3 Aralık 2012 Pazartesi

PAZARTESİ YAZILARI



Bir hafta sonu daha geçti ve biz futbolseverler iyi bir futbol haftasını geride bıraktık. Türkiye ligini bugün oynanacak Trabzonspor Gençlerbirliği maçından sonra ayrıca değerlendireceğimden Genel olarak Avrupa liglerine bakacağız her zaman ki gibi Almanya ile başlayalım.

 Hafta içi oynanan 14. Hafta maçlarından sonra lider Bayern ile takipçisi Dortmund arasında ki puan farkı 11’e yükselmişti. Cumartesi akşamı 7.30 da oynanan maçta olası bir Münih galibiyeti Almanya ligini bu sezon için bitmesi anlamına gelecekti. Maç oldukça çekişmeli başladı ama ev sahibi Münih’in oyun üstünlüğü göze çarpıyordu. Ancak bu sene Dortmund özellikle odaklandığı maçlarda çok iyi sonuçlar aldığı için (Bkz. Şampiyonlar ligi Real Madrid ve City hatta Ajax deplasmanları) bu maçta benim gibi romantikler Dortmund galibiyeti bekliyorlardı. Gol pozisyonu olarak kısır geçen maç karşılıklı atılan birer golle berabere sona erdi. Bu sonuçlar Bayern ile Dortmund arasında ki 11 puanlık fark korunurken artık ikincilik koltuğunu Leverkusen devraldı. Lider ile arasında ki puan farkı ise 8. Sezona iyi başlayan Schalke kötü gidişine devam ediyor 4 haftadır kazanamamak canları fazlasıyla sıkar. Ligin dibinde ise Ausburg ve G.Furth var. Sercan Sararer’i izlemek için takip ettiğimiz Furth’ün bu ligde uzun soluklu olması ancak mucize ile açıklanır. Geçen hafta çift sarıdan atılan Sercan maç içerisinde rakip kaleciye tükürdüğü kameralarla tespit edilince ekstradan 3 maç daha ceza aldı ve ilk yarıyı kapattı. Bir kehanette bulunmak gerekirse kendisine Bundesliga’dan talip bulamazsa seneye bizim sahalarımızda tükürürken görebiliriz.
 Fransa liginde PSG tam toparlandı derken bir mağlubiyet de bu hafta aldı. Nice deplasmanında ikinci yarıda geriye düşen ancak can simidi Zlatan’ın 83’de kendini göstermesi ile beraberliği yakalasa da 86’da yediği golle bu deplasmandan eli boş döndüler ve kendilerini ligin 4.sırasında buldular. Liderlik koltuğunda ise evinde son şampiyon Montpellier’i sürekli Türkiye ligine özellikle Fenerbahçe’ye yakıştırılan Gomis’in golüyle yenen Lyon var. Hafta sonunda ise deplasmanda lig üçüncüsü S.Etien’e konuk olacaklar. Bu lig izlenir çok çekişmeli ve liderlik neredeyse her hafta el değiştiriyor. Yayınlayan olmaması yada sadece ttnet’in yayınlaması ne fena. Mevlüt’ün forma giydiği Rennes ise Troyes deplasmanda 80. dakikaya 1-2 mağlup girmesine rağmen oyuna sonradan giren Mevlüt’ün asisti ile 89’da Pitroipa’nın golüyle kazandı.

Hollanda ligi SHaber televizyonu yayınlamasına rağmen çok ilgi alanıma girmiyordu. Özellikle Tuncay’ın oynadığı dönemde Middlesbrough ‘ya 17 milyon Avroya transfer olan Heerenveen’li Afonso Alves’i gördükten sonra Brezilya ligi gibi sadece forvet oyuncuları istatistik yapsın diye oynanan bir ligmiş gibi bir imaj oluştu kafamda. O sene Afonso Alves’de 9-0 biten bir maçta 7 gol atması ile epey bir gündem oluşturduktan sonra İngiltere yolunu tutmuş ancak ne kadar iyi bir forvet olduğu o zaman anlaşılmış ve sonra ki durağı Katar liginden Al-Saad takımı olmuştur. Ancak bu hafta bu ligden bahsetmemin sebebi hafta sonu oynanan Ajax PSV maçı oldu. Ligin zirvesinde uzak olan Ajax’ın bu sene tekrar umutlanması için kazanmaktan başka yolu yoktu. Psv ise Uefa Avrupa liginden bile çıkamaması kalite düzeyleri hakkında bir ipucu veriyordu. Gerçi Ajax’ın da Avrupa’da devam etme şansı kalmadı ancak onların grubunda City,Dortmund ve Madrid gibi geçerli mazeretleri vardı. (merak edenler için PSV’nin Avrupa grubunda Dnipro ile Napoli gruplardan çıkmayı son maç öncesi garantilediler. Son takım ise isveç’in Aik takımı). Maça dönecek olursak ilk golü atan Ajax Psv’nin golüne engel olamasa da maçı 3-1 kazanmayı bildi. Maçı yayınlayan SHaber kanalına teşekkür etsem de spiker seçimlerini beğendiğimi söylemek zor. Ajax’ta bu sene Eriksen’i pazarlarlar gibi geliyor. İyi bir oyuncu menajerlik oyunları oynayanlar bilir. Ligin zirvesinde Twente ve Vitesse aynı puanda yer alıyor.

İngiltere liginde liderlik koltuğunda yine United var ve bu haftada abuk sabuk bir maç oynamayı becerdiler. Kaç haftadır geriye düşmesine rağmen kazanan United Reading deplasmanında ilk yarısı halı saha maçı tadında bir skorla 3-4 bitti. İkinci yarıda herhalde kafalarına aldıkları sert bir darbe ile kendilerine geldiler ve bu yarıda hiç gol olmadı. Hafta içi evinde Cluj’u ağırlayacak olan United yine kazanarak bizleri mutlu edeceklerine eminim. İkinci sıradaki City ise evinde Everton ile 1-1 berabere kalarak aradaki puan farkının 3’e yükselmesine engel olamadı. Everton’da golü atan Fellaini takımın bariz şekilde önünde çok durmaz yazın bir başka takıma dümen kırar. Muhtemeldir ki bu takım daha önce Rooney’i Everton’dan alan United olabilir. Yeni hocasıyla 3. maçına çıkan Chelsea herkesin beklediği üzere West Ham deplasmanında nihayet ilk gollerini buldular ancak kimsenin tahmin edemeyeceği üzere arkasından yedikleri 3 golle ilk mağlubiyetlerini yaşadılar. taraftarca hoş karşılanmayan Benitez 3 maçta 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet ve atılan yalnızca 1 golle kabus bir başlangıç yaptı. bir düzelme eğilimi görünmezse daha ısıtamadan koltuğuna veda etmek zorunda kalabilir. Yeni hocasıyla kötü sonuçlar alan bir diğer takım ise QPR. ligin son sırasında ki bu takımın kadrosunda İnter’den tanıdığımız kaleci J.Cesar, Chelsea’den gelen Bosingwa, United’li Fabio Da Silva ve J.S.Park, City’den S.W.Philips, Real Madrid’den Grenero ve eski Liverpool’lu D.Cisse gibi yıldız isimlerin olduğuna inanmakta zorlanıyor. Evinde A.Villa ile 1-1 berabere kaldılar. İşleri çok kolay gözükmüyor.

İspanya liginde bu hafta liderlik mücadelesi değil ama sıkı bir başaltı mücadelesi vardı. 3.sırada ki Real ile 2.sıradaki Atletico arasında ki maçta üstün taraf Real Madrid oldu. Geçen hafta bu maç ile ilgili yazı yazarken Arda için bu maçta gol atması değil ama etkili bir oyun oynaması onu tartışmasız elit oyuncular arasına koyar demiştim. Ancak Arda iyi başladığı maçta 15.dakikada Ronaldo ile mücadelesinde topa gereksiz elle müdahale edince hem sarı kart gördü hem de o frikiği gole çevrilmesinden sonra takımının geriye düşmesine dolaylı yoldan sebep olmuş oldu. Morali bozulan Arda oyunun devamında da takımın kalanı gibi etkili bir oyun oynayamadı. Maça gelirsek eğer dediğim gibi 16.dakikada geriye düşen Atletico ne istediği hücum zenginliğini bulabildi ne de iyi bir savunma yapabildi. Bunun bence en önemli sebebi ise geçen seneden bu yana sol bekte harika bir performans ortaya koyan Brezilya’lı Felipe’nin son dakikada sakatlanarak maça çıkamayışıdır. Yerinde oynayan stoper Cata Diaz ise yeterli katkıyı bir türlü veremedi. Maçın sonucu olumsuzda olsa hala iki Madrid takımı arasında ki puan farkı 5 ve Atletico önde. Maçta dikkati çeken bir başka ayrıntı ise bu linkte “http://www.ntvspor.net/video-galeri/ronaldodan-11-saniyede-96-metre” gördüğünüz üzere maçın 77.dakikasında Ronaldo’nun kendi kale önünden bir kontra atakta 11 saniyede attığı 96 metrelik depar oldu. Tamam adamın fizik gücünün herkes farkında ancak o dakikada o depar ve sonunda çıkardığı dengeli vuruş insanı hayretler içinde bırakmıyor değil.  Zirvede Barça 6 puan farkla rahatlığına rahatlık kattı. Madrid derbisinin hemen önünde oynadığı maçla zaten bu sene ne kadar rahat olduğunu gösterdi. Evinde Bilbao’yu ağırladılar ve maç 5-1 bitti. Bu arada Messi’nin kırmadığı bir rekor kalmıştı ona da sadece bir gol uzaklıkta. Bir takvim yılı içerisinde en fazla gol atma rekoru 1972 yılında 85 gol atan Alman efsane Gerd Müller’e ait. Messi ise Bilbao’ya attığı iki golle 2012 yılında Arjantin ve Barça formasıyla toplamda 84’e ulaştı. Eğer Messi denen İnsan evladı 1 Ocak 2013’e kadar önünde ki 6 maçtan 2 gol çıkarabilirse rekorun yeni sahibi olacak. Ama Ertem Şener ona rekor kıramazsın demedi ki apartman aidatlarını ödeyemezsin dedi. Haftanın enteresan sonuçlarında birisi de Valencia evinde öne geçmesine rağmen R.Sosciedad’a 2-5 gibi kolay kolay hazmedilmeyecek bir skorla kaybetmesi oldu. Tabii bu sonuçla Şampiyonlar liginde gruplardan çıkmayı garantilemesine rağmen ligde beklendiği gibi gitmeyen takımın hocası Pellegrino’ya yol verildi.

Son ligimiz ise İtalya zirvede Juve’de Napoli’de İnter’de kazandı. Juve 2 puanla da olsa liderliğini sürdürüyor. Bu hafta Torino derbisini oynadılar. İlk yarıda gol gelmese de ikinci yarıda ki oyunlarıyla 3-0 gibi net bir skorla kazandılar. Haftaya oynanacak İnter Napoli maçı tadından yenmez. İki iyi takımın mücadelesinde gülen kim olursa olsun kazanan Juventus olacak. Palermo deplasmanında takılmazlarsa puan farkını açmaları olası. Ancak onları hafta arası Şampiyonlar liginde çok önemli bir maç bekliyor. Gruptan çıkmak için Ukrayna’da Shaktar ile oynayacakları maçta mutlak puan almak zorundalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder