4 Haziran 2013 Salı

NBA'DE FİNAL ZAMANI



MİAMİ HEAT - SAN ANTONIO SPURS

Finale gelene kadar beklenenin aksine daha fazla maç oynayan ve zorlanan Miami oldu. Geçen senenin şampiyonu L. James ve arkadaşları bu sene daha engebeli bir yoldan geçmek zorunda kaldılar. S.A. Spurs ise beklenenden daha az terledi desek yeridir.
İki takımında bu sene  ki Play-off yoluna bakacak olursak. Milwaukee ile eşleşerek 4-0'la neredeyse ilk turu bay geçen Miami bunun sefasını fazladan dinlenerek sürse de asıl sıkıntıyı sonra ki turda eşleştiği Chicago'dan ilk maçta yediği tokatla yaşadı. Ancak çabuk toparlanan Miami sonrasında Chicago'ya bir daha güneş yüzü göstermedi ve seriyi 4-1 kazandı. Artık doğu finalindeydiler. Bu aşamada kolay maç olmayacağını bilseler de eminim bu kadar zorlanacakları onlarında aklına gelmemiştir. Seriyi bu sabah oynanan maç ile 4-3 kazanan Miami doğu şampiyonluğunu kazandı. Bu şampiyonlukta aslan payı kuşkusuz L.James'e ait. Ancak geçen seneden bu yana büyük gelişme gösteren o pısırık görüntüsünden uzaklaşan C.Bosh da büyük katkı verdi. Kariyerinin sonlarında bir şampiyonluk daha yaşamak için Boston'dan Miami'ye gelen Ray Allen da kenardan gelerek takıma skor katkısı verdi. Ama bu sezonun geçen seneye göre en büyük eksisi şüphesiz Wade'in berbat oyunudur. Geçen sene takımın L. James sonrası en büyük kozu olan Wade bu sezon çok inişli çıkışlı bir grafik sergiliyor. Finalde neler yapabilecek göreceğiz.
Finalin diğer ayağı olan San Antonio ise yola ilk turda sene başında çoğunluğun favorisi olan ancak Play-off'a zar zor kapağı atsa da son maçlarda Kobe'yi de kaybeden Lakers'ı 4-0 süpürerek başladı. İkinci turda bu kez rakip sezonun sürpriz ekibi Golden State oldu. İlk iki maçta endişe edilse de seri ilerledikçe rakibine daha iyi çareler üreten San Antonio seriyi 4-2 kazanarak finale adını yazdırdı. Bu aynı zamanda S.A.Spurs'ün bu sezon play-off'larda maç  kaybettiği tek seri oldu. Finalde yine tarihinde ilk kez bu seviyelerde oynayan Memphis ile eşleşen Spurs Tony Parker ve Tim Duncan'ın etkili oyunuyla rakibini 4-0 süpürdü. İlk turda ki süpürmenin aksine bu kez daha çekişmeli bir seri olsa da iki maç uzatmaya gitse de kazanan hep S.A.Spurs oldu. Konferans final serisinde olduğu gibi bütün sene çok iyi oynayan T.Parker ve Duncan takımın lokomotifi oldular. Yine kenardan gelen Manu Ginobili'de takıma deliciliğiyle büyük katkı verdi.
Final serisi ne olur sorusuna net bir cevap vermek zor. Ancak iyi maçlar olacağı kesin. Sezonu ilk sırada bitirdiği için saha avantajı Miami'de ayrıca final serisinin diğer serilere göre oynanma sıralaması da farklı normalde seriler iki deplasman iki ev sahibi ve sonra gerekirse bir iç saha bir dış saha olarak devam eder. Ancak finalde iki maç saha avantajı olan takımda sonrasında ise 3 maç dış sahada son olarak yine 2 maç saha avantajı olan takımın sahasında oynanıyor. Bu bence avantaj sahibi takıma daha büyük bir avantaj sağlıyor ama koca sezonu önde bitiren takımın o kadar da avantajı olsun.

Seri tahminim net olmasa da gönlüm kesinlikle Spurs'tan yana. Takımın en önemli isimlerinden Tony Parker'ı savunmak için fazlasıyla seçeneği olan Miami onu durdurması halinde skor gücüne ciddi set vuracaktır. Spurs içinse tek seçenek L. James hariç kimsenin 20 üzeri sayı bulamamasını sağlamak. Formda Bosh'u Splitter ve Duncan ile durdurabilirler ama Wade eğer form tutarsa işleri kolay olmaz.
Maçların tamamını CNNTurk'ten canlı olarak izleyebilirsiniz. İlk maç Perşembe günü gece 4'te oynanacak. Spurs yaklaşık 10 gündür maç yapmıyor olacak. Miami ise sadece 2 gün dinlenebilecek takımları nasıl etkileyeceğini göreceğiz. Bütün serinin programı ise şöyle 

6 Haziran Perşembe 04:00 Miami - Spurs
9 Haziran Pazar 03:00 Miami - Spurs
11 Haziran Salı 04:00 Spurs - Miami
13 Haziran Perşembe 04:00 Spurs - Miami
16 Haziran Pazar 03:00 Spurs - Miami (Gerekirse)
18 Haziran Salı 04:00 Miami - Spurs (Gerekirse)
20 Haziran Perşembe Miami - Spurs (Gerekirse)

3 Haziran 2013 Pazartesi

ORDAN, BURDAN, ŞURDAN



Epeydir yazmak kısmet olmadı o yüzden yazasım var. Epey şey birikti gündemin epey gerisinde kaldık ama biraz not düşmek adına başlayalım dedim yine yazmaya...
Öncelik bu kez basketbol
 Avrupa'nın en büyüğü yine Olympiakos oldu. Anadolu Efes'in elinden güç bela kurtulan Yunanlar final four'da önce en büyük favori CSKA Moskova'yı sonrasında ise ilk çeyrekte 17 sayı geriye düştükleri maçta Real Madrid'i yenerek 2 sene üst üste şampiyon oldular. Tebrik etmek ve imrenmemek elde değil.

Türkiye liginde ise sezonun açık ara büyük hüsranı Fenerbahçe Ülker Karşıyaka'ya henüz ilk turda elenerek bu acıya son verdi. Artık önümüzde ki sezona bakacağız. Üzüldüğüm asıl konu ise koç Pianigini'nin ayrılmasında sonra Ertuğrul Erdoğan yönetiminde ki takımın da yine savunma yapmaması oldu.

Bizi eleyen Karşıyaka ise ligin favorisi Galatasaray'a tosladı. Ve maç kazanamadan elendi. Galatasaray ise yaklaşık 20 maçtır kaybetmiyor ve kaybedeceğe de benzemiyor. Şampiyonluk yolunda en büyük favoriler ama bir bir büyük takımla karşılaşıp elemek isterlerdi sanırım.
Diğer tarafta ise Banvit Karşıyaka'nın bize yaptığını Beşiktaş'a yaptı ve acısını henüz ilk turda dindirdi. Yarı finalde karşılarında Efes vardı ve İstanbul'da aldıkları kritik galibiyetle evlerinde bu işi bitirme şansı yakaladılar ve başardılar. Final onlar için büyük başarı ancak karşılarında A.Efes'ten daha kuvvetli ve formda Galatasaray var. İşleri kolay değil. Ancak şansları yok değil. Özellikle Bandırma'da onları yenmek hiç kolay değil.
Avrupa'da 2 numaralı kupayı Chelsea son dakika golüyle kazandı. Çeyrek finalden itibaren favoriydiler ve kazandılar. Fenerbahçe ise ilk defa yarı final oynayarak büyük bir iş başardı. Bu kupaya rağmen Benitez'in görevine son verildi. Yerine ise eski göz ağrıları takıma 50 sene sonra şampiyonluk getiren Morinho ile anlaştılar. Benitez ise boşta kalmadı. Daha önce Morinho sonrası İnter'i çalıştırmak için gittiği İtalya'ya bu kez Napoli için dönüyor. Napoli antrenörü ise İtalya liginde kabus bir sezon geçiren İnter'in başına geçti.
Açıkçası geçen senenin sönük geçen transfer sezonunu aksine daha çok sayıda oyuncu ve hocanın yer değiştirmesini bekliyorum. Özellikle City'den çok büyük bir hamle bekliyorum. Takımın başına Malaga'dan Pellegrini'nin gelmesi neredeyse kesin gibi. Kadro olarak da fena sayılmazlar Ferguson sonrası United biraz karışık özellikle ayrılmak istediği konuşulan Rooney giderse bu sene sıralamada epey gerilerde kalabilirler. Morinho ise yapacağı transferlerle söz sahibi olup olmayacağı belli olur. Kadro iskeleti yaşlı ama tecrübeli.
 İspanya'da şampiyon haftalar öncesinden Barça oldu. Madrid ise teselli aradığı Kral kupasını evinde Atletico'ya kaptırarak ağır bir yara aldı. A.Madrid ise uğruna Avrupa ligini hafife aldığı şampiyonlar ligi hedefine ulaştı. Üstüne  bir de Kral kupası keyiflerine diyecek yok derken Falcao Monoca'ya transfer oldu. 2 senedir takımı taşıyan Kolombiya'lı lig olarak kötü bir tercih yapsa da Hulk gibi Rusya'ya gitmemesi sevindirici. Arda iyi bir sezonu geride bıraktı. Eğer takımda kalırsa daha fazlasını vaat ediyor ama çok daha fazlası onda yok. Yani 3 büyük ligde takımı taşıyacak oyuncu olamaz. Ama her zaman 11'de yer bulur.
İtalya'da şampiyon Juve oldu. Milan geç toparlandı. Napoli'nin nefesi yetmedi. İnter ise sizlere ömür. Lazio Uefa'da iyi işler yapsa da çeyrek finalde kaybetti ve sadece İtalya kupası ile yetinmek zorunda kaldı.
 Portekiz'de sezonu uzun süre önde götüren Benfica 2 haftada allak bullak oldu. Önce ligde Porto deplasmanında son dakikada yediği golle liderliği ve şampiyonluğu Porto'ya kaptırdı. Sonra Chelsea'ye Avrupa kupası finalinde son dakikada mağlup olarak kupayı kaybettiler. En son darbeyi ise Portekiz kupasında finalde Guimares'e 2-1 kaybederek 3 kupa hayalini başka bahara ertelemek zorunda kaldılar. Özellikle kupa finali sonrası takımın as oyuncusu Cardozo'nun hocasını itelediği sahne çok şeyin koptuğunu gösteriyor.
 Almanya ligi ise zirve yaptığı bir sezonu bitirdi. Almanya ligini açık farkla kazanan Bayern Şampiyonlar ligini de alarak harika bir sezon geçirdi derken bir de üstüne Almanya kupasını da alarak sezonu full çekerek kapattı. Tebrikten başka ne gelir elden.

AZİZ YILDIRIM NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR ?



Sene başında şampiyonlar ligine katılamayan Fenerbahçe'nin mayıs ayında UEFA kupasında yarı final oynayacağını söyleseniz herkes buna gülerdi. Üstelik gruplarda ki son iki deplasmanla beraber 4 maçta rakip sahada kalesinde gol bile görmeden bu başarıya ulaştı. Bütün bu güzel tabloya rağmen ligde gelmeyen şampiyonluk Avrupa'da tarih yazan hocanın sonunu hazırladı. Ama asıl sebep ne giden şampiyonluk ne de yapılan yanlış transferler. Asıl sorun Galatasaray'ın sene başında Amrabat'ı transfer eden kafa yapısından Sneider, Drogba gibi inanılmaz isimlere geçmesidir. Aziz Yıldırım'ın gözünü ölesiye Galatasaray bürümüş durumda. Bu yüzden geçen sene 5 milyon Avroya anlaşılmasına rağmen futbolcuyla anlaşılamamasından dolayı transferi olmayan Alper'e sırf Galatasaray anlaştı diye bir anda geçen senenin 2 katı bedeli vermiş durumda. O yüzden Arda'ya asla sportif karşılığı olmayan üstelik o bölgede alternatifleri olmasına rağmen fahiş fiyat teklif etmesidir. Yani takımın neye ihtiyacı olduğu sorusu onun için ikinci planda asıl önemli olan ezeli rakibe gol atmak. Bu yüzden Galatasaray derbisinden önce bu maçı almayacaksak şampiyon olmasak da olur söylemleri. Hedef o kadar "küçük" ki sadece Galatasaray'ı geçmek yeterli. Yazık sadece yazık 15 senedir bu kulübün 1 numaralı adamı olan ve sayısız hata yapan en önemli en büyük hatasını ise ikinci kez istifa ettiği kulübe geri dönerek yapan Aziz Yıldırım takımı bir arada tutan, Avrupa'da tarihin en önemli başarısını elde eden hocaya eğer yazılanlar doğruysa transfer ettirdiği oyunculardan memnun olmadığı için ne o yine mi istifa edeceksin diyecek kadar geçmişini unutan bir adam oldu. 3 temmuz olayında kulübü bir daha tamiri mümkün olmayan şekilde yaralayan başkan artık bu takımdan elini ayağını çekmelidir. Ama yeni hoca için görüştüğü isimlere bakıyorum da hala yerel başlarılar peşinde bir adamdan ibaret ve kulübü son sürat bilinmeze sürüklüyor.

Avrupa'da da bu tarz kulüpler var. Mesela bir dönem Fiorentina'nın başında yer alan Gori'de aynı şekildeydi. Terim zamanından takım iyi gitmesine rağmen bir türlü Terim'i rahat bırakmayan ve sonunda kavga dövüş takımdan ayrılmasıyla son bulan bir dönem yaşamışlardı. İnter'in sahibi Moratti ailesinin de geçimi en zor olan başkan olduğu söylenir.

Çok uzatmayacağım ama Fenerbahçe eğer Almanya'nın Bayern Münih'i yada bize daha yakın olan Fransa'da bir dönem hegemonya kuran Lyon gibi olması için hedefi Galatasaray değil Avrupa olması gerekiyor. O zaman ülke içi başarılarının zaten geldiğini göreceksiniz.

Yoksa Galatasaray ne kadar yükseliyorsa en fazla onun kadar yükselebilirsiniz... ben Galatasaray'ı yendik diye sevinmek değil, Sevilla'yı, Lazio'yu eledik diye sevinmek, Chelsea'yi, Benfica'yı elimizden kaçırdık diye hayıflanmak istiyorum. Galatasaray'ı zaten 14 senedir yeniyoruz. Artık kurtarın kendinizi Galatasaray ile yarışma sevdasından.