28 Eylül 2015 Pazartesi

DERBİ GİBİ DERBİ

Hafta başında tahminleri verirken tercihim Beşiktaş'tan yana olmuştu. Açık söyleyeyim maçın ilk yarısını izlerken aklımda en kötü 1 puan alırız diye düşünceler geçiyordu. Ama defansımızın ne kadar kırılgan olduğu bir daha ortaya çıkacağını unutmuşum. İlk duran toptan rakibin vurmasına izin veren defans ikincisinde bu kez işi şansa bırakmadı ve topu kendi ağlarına gönderdi. Kaer'in bu 2.kendi kalesine golü Fernandao'nun sadece tek golde olduğunu düşünürsek iyi bir gol sayısı gibi duruyor. Şaka bir yana Fenerbahçe eğer bu düzende (düzensizlikte) oynamaya devam edecekse başarılı olmasının tek yolu oyunu tutmak. Yani defans yapmayı öğrenmemiz gerek. Bu 6. Hafta maçları ama hala stoper tandeminde kimin oynayacağı belli değil. Hala forvetimiz kim belli değil. Takımda sadece Volkan ve Nani'nin forması belli diğerleri sadece ihtimal.
2-0 geriye düştüğümüz de ne yalan söyleyeyim stat da olimpiyat stadı olunca ilk aklıma gelen 5-1'lik Galatasaray maçı oldu. O maçı da iyi oynayan sayısız golleri kaçıran biz olmuş sonrasında ise peş peşe gelen gollerle dağılmıştık. Yine benzer bir maça doğru gidiyorduk ki neyse ki imdada Tosic yetişti. Kendi kalesine gol sayısında Kaer'den eksik kalmayan Sırp futbolcu maç boyunca da bölgesini savunmakta özellikle Volkan'a karşı çok zorlandı.
İkinci yarıda ilk yarıda ki kadar bile oynamadan sadece Volkan ve Van Persie'nin kişisel becerisiyle beraberliği bulduk. Ama onu dahi koruyamadık. Oyuncu değişikliklerinden sadece Diego katkı vermedi ama onu da eleştirmek ne kadar doğru bilmiyorum. Pereira'nın maç öncesi tercihleri değişikliklerinden daha çok zarar verdi. Van Persie krizini iyi yönetemediği gün gibi ortada hem maç öncesinde gidip elini sıkma şovunda terslenişi hem de ısınırken ki tavrı Van Persie'ye yakışmasa da acaba hazır olması için gerekli çabayı göstermesini bu gerilimle mi sağlıyor diye düşündürdü. Ama görüntü Pereira için hiç iyi değil. Yanlış anlaşılmasın gönderileceğini asla söylemiyorum. Ama ipin ucunu kaçırmaya çok yakın. Eğer o ipin ucu kaçarsa Van Persie'nin yolundan gidecek çok isim olacaktır.
Beşiktaş'ı beğenmedim. 2 golü de rakiplerinin beceriksizliklerinden  kaynaklandı son gole ise söylenecek laf yok. Ama gerek İsmail'in oyuna girmesi gerekse Cenk pek faydalı olamadı. Oyunun başında verilen edilgen görüntü de hoş değildi. Yine de kazanan her zaman haklıdır.
Hakeme gelince; Halis hakemi hiç sevmem geçmişine baktım da en çok hatırda kalan maçı Arena'da ki Meireles'in tükürüp tükürmediği tartışmasında yalancı konumuna düşmesi ile gündem olan maç olmuş. İyi yönettiği bir maç hatırlamıyorum. Ama Fenerbahçe'nin goy goycu başı Mahmut USLU gibi dün ki maçta hakem yüzünden kaybettik diyemem. Evet pek çok hatalı kararı var ancak biz kazanacak kadar oynadık. Sorun topun içeriye girmemesi. Bunun da bir numaralı sebebi Fernandao oldu. Bir an geçtiğimiz yıla gidip Emenike'yi izler gibi oldum. O kadar etkisiz bir günündeydi ki anlatılır gibi değil. Yine de hakemin en fahiş iki hatası vardı. Birincisi maçtan önce formaları kontrol etmemiş olması. Bence kontrol etmedi yoksa iki takımın da sırt tarafının aynı renk olduğunu görmemiş olamaz. İlk gol de ki az da olsa ofsayt olan pozisyonun görülmeme sebebi buydu. Sadece şortlar farklı renkteydi. İkinci büyük hata ise Markovic'in sakatlandığı pozisyonda Ersan'ın tekmesini görmemek oldu. O kadar bariz bir tekmeydi ki görse ! kesin kırmızı çıkarırdı herhalde, Sanırım.
Son olarak Beşiktaş - Fenerbahçe maçlarını hep sevmişimdir. Galatasaray , Beşiktaş veya Galatasaray , Fenerbahçe maçlarında olmayan futbol keyfi bu maçlar da vardır. Goller olur, kartlar çıkar, mücadele üst düzeyde olur. Ve maçlar iki tarafa da gider gelir. Yine böyle bir derbi oldu. Güzel maçtı kaybetsek de keyif verdi...

2 yorum:

  1. Birkaç kelime edesim var.

    Öncelikle, RVP üzerinde küçük dağları ben yarattım havası var. Bunun nedeni zamanında Ortega'nın, Anelka'nın başına gelen takım arkadaşları tarafından dışlanmışlık psikolojisi de olabilir, bulunduğu takımı ve ligi küçük görme de olabilir ama kesinlikle RVP takımdaki oturmamışlığın başlıca göstergelerinden biri.

    Takımın ilk şekillenmeye başladığı yaz aylarından bu yana bu takımın santraforunun Fernandao olduğu çok açıktı. RVP tamamen bardağa konan son damla gibi oldu. Çok yakında Emenike gibi taraftara da posta koymaya başlayacağını düşünüyorum. Çünkü bir şeylere kızdığı çok belli.

    Nani, son derece rölantide oynuyor. Kendisi takıma geldiğinde insiyatif alacak biri geldiği için sevinmiştim ama şu an takımda Diego'dan başka insiyatif alan hiç kimseyi göremiyorum.



    YanıtlaSil
  2. Son öngürüne katılmamak mümkün değil. Nani'nin transfer sürecinde pek çok tanıdığa gelirse şampiyon kesin biziz dediğimi biliyorum. ama şu anda sahaya bakınca Nani'yi görmek mümkün değil. bu kadar oyunun dışında kalacağını hiç beklemiyordum. üstelik takımın en skoreri olmasına rağmen bende senin gibi düşünüyorum.
    Ama ilk kısımda ki yorumuna katılamayacağım. RVP'nin Beşiktaş maçında oyuna girmeden önceki tavırları beni de rahatsız etti. ama bu Emenike misali içi boş bir kavga ya da tavır değil. RVP en az Pereira kadar futbolu bilen ve sahada ki düzenin işlemediğini bilen bir isim. o yüzden sahada olması gerektiğine çok inandığı için bu arızaları çıkarıyor. üstelik çok basit bir denklem var adam yedek kalmayı kabul etseydi United'den buralara hiç gelmezdi. oynamak için geldi ve oynamalı. taraftarlara gider yapacağını da sanmam onu destekleyen tek kesim onlar şu anda onları karşısına almayacak kadar Avrupalı'dır Nijeryalı değil :)
    Yorum yazmana ayrıca sevindim sağol...

    YanıtlaSil