17 Şubat 2014 Pazartesi

BİR IŞIK LAZIM



Geçen hafta boyunca haklı olarak Yunus YILDIRIM'ın üzerine gidilmesi doğal olarak bu hafta oynanacak maçta ki hakemin üzerine büyük bir yük bindirecekti. MHK bu gerginliği azaltacak bir atama yapması gerekirken taraftarı nasıl daha fazla gererim diye düşünmüş olacak ki 1 seneden fazladır Kadıköy'e gelmeyen en son geçen sene Eskişehir'de Caner'in Lan dediğini düşünerek kırmızı kart veren Fırat AYDINUS'u bu maça yolladı. Hakem olası maç öncesi tepkilerden çekinmiş olacak ki maçtan önce ısınmaya bile çıkmadı. Yanlış anlaşılmasın Fırat AYDINUS yaptığı onca hataya rağmen benim en çok beğendiğim hakemdir.
Maç bu gerginlikle başladı. Hakemin ofsayt düdüğünü duymayan Alper kaleciye bir hamle yapınca Yalçın ve Isaksson'un üzerine yürümesiyle karşılaştı. Ardından olaya Emre dahil olunca küfürlerde ortaya saçıldı. Emre için ayrı bir yazı yazmak gerekir artık. Galatasaray'da iken de bu hareketlerinden dolayı sevmezdim. Avrupa'ya gidince yine sempati duydum ama Fenerbahçe'de de bu huyunu sürdürmekte ısrarlı. Ben onun dudağını okurken utanıyorum o bu küfürleri defalarca tekrar etmekten utanmıyor. Geçen sene ki maçta da Kasımpaşa tarafında mahkemeye verilmişti. Bu sene inadına yapar gibi yine küfür ediyor. Bu kadar iyi bir futbolcu olmasaymış tarihe adı en küfürbaz futbolcu olarak geçerdi sanırım. Yine de iyi oynuyor diye küfürlerine göz yummaya devam mı etmek gerek?

Mehmet TOPUZ hak etmediği bir paraya transfer olunca o paranın altında ezildiğini ve performans veremediğini düşünüyordum. Ancak geçen 4 seneye bakınca sorunun psikolojik değil daha çok yetenek ile alakalı olduğunu görüyorum ve üzülüyorum. Mehmet TOPUZ o kadar sıradan bir oyuncu ki o kadar düz bir oyun karakteri var ki inanılması çok güç. Nasıl bu kadar isim yaptığını anlamak için fizik kalitesine ve inatçılığına bakmak lazım. Gerçekten güçlü bir yapısı var. Hakkını yemeyelim mücadeleden de kaçtığını görmedim. Ancak ayağında top varken ne yapacağını o kadar bilmiyor ki, eğer net bir pas imkanı yoksa çok bocalıyor, sonunda da ya topu kaybediyor yada kaleye şut çekiyor ve genel de isabetli olmuyor.
Kuyt'a gelirsek eğer tamam oynamaya alıştığın isimlerin yarısından fazlası yok. Tamam alışkın olmadığın bir mevki de oynuyorsun ama bu kadar etkisiz olmanın başka bir izahı olmalı. Dün yine mücadele etti, yine sağa sola koşular yaptı, hatta ikinci gol de topu indiren isim de oydu. Ancak maçın geri kalanında skora katkı yapmasını beklerken o hep kaçırdı. İki kere gole çok yaklaştı ancak o son vuruşu bir türlü yapamadı. Yaş olarak artık 34 civarında ki çabalayan Kuyt'tan vazgeçmek için bu sene doğru zaman olabilir.

Alves geldiğinde çok kötü bir görüntü vermişti. Sert ama dengesiz bir oyuncuydu. Ama Egemen ile oynamaya başladıktan sonra sağ stoperde çok iyi maçlar çıkardı. Ancak şu son 1 ayda ne olduysa Alves'i tanımak mümkün değil. Konya maçında Gekas ile Eskişehir maçında Bienvenu ile Sivas'ta Aatif ve dün akşam da oyuna sonradan giren Deniz ile mücadelelerinde hep fahiş hatalar yaptı. Dün 50 metreden gelen topu izlediği yetmedi ve tutması gereken adamında 5 metre uzağındaydı. Takımın en çok güvendiği isimlerden olan Alves Egemen'in ceza ve sakatlık sebebiyle olmadığı bu dönemde biran önce kendini toparlamalı.

Ve dün oyuna girdikten sonra ki 10 dakikada gördük ki Salih daha fazla süre almayı hak ediyor. Emre'den sonra belki de hücumda sorumluluk alacak kişidir. Maçların son 10 dakikalarına sıkıştırılmayı hak etmiyor.

Son olarak da Volkan'a değinelim. 3 yıl önce sorsanız henüz Onur bu kadar parlamamışken Türkiye'nin en iyi kalecisi sorusuna cevap Volkan'dı. Genç yaşta yaptığı büyük hatalardan sonra artık daha güven veren bir hali vardı. Takım kaptanlığına kadar yükseldi. Ancak son iki yıldır geriye giden bir performansı var. Eskisi kadar büyük hatalar yapmıyor ancak kalesinde güven de verdiğini söylemek zor. Şu anda hala forma şansı bulmasının tek sebebi var o da tecrübesi. Dün ki maçta yine çıktığı kolay bir topu tutmak yerine yumruklamaya çalışınca az da golü kalesinde görüyordu. Toparlanması gereken bir diğer isim de o.

Bütün bu kötü oyunlara kötü performanslara bakınca akşam ki galibiyet daha da değerli. Ancak daha iki hafta bu eksikler devam edecek. Hatta belki üzerlerine yenileri eklenecek. O yüzden bu hafta oynanacak Elazığ maçı çok önemli üstelik Galatasaray ile Beşiktaş'ın karşılaştığı hafta da galibiyet 3 puandan fazlası anlamına gelir. Haftaya Caner dönüyor. Emenike'de bu haftaya göre daha sağlıklı olacaktır. Sow ve Webo ise ancak 2 hafta sonra takıma dönecek. O zamana kadar kayıp vermemek şart.

Eksikler listesine bakarsak Sow, Emenike, Webo, Egemen, Caner ve Meireles takımda 11 oynayan isimler. Rakiplerimizin aynı mevkilerinde oynayan isimlerini çıkarsak bu kadar da oynayamazlardı. Misal Burak, Drogba, Umut üçlüsü yanına Melo arkada Semih ve solda Alex Telles'i çıkarsan ne kadar oynayabilirler. Beşiktaş'ı sormuyorum bile onlarda ki kadro darlığı herkesçe malum.

Son söz ise dün öğlen yapılan yürüyüşe; aldığı mahkumiyet kararını hala uygulamayan sistem saçma, ama alınan kararın haksız olduğuna dair kanaat giderek daha da artıyor. Yargı içinde ki yapılanmalar müslümanlıkla bağdaşmayacak noktalarda. Ama bugüne kadar bir yerden bir yere yürüdü diye istediğini elde eden bir kesim görmedim. Yine de yürüyüş iyidir kilo kontrolüne yardımcı olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder