Eleme maçlarında
2-0'ı evinde çıkarmak zaten zor iş. Yemeden 3 tane atmak lazım ki tur biletini
alabilesiniz. Bir de dün akşam ki gibi maça henüz 56. Saniyede geriye düşerek
başlarsanız artık 4 gol atmak gerekir ki bu o kadar da kolay olmayan bir işi
artık imkansıza çevirmek demektir.
İlk maçta Ronaldo'yu
yedek bırakarak gol atamadan dönen Ancelotti bu kez bütün silahlarını erkenden
sahaya sürmüştü. Takımda yedek takımdan diyebileceğim tek isim kaleci
K.Navas'tı. Atletico'da ise Arda ve Gabi yedek Mandzukic ise 18'de bile yoktu. Maça
hızlı başlayan beklenenin aksine Real değil Atletico oldu. Pepe'nin Griezzman'ı
kaçırmasıyla başlayan atak Torres'in ayağından ağlarla buluştuğunda dakika
olmamış saniyelerde 56'yı ancak görebilmişti.
Bir dakika arayla
yapılan 2.santrayla oyun tekrar başladı ancak 90 dakika içinde 1 gol bulsak
yeter ümidiyle maça başlayan Atletico henüz ilk dakikadan istediğini elde etmiş
oldu. İlk yarının kalan 44 dakikasında oyun tamamen Atletico yarı sahasında
oynandı. Real'in bir kaç cılız atağından sonuç almasını beklemiyordum ama ilk
maçın yıldızlarından Jan OBLAK yan topta takım arkadaşına çarpıp yerde kalmayı
becermesiyle Ramos kolay bir gol buldu. İlk yarıda bir karambol dışında başkaca
bir pozisyon olmadı.
İkinci yarının başlamasıyla
benzer beklentiler yine ortaya çıktı. Real bastırır ve 3 gol bulmak için maçı
tek kaleye çevirir diye düşünüyorduk ama yine ilk yarıdan farklı olmadı. Santranın
hemen ardından defansa gelen topta Ramos orta sahada ki Griezzman'a topu
kaptırdı. Torres'in önüne yuvarlayan Fransız oyuncu 2. Asistini yapmış oldu.
Torres Pepe'yi markete gönderdi ve plaseyi uzak direğe göndermek istedi. Dünya kupasının
yıldızlarından Navas bloke edebileceği topu içeriye çelerek 2.golü kalesinde
gördü. Artık Real'e 4 gol lazımdı ve motivasyonları da ilk yarıda ki kadar
yoktu. Altın top sahibi Ronaldo maç boyunca ortalıkta gözükmese de Bale'in
ortasında kafayla topu ağlara göndererek tabelaya adını yazdırmayı başardı.
İlk yarıda golü
bulduğu için gereğinden fazla kapanan Atletico bu kez daha pozitif bir oyun oynadı.
Arda oyuna Torres'in yerine oyuna girerek topun daha fazla takımında kalmasını
sağladı. Ancak tur için umudu kalmayan Real'in de maçı bıraktığını
söyleyebiliriz.
Sonuç olarak Atletico
iki maçta da akıllı bir strateji ile istediğini alan taraf oldu. Gerek kadro
kalitesi gerekse Ancelotti faktörüyle Real'in bu kadar kolay teslim olmasını
beklemezdim. Arda'nın takımının yoluna devam etmesine ayrıca sevindim.
Çeyrek finalde rakip
bu kez Barça. Hafta sonu kötü bir oyunla kaybeden Atletico bu kez Kral
kupasında karşılaşacağı Barça karşısında en az Real'e oynadığı kadar iyi
oynamalı ancak rakibin bir tık daha ters geldiğini söylemem lazım. Yani turun
favorisi Barça.
Bu arada hakemlerle
ilgili bir şey söylemek isterim. İspanyol hakemlerde en az bizim hakemler kadar
kötü yönetiyor maçları. Pek çok ikili mücadelelerde kartını kullanması
gerekirken hatta İsco'nun Gabi'yi biçtiği pozisyonda kırmızı kart vermesi
gerekirken kart konusunda cimri davrandığını söylemek gerek. Ama bizden farklı
olarak futbolcular bunun cezasını kendisi kesmeye çalışmak yerine top oynamaya
çalıştıkları için maç gerilmeden devam ediyor. Bizde ise oyuncu oyuncu
geriliyor sonra maç geriliyor en sonunda ise hakem geriliyor ve olmayacak
hatalar yapmaya başlanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder