27 Eylül 2013 Cuma

6.HAFTA TAHMİNLERİ

HAFTANIN TAHMİNLERİNİ YİNE GEÇ VERENLER HAKKINDA HUKUKİ SÜREÇ YAKINDA BAŞLAYACAKTIR...

24 Eylül 2013 Salı

TAHMİN SONUÇLARI

HAFTANIN LİDERİ 8'ER PUAN TOPLAYAN MESUD ABİM VE ONUR OLDU TEBRİK EDERİM... HAFTANIN KÖTÜLERİ İSE 4'ER PUANLA MELİK ABİM VE MUSTAFA ABİM OLDU. MÜCAHİD BİR HAYAT BELİRTİSİ GÖSTEREREK YARIŞI BIRAKMADIĞINI GÖSTERDİ...
YENİ PROGRAMI EN GEÇ YARINA KADAR GÖNDERECEĞİM İNŞAALLAH

18 Eylül 2013 Çarşamba

ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKMADI

Dün ki maç öncesi yazımda zaten bu maçtan bir beklentim olmadığını belirtmiştim. Ancak bizi üzen ilk 30 dakikada ki futboldan sonra böyle bir skor çıkması oldu. Bu organizasyon içinde sürprize pek izin vermeyen bir organisyon hele ki bir golle bu kadar kırılgan oluyorsan ne sonuç çıksa razı hale geliyorsun. Grubun diğer maçında beraberlik çıkması bize yarar eğer bu grupta ikinci olacaksak zaten altımıza alacağımız takım Juve'dir Real Madrid değil. Dün maç öncesi Terim'e çok inanmıştım. Büyük hayal kırıklığı oldu. Savunmada ki Chedjou ve Ebue'ye ise diyecek kelime yok. Amatörce oynadılar.

17 Eylül 2013 Salı

ŞÖLEN BAŞLIYOR



Şampiyonlar liginde 2013/2014 sezonu bu akşam oynanacak maçlarla başlayacak. 4 grupta 8 maçın oynanacağı akşamda tabii ki tüm gözler evinde Real Madrid'i ağırlayacak olan Galatasaray'ın üstünde olacak.
Geçen sene çeyrek final oynayarak büyük bir başarı elde eden Galatasaray bu sene en azından gruptan çıkmak istiyor. Real Madrid ise geçen sene yarı finalde elendiği kupada bu sene final hedefliyor.
İki takımda en son oynanan maçın üzerinden sadece 5 ay geçmesine rağmen oldukça farklı takımlar. Real'den başlayacak olursak, takımın hocasıyla yollar ayrıldıktan sonra sahaya dizilişleri ciddi manada değişti. Artık hücumcu bir 4-3-3'ten çok daha dengeli 4-4-2'yi tercih ediyorlar. Buna henüz uyum sağladıklarını söylemek zor ancak kaliteli ayaklar uyum sorunu da olsa sonuca ulaşabiliyorlar. Galatasaray ise daha ilginç bir şekilde ortada iyi giden bir düzen varken bunu geliştirmek yerine değiştirmeyi tercih etti. Yeni transfer edilen futbolcuları ve takımın demirbaşlarını bir arada oynatma isteği takımı biraz ham bir takıma dönüştürdü. Üstüne birde ülke içinde ki saçma yabancı kuralı sebebiyle oynatamama zorunluluğu eklenince takım kimyası oda seviyesi sıcaklığında kaldı. Son 3 maçı galibiyetsiz kapatmanın bir sebebi de bu olsa gerek. Yani oynayan oyuncular belli bir kalitenin üzerinde oyuncular ancak birbirlerini tanımadıkları için kimden ne şekilde verim alınabileceği henüz tam olarak anlaşılamadı.
Maça gelirsek açıkçası Terim'in akşam şapkadan tavşan çıkaramaması durumunda işleri hiç kolay olmayacak. Dedim ya Madrid artık daha dengeli bir takım. Sadece Galatasaray'dan değil bu turda hiçbir takımda 4 gol yemeyeceklerdir. Ama ne kadar atabilirler o da soru işareti Ronaldo henüz yeni mevkisinde istediklerini yapabilmiş değil. Defansın sol tarafında ki eksikliklerde o bölgeden özellikle hücumda yeterli katkı almalarını engelliyor. Hafta sonu Villareal deplasmanında sol bekte oynayan Nacho ileri çıkışlarda Hasan Ali'den daha etkili değil. Onun karşısında oynaması beklenen Burak veya Bruma bu akşamı ona bir daha asla unutamayacağı bir maça dönüştürebilir. Defansın solu gibi orta sahanın göbeğinde de kimin oynayacağı tam olarak kestirilemiyor. Modric veya Khedira kesik yiyecek. Illaramendi ve Bale'in yeri garanti gibi. Sağ açık bölgesinde de Di Maria'yı oynatmasını bekliyorum. Forvette Ronaldo'nun partneri tabii ki Benzema.
Galatasaray'a gelince kadro olarak bir belirsizlik de Galatasaray'da var. Stoperde uzun süredir oynamayan Dany bu akşamda kenarda bekler. Sol bek ve sağ bekte değişmez ancak orta saha kurgusu sürprize gebe. Orta ikili de sakatlığı geçen Selçuk ve Melo banko sol tarafta ise Antalya maçında oynatılmayarak bu maça saklanan Sneijder kesin. Geriye sadece Hamit'in bölgesi kalıyor. Orası içinse en büyük alternatif Bruma ancak ileride Drogba'ya tek forvet şansı verip sağ tarafa Burak'a da kayabilir. Bu zamanda Amrabat'ın sol tarafta oynaması söz konusu olur ki bence akla en yakın olanı Burak'ın bu maçta yedek başlaması kafamda ki 11 şöyle.
MUSLERA
EBUE SEMİH CHEDJU BALTA
SELÇUK MELO
BRUMA          SNEİJDER       AMRABAT
DROGBA
Kadroyu fazla hücumcu bulanlar olabilir. O zaman da Bruma yerine Engin tercih edilebilir. Tabii ki işin en doğrusunu Terim bilir. Bu maçtan fazla ümidim yok. İyi oyun belki ileri ki maçlar için özgüven verebilir. Hafta sonunda ki Beşiktaş deplasmanına da enerji saklamak lazım.

TAHMİN SONUÇLARI

HAFTANIN LİDERLERİ 6'ŞAR PUAN ALAN BEN VE MUSTAFA ABİM OLDU. TEBRİK EDERİM...
SON SIRADA Kİ MÜCAHİD İSE ARTIK BULUNDUĞU YERİ KABUL ETTİ GALİBA...
HAFTA İÇİ YETERLİ İYİ MAÇ BULAMADIĞIM İÇİN ŞAMPİYONLAR LİGİ TAHMİNLERİ SORMADIM AMA İLERİ Kİ HAFTALAR DA MUTLAKA YER VERECEĞİM...

13 Eylül 2013 Cuma

TAHMİN LİGİ

GECİKMELİ DE OLSA TAHMİNLERİ YAYINLIYORUM...
TAHMİNLER ÇEŞİTLİLİK GÖSTERSE DE MESUD ABİM HAFTANIN FAVORİSİ :)

HAFTA SONU SPOR EKRANI


CANER ERKİN SOL BEK OYNAR MI?

SİVAS MAÇINDAN SONRA CANER SOL BEK OYNAMAZ DEMİŞTİM. İKİ MİLLİ MAÇTA ÖYLE GÜZEL OYNADI Kİ AĞZIM AÇIK İZLEDİM. YİNE DE ISRARLIYIM CANER SOL BEK OYNAMAZ...
AMA BİR OYNARSA BU TEKNİKLE TÜRKİYE'DE DURMAZ. AVRUPA'DA OYNAR...

10 Eylül 2013 Salı

GALATASARAY'IN ŞAMPİYONLAR LİGİ GRUP DEĞERLENDİRMESİ



Hazır lige milli maç arası verilmişken biraz ihmal ettiğim kura değerlendirmesini yazayım dedim. Aslında daha erken yazacaktım ancak hem transfer döneminin bitmemesi hem de montaj ! işleri biraz geciktirdi:)

B GRUBU


  •      R.MADRİD
  •       JUVENTUS
  •     GALATASARAY
  •        KOPENHAGEN

 Grubun favorisinin kim olduğunu söylemeye bile gerek yok. R.Madrid yeni kadrosu ve teknik ekibi ile kupanın uzak favorilerinden. Juventus ise uzun süredir İtalya liginde kurduğu imparatorluğu bu kez Avrupa'da kurmak istiyor. Galatasaray ise geçen sene tadı damağında kalan çeyrek final başarısını tekrar yakalamak istiyor. Kopenhagen'ın ise ne yaptığından yada ne istediğinden haberim yok:)


Transfer sezonunun cirosu en yüksek takımı olan Real Madrid Morinho sonrası takımın başına getirebileceği en iyi hocayı getirdi desek abartı olmaz. Ancelotti bu seviyede yıldızlardan verim alabilen onları idare edebilen bir nevi Mustafa Denizli'nin 3 gömlek üstü bir hoca. Aziz YILDIRIM'ın ilk senelerinde Fenerbahçe'ye gelip İstanbul'u gezdikten sonra gerisin geri dönmüşlüğü olan bir hoca
nereden nereye. Gelenler gidenler listesi yapsak ekstradan bir sayfa daha yazı çıkar. O yüzden en önemli gidenlerden Higuain, Callejon ve Mesut gelenlerden ise G.Bale, Illaramendi ve İsco bu kadar para harcamalarına rağmen hücumda bir eksiklik gözüküyor. Ancak ısrarla oraya bir isim almadılar. Önceki yıllarda kanat hücumcusu olarak oynayan Ronaldo bu kez merkeze geçecek gibi duruyor onun boşalttığı bölgeye de Bale geçecek. Morinho'nun iddialı ancak antipatik duruşundan sonra Zidane'ın yedek kulübesine inmesiyle daha sakin daha duran bir güç olacaklar. Geçen sene ki Telekom Arena'da ki gibi bir maç oynayacaklarını sanmıyorum. Artık attıkları golün değerini daha çok biliyorlar. Kalede yine D.Lopez oynuyor. Barça'nın yıllardır çektiği kaleci sıkıntısını düşününce yedek kulübesinde Casillas gibi bir ismi oturtuyor olmaları büyük zenginlik. Grubu konuşmaya bile gerek yok gruptan elleri kollarını sallayarak çıkacaklardır. Tek rakipleri Juve olur onu da eğer İtalya'da ki maçta yenmeyi başarırlarsa Galatasaray'a gün doğabilir.


Juventus yukarıda dediğim gibi artık İtalya sınırlarını aşmak ve yine kupanın favorilerinden olmak istiyor. Kadroları henüz bunun için bir düşük seviye gibi dursa da yine de çeyrek final göreceklerini düşünüyorum. İlk sıra için Madrid'i geçmeleri zor ancak turu geçerken sıkıntı yaşamayacaklardır. Forvet hattını Tevez ile güçlendirerek önemli bir açığı kapattılar. Ayrıca Torino'da oynayan stoper Ogbonna'ya 13 milyon vererek aldılar. Son olarak da İspanyol forvet Lorente'yi bedelsiz olarak aldılar. Ayrılanlar ise bu kadar forvet aldıktan sonra atıl kalan Matri'yi Milan'a 11 milyona, Giaccherini'yi Sunderland'e 7,5 milyon avroya yolladılar. Avrupa'da az sayıda 3-5-2 oynayan takımlardan buna karşın zaafları kadar avantajları da oluyor. İtalya'da son 2 senedir şampiyon oluyorlar. En büyük sorun ise genç bir takım olmalarına rağmen takımın beyni konumunda ki Pirlo'nun yaşlanması. Fikstürleri iyi ilk maçta grubun zayıfı Kopenhagen ile sonra ise evinde Galatasaray'la oynayacaklar 2 galibiyet çıkarırlarsa işleri kolay olur.

  Galatasaray ise geçen sene devre arasında ki Drogba hamlesi ile gelen çeyrek final sonrası bu sezon geçen sene çok eleştirilen savunma bölgesine takviye yaptı ancak hala sol bek pozisyonu için alternatifleri kısıtlı. Birde üstüne kurada iki tane üst düzey ülkenin şampiyonunu çekince üst tur hayalleri iyice geriye gitti. Bazıları belli olmaz o işler dese de şampiyonlar ligi seviyesi içinde pek sürpriz barındıran bir organizasyon değil. Yine de şanslarını Juve'ye çelme takmak için kullanacaklardır. Başarırlarsa kardeşimin dediği gibi bu sene ki ikinci tur geçen sene ki çeyrek final kadar başarı kabul edilir. Gelenlerden Fransa'nın iyi stoperleri arasında sayılan Chedjou'yu 6 milyon, kiralık oynayan Umut ve Melo'yu bonservisleriyle ve son olarak U20 Dünya Kupasının öne çıkanlarından Bruma'yı 10 milyon avroya transfer ettiler. Gidenler arasında öyle göze batan bir isim yok. İki sene önce önemli işler yapan Elmander bir sene yattıktan sonra yabancı sınırlaması nedeniyle Norwich'e kiralandı. Haziran ayında transfer edilen Erman ise bedava geldiği takıma 200 bin avro kazandırarak Eskişehir'e gitti. Biraz ayıp ettiler adama. Geçen sene İngiltere'de kiralık oynayan Kazım ise Bursa'ya gitti. Bir kaç gidiş daha oldu ancak adını anmaya bile değmez. Oyun yapısına bakacak olursak Bruma'nın gelişi pek çok şeyi değiştirecek. Klasik bir 4-4-2'den 4-2-3-1'e döneceklerdir. Melo ve Selçuk ikilisinin önünde Bruma, Sneijder ve Hamit üçlüsünü görebiliriz. Önlerinde ise bazen Burak bazen Drogba olacaktır.ligde ise yabancı sayısına göre Bruma ve Sneijder kadro dışı kalabilir. Ne olursa olsun gruptan çıkmak büyük başarı olur. Ancak görüntü umutsuz.


Kopanhagen hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyorum. Gelen giden isimlere baktım onda da pek bir hareket yok. Sadece tanıyanlar için eski Juventus'lu Olof Mellberg'i kadrosuna katmışlar o da artık 35 yaşında. Grupta şansları olmayacaktır. Ancak Danimarka iklimi gereği kış sezonunda evinde sürpriz puanlar alabilirler o puanlar Uefa için yeterli olur mu buna Galatasaray karar verecek. Ayrıca maçlarını oynayacakları stat Galatasaray için hoş hatırlarla dolu. 2000 yılında Galatasaray'ın UEFA kupasını aldığı Arsenal maçı bu statta oynanmıştı. Geçen sene büyük bir form grafiği yakalayarak şampiyon olmuşlardı bu sene lige felaket bir başlangıç yaptılar. Toparlanırlar mı sanmam üstelik ilk iki maçları sırasıyla içerde Juve ve dışarıda R.Madrid ile yani 0 çekmeleri bile mümkün...

Grup tahminim

1.R.Madrid

2.Juventus

3.Galatasaray

4.Kopenhagen

 

3 Eylül 2013 Salı

MESUT ÖZİL ARSENAL'DE



Milliyetçi sayılmam, solcu hiç değilim, Elhamdülillah Müslüman'ım o yüzden dünya üzerinde ki Türkler benim için Müslüman olmaları sebebiyle değerlidir. Aynı oranda Sow gibi Ribery gibi K.Benzama gibi isimler de Müslüman oldukları için değerlidir. Belki Türklere aynı dili konuştuğumuz için azıcık daha sempatiyle baktığım söylenebilir. Bunları niye yazdım. Mesut Özil gibi İlkay Gündoğan gibi hatta Serdar Taşçı gibi isimler Türk milli takımı formasını giymeyi tercih etmedikleri için benim gözümde dünyada ki diğer Müslümanlardan gram farklı değillerdir. Kanoute, Demba ba, Ben Arfa neyse onlarda o.
Türk spikerlerin yada yorumcuların Mesut'un maçını anlatırken Arda'dan bahsedermişçesine gururumuz gibi kelimeler kullanmaları hoşuma gitmiyor. Daha çok kupa kazanmak, daha fazla para kazanmak hatta daha rahat transfer yapabilmek için Almanya vatandaşlığını seçen birisi (birileri) nasıl oluyor da Yıldıray'la, Hamit, Halil Altıntop'la Hakan Çalhanoğlu ile aynı kefeye konuyor?
Gelelim transfer mevzusuna R.Madrid daha önce de buna benzer transfer hataları yapmıştı, Sneijder, Robben belki Cambiasso bile bu isimler arasında sayılabilir. Ama Mesut'u satmak hepsinden daha büyük eşeklik gibi duruyor. En yakın rakibinin hemen hemen aynı bölgede oynayan İniesta ile istatistiklerini kıyasladığımızda Mesut açık ara daha çok skora katkı yapmış. Sırf bu bir şey ifade etmeyebilir ancak sırf bu bile elde tutmak için mantıklı bir sebep. Ama G.Bale gibi ilk defa ülke dışına çıkacak birisine 90 milyonun üzerinde bir para veren zihniyetin mantıklı iş yapmasını beklemek de tezat. Sanırım Arsenal'in yaklaşık 50 milyon avroluk teklifini bir daha bulamayız diye düşündüler.
Mesut İngiltere'de üstelik Arsenal gibi bir takımda ne yapar sorusuna gelince; bir kere Mesut inanılmaz teknik bir oyuncu. M.City'de D.Silva nasıl bir katkı veriyorsa en az onun kadar faydalı olabilecek bir tekniğe sahip. Hatta fizik güç olarak ondan da iyidir. Ama oynayacağı takımda yanında iyi anlaşabileceği Yaya Toure gibi yada Ronaldo gibi hatta Khedira kadar bile eşlik edecek birilerini bulamayabilir. Arteta, Cazorla, iyi isimler ancak yeterli demek çok zor.
Zaten NTVSPOR Real ve Barça maçlarını D-SMART'a vermiş varsın Mesut ayrılmış olsun seyir anlamında bir şey kaybetmedik. Artık pazartesi günleri Arsenal'in maç özetlerini de izleriz.

2 Eylül 2013 Pazartesi

TÜRKİYE LİGİ VE AVRUPA'DAN KISA KISA



Hafta sonu oynanan maçlarla ilgili haftalık yazımıza bu hafta Türkiye ligi ile başlıyoruz.
·         Haftaya lider giren Beşiktaş evinde ligin zor durumda ki takımlarından Gaziantep'i ilk yarıda Almedia'nın golleriyle 2-0 yendi. Bu kez sol bekte Ersan yerine Atiba oynadı. Sanırım denemeler devam edecek. Transfer penceresi kapanmadan bir sol bek alabilirlerse takım tam manasıyla oturur. Ancak elde ki sol kanat oyuncularının bolluğu da soru işareti olacak. (İsmail, Gökhan Süzen, Uğur Boral, Escude ve hatta Ersan). Henüz havaların iyi olması sebebiyle olimpiyat stadında oynamaya devam eden Beşiktaş buna rağmen hatırı sayılır bir sayıda seyirciye ulaşmayı başarıyor.
Son şampiyon Galatasaray Terim'in milli takım anlaşmasından sonra oynadığı iki maçta da galip gelemedi. Bunu Terim'in konsantrasyon sorununa da bağlayanlar olabilir Bursa ve Eskişehir gibi iki zorlu deplasmanın üste üste gelmesine de. Sonuç olarak Galatasaray 2 hafta 2 beraberlik aldı. Eskişehirli Necati hakkaniyet sahibi bir insan olacak ki geçen hafta Fenerbahçe'ye karşı kaçırdığı gollerin bir benzerlerini bu kez Galatasaray'a karşı kaçırarak iki takım taraftarlarını da sevindirdi. Anlaşılan o ki Necati'nin sorunun benim gibi form durumu ile açıklamak isteyenler yanılıyor. Derin bir yetenek sorunu mevcut.

Fenerbahçe evinde nihayet güzel bir oyun ve çok daha güzel bir skorla kazandı. Oyun güzeldi ancak alınan skorda hakemin iki tane asisti olduğunu görmeden geçmeyelim. Hadi ikinci golde Alves'in bariz faulünü görmedi diyelim ancak ilk golde ve ikinci yarıda ki bir pozisyonda topun kendisine çarparak gol olması doğru yerde durmayı bilmediğini gösteriyor ki, bildiğim kadarıyla hakeme verilen ilk derslerden biridir. Ersun YANAL'ın hala bazı tercihlerini anlamak zor. Dakika 60 olmuş maç 4-0 oyuncu değişikliği için futbolcuları alkışlatmak için her şey müsait sen oyuncu değiştirmek için neden 80 dakika beklersin ve oyuna o dakikada neden M.Topuz girer bilmiyorum. Volkan bir kötü maç daha çıkardı. İki golde de müdahalelerine rağmen golü önleyemedi. Mert mi oynasa artık ne?

Akhisar evinde Trabzon'u 3-0 gibi netten öte bir skorla yenerek haftanın en dikkat çeken sonucuna imza attı. Trabzon bir iyi bir kötü gidiyor. Sanırım geçen seneden farklı olmayacak. Hala bir forvet alamamış olmaları acaba Gekas transferini mi bekliyorlar sorusunu akıllara getiriyor? Ne olursa olsun takım çok ama çok zayıf.

Karabük evinde Gençlerbirliğini son dakika penaltısı ile geçerken tekrarda hakemin biraz ucuz bir karar verdiğini gösteriyor. Penaltı kararı sonrası ise Gençlerbirliği hocası Metin DİYADİN'in çıldırdığını gördük. Haksız da sayılmaz. Bursa deplasmanda Antalya'yı geçerken şanslıydı. Rize ise Erciyes'i evinde eli boş gönderdi. 

Haftanın golü bu maçta Ali Adnan'ın yolladığı enfes füzeydi.
·         İngiltere'de iki güzel maç vardı. Pazar sabahında Liverpool evinde zor da olsa M.United'i 1-0 geçerek liderliği sağlama aldı. United Ferguson sonrasında eski tadında değil. Liverpool ise eski günlerini andırmasa da 3 maçta toplam 3 gol atarak 9 puan toplamaları savunmalarını topladıklarını gösteriyor. Özellikle kalecileri Reina yerine gelen Mignolet çok iyi maçlar çıkarıyor.

Diğer maçta ise Arsenal evinde transfer şampiyonu Tottenham'ı ağırladı. Onlarda Liverpool benzeri tek golle 3 puanı aldı. Tottenham'da o kadar transfere rağmen gol yollarında ki sıkıntı göze batıyor. Arsenal ise transferin son gününde Mesut'a 50 milyon vererek parayı tam anlamıyla çarçur etti. İyi bir santrafora ihtiyaçları hala var. Sow Avrupa'da oynayabilseydi ilk tercihleri olurdu.

M.City bir hafta sonra evinde Hull City'yi 2-0 ile geçti. Goller Negredo ve Yaya Toure'den geldi. Bu sezon Chelsea ve City arasında bir yarış olacaktır. United'in bu yarıştan erken kopacağını düşünüyorum. Rooney kafasını tekrar takıma verebilirse bu süre biraz daha uzayabilir.
 ·         Sezonun ilk gündüz maçını oynayan Real Madrid evinde Bilbao'yu 3-1 yendi. Sezonun kendi adına ilk golü atan Ronaldo her zaman ki çizgisinden uzakta geçen sene 3'lü forvetin sol tarafında oynarken bu sezon göbeğe geçmesi skor sayısını düşürdü. Ama yeni transfer İsco 3 haftada kendini kanıtladı. Bu maçta da attığı 2 güzel gol var. Belli ki Ancelotti'de kalede tercihi Lopez'den yana kullanacak. Casillas geçen sene Mourinho ile atışmasının bedelini daha uzun süre ödeyecek gibi duruyor çünkü Lopez çok formda.

Barcelona yine bir puan kaybının ucundan döndü. Messi yine atmaya devam ediyor ancak takım savunma anlamında eski tadında değil. Stoper almamış olmaları şampiyonlar ligi başladığında başlarını ağrıtabilir. Valencia ise geçen senelerde ki gücünden uzakta olsa da hala iyi bir takım.
A.Madrid ligin iyi takımlarında Sosciedad deplasmanında 1-2 kazandı ve çıkışını sürdürdü. Arda hafta arası kırmızı kart görse de bu maçta oynayabildi. Çünkü ispanya'da kupada görülen kartlar lige yansımıyor. D.Villa kısa bir aradan sonra golle döndü. 2 sene önce formuyla göz dolduran Adrian'a ne oldu ki artık sadece vakit geçsin diye 90.dakikada oyuna alınıyor. Daha öncede forma şansı bulmuş ama çok etkisiz kalmıştı.
 
·         Almanya'da haftanın önemli maçlarında Schalke evinde Leverkusen'i 2-0 ile geçti. Hem Huntelaar hem de Obasi'nin sakatlığında alınan Szlai attığı golle nefes aldırdı. Ligin lideri Dortmund ise E.Frankfurth deplasmanında Ermeni topçusu Mikiteryan'ın iki golüyle 1-2 kazandı. Nuri Götze'nin gitmesi ve İlkay'ın sakatlığıyla ilk 11 oyuncusu oldu. Artık daha iyi hissettiğini düşünüyorum. Kadro olarak Münih'in çok gerisindeler ama buna rağmen ligi kazanabilecekler mi isteğim bu ama zor.

Transferin son günü bugün eminim pek çok gelgitler olacaktır. Mesut'un Arsenal'e, Bruma'nın Galatasaray'a, Kaka'nın Milan'a, ve daha pek çok transfer bugün sonunda netlik kazanacak. Onları da bir ara yazmaya çalışırım...