5 Şubat 2014 Çarşamba

19.HAFTANIN ÖZETİ



Cuma gününden başlayalım. Türkiye'de ilk maç Beşiktaş ile Erciyes arasındaydı. Erciyes Hikmet KARAMAN'ı takımın başına getirirken daha yukarıyı hedeflediğini gösteriyordu ancak devre arası hiç bir oyuncu ile sözleşme imzalanmaması takım hakkında umutlanmamızı imkansız kılıyor. Beşiktaş ise transferi geç yapmasının sonucu yeni transferlerini bu maça yetiştiremedi. Maça gelirsek Olimpiyat stadında maça odaklanmak o kadar zor ki futbolcuların kötü oyunlarını anlayabiliyorum. Kesinlikle herhangi bir olimpiyat stadı  futbol oynamak için uygun yer değildir. İki takımda mutlak kazanmak zorunda olduğunu gösterircesine açık bir futbol oynadılar. Beşiktaş kadro kalitesi olarak daha iyi olduğu için kazandı. Oğuzhan'ın golü güzeldi, Erciyes için fazla söze gerek yok bu lig için fazla düşük seviyedeler. Hikmet hoca da yedek kulübesinde en önemli 3 oyuncusunu tutarak yönetime mesaj verme gayreti içine girince maçın son dakikalarında atılan 2 golün bir esprisi olmadı.

Almanya'da Dortmund 4 maç sonra maç kazandı. Takım geçen sene ki seviyesinden çok ama çok geride bunda şüphesiz Götze'nin boşluğu önemli faktör. Üstelik yerine alınan Mkytaryan'ın silik oyunu onun değerini daha da anlamamızı sağladı. Acilen yeni bir seçenek bulmak zorundalar.

Kayseri ile Kasımpaşa maçı golsüz sona erdi. Kayseri uzun süre sonra ilk kez bu kadar dolu tribünler önünde oynadı. Ancak güçleri Kasımpaşa'ya diş geçirmeye yetmedi. Kasımpaşa için ise ilk yarıda topladıkları puanları erken yemeye başladılar. İki haftadır kazanamıyorlar. Haftaya evlerinde formda Konya ile oynayacaklar işleri kolay değil. Kayseri ise Erciyes gibi gelecekleri parlak değil. Haftaya kendileri gibi kritik durumda olan Elazığ ile deplasmanda oynayacaklar. Erken ama final maçları olabilir.
Antalya devre arasında en çok ses getiren takımlardan biri oldu. Tecrübeli ve tehlikeli bir takımları var ama bu hafta evlerinde Gaziantep'e kaybederken iyi görüntü vermediler. Maçın tek golünde Fırat AYDINUS'un gözü önünde ki faulü vermeyip devam demesiyle olası puandan oldular. Bu kadar beğendiğim bir hakemin bu kadar fahiş hata yapması üzücü. Geçen hafta Galatasaray'a karşı oynayamayan Traore'nin golü yine de güzeldi.
Akşamın maçı ise Eskişehir ile Fenerbahçe arasındaydı. Ligin açık ara lideri olan Fenerbahçe puan kaybetme kredisini biraz erken kullandı. Üstelik bu iyi oynadığı bir maç denk gelince insan daha bir üzülüyor. Bundan daha kötü oynadığımız Rize deplasmanından 3 puanla dönebilmiştik.
Alves Fenerbahçe'ye geldiğinde ilk resmi maçı Galatasaray ile oynanan Süper Kupa maçıydı. İlk maçında kırmızı kart ile oyundan atılan Alves o maçta bile Eskişehir deplasmanından daha iyi oynamıştı. Bu kadar savruk bu kadar hazır olmadığı başka bir maç hatırlamıyorum. Takımın açık ara en kötüsüydü. Diğer yandan Ersun YANAL'ın vazgeçilmez prensi Kuyt'da kaçırdığı akıl almaz gollerle eski formunun çok gerisinde olduğunu gösterdi. Takımın en iyisi Caner'di. Ters kanatta ki Gökhan uzun süredir gole katkı sağlamıyor. Takımın tek yönlü oynaması biraz da bu yüzden. Eskişehir'de ise kaleci Boffin'i ilk geldiği maçta izlemiş ve ortalama bir kaleci nerden buldular diye sormuştum. Şimdi bakıyorum da iyi maçlar çıkarıyor. Ama takımın kalanı için iyimser konuşmak zor. Tarık sözleşme yenilemeseydi ne yaparlardı kestirmek zor. Ancak ellerinde Aytaç gibi kaliteli genç oyuncular da var onu kaçırmasalar bari. Ertuğrul hoca devre arasında kulübün mali sorunlarından şikayet etmişti. Ertuğrul hoca gibi bir isimi takımın başına getiriyorsan o bütçeleri sağlayacaksın yoksa ne gerek var hocaya getir Yılmaz VURAL'ı olsun bitsin. Bence hoca biran önce Kayseri gibi Trabzon gibi takımların başında olmalı.

M.United kaybetmeye devam ediyor. Bu kez de deplasmanda Stoke City'e kaybettiler. 40 milyon verip Mata'yı aldılar ancak takımda hava hala yakalanabilmiş değil. Moyes'e pek ısınamadım zaten sene sonunda Şampiyonlar Ligi bileti alamazlarsa bileti kesilir.
Almanya'da Tayfun'un takımı Hannover evinde ilk yarıda, tutuk oynadığı maçta ikinci yarıda bulduğu gollerle B.Möncengladbah'ı 3-1 yendi. İki maçta iki galibiyet beklenin de üstünde başarı. Haftaya Schalke deplasmanındalar. Bakalım bu form devam edecek mi?
Cumartesi gününün en büyük sürprizini Barça deplasmanında 3 gollü bir galibiyet alan Valencia yaptı. Daha ilk dakikalarda mağlup duruma düşmesine karşın iki gol bulan Valencia, Messi'nin imkansıza vurduğu penaltı golüyle tekrar yakalansa da yine golü bularak uzun süredir mağlup olmayan Barça'yı mağlup etti. İkinci golde Valdes'in hatası sene sonunda ayrılmasını iple çekenlerin sayısını bir parça artırmıştır. Maradona demişti Barça o kadar iyi takım ki kaleci Valdes'i bile iyi gösteriyor. Haksız sayılmaz. Bu sonuçla A.Madrid zirvede yalnız kaldı.
Gecenin son maçı Malaga ile Sevilla arasındaydı. Sevilla enteresan bir takım oldu. Maçları hep dramatik öğeler barındırıyor. İki hafta önce A.Madrid'e evinde çelme takıp liderlik hayallerini ötelemişti. Bir sonra ki hafta ise evinde Levante'ye karşı çok üstün oynamalarına karşın 2 dakikada yedikleri 2 golle mağlup olmuşlardı. Bu kez sıra Malaga'daydı. Önce geriye düşen Sevilla Rakitic'in güzel golüyle öne de geçti ancak Amrabat'ın 90 dakika oynadığı maçta son dakikalarda yedikleri gollerle mağlup oldu. Amrabat'ın ilk haftadan 11 başlaması ve 90 dakika sahada kalması güzel ancak bunu devam ettirecek kadar iyi olduğunu düşünmüyorum.

Geldik pazar gününe
Karabük Elazığ'ı ağırladığı maçta mutlak favoriydi ancak Elazığ maça etkili başladı. Golü de bulunca acaba bir sürpriz mi olacak diye düşünmeye başladım. Ancak bir faul pozisyonunda sakatlanıp yerde yatan Elazığ'lı Sow'u sadece ayaklarında tutarak dışarıya sürerek çıkarmaya çalışan Yiğit İNCEDEMİR'i sarı kartla geçiştiren Özgür YANKAYA kendisini yerde sürüyen Yiğit'i tepen Sow'a ise kırmızı kart çıkarınca Elazığ kalan süreyi 1 kişi eksik oynadı. Yeni transfer Enaramo ile ite kaka bir gol bulan Karabük kaleci İvesa'nın hatasıyla bir gol daha bularak öne geçti. Son gol ise Fenerbahçe'den kiralık olan Beykan ŞİMŞEK'ten geldi. Elazığ maçtan sonra sert bir açıklama yayınlayarak hakemi eleştirdi. Bence de Yiğit'in kartı kırmızı olmalıydı.


Hamza hocanın takımı Akhisar iyi sonuçlar almaya devam ediyor. Evinde bu kez kurban Gençlerbirliği oldu. Niasse golleri sıralamaya devam ediyor. Sürat ve bitiricilik konusunda oldukça maharetli olan Niasse gol krallığında da zirveye yakın. Deplasmanda aynı başarıyı sürdüremese de takıma epey puan kazandırdı. Bu hafta Trabzon deplasmanındalar. İşleri kolay değil. Gençlerbirliği de benzer yapıda evinde iyi sonuçlar alsa da bir iki deplasman hariç hep eli boş döndü. Yine de Mehmet ÖZDİLEK sonrası biraz daha kıpırdandıkları muhakkak.
Konya geçen hafta Fenerbahçe karşısında çok iyi bir görüntü vermişti ama bu hafta Sivas karşısında ki 3-0'lık net skoru kimse beklemiyordu. Maçın başlarında ki karabol pozisyonunu kaçıranlara tavsiyemdir izlesinler epeydir böyle bir pozisyon izlememiştim. Topun canı girmek istemedi. Hasan KABZE iyi oynuyor. Gekas da skor olarak çok büyük katkı yapmasa da oyun olarak etkili. Djalma geçen hafta Fenerbahçe'den sonra bu haftayı da boş geçmedi. Mesut BAKKAL iyi bir takım oluşturdu. Sivas ise biraz havasını kaçırmış gibi bu hafta evinde mutlak kazanmak zorunda olan Fenerbahçe ile oynayacaklar. Konya ise formsuz Kasımpaşa'ya gidiyor.

İngiltere'de Liverpool teklemeye devam ediyor. Sene başında ilk sıralara oynayan takım fikstür ilerledikçe geriye gitmeye başladı. Bu hafta W.Bromwich deplasmanında öne geçtiler ancak K.Toure'nin büyük hatasıyla beraberlikle yetinmek zorunda kaldılar. Arsenal'de kazanmaya devam etti. İlk yarı golsüz geçilse de 2 golle galip geldi. Girou'nun golü güzeldi.
Türkiye'de akşamın maçı arenadaydı. Galatasaray Fenerbahçe'nin yenilmesiyle Sneijder'in tabiriyle köpek balığı gibi kan kokusunu almıştı. Benim gibi hafta başında Bursa'nın puan alabileceğini düşünenler fena halde yanıldılar. Maçı izleyemedim ancak Galatasaray'ın iyi olmasının yanı sıra Bursa'nın oldukça kötü olduğu bir maç olmuş. Yine de Muslera'nın 2 çok önemli kurtarışı ve 2 tane direkten dönen top var. Sneijder 3 golle büyük sükse yaptı. Geldiğinden bu yana oyununu beğenmeyen benim için bile takdir edilesi bir olay. Ama deplasman maçlarında ne yapar sorusunun cevabı hala yok. Melo ikinci yarıyla birlikte formu uçuşa geçti. Çok iştahlı oynuyor. Takımın formunda katkısı çok büyük. Zirveyle puan farkı 7'ye düştü. Devre arasında bu kadar takviye yapıp şampiyon olan bir takım ben hatırlamıyorum olursa ilk olacaklar. Yine de ihtimali zayıf görüyorum.
Almanya'da Bayern kazanmaya devam ediyor. Guardiola bir dönem Barça ile yaptığını şimdi Bayern ile devam ettiriyor. Almanya ligi iyice tatsız bir lig oldu. Öte yandan İspanya son yılların en keyifli sezonunu geçiriyor. Barça evinde kaybedince Atletico ayağına ikinci defa gelen liderlik şansını geri tepmedi ve Sosciedad'ı evinde 4 golle geçti. David Villa, D.Costa, Miranda ve Diego gollerin sahipleri oldu. 1 ay sahalardan uzak kalacak sol bek Felipe'nin yokluğunda iyi idare ettiler. Geçen sene takıma büyük katkı verirken Wolfsburg'a geri dönmek zorunda kalan Diego bir buçuk sezon aradan sonra tekrar zirve yaptığı takıma geri döndü. Sene sonunda sözleşmesi bitecek Diego'ya 1.5 milyon avro bonservis veren Atletico şampiyonluk yolunda büyük güç kazandı. Ardından Bilbao deplasmanına çıkan Real Madrid Jese'nin golüyle öne geçmesine karşın önce maç beraberliğe geldi. Sonra ise Ronaldo'nun haksız sayılabilecek kırmızı kartı takımın hızını kesti. Pozisyonda rakibinin abartılı hareketlerine aldanan hakem bence biraz ağır bir karar verdi. Sonuç olarak zirvede Atletico ve 3 puan arkasından Barça ve R.Madrid geliyor.
Haftanın son maçında ise Rize deplasmanında galibiyet arayan Trabzonspor evine 1 puanla dönmek zorunda kaldı. Düşme hattından uzaklaşmak isteyen Rize'nin evinde galibiyeti kaçıran taraf olduğunu söylemek daha doğru olur. Rıza hoca haftaya Erciyes deplasmanından iyi bir sonuçla dönemezse yeni takım aramaya başlar. Beğendiğim bir hocaydı ancak nedense bu sezon çok kötü gitti. Trabzon'da ise ciddi bir gol sıkıntısı var. Son haftaların formda ismi Emre'de durunca takımda gol atacak pek kimse kalmadı. Onur yine takıma 1 puan kazandıran isim oldu.

Uzun bir yazı oldu ama keyif aldınız umarım...

2 yorum: