1.
ÖMER AŞIK
Geçen sene
ligin favori takımlarından birisi olan Chicago takımında kısıtlı süreler alan
Ömer bu sene sınırlı serbest bir oyuncuydu. Yani diğer takımlardan gelecek
teklif ne olursa olsun Chicago o rakamı ödemeyi kabul ederse Ömer takımda
kalacaktı. Diğer oyuncularla birlikte en iyi yedek listesine sahip olan Chicago
Ömer’e Houston’dan gelen 3 yıl için 25 milyon dolarlık teklifi karşılamadı ve
gitmesine göz yumdu. Yaz döneminde Türkiye Avrupa şampiyonasına gitme hakkı
elde etmek için ter dökerken Ömer teknik kadrodan izin almıştı ve neredeyse
bütün yazı özel hocası ile serbest atış ve hücum varyasyonlarını geliştirmek
için idman yaparak geçirdi. Bunun karşılığını da hazırlık maçlarında gördüğümüz
üzere epey iyi bir noktaya gelmiş serbest atış performansı ve hücumda daha
aktif rol oynaması ile görmeye başladık. Savunma anlamında zaten tek başına bir
caydırıcı olan Ömer eğer hücumunu istikrarlı bir şekilde geliştirirse değil
takımının NBA’in en iyi 5 savunmacısından birisi olur. Bu sene her maç ortalama
25 dakika civarı oynayacağını da düşünürsek en çok gelişme kaydeden oyuncu
sıralamasında da üst sıralara oynaması sürpriz olmaz. Diğer Türk oyuncular Enes
ve Hidayet’te bu yazı biraz dinlenerek biraz da çalışarak geçirdi ancak Hidayet’in
takımı çok gerilerde kaldı. Enes ise kontrat sezonunda olan iki çok iyi adamın
arkasında süre bekliyor olacak. Yine de Enes’te dikkat çeken istatistikler
yapacaktır.
2.
MIAMI’NIN
KAYBETME OLASILIĞI
Son şampiyon
olarak tamamlayan Miami zaten kadrosunda 3 All-Star oyuncusu barındırıyordu. Birde
bunlar yetmez gibi NBA’in aktif oyuncular arasında en iyi şut stiline sahip
oyuncusu All-Star Ray Allen ve 3 sene öncenin final oynayan Orlando takımında
Hidayet ile birlikte kilit rol oynayan R.Lewis gibi bir şutör bir oyuncuyu
takıma katarak iyice yenilmez bir kadroya oldular. Bütün bu isimler bir yana
hem Lebron James’in geliş şekliyle hem de sezon boyu kendine aşırı güvenle
züppelik arasında gidip gelen imajları sayesinde en nefret edilen takım unvanını
Lakers’tan devraldılar. Ben açıkçası nefret eden taraftayım. D.Wade’i bir nebze
severim ama takımın geri kalanının gözümde pek değeri yoktur. O yüzden bu sene
onları alt edebilecek kadar var mı diye izleyeceğim.
3.
L.A. LAKERS
Ölü sezon
dedikleri bizde transfer sezonu denilen dönemde en dikkat çekici hamleleri
onlar yaptı. Takım geçen sene henüz ilk turda Oklahoma’ya elenirken en sorunlu
bölgeleri oyun kurucu pozisyonunda ki eksiklikleriydi. Yaşlanan Fisher bu yükü
epeydir kaldıramıyordu ancak yerine koyabilecekleri daha iyi bir isimleri de
yoktu. Bu durumda alabilecekleri en iyi ancak maliyeti en düşük oyuncuyu
buldular ve Kanada’lı All-Star S.Nash’i kadrosuna kattılar. Takım kimyasına
daha önemlisi Kobe’nin egosuna nasıl uyum sağlayacağı büyük bir soru işareti de
olsa Nash bu ligin saha görüşü en iyi olan oyun kurucusudur (belki Kidd’de öyle
ama Nash çok daha iyi bir skorer). Takım savunması içinse ligin açık ara en iyi
savunmacısı olan Orlando’lu D.Howard’ı aldılar. Karşılığında ise bir türlü
beklenen dominant oyunu sergileyemeyen A.Bynum’u gönderdiler. Bu göz dolduran
ilk 5’in arkasında o kadar iyi bir yedek yok ancak sırf bu 5’in sağlıklı
kalması durumunda neler yapabileceğini görmek için bile NBA izlenir.
4.
KEVİN
DURANT VE OKLAHOMA
Şampiyonluğu final serisinde kaybeden Oklahoma genç
kadrosu ile bunu çok da kafasına takmamış gibiydi. Henüz çok genç olan 3 süper
yıldız Durant, Westbrook ve Harden seneye daha tecrübeli ve daha istekli
olacaklarını düşünüyorduk ki, Rakipleri çok iyi hamlelerle güçlenirken onlar
sezonun başlamasına birkaç gün kala Harden’ı son senesi olması sebebiyle
maksimum kontrat vermek istemedikleri için nerdeyse yok pahasına gönderdiler. Gerçi
göndermeyip tutsalardı seneye anlaşamama durumunda bedavaya gidecekti şimdi ise
K.Martin’i aldılar. Ancak onun bu seviyede ve bu kimyaya Harden’ın kadar uyum
sağlamasını beklemek iyimserlikten öte polyanna olmak gerektirir. Yine de saf
skorer olarak hem yaşlı Kobe hem de Lebron James’ten önde olan Durant’ı izlemek
için bile Oklahoma takip edilir.
5.
A.K. 47
Başlığı görüp de bu ne demeyin. Bu hem Rusların meşhur
kalashnikov marka silahının bizde ( Keleş diye adlandırılan) bir modeli aynı
zamanda ise geçen sene Avrupa’da oynamayı seçerek bizleri basketbola doyuran
Krilenko’nun lakabı. Uzun süre Utah’ta oynayan Andrei Krilenko NBA’de ki lokavt
süresince ülkesinde CSKA forma giydi bu sene içinse NBA’den istediği teklifi
alamazsa yine takımıyla sözleşmesi vardı ancak Minnesota akıllı bir hamle ile 2
senelik 20 milyon dolar karşılığında bir sözleşme imzaladı. Giderken yanında
Avrupa’nın göze batan yıldızlarından Shved’i de yanında götürdü. Bu iki Avrupalı
takımı nereye kadar taşır bilinmez ancak ben İspanya-Rusya Avrupa Şampiyonası
finalinden bu yana daha bir dikkatli izlediğim Krilenko için bile Minnesota
maçlarını izleyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder