26 Kasım 2012 Pazartesi

HER TELDEN



Almanya’da Bayern yoluna dolu dizgin devam ediyor. Bu hafta evinde Hannover’ı 5-0 ile geçerken zorlanmadı bile. Zaten bu sezon mahalli ligde toplasan ya 2 maçta zorlanmıştır ya da 3 maçta öyle dominant bir oyun oynuyorlar. İkinci sırada ki Dortmund’da bu sene ağırlığı Avrupa’ya verince ligde çok zorlanmayacaklar gibi duruyor. Ancak geçen sene de benzer bir çizgi de giderken kaybettiklerini unutmadan kesin konuşmak için Şubat ayı beklenmeli
 Fransa ligi bu sene oldukça çekişmeli geçmeye aday. Lider PSG ile 9. Sırada ki Lille arasında sadece 6 puan fark var. Bu hafta PSG evinde zorlanmadan 4-0 galip geldi. İki gol atan Zlatan 11 maçta 12 gol ile akla zarar bir ortalamaya ulaştı. PSG ile aynı puanda olup zirveyi paylaşan Marsilya ise Avrupa’dan elendikten sonra tüm dikkatini lige vereceklerdir. Pazar günü evinde Lille’i Ayew’lerin iyisi olan Jordan ile geçerek PSG’nin peşini bırakmadı.
İngiltere’de ise liderlik bu hafta da el değiştirdi. Geçen hafta United’in puan kaybıyla lider olan City yeni hocası Beniztez ile çıkış arayan Chelsea ile deplasmanda golsüz berabere kaldı. United ise evinde bir diğer hoca değiştiren takım olan QPR ile karşılaştı.( İngiltere’de bu kadar çok hoca değişmesine alışkın değiliz bize benzemeye başladılar iyice.) kısır giden maçta perdeyi açan QPR olsa da devamını getiren ve kapatan United oldu ve maçı 3-1 kazandılar. Öyle uyuz bir top oynuyorlar ki maçı 60 dakika izledim ve kapattım. Ben kapattıktan sonra goller gelmiş. Sezon sonuna kadar bu liderlik çekişmesi devam eder gibi kadro genişliği daha iyi olan City bir adım önde. Liverpool bu hafta da tat vermedi. Ve deplasmanda Swensea ile 0-0 berabere kaldı. Bir zamanlar lige ambargo koyan ekibin bu takım olduğuna inanmak çok zor. Başarısızlığı öyle kanıksamışlar ki en son yüzleri İstanbul’da ki finalde gülmüştür herhalde.
 Avrupa’da haftanın sürprizi hiç şüphesiz Betis deplasmanından eli boş dönen Real Madrid olmuştur. Henüz ilk yarının başlarında geriye düşen Madrid sonrasında ki yaklaşık 60 dakikada gol atamadı. Ronaldo’nun bir süredir tadı yok Benzama, Dİ Maria, Mesut ve oyuna sonradan giren Kaka hiçbiri gününde değildi. Ve yenilgi kaçınılmaz oldu. Özellikle Kaka geldiği günden bu yana gününde olduğu maç sayısı o kadar az ki. Elden çıkaramamaları giderek daha büyük dert oluyor. Değerini korumak adına süre veriyorlar ancak katkı verdiğini söylemek çok güç. Takımda ciddi bir tatsızlık var. Barça ise yine iyi görüntü vermediği bir maçı çok ama çok rahat kazandı. Levante’nin bir penaltı kaçırdığı maçtan 0-4 gibi güle oynaya diyebileceğimiz bir skorla kazandı. Bu arada henüz ilk yarıda sağ bek D.Alves sakatlanarak oyundan çıkıp yerine genç Montoya’nın girmesi ile tamamı alt yapıdan yetişme oyuncularla oynadı. Kadroyu sayacak olursak; Valdes- Montoya-Pique-Puyol-Jordi Alba-Xavi-İniesta-Busquets-Fabregas- Pedro- Messi Bu seviyede bir takımın alt yapıya bu kadar önem vermesi ve bu denli muazzam bir başarı Türkiye’de bir gün bunu görebilecek miyiz hiç sanmıyorum. Aklınızda bizim altyapılarda Messi ile Fabregas vardı da biz mi oynatmadık sorusu gelmesin. U17 milli takımımız Dünya Kupası yarı finali oynuyorsa o kadroda hiç değilse 3 tane yıldız çıkması lazım. Yoksa Arda gibi 10 milyonda 1 tane çıkabilecek bir ismi bekler dururuz. Arda demişken bu hafta çok iyi bir oyun ortaya koydu. Ve geçen hafta Betis’e 5 tane atan Sevilla’yı evinde 4-0 yendi. Bunda maçın başında ki Penaltı Kırmızı kartında etkisi yadsınamaz tabii ki. Ama Arda oyunu ile göz doldurdu klişesini söylemeden geçemeyeceğim. Lider Barça ile R.Madrid arasında puan farkı 11 oldu bu saatten sonra kehanete gerek yok artık Madrid şampiyon olamaz. Morinho eğer takımın başında kalmak istiyorsa Avrupa’yı kazanmak zorunda ki bu oyun ile pek mümkün gözükmüyor. Bu hafta sonu oynanacak Madrid derbisi ise izlenmeye değer. Arda sergileyeceği oyun ile kalitesini bir kez daha ispat ederse artık tartışmasız elit sınıf bir oyuncu olacak.
İtalya liginde zirvede yine Juventus var ancak artık eskisi kadar dokunulmaz değiller. Geçen sene namaglup şampiyon olduktan sonra bu sezon 2.mağlubiyetini aldılar. Milan deplasmanında iyi oynamalarına karşın bir hatalı penaltı ile 1-0 kaybettiler. Bugün ki maçta İnter kazanırsa aralarında ki puan farkı 1’e inecek. İtalya ligi son yılların en çekişmeli şampiyonluk mücadelesine doğru gidiyor. Gönlüm tabii ki İnter’den yana. En olmadı Napoli kazansın: )
 Gelelim bizim ligimize; Bu haftanın olayı şüphesiz Elazığ deplasmanında 90.dakikaya 0-1 önde girerken Muslera’nın hatalı çıkışı ile hem rakibine penaltı hediye etmesi hem de takımını 10 kişi bırakmasıydı. Kaleye geçen Melo ise doğru köşeyi tahmin ederek takımına 2 puan kazandırdı. Elazığ Yılmaz Vural geldikten sonra biraz toparlanma eğilimi göstermişti ancak havası çabuk kaçtı sanırım. Haftanın ilk maçında ise Beşiktaş Akhisar’ı ilk yarıda bulduğu 3 golle yenerek bir günlük de olsa liderlik tadı aldı. Almeida takımın gol yükünü çekmeye devam ediyor bu maçta gördüğü kırmızı kart ise zaten oynamayacağı kupa maçında geçecek. Antalya puan kayıplarına Bursa deplasmanında da sürdürürken kaybetmemesi takdire şayan. Kayseri’de Elazığ gibi yeni hocası ile 2 hafta iyi gittikten sonra üst üste 2 maç kaybettiler. Bu hafta da evlerinde Fenerbahçe ile oynayacaklar. Gaziantep’te hoca değişikliği sonrası toparlanmaya çalışan İBB’yi konuk etti ve eli boş gönderdi. Fenerbahçe geriye düştüğü maçta evinde Gençlerbirliğini 4-1 yendi. Sow üstün formuna devam ederken Kuyt çalışkanlığının yanında golcülüğünü de sürdürüyor. Fenerbahçe 2007’de Avrupa’da iş yapan Deived, Gökhan sağ kanadının bir benzerini Kuyt, Gökhan ile yakalamış gözüküyor. Geçen hafta ki kırmızı kartın hal konuşulması kabak tadı verse de Gökhan Gönül’ün maç sırasında reklam panolarına vurduğu J.Durmaz’dan kameralar önünde ve yüz yüze özür dilemesi sahalarda görmek isteyeceğimiz türden hareketler. Son iki haftadır dost sohbetlerinde söylüyorum birde buraya yazayım dedim. Mehmet Topal, Meireles ikilisinin oynadığı herhangi bir maçta Fenerbahçe’yi yenmek kolay olmaz. Yenilmez demiyorum ama Meireles orta sahada muazzam bir katkı veriyor. Haftanın son maçı ise bu akşam Trabzon ile Eskişehir arasında oynanacak. İki iyi takımın maçı seyir açısından güzel olması muhtemel bir de gollü geçerse futbol sever daha ne istesin.
Futbol dışı olarak da kaliteli bir basketbol ligimiz var ancak gönül isterdi ki açık kanaldan izleyebilelim ancak yayın geliri açısından digitürk’ten daha fazla para veren yok bizde ne yapalım hiç değilse Fener’in maçlarını FB Tv baştan sona banttan yayınlıyor da izliyoruz. Ama imkanı olanlara izlemelerinin tavsiye ederim iyi bir ligimiz var.
Formula 1’de sezon sona erdi. Ve son yarışa büyük avantajla giren Vettel sürprize izin vermedi ve üst üste 3.kez kazandı. İngiltere ligini yayınlayan İdman tv Chelsea M.City maçı yerine Formula’yı yayınladığında kulaklarını çınlatmadım desem yalan olur. Bundan 10 sene önce evde Mc Laren Mercedes ve Ferrari olarak evde ikiye ayrılacak kadar takip ederdik ancak hem Michael’in bırakması hem de her sene değişen abuk sabuk kurallar ve de yayınlayan kanalın değişmesi. İlgiyi giderek azalttı ve artık hiç ilgimi çekmiyor desem yeridir. Neyse okuduğunuz için teşekkür ederim başınızı ağrıttıysam affola.

1 yorum: