17 Nisan 2014 Perşembe

SANKİ HEPSİ BİR SENARYO



Türkiye'de ki futbol dünyası artık tiyatro gibi oldu. Sanki izlediğimiz şeyi birileri daha önce yazmış, kurgulamış ve oynatıyor biz de her şeyden habersiz olan biteni izliyor ve kazanan taraftaysak seviniyor, kaybeden tarafta isek bu kez üzülüyoruz. Ama zaten birileri bunu daha önceden biliyordu.
Bu yazıyı sadece dün ki Bursa Galatasaray maçında ki rezil hakem performansından dolayı değil, bütün sene boyunca hatta malum 3 temmuz sürecinde ki maçları da düşünerek yazıyorum. Arada farklar yok değil tabii o zamanlar hakemler bir figür değildi ancak şimdilerde bizzat müdahale edilmek istenen maçlarda hakemler en güvenilir manipülasyon aracı olmuş durumda. Adil olmayan kararlar, yanlış atamalar sahada ki hakem sayısının artmasına karşın görmedim bahanesine sığınan insanlar, her şeyi biraz daha netleştiriyor.
Eskiden futbolu çok severdim, Fenerbahçe önemli bir maç kazandıktan sonra yorumları okuyabilmek için 7-8 tane gazete aldığımı bilirim. Şimdilerde ise hafta sonu oynanacak Beşiktaş derbisini statta izleyebilme fırsatım varken ayağım gitmedi. Belki Fenerbahçe maçı kazanıp şampiyonluğunu ilan edecek ama benim içimden maçı izlemek gelmedi (belki de maçın senaryosunu önceden tahmin edebildiğim için) evimde digitürk olmadığından maçı izlemek için 15 dakikalık mesafede ki baba evine gitmek bile zor geliyor bazen. O kadar soğudum futboldan.
Maçtan sonra Tv8'i açtım gerçek futbol izleyeyim diye, sonu baştan belli olmayan pas hatalarının değil güzel pasların sonucu belli ettiği bir maç izleyeyim diye. Beklentim ölçüsünde keyif vermedi ama bizimkilerden daha iyi oldukları kesin. Maçın tatsız olmasının en önemli sebebi ise Ronaldo'nun sakatlık sebebiyle tribünde oluşu ve Messi'nin bilinmez bir gerekçe ile sahada olup da maçta olmayışı oldu. Maçın en güzel hareketi ise Bale'in 85. Dakikada 55metre depar atıp topu olmayan kalecinin altından filelere göndermesi oldu. Barça'nın bu seviyede bu kadar vasat bir kaleci ile oynaması komik. Bir takım düşünün ki önde Messi, Fabregas, İniesta arkada Bartra ve Pinto nasıl bir tutarsızlıktır.
Madrid'de ise Benzema Çeçen sakallarıyla giderek daha iyi oynamaya başladı. Dün ilk golde ki asisti ve maç içinde ki etkinliği göz okşayıcıydı. İki hafta önce ligde 2 maç üst üste kaybeden Real 3.sıraya gerilerken bu kez benzer bir duruma düşen Barça oldu. Hem ligde hem Avrupa'da şansları kalmamışken birde kupadan oldular seneyi kupasız kapatmaya koşar adım gidiyorlar. Tek beklentim son hafta Real'i şampiyon yapmamak için Atletico deplasmanında yatmaları olacak.
Bizde ki futbol dünyasının düzelmesi için ise başta Aziz YILDIRIM olmak üzere Demirören'den, Hacıoğmanoğlu'ndan, eyyamcı, tetikçi hakemlerden masum gibi duran ama olmayan ortalığı karıştıran basın mensuplarından kurtulmak lazım. Ama bunlar olmayacağına göre ben izlemeyi yavaş yavaş bırakayım daha kolay.

Avrupa'da ligler çok keyifli her zaman izleme şansım olmuyor ama Liverpool ve Atletico'nun şampiyon olabilirliği beni heyecanlandırıyor.

Son olarak Galatasaray'ın ikinci golünde ki penaltı pozisyonunda topun İbrahim'in eline çarptığını ben gördüm diyerek üstüne basa basa vurgulayan İlker MERAL isimli hakemin acilen bir göz doktoruna görünmesi gerekmektedir. Hep söylediğim şeydir "Bir hakem göremedim, önüm kapalıydı, başka bir şeye bakıyordum" dese anlarım hatadır ancak hata yapılabilir, ama bir hakemin olmayan bir pozisyonu "Ben öyle gördüm" demeye hakkı yoktur. O zaman art niyet ararım. Çünkü nasıl görmek istersen öyle görürsün.

Derbide ki Bülent YILDIRIM misali sarı kartları seçerek vermeye başlayınca yanımda ki Onur'a söylediğim gibi maç bittikten sonra 85. Dakikada birisini atar dedim sadece dakikasını 1 fazla söylemişim Burak'ı Melo misali maç bittikten sonra attı. Hem de en az Melo'nun atılması kadar ucuz bir kararla. Düşünün artık bir hakemin maçın kaçıncı dakikasında hangi takımdan oyuncuyu atacağını dahi tahmin edebiliyoruz.
Sanki hepsi bir senaryo...

1 yorum:

  1. Yazının başında yazdığın bu yazdıklarım bursa maçıyla ilgili değil yazmışsın ama hiç inandırıcı değil. O zaman Fener kasımpaşa maçından sonra yazsaydın çok daha anlamlı olabilirdi. Nasılsa bir tarafta Galatasaray varken bu kadar ağır yorumlar yazmak kolay gelmiştir. Maça gelecek olursak bursa'nın attığı ilk gol öncesi faul kararının hatalı olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'a verilen penaltı kararı hatalı gibi gelse de hakem yorumu olarak değerlendirilecek bir durum. (Sevdiğin Mehmet Demirkol'un yorumu da bu yönde.) Velhasıl bu tarz bir yorum yazacaksan kendi maçından rakibine karşı yapılmış haksızlıktan sonra yazacaksın ki inandırıcı olsun. Yoksa rakibe yazmak çok kolay bende her hafta fenerbahçe için aynı yazıyı yazabilirim.

    YanıtlaSil