2 Mayıs 2012 Çarşamba

BİR DELİ MAÇ

                Maç öncesi hep bir endişem vardır. Gerek takıma güvenmediğimden gerekse rakip Beşiktaş’ın sağı solu belli olmayan bir takım olmasından dolayı bu endişe haklı nedenlere dayanıyordu. Ancak kadroda Alex ve kişilik sorunları olan Emre’nin olmayışı bu takıma olan güveni daha da imkânsızlaştırdı. Henüz maçın başında bu endişenin haksız olmadığı bir iki pozisyon yaşadık. Baroni kararsızlığında geçip vurmak arasında biran duraksayınca karşı karşıya pozisyonlarda dünyanın sayılı kalecilerinden olan Rüştü kolaylıkla topu kontrol etti. Aykut hocanın özellikle Emre’nin yokluğunu aradığı bir maç oldu. Selçuk kendini bir Xavi zannetmesi ile biz taraftarların ve Aykut Hocanın yüreği ağzına gelmiştir. Öyle garip yerlerde öyle riskli çalımlar denedi ki çok sevmediğim bir tabir ama sanki içine İniesta yada Xabi Alonso kaçmış gibi oynamaya çalıştı. Artık maçta neler olduğunu yazarak sayfa doldurmaya niyetim yok onun yerine ilginç bulduğum anları yazmayı düşünüyorum. Mesela F.Bahçe golü ararken yediği gole cevabı 3 dakika da veremeseydi bu maç nasıl biterdi bunu düşünmek lazım. Geçen haftanın sürpriz golcüsü Zeigler’in kazandırdığı faulde yaklaşık 30 metreden Stoch o füzeyi çıkarmasaydı ne olurdu. Ama iyi ki çıkardı da öyle güzel bir gol izledik. İkinci gol ise tamamen istemeyle alakalı ligin ilk yarısında ki maçta da benzer bir gol atmıştı Fener. Alex’in ön direğe yaptığı ortayı arkaya aşıran Gökhan Gönül Yobo’ya güzel bir asist yapmıştı. Bu maçta da tam işler sıkıntıya girmişken aynı organizasyonda bu kez Stoch ortaladı, Gökhan yine aşırttı arkada Semih’in yapmak üzere olduğunu Egemen kendi kalesine yaptı. O pozisyonda Semih yerine Bienvenu olsa o topa öyle yüklenmezdi. Egemen’in de öyle vurmasının sebebi Semih’in rahatsız etmesidir. Fenerbahçe zor da olsa bir maçtan daha kazasız geçti. Kaleci Volkan’ı kaybetmemeleri bir kazanç da olsa Perşembe günü bir nevi rövanş maçında Volkan’dan daha fazlasına ihtiyacı olacak.
               O pozisyonda ayağını çekmeyen Edu’nun da çok iyi niyetli olduğunu söylemek zor. Dünyada ki bütün golcülere bakın ayağını kaldırmayanın art niyetli olduğunu görürsünüz.
             Maçtan sonra Rüştü bir açıklama yaptı. Kendimi ihbar ediyorum hakeme hakaret ettim o da bana karşılık verdi diye. Bu açıklamayı neresinden tutsanız garip kalır. Hakem genç bir hakem ama daha önce yönettiği bir İBB-FENERBAHÇE maçından sonrada Efe ve Gökhan Gönül hakemin hakaret vari konuştuğunu söylemişti. İlk kez büyük bir maç yönetmek için Kadıköy o kadar da iyi bir başlangıç yeri sayılmaz. Ben burada Cüneyt Çakır’ın bile darmadağın olduğunu gördüm üstelik Rüştü gibi artık tecrübeliden kaşarlığa geçen bir ismin hakemi bu kadar ortaya atması ne kadar doğru bilmiyorum. Federasyonun yapması gereken Rüştü’yü de Emre Belözoğlu gibi Disiplin Kuruluna sevk etmek. Hakemi de seneye kadar dinlendirmek ya da bir daha süper final maçı yönettirmemek. Bakalım becerebilecekler mi ?
                Artık geriye 3 maç kaldı. İkisi deplasmanda diğeri son maç G.Saray’la ayrıca maçın son anlarında sahaya giren 14-15 yaşlarında ki o çocuğun da eğer olası bir saha kapatma cezası alırsa dava edilmesi gerektiğine inanıyorum. Belki de o velet yüzünden şampiyonluk gidecek. G.Saray beklendiği üzere kolay bir galibiyet aldı. Bütün hafta İstanbul’da gezen Burak’ın kadroya alınmaması bence de doğru bir karar ancak sene boyunca hiçbir faydası olmayan Adrian yerine Alanzinho’nun ilk 11’de olması gerekirdi.  Artık G.Saray’ın iki maçı içerde ve kadro olarak Fenerden çok daha iyi durumda hafta içi hem yorgunluk hem de sakatlık sebebiyle puan kaybı yaşaması en muhtemel maça çıkacak olan Fenerbahçe buradan galibiyetle dönerse bu kez ibre Fener’e döner ama bu pek muhtemel gözükmüyor. Ama umut fakirin ekmeği…
             Hafta sonu oynanan maçlara bakacak olursak. B.Dortmund şampiyonluğunu ilan ettikten sonra da kazanmaya devam ediyor. Deplasmanda 5-2lik bir skorla galip geldiler. İtalya’da ise heyecan hızla devam ediyor. 7 haftadır kazanan Juventus bu hafta da rahat bir galibiyet aldı. Bu hafta sonu küme düşmemeye oynayan rakiplerini yenerlerse kalan 2 haftada 3 puanlık avantajı vermezler gibi geliyor. En kritik maçları bu hafta oynayacaklar. Haftaya Milano derbisi ile şampiyonluklarını ilan bile etmeleri sürpriz olmaz. Fransa’da ise PSG 0-1 öne geçtiği maçta deplasmanda Lille takımına 2-1 yenildi. Böylece haftayı galibiyetle kapatan Montpellier farkını 3 puana çıkardı. Bu kadar yatırım yapan takımda pek çok pahalı yıldız barındıran PSG yine mutlu sona ulaşamayacak gibi gözüküyor. Lugano geri dönsün bence iyi topçudur. İngiltere’de ise zirve iyice kızıştı. Pazartesi günü evinde United’ı ağırlayan City rakibini Company’nin 45+’da attığı golle devirmeyi başardı. Özellikle ilkyarıda çok iyi bir oyun ortaya koyan City 1.75m’nin üzerinde forveti olmamasına rağmen ( Aguero ve Tevez oynadı) sürekli yüksek top attı. Ancak 45+’da kornerden gelen topa çok iyi yükselen Belçikalı stoper Company altı pastan topu ağlara yolladı. City adına bence maçın adamı ilk yarıda takıma harika yön veren D.Silva sene başında olaylı şekilde Arsenal’den gelen Samir Nasri de iyi oynayanlardandı. Geriye 3 maç kaldı ve averajla lider City bu hafta New Castle deplasmanındalar kazanırlarsa yolları açık. İspanya’da Guardiola ayrılma kararı aldıktan sonra ki ilk maçında 7 tane attılar bir şey mi demek istiyorlar ne ? R.Madrid ise evinde Sevilla’yı rahat bir oyunla 3-0 geçti. Ronaldo hayvanı atmaya devam ediyor. Garip bir iştah var bu adamda başkası olsa sıkılırdı ama o durmak bilmiyor. 43 golü oldu. Anlaşılır yada akıl sır erecek bir performans değil bu. Bizde de Burak var ama tam karşılığı değildir herhalde : )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder