Türkiye liginin de devre
arasında olduğundan Avrupa liglerine olan ilgi artmış durumda. Bir de Azeri
uydusundan evimize kadar gelen bu yayınları izlememek olmaz. İzleyince de
yazmamak olmuyor.
En son bu statta
geçen senenin son maçında karşılaşmışlardı. şampiyonluk maçını kaybetmeyen
Atletico istediğini alan taraftı. Barça 8
maçtır Atletico'ya karşı kazanamıyordu. Messi ve Luis Enrique'nin
anlaşamadığını artık sağır sultan bile duydu. Bir de Atletico hafta içinde Kral
kupasında Real'i devirince moral motivasyonu en düzeydeydi. Maç bu şartlarda
başlayınca haliyle Barçanın yine kazanamayacağını düşünenlerin sayısı hiç de az
değildi. Ne yalan söyleyeyim o isimlerden birisi de bendim.
Beklenildiği gibi maça
hızlı başlayan taraf Barça oldu. Suarez her ne kadar istekli de olsa
bitiricilik de değil asistanlık peşindeydi. Hakeza Neymar'da şarlatanlık ile
beceri arasında ki çizgide futbol oynamaya çalışıyordu. (Kendisinin Brezilya ve
Avrupa futbolunda ki yerini karşılaştırmak ayrı bir yazı konusu.) Henüz maçın
başında Miranda'nın yokluğunda forma giyen Gimenez'in ıskasıyla bomboş
pozisyonda Neymar zorlanmadan golü atarak takımını öne geçirdi. Ancak Madrid
yine de ayılmadı. En büyük gol silahı duran top bulmak için dahi yarı alanı zor
geçen Atletico son haftaların formda ismi Griezmann'ın da son derece etkisiz
kalmasıyla ilk yarının sonuna kadar ızdırap çekti. Mandzukic'in top saklama
konusunda mahir olmaması, Arda'nın da top saklamasına karşın top taşımada ki
eksikliği takımını öne taşıyamamasına sebep oldu. İlk yarıda ki ikinci gol ise
Messi'nin 4 Atletico'lu tarafında görülen ancak hakem heyeti tarafından nedense
görülmeyen koluyla kontrolü sonrasında topu ceza sahasında ki Suarez'e
çıkarması ve onunda yakın direğe ayak içini göndermesiyle geldi. Dediğim gibi
Messi kolunun üst kısmı ile kontrol etti ancak Madrid savunmasının orta sahadan
ceza sahasına kadar olan koşusunu izleyerek golde hakem kadar etkileri olduğu
söylenebilir.
İkinci yarıda ise bir
antrenör hiç oyuncu değişikliği yapmadan nasıl takıma müdahale edebilir sorusunun
en güzel örneğini Simeone gösterdi bize. İkinci yarıda bambaşka bir Atletico
vardı sahada. Arda daha çok sağ kanatta ancak dolaşır vaziyette, Griezzman ise
daha çok Mandzukic arkasında görev yaptı. Thiago ve Gabi ikilisi Barça orta
sahasına üstünlük sağlayınca oyun artık daha dengeli bir hal aldı. Atletico
Neymar'ın sağ bek Juan Fran'ı takip etmemesiyle sağlı sollu yüklenmeye başladı ancak
bir türlü bitiremiyordu. Bu konuda da Mandzukic'in yeterliliğini tartışmak
gerekir ki Almanya'da her ne kadar üst düzey oynasa da Mandzukic İspanya için
bir düz bir oyuncu kalıyor. İspanya'da oynamak biraz daha teknik beceri
istiyor. Neymar'ı geriye yardım etmiyor diye eleştirirken Messi'nin adamını
takip edip kendi ceza sahasına kadar geldiğini söylemek lazım. Ancak o
dönüşlerden birinde hafifte olsa sol bek Gamez'e müdahale eden Messi penaltıya
sebep verdi. Kararın biraz abartı olduğunu söylenebilir ancak hakemin o ana
kadar neredeyse her müdahaleye faul çaldığını düşünürsek o kadar da kötü bir
penaltı kararı gibi gelmedi. Belki de içten içe Atletico'yu desteklediğimden
öyle gelmiştir. Golden sonra iyice gemileri yakan Simeone sahaya bu kez orta
sahadan Gabi'yi alıp Torres'i sürerek beraberlik için risk aldı. Ancak çift
forvet + Arda + Griezzman'lı bu sistem biraz aşırı kaçıyordu. Yine de oyun
olarak geriye düşmediler ancak Mandzukic'i kenara atınca o bölgede sürat
kaybettiler. Acaba Raul Garcia tercihi daha iyi mi olurdu. Diye düşündüm. 10
dakika sonra da bu kez Griezzman yerine
Raul Garcia'ya bıraktı ki o dakikaya kadar hiç fayda sağlayamayan Griezzman'a
çok bile dayandı.
Oyun bir yandan
sertleşmeye başlarken Godin ile Busques ve Raul Garcia ile de rakibini
aşağılamaya oynayan ve tahrik eden Neymar arasında zaman zaman dozaj arttı ve
kartlar geldi. Duran toplarda azami
dikkat gösteren Barça kalesinde bir tehlike görmeden maçı tamamladı. Son 10
dakikada yapılan sol bek değişikliğini ise hiç anlamadım. Son dakikalarda ise
Messi'nin kısmet sonucunda attığı golle maçı bitirdi.
Sözün özü ise
herkesin bildiği üzere Atletico kesinlikle eski kalitesinde değil. Üstelik bunu
sadece Torres transferi ile çözebilmeleri de mümkün gözükmüyor ancak yine üstün
hocasıyla ilk sırayı zorlamaya devam edecektir.
Barçanın durumu ise
daha zor görünüyor ellerinde çok iyi bir kadro yok. Üstelik 2 transfer dönemi
boyunca cezalılar yani devre arası ve sezon sonunda transfer yapamayacaklar dün
yedek kulübesinde takımın ritmini değiştirecek bir isim bulmak çok zordu. L.Enrique'nin
iyi bir hoca olmadığını anlamak çok zor değil daha önce Roma'da başarısız olan
hocanın Barça kariyerinin de uzun olacağını sanmıyorum. Lig Real'e çok daha
yakın Ancelotti bu kez ligi de bırakmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder