10 Nisan 2013 Çarşamba

BU KORKU SİZE YETER



İlk maçın skorundan sonra turun dönmeyeceği aşikârdı. Üstünü birde Ronaldo 7 dakikada golü yapınca Umut dediğimiz şey Kaf dağının çok arkalarına gitti. Ama Galatasaray ikinci yarıda öyle bir oyun oynadı ki. Biraz 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında ki Milli takım gibi kaotik yapıyla öyle bir baskı kurdu ki, ilk yarıda istedikleri gibi at koşturan Modric ve Khedira bu kez kendi sahalarından top çıkarmakta zorlandı. Özellikle Sabri’nin oyuna girmesi ve Amrabat ile Sneider’in asıl mevkilerinde oynamaları kısa sürede 3 gol bulmalarını sağladı. Kalan 20 dakikada lazım olan 2 golü bulmak için gerekli zaman vardı. Ancak rakip oyunu soğutmak adına işi yaptığı değişikliklerle bu baskının azalmasını sağladı. Başta dediğim gibi zaten zordu ancak hiç değilse olabileceğini hissettirdiler. Bu bile Avrupa’da ki duyulan saygıyı artıracaktır. Ve ülke puanı açısından katkısı da büyük olacaktır.
Galatasaray bu seneyi Avrupa anlamında kapattı, ancak bu sene ki hedefini fazlasıyla yakalayarak ve kazanımlar elde ederek yaptı. Drogba ve Sneider şampiyonlar ligi olmasıydı buralarda göremezdik. Ama artık önemli olan buralarda sürekli yer almak.Şampiyonlar ligi gediklisi olduğumuzu iddia ediyorsak artık Ajax gibi Porto gibi iyi bir kadro yakaladığımız zaman değil her zaman bu sevilerde olmalıyız. Fenerbahçe yarın turu geçip yarı finale yükselse bile Galatasaray’ın çeyrek finale gelirken elde ettiği gelirin yarısına bile ulaşamıyor. O yüzden Şampiyonlar liginde hiç değilse gruptan çıkmak artık olmazsa olmaz olarak değerlendirilmeli. Ama olmuyorsa da Avrupa liginde kazanılan ülke puanlarına hala çok ihtiyacımız var.
 Fatih Terim’in Mersin maçında ki davranışları ile ilgili bir şeyler yazacaktım ancak bu maçı beklemek istedim. Sonra yazarım diye ancak dün yaptığı değişikliklerle oyunun güzelleşmesine ve maçın kazanılmasına ciddi anlamda sebep oldu. Sanırım kendisi de Cumartesi günü yaptıklarından dolayı pişmandır. İnşaallah bir daha bu kadar küçülmez. Onu sevenler oyun içinde ki hamlelerinden ve bazen yanlış da olsa cesaretli oyunundan dolayı seviyor. Saha kenarında hakem, futbolcu, görevli, bayan, erkek demeden itiş kakış yaşattığı için değil. Kulübede duran “yavru Terimler” ise orada olmaması gereken kişiler. Teknik Direktörden daha saldırgan yardımcı olmaz(Hasan Şaş) oluyorsa orada durmaz. Ümit Davala gerek yabancı dili gerekse sakin kalan yapısıyla itirazım yok ama Taffarel varken Hasan çok antipatik oluyor.
 Dünün bir başka maçı ise Almanya’da bu sezon mağlup olmayan Dortmund evinde Malaga ile karşılaştı. İlk maç 0-0 bittiğinden Malaga’nın bulacağı 1 gol maçı ve turu büyük oranda kendine getirecekti. Ancak Malaga ilk golü bulsa da Dortmund devre bitmeden Lewandowski ile harika bir kontratak golü buldu. Maç yine dengeye gelse de artık avantaj Malaga’daydı. Yetmedi Malaga 82.dakikada bir gol daha buldu ve  1-2 öne geçti. Hatta maçı anlatan Azeri spiker bile artık Malaga yarı finalde diye abuk bir laf bile etti. Ama Dortmund vazgeçmedi. Bizim şişirme diye tabir ettiğimiz bir topla karamboldan bir gol buldu. Bu gol olduğunda dakikalar 90+1’i gösteriyordu. Yetmedi daha 2 dakika olmadan bu kez Santana ile galibiyet golünü buldu ve yarı finali gördü. Maç ile öne çıkan pek çok şey var ancak hem Malaga’nın attığı 2.gol çok net bir ofsayt hem de Dortmund’un attığı son gol iki kere ofsayt. Bir takımı yarı finale diğerini evine yollayan bu maçtan hakemin yanlış kararları en hafif anlatımla körlük belirtisidir. Hele ki Dortmund’un attığı son golde iki tane ofsayt nasıl atlanır inanılır gibi değil.

Galatasaray görevini başarıyla yerine getirdi. Artık sıra Fenerbahçe’de İnşaAllah yarın bir kazaya uğramadan turu geçer ve Avrupa’da yoluna devam eder. 2-0’ın rövanşından bu kadar niye çekiniyorum bilmiyorum. Ama geçmişte yaşanılanlar gözümü korkutmuyor değil. Üstelik Pazartesi oynanan Roma Lazio maçında gördük ki Lazio oynadığı zaman 2 taneden fazlasını atabilecek yapıda bir takım. Sow eğer sakat olmasaydı biraz daha rahat olurdum ancak tur için gol bulmamız gerekirse o golü nasıl atarız o konuda emin değilim. Yine de en büyük güvencem Meireles ve Baroni’nin Avrupa’da ki etkili oyunları. Caner ve Webo’da çok kritik isimler ancak. Kuyt hepsinden önemli olacaktır. Cuma günü mutlu bir yazı yazmak dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder