İki gecedir Azeri
uydusunun faydalarını görüp çok güzel maçlar izledim. Hafta içi olunca maçın
başlama saati 22:00 olması biraz uykusuz kalmama sebep oluyor ancak Türk
kanallarından sadece parayla izlenebilecek maçları izleme şansım varken göze
aldığım bir uykusuzluk oldu.
Dün İtalya liginde
noel sonrası hafta içi mesaisi vardı. Gündüz maçında Roma kazanınca Juventus'un
yeni transferi Podolski ile umutlanan İnter karşısında kazanmaktan başka şansı
kalmamıştı. Maça da öyle başladı ve ilk yarısı neredeyse İnter yarı sahasında
oynandı. Henüz 10 dakika olmamışken Vidal ve Tevez'in uyumu golü getirdi. Daha da
farklı bir skor da olabilirdi ancak Lorente bir türlü o bitiriciliği
gösteremedi. Orta sahanın etkili ismi Pogba'da bir durgun olunca ilk yarı tek
farkla bitti. İkinci yarıda ise daha diri ve hücumu düşünen bir İnter vardı.
55'te oyuna giren Podolski ile birlikte daha tehditkar bir oyun oynadılar ki
sonucunda da İcardi ile golü de buldular. Golden sonra Juventus toparlanır diye
umanlar dalga dalga gelen İnter ataklarını gördükten sonra beraberliğe razı
olmuşlardır. İnter cephesinde ise uzun süre sonra bir büyük maçta sergilenen
iyi futbol ve kaçan golleri görünce tekrar heyecan duymaya başlamışlardır.
Gelelim dün ki maça
maçın ismi büyüktü ancak benim gibi iyi bir maç bekleyenleri hayal kırıklığına
uğratacak 2 kadro vardı sahada. Real de Ronaldo, Pepe ve Casillas ilk 11'de
değildi. Atletico da ise Arda, Mandzukic, Miranda, Juan Fran Moya ve Thiago
gibi isimler ilk 11'de yoktu. Maçın henüz ilk dakikasında kornerde Ramos
kafayla tabelayı değiştirmeye çok yaklaştı ancak kaleci Jan OBLAK (ki kendisi
sezon başında Benfica'dan 16 milyon avroya transfer olmuştu) üstüne gelen topu
çok iyi bir refleksle çıkardı. Sonrasında da oyun kontrolü sürekli Real'in
elindeydi. Atletico'nun ise en büyük umudu Torres Chelsea günlerinde ki kadar
etkisizdi. İkinci yarıda da yine kapanan Atletico, yine oyunu açmaya çalışan
ancak James ve Bale'in etkisiz oluşuyla pozisyonu kısır bir Real vardı. 58.dakikada
ise bir taç atışında Raul Garcia ile Ramos'un güreş müsabakasında hakem penaltı
noktasını gösterdi. Tekrarı gördüğümüzde ise Garcia'nın da pozisyonda en az
Ramos kadar rakibini tuttuğunu gördük. Penaltıyı atmak istemeyen Torres yerine
Garcia güzel bir vuruşla golü buldu. Sonrasında ise Ronaldo hamlesi geldi ancak
biraz geç kalınmış bir hamle oldu. Daha iyi kapanan Atletico'da orta sahaya top
tutmak için önce Koke ve sonrasında Arda oyuna girerek defans hattını
rahatlattılar. Real ise sadece Bale'in iyi vuramadığı bir toptan başka bir
pozisyon üretemedi. İkinci gol ise iki senedir klasik haline gelen duran toptan
geldi. Böylece iki maçlı bu sistemde turun büyük bir kısmını geçtiler artık
onlar için buradan sonrası yokuş aşağı.
Ayrıca maçın en güzel
görüntüsü ikinci golden sonra Simoene'nin alt yapıda oynayan ve bu maçta top
toplayıcılık yapan oğlunun koşarak ona sarılması oldu.
Son olarak statü ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. Ülkemizde 3 senedir farklı şekilde oynanan kupa formatının bence oynanması gereken sistemi İspanyollar oynuyor. Hangi tur olduğuna bakılmaksızın iki maçlı eleme sistemi hem alt liglerde ki takımların hasılat gelirleri elde etmesini sağlıyor hem de kulüplere büyük bir maç trafiği yükü getirmiyor. Üstelik yayıncı kuruluşların elenmesini istemediği büyük takımların ilk maçta ki olası bir kötü sonucu telafi etme şansları olur.
Bu maçları
yayınlayarak izleme şansı veren idman Tv ve Az Tv'ye de teşekkürü bir borç
bilirim :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder