Uzun bir tatilden sonra nihayet futbol dolu günlere yavaş
yavaş geliyoruz. Bu hafta bugün ile beraber önce Fenerbahçe Şampiyonlar liginde
ikinci tur maçında evinde Romanya’nın Vaslui takımıyla oynayacak. Maç ne yazık
ki D-Smart’tan yayınlanıyor tek umudum geçen sene olduğu gibi bu sene de Azeri
ve Gürcü kanalları onlar verirse izlerim. Olimpiyatlarda TRT’nin beğenmeyip
yayınlamadığı Arjantin Fransa Basketbol maçını da bu kanallar sayesinde
izleyebildim. Olimpiyatlar demişken bu kadar gün ve bu kadar sporcumuz
yarışmasına rağmen henüz bir madalya bile alamamış olmamız üzülesi bir durum
ancak elenenler arasında çok büyük madalya umudumuz da yoktu. Belki bayanlar
halterde Aylin yada erkekler de Mete madalya alabilecek seviyelerdeydi ancak
onlarda kötü yarışma çıkardıkları için muvaffak olamadılar. ( Muvaffak
kelimesini cümle içinde kullandım ya daha ne diyeyim kendimi aştım resmen : ).
Asıl umutlarımız son olimpiyatlarda Pekin’de tek altın madalyamızı bize kazandıran
Güreşte Ramazan Şahin bu Ramazan ayında inşaAllah yine altın madalya alır ancak
o madalyadan bu yana midesinde ki Ülserle uğraştığından doğru dürüst
çalışamadığını biliyorum. Allah yardımcısı olsun. Sonlara doğru ise
atletlerimiz piste çıkacak.
Başlığa dönecek olursak sabahları işe giderken radyodan spor
haberlerini ve yorumlarını takip etmeye çalışıyorum ancak bu o kadar kolay
olmuyor. Bildiğim kadarı ile sürekli spor yayını yapan 3 radyo frekansı var.
Ntvspor, Lig Radyo ve Radyospor. Ancak sabah haber almak için açtığım bu 3
radyoda bırakın gazeteleri okumayı abuk sabuk mevzulara girip vakit öldürmekten
başka bir boka yaramıyorlar. Özelikle radyosporda yayınlanan ve Barış Ertül’ün
sunduğu program sabah sabah Serhat Ulueren adlı kifayetsiz tarzında yayınla tam
anlamıyla kulağıma tecavüz ediyor. Bunlardan biraz ayrılan yayıncı kuruluşun
futbol konuşun telkininin etkisinde kalan Mehmet Ayan Lig Radyoda arada haber
veriyor. Bülent
Yüksel, Tayfun Bayındır ikilisi ise tam anlamıyla Ntvspor’a yakışmayan iki
programcı özellikle programı sunmaya çalışan Bülent Yüksel dün ki programda
yorumcu Tayfun Bayındır’la resmen kavga etti. Sırf bunlar yüzünden müzik
dinlemeye başladım. Bırakın artık şu şike sürecini şu bunu demiş o bunu demiş
takılmayan bu kadar. Ceza alması gerekenler alır almaması gerekenler almaz.
Bunu konuşmanın kimseye yararı olmaz. Havuzdan çıkan çıkabiliyorsa çıkar.
Çıkamıyorsa oturur aşağıya havuzda yüzmeye devam eder. Ama artık futbol
konuşun. Akşam Fener için hayati önemde bir maç var kimse takım niye gol
atmakta bu kadar sıkıntı yaşıyor demiyor. Neden bu transferler bu maça
yetiştirilmedi demiyor. Varsa yoksa o bunu demiş fener şike yapmış. Eskiden de
başkaları yapmış. Diye bir sidik yarışı yapılıyor. Her neyse can sıkmaya
değmez.
Perşembe günü iki Anadolu takımının iki çok önemli maçı var önce Bursa deplasmanda abuk sabuk bir takımla UEFA turunda 2.turda karşılaşacak. Maç 18.30 da TRT Haber’de. Diğer maç ise 21.45’de Eskişehir evinde Marsilya ile karşılaşacak. İşleri oldukça zor eskiden sempati duyduğum Ersun Yanal artık antipatik ve etkisiz bir figür olarak gözümde canlanıyor. Bu turu geçmese bile bir karakter ortaya koyabilirse belki yine üst sınıf hoca olma yoluna girer ama o kalitede bir oyun oynatmıyor. Son derece Zayıf İskoç rakibi karşısında bile bir uzaktan şutun rakibe çarpmasıyla bir de kendi kalesine atılan golden başka bir şey üretememesi onlar adına endişe verici. Bu maçta TRTHaber’de.
Son cümle
olarak da Avrupa Şampiyonu olan 16 yaş altı Milli Takımımızı tebrik ederim.
İnsan izlerken ister istemez kadroda kendi tuttuğu takımdan kimler var diye
bakıyor. Fener’den 2 veya 3 kişi vardı sanırım. Ama turnuvanın yıldızı Efes’te
oynayan Okben’di. Yine de aralarından bir Mirsad yada Hidayet çıkacağını
sanmıyorum. En fazla Ömer Onan olur. : )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder