Alex ‘i efsane olarak kabul edersiniz etmezsiniz o sizin bileceğiniz
iş. Aynı şekilde Aykut Kocaman’ı da futbolculuğu sebebiyle efsane olarak kabul
edip etmemek de size kalmış. Ancak iki benzer olay karşısında verilen iki
farklı tepki hangisinin daha asil olduğunu gösteriyor sanki.
Sene 1996 Fenerbahçe Trabzonspor ile şampiyonluk yarışında
iken sezonun sona ermesine 4 hafta var ve Trabzonspor Fenerbahçe önünde 4 puan
farkla lider durumda. O hafta Trabzon Van deplasmanında beklemediği bir sonuçla
1-0 mağlup oluyor. Aradaki puan farkı 1’e düşerken bir sonraki maç Trabzon’da
Fenerbahçe ile yani Trabzon kazanıp tekrar son iki maça 4 puan farkla girmek
istiyor. Beraberlik halinde bile son iki haftaya 1 puan önde girecekler. Ancak
Trabzonspor ilk yarıda bulduğu gole rağmen Fener’i sahasından çıkarmıyor
yüklendikçe yükleniyor ve daha fazla golü arıyordu. Her neyse fazla uzatmayalım
ikinci yarıda Oğuz’un frikikten ve 82.dakikada Aykut’un arka direk dokunuşu ile
maçı Fenerbahçe 1-2 kazanıyordu. Kalan iki haftada da iki takımda puan kaybı
yaşamadan Fenerbahçe 2 puan farkla şampiyon oluyordu. O maçta son golü atan
Aykut maç sonrası rakip futbolcuların yerinde olmak istemezdim. Ne hissettiklerini
anlıyorum. "bütün sezon uğraşıyorsunuz, bütün emekleriniz tek maçla heba
oluyor, kendi galibiyetimize seviniyorum ama Trabzonlu arkadaşlarım için de
üzülüyorum" demiştir. Ve o sezon
şampiyon olduktan sonra hemen sonra İstanbulspor’a satılmıştır. Son maç 21 Nisan
da oynanmış ve 26 Mayısta Aykut ile yollar ayrılmıştı. Şampiyonlukta büyük
katkısı olan bir simge futbolcuyu tıpkı Alex’te olduğu gibi şampiyonluk
geldikten hemen sonra satmak Aykut Kocaman’ı da tıpkı Alex gibi kızdırmış ve
üzmüştür. Ancak ekte göreceğiniz gazete kupürlerinden anlaşılacağı üzere
başkana olan kızgınlığını belirtmiş ancak fazladan hiçbir açıklama yapmamıştır.
Bugüne gelecek olursak takımda rahat durmadığını hatalar
yaptığını hocasıyla büyük problemleri olduğunu kabul eden Alex ile yollar
ayrılmış ve ardından Fenerbahçe ile ilgili ayrılmasında etkisi olsun olmasın ne
yaşamışsa açıklamış bir manada canı yandığından can yakmak için basının
karşısına geçmiş ve 120 dakika boyunca konuşmuştur.
Derdim Aykut’u savunmak değil kendisini sevme konusunda çok
çabalasam da bunda çok başarılı olduğum söylenemez. Ancak mesele şundan
ibarettir. Birisi şampiyon olduktan sonra ve hocasıyla sorunu olmamasına rağmen
kovulan ve ağzını 18 senedir açmayan bir Aykut. Bir diğeri de hocasıyla kavga
eden takımdan kendini soyutlayan kovulmasının hemen arkasından 2 saat boyunca
kulübün özelini tüzelini her şeyini anlatan bir Alex.
Hangisi efsane hangisi Fenerbahçeli karar yine sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder