2 Eylül 2015 Çarşamba

HAFTANIN ARDINDAN

Haftalık yazmayı düşündüğüm yazıları geçen hafta izinli olduğumdan yazamamıştım. Yarın ki Milli maç günü öncesinde geçtiğimiz hafta sonu Avrupa'da ve Türkiye'de neler oldu kısaca bakmaya çalışacağım.
 Almanya Ligi
Haftanın öne çıkan maçlarında B.Dortmund evinde H.Berlin'i 3-1 ile geçerken. 3 maçta 3 galibiyetle yoluna dolu dizgin devam ediyor. Ligde 3 maçta 11 gol atıp sadece 1 gol yediler. B.Münih de benzer bir performans sergiledi. Aralarında sadece 1 gol fark var. Averajla lider durumda olan B.Dortmund sene sonunda orada kalırsa efsanevi bir sezon olur. B.Münih demişken Ribery ve Robben'in yerlerini doldurmak konusunda ilk başarılı hamleyi yapmışlar gibi duruyor. Shaktar'dan alınan 24 yaşında D.Costa 32 yaşında ki Ribery'i sildi attı. Bu hafta içerde Leverkusen'i 3-0 ile geçerken oldukça rahat gözüktüler. Son olarak Leverkusen'i konuşmak gerekirse bence ligin en iyi forvetlerinden birisi olan Min Son'un kaybını telafi etmekte zorlanacaklardır. 3 maçta 2 galibiyet fena değil ama böyle gitmeyecektir. Pazar günü Wolfsburg Schalke maçında ise 3-0 kazanan transfer döneminin bir diğer kaybedeni Wolfsburg oldu. De Bruyne'ü 70 milyonun üstünde bir rakama M.City'e gönderen yeşiller yerini Schalke'den Draxler ile güçlendirmiş olsa da ne kadar başarılı olacaklar tahmin etmek zor.

Fransa Liginde tek doğru düzgün maç Monaco deplasmanında ki Paris S.G. maçıydı. Onunda skoru beklenen çekişmeden çok uzakta 0-3 ile bitince ligin gidişatı az çok ortaya çıktı. Zlatan, Cavani, Di Maria, Lavezzi ve daha bir sürü ligin üstünde ismi kadrosunda bulunduran PSG ligi çok erken kapatmış gözüküyor. Bu maçta da Cavani'nin ilk golü ve Lavezzi'nin golünde ki Di Maria asisti görülmeye değerdi.

İngiltere Ligi
4. haftası oynanan İngiltere'de Bilic yine sansasyonel bir galibiyete imza atarak Liverpool deplasmanından 0-3 gibi çok net bir galibiyet aldı. Bu skorda West Ham'ın skorer ayakları kadar Liverpool savunmasın da büyük katkısı vardı. Özellikle ikinci gol tam bir komedi. Top kornere gitmesin diye bir hamle yapan Lovren golünde asistini yapmış oldu. Son şampiyon Chelsea'de ki kötü gidişatta sürüyor. Yönettiği takımların evinde mağlup olmaması ile ünlenen Morinho bu kez erken bozuldu. C.Palace karşısında geriye düştükten sonra 79'da Falcao'nun ocak ayından bu yana attığı ilk lig golüyle beraberliği yakaladıklarında herkes gibi bende maçı çevireceklerini düşünmüştüm. Ancak konuk takım güzel bir baskın hücumla golü bulunca Chelsea 3 puanı hayal ederken puansız kaldı. Maçtan sonra hatayı kendinde bulduğunu söylerken futbolcularını eleştiren Mourinho kadroyu transfer döneminde takviye edemediğine yanmalı. Bu arada Falcao'nun tipi ne kadar değişmiş tanıyamadım nerdeyse herhalde futbolla arasına mesafe girince başka şeylere yönelmiş. Bir nevi Liverpool sonrası Torres sendromuna yakalanmış gibi acilen İspanya ligine dönmeli.
Ligin kayıpsız lideri M.City ise yine kazandı. Kadro o kadar iyi ve alternatifli ki takımların kapanmaktan başka şansı kalmıyor. Bu kez sahneye çıkan Sterling ve Fernandinho oldu. Kayıpsız nereye kadar giderler bilmiyorum ancak takım çoktan farkı açmayı başardı. Chelsea ile aralarında 8 puan fark var. Yol uzun ancak yetişmeleri zor görünüyor. Çünkü öndekinin duracağı yok.
İspanya Ligi
Büyüklerden ilk oynayan Barça oldu. Evinde Amrabat'lı Malaga'yı ağırlayan Barça öldü, öldü dirildi desek yeridir. Transfer yasağından mıdır bilmem ama ciddi bir formsuzları gerçek. Messi, Neymar, Suarez üçlüsünün sahada olduğu bir takımın tek golünü Vermaelen'in ayağından bulması ilginç aslında. Amrabat ilk yarıda çok iyi bir orta yaptı ancak takım arkadaşı iyi vuramadı. Maçın son dakikasında ise soldan gelen pası ceza sahasında kaleye gönderemeyen Malaga 1 puandan oldu. Bu sene İspanya liginin favorisi yok. Kim erken toparlanırsa şampiyonluk onun olur.
Gecenin diğer maçında R.Madrid evinde R.Betis'i ağırladığı karşılaşmada henüz 2.dakika dolmadan golü buldu. Bu erken golle rahatlayan maç sonunda 5-0 bitti ki. Maçı 80 dakika izledim sadece 2 golü canlı izleyebildim. Ne zaman kanal değiştirsem gol oldu. Gollerin 2sini Bale attı ki ikinci golü yaklaşık 30 metreden geldi. Ama maçın golü kesinlikle James R.'in ikinci golüdür. Altıpasta Kroos'un kaleye vurduğu topu kontrol eden James harika bir röveşata ile topu ağlara gönderdi. Maçın golü kesinlikle bu goldü izlemeyenlere tavsiye olunur. Maçın golü bu olabilir ama maçın hareketi ise stoper S.Ramos'tan geldi. Sağ taraftan yeni transfer Danilo'nun( ki kendisi çok iyi bir başlangıç yaptı artık R.Madrid'in de bir sağ beki var) kestiği ortaya gelişine röveşata vuran Ramos topu direğe nişanlamasa yılın golüne adaydı. Maçta bir penaltı kurtaran Dünya Kupasının yıldızı K.Navas oldukça iyi gözüktü ancak transferin son gününde görüldü ki Real onu 30 milyon avro ile beraber M.United'a sepetlemeye çalışmış. Sözleşmesinin son senesinde ki De Gea'yı bu kadar değerli kılan şey ne gerçekten anlamıyorum. Ama bu işten en zararlı çıkan kesinlikle M. United oldu. Hem ellerinde forma giymek istemeyen bir kaleci ile kaldılar. Hem 30 milyon gibi bir paradan oldular. Hem de kaleyi teslim ettikleri Romerio berbat bir performans sergiliyor.
Ligin bir diğer şampiyonluk adayı A.Madrid ise Sevilla deplasmanı gibi zor maçtan 0-3 ile ayrılmayı bildi. Yeni transfer J.Martinez ilk golünü buldu. 28 yaşında ki bu adam bu kadar para etmez diye düşünüyorum ya bakalım hayırlısı vardır Simeone hocanın bir bildiği.
İtalya liginde de haftanın maçı Roma ile Juventus arasındaydı. Geçen sene şampiyonlar liginde final oynayan Juve o kadrodan sonra çok kan kaybetti. Vidal, Pirlo ve Tevez gibi çok önemli isimler takımdan ayrılırken yerlerine çok doğru isimlerin alındığını söyleyemeyiz. Özellikle Mandzukic transferi bence büyük hayal kırıklığı olacak. Ayrıca Mancini ile tarihinin en büyük transfer bütçesini harcayan İnter iki galibiyetle kayıpsız gidiyor. Yine de Carpi deplasmanında özetlerden izlediğim kadarıyla top filan oynamamış. Kısmetli bir gol sonrası 81'de beraberlik golünü yemiş ancak 89'da ki penaltı ile kazanmış.
Türkiye Ligi
Geldik güzide ligimize. İlk büyük maç G.Antep deplasmanında ki Beşiktaş'ın maçıydı. İlk yarı boyunca etkisiz kalan Beşiktaş top oynamaya çalışan G.Antep ise oynatmamaya çalışan taraftı. Aslında baştan bu yana küme düşme adayım G.Antep'ti ancak görüyorum ki Mutlu hoca dar kadroya rağmen iyi işler yapmaya çalışıyor. Geçen hafta ki Bursa galibiyeti bu hafta ise 75'e kadar Beşiktaş'a direnmeleri gayet iş yapar görüntü verdiler. 76'ta ise Oğuzhan harika bir frikikle Antep'in direncini yerle bir etti. Sonrasında gelen penaltı golü ise diğer gollerin habercisiydi adeta. Zirve yarışında kalmak isteyen Beşiktaş oynadığı oyunla iyi sinyaller veriyor ancak bel bağladıkları Oğuzhan ve Cenk her zaman böyle oynamayacaktır.
Hocasız maça çıkan G.Birliği ligin iyi organize olan takımlarında Kasımpaşa'yı konuk ederken maça çıkacak 11'i sanırım Cavcav belirlemiş olacak ki galibiyeti kendine yorduğunu beyan etmiş. Maçı 1-0 G.Birliği kazandı ancak golü izlemeyenler mutlaka izlesin. Kasımpaşa kalecisi İsveç milli takım kalesini de koruyan Isaksson öyle amatör gol yedi ki. Neden Önder Özen'in ona kulüp bulmasını söylediğini daha iyi anladım. Kötü gol yenir de böyle yenmez be arkadaş.
Lige çok kötü başlayan iki takımın maçında Başakşehir Bursa'yı konuk etti ve fahiş hakem hatalarıyla maçı 2-1 kazandı. Bursa ise 3 maçta sıfır puanda kaldı. Şüphesiz Ertuğrul hocanın daha çok kredisi vardır ama takımı bir önce toparlaması lazım. Kaleci Isaksson'a değinmişken Mert'i es geçmek olmaz. Harun'u keserek formayı ona veren Ertuğrul hoca tercihini bir kez daha sorgulamıştır. Visca'nın attığı ilk golde ki zamanlama hatası Milli takımı hak etmediğini gösterdi.
Konya deplasmanlarından genelde mutlu dönen G.Saray bu sene de bu geleneği bozmadı ve kötü hakem ve kötü kadro tercihine karşın sahadan 1-4 gibi bir skorla ayrılmayı başardı. Hamza hoca kavgalısı Burak'a ilk 11'de şans verirken gol erken dakikalarda aralarının iyi olmadığını artık sağır sultanın bile bildiği  Sabri ve Burak iş birliğinde geldi. Ön direkte güzel bir kafa golü atan Burak emzik işareti ile sevinirken sanırım özel hayatı ile ilgili haberler veriyordu. Golden sonra da oynayan taraf G.Saray oldu. Ama bu kez kadro tercilerinin yanlışlığı daha net görüldü. Umut bitiricilik bir yana artık futbola uzak bir hale büründü. Futbolla rakibi ısıramayan Konya yeni transferlerinden Meha'nın enfes firikik golüyle beraberliği yakalasa da maç 0-1 iken harika kurtarışlar yapan kalecisinin kurbanı oldu ve ilk yarı bitmeden yine yenik duruma düştü. İkinci yarıda riskler alıp baskı kurmaya çalışsa da hatta hakem Fırat AYDINUS'UN da yardımıyla rakip 1 kişi eksilse de bir türlü beraberlik golünü bulamadılar. Acıyı dindiren ise Sneijder oldu. 89 ve 90+ dakikalarda attığı iki golle (özellikle ilk golü çok iyiydi) son dakikalarda bir sürpriz çıkmasına engel oldu.
Transfer yasağında ki Mersin de tepe taklak gidenlerden bu sefer evlerinde 1-0 öne geçmesine karşın Kayseri'ye evlerinde 1-2 ile teslim oldu. Maçın önüne geçen pozisyonda İbrahim DAĞAŞAN'IN Nkulma'yı biçtiği pozisyonu devam ettiren ve devreyi bitiren hakem maçın önüne geçmeyi başardı.
Eskişehir deplasmanında ki Ç.Rize geçen haftada ki F.Bahçe beraberliğinin sürpriz olmadığını göstermek istedi. Kweuke'nin saçma sapan golüyle öne de geçtiler ancak ev sahibi penaltı golüyle beraberliği yakaladı. Maçın önüne geçen ise elektriklerin kesilmesi sebebiyle maçın yaklaşık 25 dakika durması oldu.
Geçen hafta Beşiktaş'ı deplasmanda yenen Trabzon bu kez evinde ligin dişli takımlarından Akhisar'ı ağırladı. Maça iyi başlayan baskı kuran, gol atan Trabzon bence hakemin yanlış penaltı kararı ile önce beraberlik golünü sonra kornerden gelen topla da geriye düştüğü golü yedi. Şota hoca bütün hücumcularını sahaya sürerek bir şey denedi ve bunda da beraberlik golünü bularak başarılı oldu. Ancak galibiyete yetmedi. Maçtan önce Akhisar'ın puan alabileceğini düşünmüştüm ancak beklediğimden daha kötü oynadılar. Yine de Cihat hoca Akhisar'da iyi işler yapıyor.
İki haftadır G.Saray'la oynayanların maçında Sivas evinde Osmanlıspor'u konuk etti. Yine hakem hatalarının konuşulduğu maçta öne geçen Osmanlıspor hocasının atılmasıyla iyice geriye yaslandı ve son dakikada en az 1 metre ofsayttan bir gol yediler. Hakemlerin bu kadar kötü başlaması bakalım neler getirecek.
Son olarak da Fenerbahçe Antalya maçı var. Etoo transferi ile büyük ses getiren ancak bence asıl patlamayı Yusuf hoca'nın yaptığı Antalya Fenerbahçe deplasmanında hiçbir şey oynamadı. Cılız bir atağı bile yok derken Kadlec'in saçma sapan bir hatasıyla golü buldular ve 1 puana çok yaklaştılar. Ama hakemin hatalı frikik kararı sonrasında Nani harika bir vuruşla o 1 puanı da rakibe bırakmadı. Maç boyu kötü oynamayan F.Bahçe Pereira'nın hamlesi sonrasında geriye yaslanır gibi olmuştu ancak yenen golde kabahati hocada bulmam Kadlec'in bireysel hatasıdır. Takımın forvet ihtiyacı vardı ancak transfer dönemi biterken bir hamle yapılmadı devre arasına kadar bakalım neler göreceğiz. Az çok hocadan anladığım kadarıyla yedek forvet olmadan ikili forvet oynamaya devam edeceğiz.
Son sözüm Sow'a olacak. Çok büyük bir futbol oynamadın ama hep görevini yaptın, din kardeşim olduğundan seni hep sevdim. Allah yolunu açık etsin. Kulübe senin kadar para kazandıran olmamıştır. 7 numara en çok sana yakışmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder