KASIMPAŞA: 1
BEŞİKTAŞ:3
Geçen hafta Trabzonspor maçında özellikle 2.yarıda ki etkili
oyununu bu hafta Kasımpaşa deplasmanında da sürdüren Beşiktaş sakatlıklara
rağmen ideal 11’ini bulma yolunda olduğunu gösterdi. Defans hattında değişmeyecekler
Hilbert, Sivok ve Toroman gibi dursa da bu hafta orta saha oynayan Toroman’ın
sakatlanması ile Escude düzenli forma bulacaktır. Solda ise İsmail biran önce
iyileşsin diye dua eder durur taraftar. Fernandes Almeida iyi güzelde iki
haftadır göze en güzel gelen oyunu oynayan 20 yaşında ki Oğuzhan Özyakup bu
genç orta saha bu hafta alınan galibiyette ve de özellikle Fernandes’in attığı
golde kısa mesafede yaptığı paslarla büyük pay sahibi oldu.
Kasımpaşa ise anlaşılmaz bir şekilde Metin Diyadin’in yerine
daha kariyerli ve isimli birini getireceğim diye girdiği yolda önlerine gelen
ikinci adamda (ilki Roy Keane’di) Shota’da karar kıldılar. Bu saçma karar
etkisini henüz ikinci haftada gösterdi ki geçen hafta 90 ve 90+4’te atılan iki
golle gelen beraberlik ve bu hafta Beşiktaş’ı tehdit dahi edemeyişleri sonlarının
çok da uzak olmadığını gözler önüne serdi. Güçlü bir yönetimleri var ancak iyi
bir futbol akılları olduğunu söylemek zor.
Maçta öne çıkanlar; Oğuzhan Uğur, Almeida’nın karşı karşıya
kaçırdığı gol, İ.Toroman’ın sakatlanması
ELAZIĞ: 1 ESKİŞEHİR:
1
Ligin eski Elazığ’ın yeni hocası Yılmaz Vural ile evinde ki
ilk maçta yine galibiyeti kaçıran taraf oldu. Yine diyorum çünkü geçen hafta namaglûp
Ordu deplasmanında 0-2 öne geçtikten sonra galibiyeti koruyamadılar ve
beraberlikle yetinmek zorunda kaldılar. Bülent Uygun sonrası iyi futbol adına
sahaya daha çok şey yansıtan Elazığ bunu puan olarak yansıtamasa da iki maçta
iki beraberlikte de galibiyeti kaçıran taraf onlardı. Eskişehir önünde de
geriye düşmelerine rağmen iyi oyunlarıyla galibiyeti kaçırdılar. Henüz verim
alamadıkları H.Tum gibi oyuncularda forma girmeye başlarlarsa yukarıya doğru
tırmanacaklardır.
Eskişehir ise sene başında ki kötü oyunlarını büyük ölçüde
aşmış görünüyorlar. Özellikle Necati transferi takımı birkaç basamak yukarıya
taşıdı. Bu formuyla Milli takıma bile seçilmesini beklediğim Necati yine çok
güzel bir asist yaptı. Birde Kamara gerçekleri var ki artık görmemek için ileri
derecede miyop olmak lazım. Kadro kalitesi ve genişliği açısından oldukça iyi
olan Eskişehir’in bu sene hiç değilse Ordu kadar ses getirmesini bekliyordum
ancak henüz aynı puanda olmalarına rağmen o seviyede değiller üstelik sene
başında ki puan kayıpları da şuan da yukarılarda olmalarına engel oldu. Yine de
böyle zorlu bir deplasmanda biraz da şanslarının yardımıyla aldıkları 1 puan
fena sayılmaz.
Maçtan öne çıkanlar; Elazığ taraftarının özellikle Aydın Karabulut’a
yaptıkları tezahürat, Elazığ’ın galibiyet golü için gösterdikleri iştah,
Eskişehir adına direkten dönen top, Kamara’nın 5 deplasman maçında attığı 3
gol.
MERSİN İ.Y: 2 İBB:0
Baştan söyleyeyim İBB takımını oldum olası sevmem. Amacı
bulunduğu şehre hizmet olması gereken bir belediyenin hangi sebeple hangi
mantıkla olursa olsun bu seviyede bir takımı olması hiç doğru değil. Amatör
takımlara ve sporculara yardım yapılabilir yada sponsor olunabilir ancak
P.Webo’nun bonservis ücretini ben niye akbil olarak ödeyeyim ki. Yada geçen
sene alınan İbrahim Akın için harcanan parayı nasıl karşıladılar acaba. Sorarsan
sponsor gelirleri ile karşılanıyor diyorlar ancak işi kitabına uydurmaktan
başka bir şey değil bu. Her neyse konu uzun bir maça dönelim. Ligin iki
galibiyetsiz takımından birisi bu maça kadar Mersin’di ancak geçen hafta
Kasımpaşa önünde 90 dakikayı 0-2 önde kapatmasına rağmen maçı kazanamamaları onların
moralini bozmamış. Maça hem daha istekli başladılar hem de daha sert. Bunun
karşılığını da Nobre’nin 2 golüyle ligde ilk galibiyetlerini alarak elde
ettiler. Mersin yönetimini de tebrik etmemiz gerekiyor. Ligde geçen senede bu
senede kötü gittikleri bir dönem yaşadılar ancak hocalarının arkasında durdular
bu sene de geç de olsa iyi kadro kurdular toparlanmaları biraz zaman aldı. Buna
rağmen hocalarını yollamak gibi bir düşünceleri basına yansımadı. Sene sonunda
kümede kalmalarını değil orta sıralarda rahat bir sezon geçirmelerini
bekliyorum.
Maçtan öne çıkanlar; Mersin’in ligde ilk galibiyetini
alması. Nobre’nin her zaman güven veren performansı.
SİVASSPOR: 1 AKHİSAR
B: 2
Bu maçı olduğu gibi maçtan öne çıkanlar köşesine koysam
yeridir. Düşünün ki bir takım süper lige ilk kez yükselmesine rağmen ne oldum
demeden. Devam ettiler şuan da küme düşmeye kadro olarak Elazığ ile beraber en
büyük adaylar ancak düşseler bile akıllıca yaptıkları hamlelerle tekrar dönebilirler.
Ligin en zorlu deplasmanlarından birinden 3 puanla dönmek kolay yapılacak bir
şey değil. Ligde iki galibiyetleri var ve bunlar Sivas ve Eskişehir
deplasmanları. Sene sonunda ne olur bilinmez ancak bulundukları duruma ve
ortama uygun davranıyorlar. Maçta iyi kapandılar ve kontradan gol aradılar
özellikle ikinci golde hakemin büyük hatası olmasına rağmen oynadıkları
mücadeleci ve disiplinli futbolun değerini azaltmaz.
Sivas ise sene başında başta hocası olmak üzere gitmek
isteyen adamların son anda elde kalmasıyla bir kadro yapısı oluşturdular. Bu
kadar geç ve gönülsüz adamlar topluluğunun da bu kadar katkı vermesi bile iyi
sayılır. Rıza Hoca sene başında Beşiktaş’a gitmek için çok çabaladı. İstediği
fırsat eline de geçti ancak Beşiktaş yönetiminin geç kalmasıyla takımının
başında kalmak zorunda kaldı. Aynı şekilde Enaramo’da biten sözleşmesini uzun
süre uzatmadı ve iyi bir takım arayıp durdu. Ya verilen paraları beğenmedi veya
takımların hedeflerini o da ancak transfer sezonun bitmesine az bir süre
kalırken takıma katıldı. Bu maçta da geçen sene ki formunu henüz bulamayan
Erman’ın iyi oyununu aradılar.
Maçtan öne çıkanlar: Akhisar’ın tecrübeli oyuncularla elde
ettiği galibiyet, Sivas kalecisi Borjan’ın 2.gol sırasında sakatlanarak oyuna
devam edememesi.
Maç öncesi Galatasaray’ın 4 maçtır kazanamaması sebep olmuş
olacak ki kimse bu kadar rahat bir galibiyet beklemiyordu. Elmander olmasa da
Melo’nun sakatlığı takıma iyi geldiği söylenebilir. Yekta’ya sene başında hiç
de beklemediğim bir fırsat veriyordu. O bu şansı fenada kullanmadı aslında. Ama
bunda rakip takımın çok kötü olmasının da katkısı hiç de azımsanmayacak
kadardır. Umut sene başından bu yana istekli oyununa devam ediyor. Takımı her
zaman sürükleyen oyunculardan birisi olmuştur.
Kayseri cephesinin ise hali içler acısı. Yönetim ısrarla
takımın durumu iyi derken takımda iyi olan tek şey takımın yaş ortalaması. Bu
kadar genç oyuncuyla bir yarışa girmek içinde belli riskleri barındırıyor zaten
birde üstüne hoca olarak henüz kariyerinde tek bir takımı 1,5 sene çalıştıran
bir isim getiriyorsan futbolculuğu ne olursa olsun başarılı olmasını beklemek
biraz fazla iyimserlik olur. Takımda 2 sezondur sakat olan Cangele dışında
takımı ileriye taşıyacak bir oyuncu yok. Oynayanlarda öyle acemi ve tecrübesiz
ki çabaları en üst seviyede ancak faydaları en alt seviyede. Bu takıma daha
tecrübeli bu genç oyunculara daha iyi bir yaklaşım gösterecek bir isim bulmak
bu kadar zor muydu acaba. Kayseri’nin uzun süre daha düzeleceğini sanmıyorum.
Bu kadar iyi bir stadı ve güçlü yönetimi olan bir kulübün böylesine kötü
yönetildiğini görmek çok üzücü.
Maçtan öne çıkanlar; Kayseri kalecisi Ertuğrul’un kötü
oyunu, Umut’un bitmeyen iştahı, Yekta’nın eline geçen fırsatı değerlendirmesi.
KARABÜK: 0
GENÇLERBİRLİĞİ: 0
Haftanın açık ara en tatsız ve en renksiz maçıydı
diyebilirim. Gol yok Gençlerbirliğinin irili ufaklı bir iki atağı hariç gol
atma çabası da yoktu. Ancak maçta bir isim dikkati mi çekti diyebilirim. O da
Karabük’ün sol açığında oynayan Ahmet İlhan Özek henüz 24 yaşında olan bu
süratli oyuncu sene başında Manisaspor’dan geldi. 6 maçta forma bulan Ahmet topla
biraz savruk ama sürati ile gelişme göstermesi beklenen oyuncular arasında.
Forvette ki İlhan
Parlak en iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Gol anlamında da fena gitmeyen
İlhan 3 gole takımın en golcü isimlerinden. Hoca konusunda beklediğini
bulamayan bir diğer takımda Karabük Skibbe’den beklenen oyun ve skor bir türlü
gelmiyor.
Gençlerbirliği ise garipten de öte bir takım. Başlarında
artık dinozorlaşmış bir başkan ile başkanın sözünden katiyen çıkmayan bir hoca
ile gösterdikleri performans gerçekten garip. Sanırım aralarında ten uyumu
dedikleri şey var. Gençlerde de yıllardır beğendiğim bir Hurşut var ama bir
türlü büyük diye tabir ettiğimiz takımların dikkati çekemedi nedense.
GAZİANTEP: 3 ORDU:0
Bu haftaya kadar dışarıda 1 puan evinde 3 puan şeklinde
giden Ordu mağlup olmama serisini bu hafta Antep deplasmanında yitirdi. Antep
ise Hikmet Karaman ile beraber yürümeye devam ediyor. Geçen sene düşme
potasında aldığı takımı bir üst seviyeye taşıyan Hikmet hoca görüntü olarak şık
durmasa da iyi işler yapmaya devam ediyor. Özellikle transferde yetenekli
yabancılar bulma konusunda istikrarlı bir çizgileri var. Geçen sene parlayan
Dany’i Galatasaray’a yolladıktan sonra İbricic ve İ.Sosa gibi iki iyi isim
transfer ettiler. Ayrıca bu hafta iki gol atan Haris
Medunjanin de katkı veren yabancılardan oldu.
Ordu ise eksiklerden dolayı bu maçta
beklenenin çok altında kaldı. Hasan Kabze’nin olmayışı takımı ileriye taşıma
konusunda eksik kalmalarına sebep olmuş. Yine de Cuper’in takımının 3 gol
yemesi yapılarına hiç uygun bir yapı değil. Haftaya evinde Sivas maçı ve
sonrasında ise deplasmanda Fenerbahçe ile oynayacak bu zorlu periyotta nasıl
tepki verecekleri ligin onlar için hangi sıralama aralığında geçeceğini
gösterecektir.
Lig tarihinde Bursa’nın iyi Trabzon’un ise
kötü olduğu başka dönemlerde olmuştur mutlaka ancak bu sezona kadar Bursa’nın
deplasman galibiyeti olmaması ilginç doğrusu. Bursa da Trabzon’da bu sene
benzer özellikler barındırıyor zor maç kazanıyor zor kaybediyorlar. Özellikle
Trabzon gol yollarında çok kısır bir sezon geçiriyor. Takımın gol yükünü
çekmesini bekledikleri isimler ya formsuz yada oynamıyor. Henriuqe, Halil,
Alanzinho, Vittek henüz 2 gol bile atmadılar. Galatasaray’ın 22 gol attığı 9
haftada sadece 7gol atabilmeleri çok şeyi açıklıyor zaten. Takımda 2 gol atan
tek bir isim dahi yok. Performansı merakla beklenen Janko henüz bir katkı
verebilmiş değil.
Bursa açısından da işler ne yazık ki süt
liman değil. Pinto iyi bir golcü Batalla pek çok takımın rüyası ancak onlarda
da anlaşılmaz bir huzursuzluk var. Ozan İpek’in kadro dışı kalması sonrası sol
açık mevkiine geçen Wederson o bölgenin oyuncusu olmadığını bağırıyor ancak
onun yerine oynaması beklenen Tuncay’da hala sakat. Belluschi iyi bir transfer
olarak duruyor. Uzaktan şutları oldukça etkili sanırım takıma ve takım ona
ısındıkça daha faydalı olacaktır.
Son olarak hakem hakkında bir şey söylemek
gerekirse; tamam meslek olarak zor bir görev ircaa ediyorlar. Tamam sorumlu
bulundukları alan diğer sporlara kıyasla çok daha büyük. Tamam kendilerini
kandırmayı marifet sanan emek hırsızları var. Ancak son dakikada hiçbir
Bursa’lı oyuncu itiraz etmiyorken Solbamba’nın ayağı yerden 50cm bile yukarıda
değilken. Bursalı oyuncu yalandan kafasını gözünü tutmuyorken o tehlikeli
hareketi nasıl gördün de çaldın be arkadaş bir anlat ne olur? Yahu bu hakemliği
yapan nasıl yapıyor da yapamayan hepten eline yüzüne bulaştırıyor. Bu kadar
güzel bir gol nasıl heba olur? Allah’tan Yasin henüz topa vurmadan çaldın yoksa
Trabzon top yekün hakem golü gördü o yüzden iptal etti diye saldırırdı.
Haftanın son maçında büyük bir sürpriz
gerçekleşti ve Antalya evinde 47 maçtır kaybetmeyen Fenerbahçe’yi çok da
zorlanmadan 1-3 mağlup etti. Maç öncesinde ligde 2. Sırada bulunan Antalya
bulunduğu yerin hakkını verdi ve Fenerbahçe’ye top oynama fırsatı vermedi. Ev
sahibi Fenerbahçe’de sakatlıklar listesi kabarık dahi olsa yerlerine oynayan
oyuncular Milli formayı giyecek kadar kendisini kanıtlamış isimler. Serdar
Galatasaray’da ki Yekra misali eline geçen fırsatı onun kadar iyi kullandığını
söylemek zor. Bekir ile anlaşamayan üstelik iki golde de rakiplerine çok kolay
vuruş imkanı veren stoperler takıma güven vermediler. Zaten Hasan Ali savunma
anlamında takımın zayıf halkasıydı bunlara birde bu iki savruk savunma
oyuncuları eklenince takım kalesinden 3 gol çıkarmak zorunda kaldı. Orta sahada
Meireles’in yokluğu her geçen gün takımı daha fazla etkiliyor. Eksikler listesine
bir bakacak olursak Egemen, Yobo, Meireles, Topal, Topuz, Orhan Şam bunlar
direkt takımı etkileyen isimler ancak ne olursa olsun Fenerbahçe evinde bu
denli kolay yenilmeliydi. Eleştirilerin odağı olan Aykut Hoca da böyle bir
maçta üstelik gerideyken oyuna Salih’i yem olacak şekilde oyuna sokması onun
gibi gençlere önem veren bir teknik direktör iddiasında bulunulan birine
yakışmadı.
Antalya cephesinden bakacak olursak onlarda
en önemli oyuncularından birini sakatlık sebebiyle oynatamadı. Uğur İnceman bu
takımın önemli oyuncularından. Ancak yerine oynayan oyuncularda onun yokluğunu
aratmadılar. İki gol atan Diarra iki sene önce Sırbıstan ligi gol kralı. Göze batan
bir diğer oyuncu ise Ajax’ın uğruna PSV’ye 4 milyon Avro ödediği İsmail Aissati
Fas asıllı Hollanda’lı bu oyuncuda takımın en etkili isimlerindendi. Sonuç olarak
hak ettikleri bir galibiyet aldılar.
Haftanın oyuncusu: Diarra ( Antalya)- Nobre
( Mersin)
Haftanın Hocası : Mehmet Özdilek ( Antalya)
Haftanın Hakemi : Mete Kalkavan (Fenerbahçe-Antalya)