5 Eylül 2014 Cuma

TÜRKİYE SÜPER LİG İLK HAFTA PANOROMA



Türkiye süper liginde uzun lig maratonu uzun bir aradan sonra nihayet bu hafta başladı. Açılış maçında Çaykur Rize ile Gençlerbirliği ile oynadı. Hoca konusunda ne yaptığını bir türlü anlayamadığım G.Birliği, geçen senenin iyi takımı Rize'yi evinde yenmeye epey yaklaştı. Gurbetçi Koçer'in güzel golüyle öne de geçti ancak Rize evinde kurduğu baskı ile golü bulmayı başardı. Sonrasında tertemiz bir gol daha atmasına rağmen hakem kararıyla galibiyetten oldu. Süper Kupa finalinde ki rezil hakemlerden sonra bu maçta da ve hafta boyunca devam eden kötü hakem performansları sezonun çok sorunlu geçeceğini gösteriyor. İki takım için söylenecekler her şey erken olur en azından 3 hafta sonra sağlıklı yorum yapabiliriz.
Akşamın diğer maçında tarihinde ilk süper lig maçına çıkan Balıkesir evinde Akhisar'ı ağırladı. Moskova yolunu tutan Niasse'nin yerine alınan Saidi ilk maçında daha 6.dakika da golle buluştu ve iyi bir başlangıç yaptı. Ayrıca diğer yeni, eski transfer Gekas ile iyi anlaştıklarını söyleyebiliriz. Balıkesir ise gole cevap vermek için çok beklemesi gerekmedi. İlk yarı dolmadan Trabzonlu Oflu Ali Alanzinho topun gelişine harika bir gol attı ve devre dengede bitti. Dakikalar ilerledikçe Balıkesir'in nasıl toplama bir takım olduğunu Akhisar'ın ise Hamza hocadan alınan mirasın Mustafa Akçay tarafından iyi korunduğunu gördük. Geçen sene takımın iyilerinden Tavşanlı Linyitte Akçay'ın öğrencisi olan Mehmet AKYÜZ dar açıdan kontra atağı golle sonuçlandırarak takımını ilk deplasman maçında galibiyete taşıdı. Takımlar için her ne kadar bir şeyler söylemek zorsa da Balıkesir'in ligin kaşar futbolcularını bir araya toplayarak sonuç alma sevdası büyük hüsranla sonuçlanacaktır. Gökhan ÜNAL, Sercan YILDIRIM, Alanzinho gibi isimlere bel bağlanmışsa PTT ligi çok uzakta değil.

Cumartesi maçlarında ilk maç Eskişehir ile Konya arasındaydı. Her sene kadroyu sil baştan yapma sevdalısı ligimizin sil baştan kadar olmasa da en son Tarık'ı Galatasaray'a yollayarak epey bir kabuk değiştiren takımı Eskişehir evinde geriye düşmesine rağmen bence en iyi transferlerden Ömer ŞİŞMANOĞLU'NUN düşürülmesi ile kazanılan penaltıyla galibiyeti aldı. Konya'da ise Gekas sonrası iyi gelen Marica isim olarak yeterli performans olarak ise beklemek lazım. Ama iki takımında sene sonunda ilk 10'da olacağını tahmin etmek zor değil.
İstanbul takımlarının ilk maçına Bursa deplasmanı gibi zor bir başlangıcı olan Galatasaray ile başladık. 6 senedir galibiyetle dönemediği deplasmandan bu kez yeni hocasıyla ilk lig maçından zaferle ayrılmayı başardı. Bunda kalecisi Muslera'nın harika performansı ve Bursa'nın takım olmaktan çok uzak görüntüsü önemli etken oldu. Ayrıca bu oyun yapısıyla ve tek forvet Burak ile oynadıkları sürece ligin en az gol atan takımlarından birisi olacaktır. Atılan 2 gole bakınca da ligimizde görmediğimiz bir kalitede çıkılan kontra atakta Bruma ve Burak'ın verkaçı ve güzel bir bitiriş ve maç dakika olarak bitmeye yakın yakalanan 3'e 1'le gelen boş kale golü. Ama bunlardan başka yakalanan herhangi bir organize atak olmadı. Burak'ın gol sonrası top toplayıcı çocuktan top alma çabası komikti. Muhtemelen alt yapıda oynayan çocuğun topu vermemesi normal, ama Burak neden kaleye gönderdiği topu almaz onu bilemem herhalde o top daha yakındı. Yaz boyu yapılmayan transferler son güne sıkışınca eminim takımın yapısı da değişecektir ama bunu ne kadar olumlu olacağından emin değilim. Kısaca değinmek gerekirse Pandev gelenler arasında kendisini kanıtlamış tek isim ancak onunda oyun yapısı fizikli bir forvet bekleyen benim gibi futbolseverlerde hayal kırıklığı oldu. Yine de kalitesiyle katkı verecektir. Dzemali (Cemali diye okunuyormuş) ise biraz alternatif olsun diye alındı sanırım. Yekta'nın her yerli transfer çabası içinde takasta kullanılmak istenmesi sanırım yeterli görülmeyişinden ancak yabancı kadrosu bu kadar şişkinken Melo'nun yedeği olabilir. Son olarak Tarık transferi ise aralarında en büyük risk taşıyan transfer oldu. Yöneticilerin beceriksizliklerinden takımla hazırlık kampı görmeyen Tarık'ın takıma uyum sağlayıp katkı vermesi zaman alacaktır. Üstüne bir de arada kötü maç çıkarırsa verilen bu kadar yüksek bonservis eminim konuşulmaya başlanacaktır.
Bursa'ya gelince takımın başında 3 aydan fazladır vakit geçirse de Şenol hocanın takımın üzerinde ki hakimiyetsizliği şaşırtıcı. Takımda herkes ayrı bir havada. Sözleşme yenilemediği için kadro dışı kalan Batuhan'dan faydalanamıyorlar. Tıpkı yeni transfer Aydın'ın kente uyum sağlayamadığı gerekçesiyle kadro dışı kalması gibi. Ayrıca yeni transfer edilen Holmen'in de maça Bellushi ile yedek kulübesinde başlaması ilginç geldi. Takımın toparlanacağına eminim ancak Şenol hocanın bu kadar agresif bir başlangıç yapması derin yaralar açabilir. Taraftarla olan kötü ilişkiler iyice derinleşmek üzere.
İstanbul derbisinde Başakşehir takımı yeni ismiyle yeni evinde Kasımpaşa'yı ağırladı. İki başkanın centilmenlik sınırlarını zorlayıp rakip takımın atkısıyla maçı izlemesiyle hazırlık maçı gibi bir karşılaşma oldu. Başakşehir'in yenilerinden Perbet güzel bir tek vuruşla takımı öne geçirse de Cüneyt hoca gibi bu tip küçük maçlarda cesurca yöneten bir hakem olunca Rotman takımı eksik bıraktı. Ardından da Adem BÜYÜK kolay bir golü zor bitirerek beraberliği sağladı ve maçta öyle bitti. İki takımında başaltı için mücadele edeceğini görmek zor değil. Başakşehir yeni çıkan takım gibi ürkek ve bilinmez değil aksine Avcı ile beraber tıpkı 3 sene önce ki gibi etkin top oynuyorlar. Kasımpaşa için ise hep yüksek hedefler ve büyük potansiyel var ancak sonuç olarak elde çok bir şey yok. Şota hoca her daim takımından ilk ayrılacak hoca olarak adı geçiyor ama 2 seneye yakındır takımın başında yine ilk ayrılacak isim bahsi olsa paramı ona yatırırdım.
Gecenin son maçı Rıza hocanın 1 hafta boyunca bağırdığı gibi rezil bir zeminde Mersin'de oynandı. Avrupa'dan yorgun gelen Beşiktaş'ın bu maçta puan kaybını bekleyenler iddialarında çok da haksız değillerdi. Eğer Mersin'in beceri eksikliği göstermeseydi sonuç farklı olabilirdi. Arsenal maçlarında da gördük ki ligin en hazır takımı Beşiktaş olarak göze çarpıyor ancak onlarda da en büyük sıkıntı takımı gol yollarında taşıyacak Demba ba'nın kronik sakatlık söylentileri. O olmayınca takımda gol atma zorunluluğu Cenk ve Pektemek'e kalıyor ki ikisi de bu konuda kendini kanıtlamış değiller.
Mersin ise tipik Rıza hoca takımı bu kadar toplama isimlerin yer almasıyla 1 ay bocalayacaktır. Ayrıca Mersin'de oynayamayacaklarını düşünürsek bu aralar yapacakları kayıpları ileride çok arayabilirler. Küme düşmenin ilk adaylarındandır.
Pazar gününün ilk maçı Sivas ile G.Antep arasındaydı. Geçen sene küme düşen Elazığ'da gösterdiği performansla göz dolduran Okan Hoca ödül olarak Sergen'le tekrar anlaşamayan Antep'in başına geçti. Takıma 15ten fazla ilave yapan genç hoca takımı neredeyse baştan kurdu. Sivas deplasmanı şampiyonluğa oynayan takımlar için bile kazasız atlatılması zor bir yerken üstelik geriye de düşmüşken şike sürecinden canı yanan tek futbolcu olan İbrahim AKIN'IN etkili oyunu ve büyüklere gidecek ilk Anadolu forveti olan Muhammed Demir'in iki golüyle galibiyetle çıktılar. Olası bir boşlukta Fenerbahçe'de görev alması beklenen ilk hoca olan R.Carlos bu sezonda geçen sene ki performansı gösterebilirse adaylıktan fazlası haline gelir.
Avrupa'dan kimsenin izleyemediği bir maçla beraberlik alıp turla dönen Trabzon'un en büyük sıkıntısı henüz yeniden öte yepyeni bir takım olmalarıydı. Daha imza atalı 2 hafta olmadan aynı maça çıkmak durumunda kalan transferlerin vereceği performans soru işaretleriyle dolu. Rakip olarak da Bülent KORKMAZ gibi karakter olarak Ersun Yanal misali antipatik ama her daim mücadele gücü yüksek takımlar kuran bir hocaya karşı oynadılar. Maç öncesinde Avrupa maçında da oynamayan iç saha topçusu Cardozo'dan yararlanamayan Trabzon bir de maç içinde Deniz'i kaybedince gol yollarında sıkıntı yaşaması normal hale geldi. Erciyes'te yeni kurulan takımlardan tecrübeli isimleri olsa da Bülent hocanın tutucu futboluyla ilk hafta golsüz beraberlikle yetindiler.
Haftanın son maçında ise hazırlık maçlarında gol bulamayışıyla dikkat çeken Fenerbahçe Avrupa'dan yorgun dönen ve iyi savunma yapan Karabük karşısındaydı. Kısır geçmesi beklenen maç iki takımın amatörce yaptıkları hatalarla epey bir gol izletti. Karabük'ten başlarsak laubali bir penaltı atışıyla elenmek hem fizik olarak hem de mental olarak takımı epey geriletmiş. Tolunay hocanın da cezası sebebiyle kenarda olmayışıyla Fenerbahçe'nin hatlarıyla gol bulsa da kalesini kapatmayı bir türlü başaramadı.

Fenerbahçe ise başkan destekli teknik kadronun klasik düzeni bozmamasıyla etkili başladığı maçta eksik oyuncuların yerine forma giyenlerin sakarlıkları ve şapşallıklarıyla kalesinde 2 gol gördü. Geçen senenin iyilerinden Caner ve Gökhan, Topal'ın formu kaynaklı çıkışları devam ediyor. Forvet hattında Emenike'nin giderek can sıkan hal ve tavırlarıyla sorun olma yolunda ki çabası dikkat çekmeye başladı. Tek yeni transfer Diego ise maçın son yarım saatinde oyun berabere iken girdi ve yumuşak bilekleri ve tekniğiyle ben buradayım dedi. Ama bu oyun yapısına uygun olmadığı çok açık. 4-3-3 oynayan takımda ileri 3'lü için fazla yumuşak ve yavaş orta 3'lü için ise fazla hücumcu bir oyuncu. Oyun sisteminin ona bağlı olarak değişmesi ise diğer mevkilerde oynayan oyuncuları bozabilir. Ayrıca bu maçta oyuna sonradan girip şansıyla da olsa galibiyet golünü atan Webo daha fazla forma şansını hak ediyor. Devre arasında oynanacak Afrika kupasına gitmemek için milli formayı bırakan Webo, Emenike ve Sow'un yokluğunda takımın tek seçeneği olacaktır.
Milli maçlardan sonra oynanacak Trabzon maçından olası bir beraberlik Fenerbahçe'de kimseyi üzmez. Trabzon'un da itiraz edeceğini sanmam.

Bundan sonra ki haftalarda daha kısa yazacağıma söz vererek bitiriyorum. Son olarak haftanın öne çıkanlarına bakalım.
Haftanın Hakemi: Cüneyt ÇAKIR  kolay maçta net bir kırmızı kartı vererek sorunsuz yönetti.
Haftanın Takımı: Bursa deplasmanından galibiyetle dönen Galatasaray
Haftanın Futbolcusu: Sivas deplasmanında iki gol atan Gaziantepli Muhammed Demir

Haftanın Golü: 
- Balıkesirspor'un tarihinde ki ilk süper lig golünü enfes bir şutla atan Alanzinho,

- Bursa deplasmanında ilk golde kontra atağı başlatan ve Bruma'nın ortasına güzel bir vuruş çıkaran Burak,
 - Ve Sivas deplasmanında topu sağa çekerek uzak köşeyi gösterip yakın direğe net bir vuruş yapan Muhammed Demir.

1 yorum:

  1. Yeni sezon herkese hayırlı olsun. Çok güzel bir yazı olmuş, bütün maçları izledin mi bilmiyorum ama doyurucu yorum yapmışsın. Sadece ufak bir tavsiyem var, hakemleri bu kadar dikkatli izleme, oyunun akışına bırak, net ve sonuca etki eden bir hata görmedikçe hakemleri eleştirmeyelim. Tekrar tebrik ederim güzel olmuş. (Bu arada hayırlı cumalar. sen aramıyorsun bari ben yazayım:))

    YanıtlaSil