Maçtan sonra bende dâhil olmak üzere herkes bir şeyler
söyler şöyle olmalıydı, böyle olmalıydı diye. Bu sefer farklılık olması için
maçtan önce neler yapılması gerektiğini yazmaya çalışacağım. Maçtan önce Alex
muhabbetinin bu maçın sonucuna göre rafa kalkmasına sevinmek gerekir. Ancak her
sonuçtan sonra başında bir giyotin gibi asılı durduğunu unutmamak gerekir.
Medya zevkle bu olayı tekrar tekrar sunmaya devam edecektir. Aslında fantezi
olacak ama Beşiktaş’tan Fernandes karşılığında Alex Semih ve Sezer’den oluşacak
bir paketle takas edilebilse ne güzel olur. Teklifi artırmak gerekirse Sezer’i
çıkarırız teklif artmış olur. İşin şakası bir yana bu maç bu sene ve geçen sene
de dahil olmak üzere Süper Finalin son maçı hariç en önemli maç. Bu maçtan
alınacak olumlu bir skor Fenerbahçe’yi şike süreci öncesi olduğu gibi bir
noktaya taşır ki bu az buz bir şey değildir. Ama aksi bir skor çıkarsa da
elinde sadece lig kupası kalacak Fener’in o kulvarda da psikolojik olarak
geride olduğu Galatasaray’a karşı elini çok zayıflatır. Üstelik gruplara
katılamamasının Galatasaray’a 10 milyon Avroluk bir yayın hakkı parasının
gitmesi manasına gelir ki bu da Hamit ve Burak transferlerinin maliyetini 2
ayda karşılamak demektir. İçsel meseleleri 24 saatlik geride bırakırsak maçtan
benim futbol görüşüme göre çıkması gereken kadro şu şekildedir. Kadroyu
yazmadan şunu söylemek lazım ki Fener’in ilk 20 dakikada gol bulmasını
gerektirecek bir durum yok ortada yemediği takdirde 89’da da atsa turu alır.
90+1’de de atsa yeterli olur. Onun için öncelik yememek üzerine olması
gerekiyor. Bu korkak oynamak yada risk almamak değil aksine deplasmanda ilk
maçta olduğu gibi sol ve sağ bekleri hücumu bu kadar düşünmeyecekleri için
akıllı oynamak olarak adlandırılmalıdır.
MERT
GÖKHAN – YOBO –
EGEMEN – HASAN ALİ
KRASİC – BARONİ – TOPAL-CANER
TOPUZ
KUYT
Kaleci ve defans hattına kimse itiraz etmeyecektir sanırım.
Sadece Yobo geçen sene oynadığı sol stoperde değil de solak Egemen sağ stoperde
oynayamadığı için sağ stoperde oynamak zorunda olması onun daha aktif olması mecburiyetini
doğuruyor. O bölgede iki sene önce oynayan Lugano’nun ne kadar değerli olduğu
bir kez daha anlaşılıyor. Yobo’nun bonservisi ile uğraşırken PSG’de oynayamayan
ve yapılan transferler sonrası oynaması imkânsıza yakın olan Lugano neden
düşülmedi. Çözmek zor herhalde menajeri olan J.Figer’den ağzı yanan Fenerbahçe
uzak durmaya çalışıyor. Orta sahada ise son Antep maçında görüldü ki Krasic
tekniği ve futbol aklı ile solda iyi işler yapmaya çalışsa da ters ayakla
oynaması ondan bir şeyler eksiltiyor. Sağda M.Topuz ise ne kadar istekli olsa
da ancak Antep seviyesinde etkili olabilir. Bu seviyede ise Krasic’i sağda
görmek daha iyi olur sanki. Asıl önemli olan bölge ise ortanın göbeği. Burada Antep
maçında 65 dakika dinlenen Baroni banko oynayacaktır. Selçuk, Topal ve
Topuz’dan ise en çok ikisi oynamalıdır. Ben tercihimi attığı golle hem moral
bulan, Selçuk’a göre sürpriz şutlarda atabilen Topal’dan yana olacaktır.
Üstelik Topal’ın taraftar gözende kredisi daha fazladır. Önlerinde ise Alex’in
pozisyonu sayılabilecek ancak daha çok göbeğe yardımcı olması gereken Topuz hem
hırsı hem de enerjisi ile çok etkili olabilir. Topuz hakkında ki tek soru
işareti bazen uzayın kara delikleri gibi verilen toptan bir daha haber
alınamaması. Topla çok yumuşak olmayan Mehmet ara pas ve ince oynamak
gerektiğinde defoları ortaya çıkıyor. Solda da Stoch ve Caner arasında kaldım.
Ama başta dediğim gibi Fener’in hemen gol bulmasına gerek yok o yüzden takım
savunmasına katkısı daha fazla olan ve fizik gücü daha iyi olan Caner ilk
tercih olmalı. Ancak 60’tan sonra skor gerekirse Stoch düşünülebilir. Forvet
hattında ise pas gelip gelmediğine bakmayan seken topları topları kovalayan
ayağının ucunu burnunun son noktasını bile uzatmaktan çekinmeyen Kuyt tek
alternatif. Tüm bu yazılan senaryo gerçekleşse bile bu sonucu garanti etmiyor
çünkü rakip takımda Emenike gibi tek başına gidip gol atacak bir adam var.
Egemen boğuşma anlamında kendisinden geri kalmasa da Emenike’yi sadece fizikle
bağdaştırmamak gerekir. O daha komplike bir oyuncu. Ancak rakibin geri kalanı o
kadar da büyük görmemek gerek. İlk maçta çok etkili olan İskoç McGeady’ye
dikkat etmek gerekiyor hem hızlı hem de teknik bir oyuncu. Diğerleri baş
edilmez bir kadro değil. Benim bir başka umudum da eski Valencia koçu U.
Emery’nin zaman zaman yaptığı gereksiz rotasyon. Tanjevic misali kadroyla
sürekli oynayan Emery bunun yararlarını görse de ters teptiği de olmuştur.
Takımını bu sene daha az izleyecek olan taraftarın sabırlı ve destek verici
olması gerekiyor. Yenilecek bir gol her şeyin sonu olmaz ama işi çok ama çok
zorlaştırır. Kazansa da kaybetse de Fener’den büyük takım gibi bir futbol
bekliyorum. Kim oynamış kim oynamamış umurumda değil. Alex fanatiği değilimdir.
Yeter ki Fener kazansın. Kazanamasa da top oynasın mücadele etsin. Başka bir
şey istemiyorum.
Son not maç yayını D-Smart kanalı yapsa da uyduda ki
Azeri İdman Tv maçı yayınlayacak. Uydu cihazı şifre girmeye müsait olanlar
izleyebilecek. Bu maçı evimde izleyebilecek olmak çok güzel şey doğrusu. Ekte
ki resimde idmantv.az sitesinde maç yayının program listesinde olduğu
görünüyor. Saat’in 23:45 yazdığına bakmayın Azerbaycan bizden 2 saat önde
olduğu için öyle yazıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder