalandan kafasını gözünü tutmuyorken o tehlikeli hareketi nasıl gördün de çaldın be arkadaş bir anlat ne olur? Yahu bu hakemliği yapan nasıl yapıyor da yapamayan hepten eline yüzüne bulaştırıyor. Bu kadar güzel bir gol nasıl heba olur? Allah’tan Yasin henüz topa vurmadan çaldın yoksa Trabzon top yekün hakem golü gördü o yüzden iptal etti diye saldırırdı.
FENERBAHÇE: 1 ANTALYA: 3
     Haftanın son maçında büyük bir sürpriz gerçekleşti ve Antalya evinde 47 maçtır kaybetmeyen Fenerbahçe’yi çok da zorlanmadan 1-3 mağlup etti. Maç öncesinde ligde 2. Sırada bulunan Antalya bulunduğu yerin hakkını verdi ve Fenerbahçe’ye top oynama fırsatı vermedi. Ev sahibi Fenerbahçe’de sakatlıklar listesi kabarık dahi olsa yerlerine oynayan oyuncular Milli formayı giyecek kadar kendisini kanıtlamış isimler. Serdar Galatasaray’da ki Yekra misali eline geçen fırsatı onun kadar iyi kullandığını söylemek zor. Bekir ile anlaşamayan üstelik iki golde de rakiplerine çok kolay vuruş imkanı veren stoperler takıma güven vermediler. Zaten Hasan Ali savunma anlamında takımın zayıf halkasıydı bunlara birde bu iki savruk savunma oyuncuları eklenince takım kalesinden 3 gol çıkarmak zorunda kaldı. Orta sahada Meireles’in yokluğu her geçen gün takımı daha fazla etkiliyor. Eksikler listesine bir bakacak olursak Egemen, Yobo, Meireles, Topal, Topuz, Orhan Şam bunlar direkt takımı etkileyen isimler ancak ne olursa olsun Fenerbahçe evinde bu denli kolay yenilmeliydi. Eleştirilerin odağı olan Aykut Hoca da böyle bir maçta üstelik gerideyken oyuna Salih’i yem olacak şekilde oyuna sokması onun gibi gençlere önem veren bir teknik direktör iddiasında bulunulan birine yakışmadı.
    Antalya cephesinden bakacak olursak onlarda en önemli oyuncularından birini sakatlık sebebiyle oynatamadı. Uğur İnceman bu takımın önemli oyuncularından. Ancak yerine oynayan oyuncularda onun yokluğunu aratmadılar. İki gol atan Diarra iki sene önce Sırbıstan ligi gol kralı. Göze batan bir diğer oyuncu ise Ajax’ın uğruna PSV’ye 4 milyon Avro ödediği İsmail Aissati Fas asıllı Hollanda’lı bu oyuncuda takımın en etkili isimlerindendi. Sonuç olarak hak ettikleri bir galibiyet aldılar.
Haftanın oyuncusu: Diarra ( Antalya)- Nobre ( Mersin)
Haftanın Hocası     : Mehmet Özdilek ( Antalya)
Haftanın Hakemi   : Mete Kalkavan (Fenerbahçe-Antalya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder