5 Kasım 2012 Pazartesi

HER TELDEN



     Bu hafta düzenli bir hafta sonu maçlarını yazmak yerine her telden aklıma takılan spor olayları ile ilgili yazmayı uygun buldum.

       Cuma günü Galatasaray’ın maçı vardı. Olimpiyat stadında oynanan karşılaşmada Galatasaray beklediğim gibi üstün bir oyunla galip gelmeyi bildi. Atılan goller verilen mücadele ve de o yağmurda o stada giden taraftara rağmen acaba hakem maç 0-0 iken Dany’nin Webo’yu indirdiği pozisyonda faul ve kırmızı kart verseydi neler olurdu aklımda kalmadı değil. Çok benzer bir pozisyonda Akhisar Fener maçında Gökhan’ın müdahalesinde hakem faul kararı verdi. Her neyse maçı her türlü Galatasaray alırdı herhalde. İBB bu sene epey yumuşak bir takım olmuş. Gerekli mücadeleyi bir türlü gösteremiyor.
       Liverpool bu hafta da kazanamadı. Nuri ile ilgili sayfalar dolusu yazı yazmak istiyorum ama o kadar yok ki olmayan bir futbol ve futbolcu için ne yazılabilir ki? Geçen seneyi neredeyse hiç oynamadan sakatlıkla geçiren Nuri bizde ki Krasic misali çok geçmeden oyunculuğu sorgulanmaya başlar. Özellikle onun için izliyorum Liverpool’un maçlarını gol atsın asist yapsın hiç değilse şut çeksin diye bakıyorum ama olmuyor. Oyunun içinde yok. Pas alış verişinde seçenek değil. Bütün bunlara rağmen kendisini seven ve ısrarla oynatan bir hocası var. Yine 90 dakika sahada kalamadı ama oyundan aldığı için kimseye bir şey diyemiyoruz ki Nuri çok etkisiz oynuyor. Bundan Liverpool’un yakın tarihinin en kalitesiz kadrosuna sahip olmasının payı da var mutlaka ancak Nuri artık 10.hafta maçları oynanırken çok daha fazla şey vermesi gerekiyor.

   İtalya’da haftanın maçı neredeyse 1,5 yıldır yenilmeyen Juventus’u üstelik evinde üstelikte geriye düşmesine rağmen yenen İnter arasında oynandı. Sene başında genç hocası ile yola çıkan İnter gizliden gizliye kazanarak yoluna devam ediyor. Üst üste 6 maçtır kazanan İnter ile lider arasında puan farkı azaldı. Artık liderlikten bir adım gerideler sadece. Forvetleri Milito’yu da çözebilmiş değilim harika bir son vuruş oyuncusu ancak topla 5 saniyeden fazla oynadığında resmen kangrene dönüyor. Ama maçta yine birisi penaltı olmak üzere 2 gole adını yazdırmayı başardı. Bu maçla ilgili son bir not ise Juve’nin en az 2 metre ofsaytta olan oyuncusunu görmeyen hakemi de iyi bir göz doktoruna götürmek lazım ceza sahasında bile değildi pozisyon ancak buna rağmen görmemeyi başardı.

Almanya’da değişik bir şey yok Münih bir hafta nefes aldıktan sonra yine kazandı. Bu hafta Hamburg deplasmanındaydılar. 0-3 gibi net bir skor aldılar. Dortmund ise istediğini elde edememeye devam ediyor. Bu hafta da berabere kaldılar. Acaba ayrılan Kagawa bu kadar mı yeri dolmaz bir oyuncuydu.
 İspanya’da tek değişen şey A.Madrid’in kaybetmesi oldu. Barça evinde kazandı, Real evinde kazandı. Valencia ile A.Madrid arasında ki maç ise oldukça çekişmeliydi. Arda 90 Emre ise yaklaşık 60 dakika sahada kaldı. Ancak kazanan Soldado’nun güzel golünden sonra iyi kapanan ve 2’yi geç de olsa bulan Valencia oldu. A.Madrid ligde mağlubiyeti olmayan iki takımdan birisiydi. Şimdi yalnızca Barça kaldı. Adrian geçen sene ki formunun çok gerisinde Diego da olmayınca takımda onun katkısına ihtiyaç çok daha fazla oluyor. Arda sarı kartla oynadığı sırada rakibine bir faul sonrası göğüs kafesine basınca kırmızının kıyısından döndü. Bu arada Fenerbahçe’nin İspanya gol kralı olarak aldığı Guiza ülkesinde de bekleneni veremeyince Malezya ligine kiralandı. Belki 32 yaşında beklenen patlamayı orada yapar: )

İngiltere’de ise liderlik el değiştirdi. Chelsea son dakikalarına kadar önde götürdüğü maçta Swensea ile 1-1 berabere kaldı. Arsenal’i evinde 2-1 mağlup eden M.United ise liderliğe yükseldi. Gel de geçen hafta M.United Chelsea maçında ki hakem faciasına yanma. M.City’de kazanamayanlardan bu kez West Ham karşısında gol kaydına muvaffak olamadılar. ( Muvaffak ne lan… iyice Öztürk Pekin Abi gibi oldum.)
Son olarak da PSG’nin bu sene ilk mağlubiyetini aldığını yazarak son verelim. Rennes bu hafta evinde kazandı ve maçın tek golünü Mevlüt attı. Bu adamı da henüz çözemedim iyi midir kötü müdür? Türkiye’de iş yapar mı? Ama Fransa’da bu kadar para ediyorsa bizde de bir alıcısı olur herhalde. PSG geçen sene 8,5 milyon Avro Rennes ise bu sene 7,5 milyon Avro verdiler.
 Eurolegue’de kazanılan 2 galibiyet sebebiyle mutluyum. Beşiktaş ise gücü nispetinde mücadele etti ancak CSKA özel bir günündeydi. Maçın son saniyelerinde oyuncular tokalaşırken gidip smaç vuran Vorontsevich’e önce Tutku sonra ise taraftarın tepkisi haklı da olsa keşke tepkinin şekli Tutku’nun alkışlayarak aşağılaması gibi olsaydı. Pana karşısında Fenerbahçe Ülker’in bir ara maçı 18 sayılara kadar çıkarmasına rağmen 9 sayı ile bitirmesi şık değil ama maç öncesi 9 sayı farkı verseler kimse itiraz etmezlerdi. Maçta İlkan Karamn ilk kez neler yapabileceği hakkında bir fikir verdi. A.Efes ise 20’li sayılardan gelerek deplasmanda kazandılar. Tam da Oktay Mahmuti ile ilgili kallavi bir yazı yazacakken skoru lehlerine çevirmeleri cevap niteliğinde oldu. Teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder