ATLETİCO MADRİD ( ARDA )
Bugün bayram niteliğinde bir maç
var. Türk’ün ulaşabildiği son nokta olan 2000’de G.Saray’ın aldığı bu kupayı şu
aşamada herhangi bir takımımızdan beklemiyoruz bile. Üstelik o sene UEFA
kupasında çok daha dişli rakipler vardı. Geçmişe dönüş yapıp da o takımları
saymak isterdim ama yazının konusu bugünün UEFA finali olacak.
Sene başında Terim’in gelmesi ve
de F.Bahçe ve Beşiktaş’ın çalkantılı şike davası dolayısı ile zayıflaması geri
kalan tek rakip Trabzon’un da en iyi adamını elinden alması sonucu en büyük
favori G.Saray’dı. Hala da favoridir. Ancak transferin son günlerinde Arda’nın
Madrid’den gelen teklifi değerlendirmek istemesi ile mutlak favori de elinde ki
en iyi domestik oyuncusunu kaybetti. Bu geride kalan G.Saray için sarsıcı da
olsa özellikle ikinci yarıda takımın başına Simoene’nin gelmesi ile Arda için
çok iyi olmuştur. Kalsaydı belki hafta sonu lig finali oynamak için heyecan
duyacak olan Arda onun yerine bugün Romanya’nın Bükreş’inde bir otelde başka
bir heyecan yaşıyor. Yıllar önce Hagi’nin attığı bir golde kale arkasında hava
zıplarken görünen Arda o Hagi’nin kaldırılmasında büyük rol oynadığı UEFA
kupası finalini izlerken neler hissettiğini tahmin etmek çok da güç olmasa
gerek. O gün belki o kupayı kendisinin de kaldırdığını hayal eden Arda bugün o
fırsatı eline geçirmiş durumda. Gönlü tabii ki bu finali G.Saray’ı ile oynamak
isterdi ancak dedim ya bu aralar herhangi bir takımımızdan bunu beklemek biraz
Pollyannacılık olur. Sene başında bambaşka bir görüntüde olan A.Madrid bugün
geldiği noktayı düşünmüyordu herhalde. Yeni transferler Arda, Falcao, Diego,
Adrian oldukça dağınık kimin nerede oynayacağı belli değil ve takım olgusu
oturmamıştı. 40 milyon Avroluk Falcao gol atıyor ancak etkili görünmüyordu.
Tıpkı M.Sow’un durumu gibi. Ligde ardı ardına alınan mağlubiyetler deplasmanda
değil puan almak gol dahi atmadan geçen ilk 4 hafta kabus gibiydi. Ama daha
sonra Arjantin’de mütevazi sayılabilecek bir takımla başarı elde eden takımın
eski kaptanlarından bu takımla şampiyonluk yaşamış Simoene geldi takımın
başına. Herkes ilk iş olarak takımın hücum hattını değiştirmesini beklerken o
öncelikle defansı toplamayı başardı. Villareal’de şampiyonlar ligi yarı finali
oynayan ancak Madrid’de iyi gözükmeyen Godin kendine geldi. Sağda tank gibi
sağlam ama zaman zaman ağır kalan Perea daha gönülden ve hareketli oynamaya
başladı. Sol bekte oynayan Felipe Luis ise hem Arda’ya destek verdi hem
Arda’dan aldığı destekle o kanadı rakibe kapattı. Diego’da boş geçen Juventus
ve Wolfsburg maceralarından sonra Madrid’de kendisi gibi oynayan Arda’yı
bulunca yada attığı pasları değerlendirebilen Falcao gibi ama özellikle Adrian
gibi forvetleri bulunca W.Bremen günlerine dönüş yaptı. Kiralık olması bir soru
işareti oluşturabilir ama Madrid onu elinde tutmak için ne gerekiyorsa
yapacağına eminim. Bu akşam yine en önemli gol silahları Falcao ve Adrian
olacak. Geride ise Godin ve Perea geçit vermemeye çalışacak. İki maçtır bu maç
için yarım devre oynattığı Diego ve Arda ise bu takım için çok önemli.
Nasıl finale geldiğine bakacak
olursak direkt gruplardan başlamasa da kolay bir rakip olan Vitoria Guimaraes’î
eleyerek gruplara kaldı. Gruplarda ise Rennes, Celtic, Udinese ile aynı grupta
yer alan A.Madrid deplasmanda sadece Celtic’e karşı kazanmış olsa da evinde
aldığı 3 galibiyet ile grubu lider bitirdi ve ikinci tura kaldı. İkinci tur ile
beraber artık takımın başında Simoene vardı ve ardı ardına gelen galibiyetler
ve zor gol yeme 2.turda ki rakibi Lazio’yu da içine aldı iki maçta da alınan
iki galibiyet 3. Tura kolay çıkmasını sağladı. Artık Arda’ya Türkiye yolu
gözüktü ve ikinci turda Braga’yı eleyen Beşiktaş A.Madrid’in rakibi oldu. İlk
maçta Carvalhal’in yanlış tercihleri ile maçı 3-1 kaybeden Beşiktaş rövanşta da
beklediğini alamadı ve maçı ve turu A.Madrid atladı. Çeyrek finalde artık yeni
hedef Almanya temsilcisi Hannover 96 oldu. İlk maçta evinde zorlanmasına ve geriye
düşmesine rağmen son dakikalarda Adrian’ın attığı golle 2-1 kazanan Madrid
rövanşta da aynı skorla kazanınca yarı finale yükselen takım oldu. Yarı final
ise İspanya’nın iki iyi takımının eşleşmesine sahne oldu. Üstelik bu iki
takımda da iki Türk oyuncu yer aldı. Valencia takımında Mehmet Topal gittiği
günden bu yana ilerleme kaydetmemesinin bedelini bu maçta ağır şekilde ödetti
takımına. Başa baş giden maçta önce Madrid golü buldu bu gole 45+’da cevap
veren Valencia avantajlı skor yakalamasına rağmen ikinci yarıda peş peşe gelen
iki golle turu iyice zora soktu. Mehmet Topal özellikle 3. Golde ki hatasıyla
takımını finalden etti diyebiliriz. Galiba Türkiye’ye geri dönmesi
beklenebilir. Arda’lı Madrid ise M.City, M.United, S.Lisbon gibi büyük takımlarla
oynamadan final biletini cebine koydu. Artık rakip yine bir İspanyol olan
A.Bilbao
VE ATLETİC BİLBAO
Kurulduğu tarihten bu yana sadece
İspanyol değil aynı zamanda Bask bölgesinden olmayan futbolcuları bile
oynatmayan A.Bilbao tam bir başarı öyküsü. Takımın çalıştıran Bielsa’nın adı
Barça’dan ayrılan Guardiola’nın yeri için bile geçiyordu. O derece önemli işler
yaptı bu takımla. Takımdan bahsetmek gerekirse defansta Amorebieta önemli
isimken Orta saha ise takımın her şeyi demek De Marcos ve Munianin forvet hattını
besleyen önemli isimler özellikle final yolunda çok önemli işler yaptı bu iki
isim transfer sezonunda gözde olmalarını beklemek normal.
Finale nasıl geldiklerini
hatırlayacak olursak. Gruplara kalmadan önce yolu Türkiye’ye düşen A.Bilbao
evinde Trabzon’u Tolga’nın harika performansı ile yenemeyen A.Bilbao
deplasmanda ki maç için İstanbul’da olduğu sırada Federasyon kararı ile
Fenerbahçe Şampiyonlar liginde alınmayanca Trabzon otomatikman Şampiyonlar
ligine alındı. Bu durumda Trabzon ile rövanş maçına çıkmadan UEFA gruplarına
kalan A.Bilbao en karlı çıkan takım oldu. Belki de o henüz oturmamış takım
Trabzon’a kaybederek elenecek belki de bu takım dağılacaktı ama şans
yanlarındaydı. Gruplarda Slovan Bratislava, Salzburg ve PSG ile eşleşen Bilbao
nispeten kolay maçlar sonunda gruptan lider olarak çıkmayı başardı. Bu grubun
sürprizi ise gruptan diğer çıkan takımın PSG değil Salzburg olması oldu. İkinci
turda isim olarak olmasa da iklim olarak zor bir kura çeken A.Bilbao Rusya’dan
L.Moskova takımı ile eşleşti. İlk maçta deplasman da Şubat soğuğu altında
oynanan maçta sahadan 2-1 mağlup ayrılan Bilbao evinde ki maçta ise 1-0 kazanan
taraftı ve 3.turda Şampiyon liginden elenen M.United’in rakibi oldu. Kağıt
üzerinde açık ara favori olan İngiliz şımarıkları ilk maçta evinde hiç
beklemedikleri bir oyun ve 20 milyon Avroluk kazık De Gea’nın gazabına
uğradılar. Deplasmanda Munianin’in çok iyi oyunuyla 2-3 kazanan A.Bilbao evine daha avantajlı olarak döndü. Evinde ki maçta da
bu kez takımı sırtlayan Liorente oldu. İspanya milli takımında da oynayan
Liorente takımın gol yükünü sırtlayan bana zaman Ersen Martin’i andıran çok
kaliteli bir golcü. Çeyrek finalde bu kez rakip Schalke oldu. Kadrosunda
ispanya için efsane olan Şampiyonlar ligi tarihinin en fazla gol atan adamlarından
olan Raul’u barındıran Schalke ile ilk maç Almanya’da oynandı. M.United’ı
elemenin verdiği öz güvenle maça başlayan Bilbao bu maçtan da 2-4 galip
ayrılarak yolun çoğunu geçtiler bile. Evinde oynanan maçta ise Raul saygı
duyulacak işler yapsa da maç 2-2 bitti ve yarı finale yükselen Bilbao oldu.
Artık yeni rakip Avrupa futboluna sayısız yıldız yetiştiren S.Lisbon’du. ilk
maç deplasmandaydı ancak deplasmanda kazanmayı alışkanlık haline getiren
A.Bilbao yine şok bir golle öne geçti. Ama Lisbon’un etkili oyununa engel
olamadı ve maç 2-1 Lisbon üstünlüğü ile bitti. Evinde işleri sıkı tutması
gerektiğini bilen Bilbao önce ilk golü ardında ikinciyi bularak rahatladı.
Ancak Lisbon kolay kolay pes etmeyeceğini gösterdi ve devre bitmeden 2-1’i
buldu artık maç uzatmalar skoruna geldi. Ama Liorente’nin söyleyecekleri
bitmemişti 87’de biraz da kısmetiyle attığı gol A.Bilbao’yu finale Lisbon’u ise
evine gönderdi.
Artık gözler finalde iki İspanyol Bükreş’te
Ntv’den 21:45’de yayınlanacak maçta kozlarını paylaşacak. Anlaşılan Star
Muhteşem Yüzyıl’dan elde edeceği Raytingi feda edemedi. Olsun sorun değil. Maçı
Güntekin Onay anlatacak. Bazen o kadar çok bilgi veriyor ki maçı unutuyorum.
Ama Allah’tan şu kadar kardeşler bu kadar akrabası var gibi salakça bilgiler
değil. Ertem Şener'in kulakları çınlamışmıdır? Oyunla ilgili geçmişi ile ilgili şeyler söylüyor. Ondan dinlemek keyif
verecek. Tahminim Madrid’in kupayı alacağı yönünde ama belli de olmaz Arda gol
atarsa final tadından yenmez :) iyi seyirler….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder