31 Temmuz 2015 Cuma

TRABZONSPOR KULÜP BAŞKANI BU OLAMAZ

Koskoca Trabzonspor'un başkanı milyon dolarları yöneten, arkasında milyondan fazla taraftar olan bir kulübün başkanı bu pozu veremez arkadaş.
Maç hazırlık maçı dahi olsa kabul etmem mümkün değil, üstelik bir Avrupa maçında bu darmadağın görüntünün izahı olamaz.
Moda eleştirmeni değilim ama o gömlek dışarıda bırakabilinecek bir model değil, üsteki düğmeler hadi diyelim sıcaktan açık ama altta ki düğmeyi açık bırakmak nedir. Görünen göbeği ve iç çamaşırı söylemeye gerek bile yok.
Usulsüz yapıldığı mahkeme tarafından onanmış bir kongreyle seçilen Hacıosmanoğlu, kulübü yönetmeme konusunda zirve yapmış durumda, getirdiği hocalarla bir türlü çalışamayan, takımın kaptanının götünü kaldıran sonra da onunla uğraşan başkan en son kumar masasında ki görüntüleri ile basına yansıdı. Daha öncesinde namaz kılarken de görüntü vermişliği var. Enteresan bir adam olduğu muhakkak. Ama bu işi yapamadığı da gün gibi ortada.
Allah Trabzonspor taraftarına sabırlar versin.

29 Temmuz 2015 Çarşamba

BERABERLİK KÖTÜ DEĞİL



Dün ilk yarıda gördük ki takım eksiklerine rağmen fena değil. Tabii ki uyumsuzluk oldukça yüksekti ancak ihtiyacımız olan tek şey zaman gibi duruyor.
Maçın başlamasına kısa bir süre kala Gökhan'ın sakatlığı ve Şener'in Bursa'nın son Avrupa maçında çift sarıdan atılmasından dolayı cezalı olması ile sağ beksiz kalan Pereira sol bek yedeğini sağ beke kaydırarak çözmeyi düşündü ki bu Avrupa'da sıkça yapılan bir şeydir. Bek oynamayı bilen iki kanatta da oynayabilir diye düşünürler ancak bende Uğur MELEKE gibi sağ bek için sol ayaklı biri yerine orta sahadan defansif bir oyuncuyu kaydırmayı doğru buluyorum. O Meireles'i önermiş ama ben stoperlerden birisi de olurdu diyorum.
Geçen sene ki formuyla takımı Emenike ile birlikte şampiyonluktan eden Volkan bu seneye yeni bir başlangıç yapmış olarak başladı. Özellikle Taison'un pozisyonunda öyle zor bir top çıkardı ki alkışlamamak elde değil. İlk 20 dakika boyunca diken üstünde izlediğimiz maç Pereira'nın sahaya kağıt yollamasıyla değişti. İki sene önce Mancini'yi eleştirdiğim sahaya kağıt yollama konusunda Pereira'yı es geçecek değilim. Sen burada değil de şurada oyna dediğinde anlamıyor mu ki yazılı olarak salağa anlatır gibi anlatıyorsun. Diego'nun bir kaç adım geri gelmesiyle önde basan kişiden 1 eksildi ancak geriden top çıkaracak adam sayısı bir arttı. Bu da oyunu hiç değilse dengelememizi sağladı. Her şey bir kenara bu maçta da belli oldu ki Jozef De Souza denilen adam yılın en büyük kazığı gibi duruyor. Eğer olabilirse Ozan TUFAN bu takıma cuk oturur. Geçen senenin en istikrarlı adamı Mehmet TOPAL bu seneye nedense çok kötü başladı. İlk yarım saatte verilen pozisyonlarda orta sahada kaptırdığı topların büyük etkisi vardı. Diğer bir sebepse Hasan Ali'nin ileriye çıkmak zorunda kaldığı pozisyonlarda geriye dönmekte zorlanması ile oldu.

Rakipte öyle çok göz korkutan bir oyuncu olmadı. Hatta onların yakaladıkları pozisyonları biz bulsaydık tabelayı kesin değiştirirdik. Maçın başından sonuna kadar yakaladığımız tek pozisyon Fernandao'nun topu çalıp sürdüğü ve içeriye çevirdiği top oldu. Onda da çizgiye kadar inmeden pası atabilse Nani kaleci ile karşı karşıya kalacaktı. Birde ah Van Persie o topa sol ayağı ile değilde sağ ayağıyla vurmaya çalışsaydı.
Oyunculara tek tek bakmak gerekirse, Volkan takımın belki de en iyisiydi. Çok kritik toplar çıkardı ve takımının moralinin düşmesini engelledi.
Hasan Ali: son anda hayatında hiç oynamadığı bir bölgede kendini buldu. Ve doğal olarak ilk yarıda oldukça hata yaptı. Hücuma çıktığında topu ısrarla sol ayağına alma çabası pek çok pozisyonun başlamadan bitmesine sebep oldu.
Kaer : Volkan'nın sektirdiği bir topta rakipten önce hamle yapması ve Volkan'ı sakatlama pahasına golü önlemesi iyi bir kumaşı olduğunu gösterdi. Ancak Alves'le hiç uyumlu değil. Bunda büyük pay Alves'in kötü olmasında ancak yine de takım savunmasından bahsediyorsak onun açıklarını da kapatmalı.
Alves: geldiğinden bu yana doğru düzgün bir maçını hatırlamıyorum. Nasıl o kadar para vermişler anlamak mümkün değil. Daha maçın 3.dakikasında adamını kaçırması ve nerdeyse kırmızı kart görmesine sebep olacak faulü yapması affedilir gibi değil. Bu kadar kötü görünüyorken Egemen'i aramamak elde değil. Bu sene başımızı ağrıtacaktır.
Caner: Her zaman ki  Caner'di savunmada aksadı. Hücuma destek verdi. İkinci yarıda topu taşımaya yardımcı olsa da o kadar çok isabetsiz orta yaptı ki tv başındakiler saç baş yoldu.
M.Topal: Çıkarken yaptığı top kaybı az kalsın gole sebep olacaktı. Görev yeri değişip bir kaç adım geri gelmesiyle daha rahat oynamaya başladı. Sağ bekte Hasan Ali'nin yerine düşünülebilirdi. Ancak De Souza'nın güven vermeyen oyunu bu riski almayı engelledi. Oyundan çıkması yadırgansa da yokluğunda çok sorun olmadı.
J.De Souza: Hatırlayanlar için en çok benzettiğim isim Murat YAKIN oldu. Toptan kaçan ileriye doğru hamle yapmaktan çekinen top ayağına geldiğinde de en yakında ki oyuncuya topu verip geriye kaçan bir oyuncu. Bu transfer döneminin en çok bonservis ödenen oyuncusu olması nasıl bir mantık hatasıdır anlamak mümkün değil. Bu adama 8 milyon verildiğini gören Bursa'nın Ozan TUFAN için 15 istemesi lazım.
Nani: takımda beklentimin en yüksek olduğu isim. Ama dün etkili olmaktan çok uzaktı. Yine de tekniğini fark etmemek mümkün değil. Bir iki şut denemesinde heyecan uyandırdı. Yeterli değil ama umut veriyor.
Diego: Geçen senenin en büyük hayal kırıklıklarından olan Diego, hazırlık maçlarında gösterdiği performans ile bu sene etkili olacağını göstermişti. Bu maçta da geçen seneye göre oldukça hareketli gözüktü. İleri geri çok çalıştı. Sonunda da yorulup çıkmak zorunda kaldı.
Sow: Hazırlık döneminin diğer bir ismi Sow maça ileri uçta başlasa da top rakibe geçtiği anda sol kanada yakın oynadı. Bir iki cılız pozisyon buldu ancak değerlendiremedi. Ve yerini V.Persie'ye bıraktı.
Fernandao: takımın Volkan'la birlikte en iyi ismiydi. Aldı verdi. Koştu çabaladı. Ancak emeğinin karşılığını alamadı. Yine de takımın vazgeçilmezi durumunda.
Sözün özü bu sezon ilk kez 90 dakikasını izlediğim Fenerbahçe oyun olarak Ersun YANAL'IN dönemine benzer bir yapıda olacak. Ancak bu yapı oldukça riskli çok uyumlu ve akıllı bir savunma lazım ki bu kadroda çok alternatif yok.
Pereira oldukça heyecanlı ancak o kadar mahir bir isim değil. Oyuncu değişiklerinden anlaşılacağı üzere sistemi değil oynayan isimleri değiştirmeyi düşündü. Rövanş için umudum var. Ama sağ bekte Şener'in ve Sow'un ekstra oyunları şart. Tur gelebilir ancak bir sonra ki tur bizim için çok daha zor olur. Ama en azından şu turu geçebilelim isterim.

7 Temmuz 2015 Salı

4 BÜYÜKLERİN 2015 / 2016 FORMALARI



 

 Son puan durumuna göre sıralamak gerekir diye düşünüyorum.

GALATASARAY
Henüz resmi olarak açıklanmadı ancak büyük olasılıkla tasarımlar bunlar. Parçalı klasik forma için yoruma gerek yok. Her sene olmak zorundadır. Küçük düzenlemeler haricinde değişiklik olmaz. Ama diğer formalar beklentileri karşılamadı diyebiliriz. Hatta Nike'in bu özensiz tasarımları kabak tadı verdi bile denilebilir.
Siyah forma antrenmanda giyilebilecek sadelikte ve basit olmuş. Koltuk altlarında ki sarı ve kırmızı şeritler olmasa hepten tişörte dönecekmiş.
Kırmızı formanın da elle tutulur bir yanı yok bana göre. Kollarında ki siyahlıkların kötü durması bir yana ne ana renk olarak kullanılan kırmızının tonu ne de siyahla olan uyumsuzluğun fark edilmemesi imkansız. Büyük firmalar büyük paralar veriyor ancak Lotto, Puma gibi markalar forma tasarımı konusunda sanki bir adım daha öndeler.

FENERBAHÇE
 Geçen sene ki harika tasarımlardan ve kaliteden sonra bu sene ki beklentiler oldukça yükselmişti. Ancak yayınlanan formalara bakıyorum da tek güzel şey Nani'nin üzerinde gördüğümüz formada ki yazı stilinin güzel olduğu. Onu da ligde federasyon sadece tek tip yazıya izin verdiği için sadece Avrupa kupalarında görebileceğiz.
Çubuklu klasik olarak yine karşımızda en son avea reklamlı formada benzer bir yaka tasarımı vardı. Bu sene pek bir değişiklik yok. Adidas'ın imzası olan omuzlarda ki 3 çizgi bu formada da var.
Bu sene deplasman forması olarak griyi tercih etmişler ancak üzerinde sarı lacivert yerine türkuaz yatay çizgiler kullanınca Fenerbahçe'den çok Arjantin milli takım forması olmuş. Omuzda ki çizgilere devam etmişler ek olarak kollarda puantiyeli şeritler var. Ben çok beğenmedim.
3. forma ise lacivert takım. Açıkçası Galatasaray'ın siyah formasından tek farkı bu forma hiç değilse kulübün ana renklerinden birisi ile yapılmış. Ama gerek görüntü gerekse çizdiği imaj antrenman formasından daha fazlası değil. Forma üzerinde ki çizgiler yeşil yerine sarı olsaydı çok daha iyi olurdu kanısındayım.

BEŞİKTAŞ
 Renksiz takım olmasıyla övünen Beşiktaş bu sene bunu formaya da yansıtmış durumda. Geçen senelerde kırmızı formasına bile rastladığımız takımın bu sene 3 formada sadece 2 renk kullanmış olması ilginç olmuş.


   İlk forma çubuklu siyah beyaz, sonra ki düz beyaz ve son olarak da düz siyah forma var. Aralarında şu kötü olmuş diyebileceğim bir tasarım yok ama görünce bu forma çok güzel dediğim bir formaları da yok.


TRABZONSPOR

 
Geçen senelerde formalarını en geç açıklayan kulüp olmuştu. Bu sene bu kadar geç kalmadılar. Ancak nete düşen tasarım sayısı sadece 2 o yüzden eksik bir değerlendirme olacak. Düz beyaz formalardan çok hoşlanmam ama kötü de sayılmaz. Ama düz mavi forma çok güzel duruyor. Nedense bana Gökdeniz'li dönemi hatırlattı. Biraz nostalji kokan güzel bir forma olmuş. Sanırım yayınlanmayan diğer forma da parçalı bordo mavi olacaktır.