İlk olarak yazıya kupayı hak ederek kazanan Galatasaray’ı
tebrik ederek başlayayım. Fener’den daha iyi oynadılar. Belki şans anlamında
Fener’den daha gerideydiler. Ancak her zaman şansı olan kazanmıyor. Maçın açık
kanaldan yayınlanıyor olması sebebiyle herkes izlediğini varsayarak oyunun
akışı ile bir şeyler yazmaya gerek yok. Ama kameranın yansıtmasına rağmen göze
batmayan şeylerden bahsetmek gerek.
Maçın başında
sakatlanan ve en az iki hafta oynamayacak gibi duran Volkan’ın kaybı Fener’e
çok şeyler kaybettirebilir. Ligde ilk hafta oynanacak Elazığ maçında bu
eksiklik çok aranmaz ama Moskova deplasmanında Mert dün akşam ki gibi oynarsa
işler çok zora girer. Düzenli forma giymese de A milli takıma seçilen Mert dün
hiç beklemediği anda oyuna girerek bir bombayı kucağında buldu ve çok saçma
hatalar, güven vermeyen duruşu ile de psikolojik olarak takımı çok bozdu. Bundan
2 hafta sonra oynanacak maçlarda görülecek ki dün oynayan kaleci ve 4 savunma
oyuncusunun en az 3’ü as kadroda yer almayacak. Kalede Mert sağda Orhan ve
göbekte Bekir bu takımda ilk 11 oyuncusu olmadıklarını dün bir kez daha
gösterdiler. Orhan geçen sene iyi işler yapsa da dün o kadar ürkek ve
kontrolsüzdü ki akıl sır ermedi. Bekir’de öyle Umut’u kontrol etmekte çok
zorlandı. Yeni transferler Egemen Beşiktaş ve Trabzon’da ki görüntüsünden
uzaktı ama ona biraz daha süre tanımak lazım takıma yeni katıldı. Mehmet Topal
ise tam beklediğim gibi bir oyun oynadı. Etkisiz, silik ve katkısız. Bu takım
Emre’yi değil ama onun gibi bir oyuncuyu bas bas bağırarak arıyor. En yerinde
transfer ise Kuyt olduğunu bir kez daha gösterdi. İleri uçta hareketli ve
istekliydi. Golünü de bu isteği sayesinde attı.
Galatasaray’a
gelirsek defans hattında büyük bir sorun yaşamasalar da onlarda yeni transfer
Dany’den çok umutlu olmasalar iyi olur. Kazandığı birkaç topu iyi kullansa da
iyi bir kesici olsa da gelişi güzel yaptığı uzaklaştırmalar kalite
göstergesidir. Muslera ise kendisine pek iş düşmeyen bir maçta şansızlığı ile
iki gol yedi. Ebue’de geldiği günden bu yana geriye gidiyor. Ama bu hali bile
Türkiye ligi için yeterli olacaktır. Yeni transferlerden Hamit beklediğimden
daha etkisizdi. Ama onu sinekkaydı tıraşlı olarak görmek iyi oldu. Pis sakal
bir insanda bu kadar mı pis durur? Selçuk yine takımını maestro gibi yönetti. Maçın
en ne yaptığını bilen oyuncusuydu. Emre Çolak ise istekli ama son tercihlerinde
sürekli hata yaptı. Şut atması gerekirken pas verdi pas vermesi gerekirken şut
attı. Elmander’de hala sakatlıktan çıkamamış gibi ürkek oynadı. Umut ise Umut
gibi oynadı. Çalıştı, didindi, kafasını soktu, bacağını soktu ve 2 gol ve 1
penaltı ile iyi bir iş çıkardı. Penaltı demişken bu kadar ucuz penaltı veren
Cüneyt Çakır değil Avrupa Şampiyonası yarı finali Dünya kupası finali yönetse
de bu ülkede faklı maç yönetiyor. Bir standardı yok. Oyuna sonradan giren
Krasic ilk maçında çok etkili gözükmese de izlemeye devam etmek lazım. Sow’da
daha fazla süre almayı hak ediyor. Galatasaray’da Amrabat transferi için bu
kadar uğraşmaya değer miydi sorularına az da olsa yanıt verdi. Emre bu formuyla
kadroda yer alır.
Son sözümde taraftarlara ve tribünde ki
taraftardan farkı olmayan Engin Baytar’a olacak. Galatasaray tribünde daha
fazlaydı. Ama her iki golden sonra yakılan ve sahaya atılan meşaleler hangi
akıl mantıkla uyumlu anlamak güç. Belki saha kapatmaya kadar gidecek cezalar
gelebilir. Engin ise başka bir kafanın ürünü. Bir insan şüpheli bir pozisyon
için bu kadar mı itiraz eder. Üstelik sarı kartı da varken. Gerçi hakem direkt
kırmızı gösterdi. Maçtan sonra küfür etmedim dediğine göre Engin bela okudu. O da
atılmasına yetti. Sonrasında ise hakemi en hafif tabirle sarsması akıl sağlığı
olarak hangi noktada olduğunu gösteriyor zaten. Dua etsin ki kupayı
kaybetmediler. Yoksa alacağı en az 5 maç ceza ile kurtulamaz Fatih hoca onu
uzun süre yanından ayırmazdı. Aykut hoca ise artık bu takımın bu sistemle
oynamaması gerektiğini görmesi gerekiyor. Ya bu takım değişecek yada bu sistem
eğer her ikisi de değişmezse korkarım Aykut Hoca değişecek.
Not: Galatasaray ile ilgili sene başı yazımda kadroda ki
şişmeden bahsetmiştim. İlk olarak Yiğit Gökoğlan Antalyaspor’a kiralık olarak
gönderilmiş. Geçen sene devre arasında gelen Yiğit böylece yarım sezonda
vazgeçilme noktasına gelmiş. Hayırlısı olsun. İyi bir oyuncuya benziyordu. Belki
tekrar parlar ve geri döner.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder