24 Mayıs 2012 Perşembe
NBA’DE SIRA KONFERANS FİNALLERİNDE
Batıda eşleşme belli olalı çok oldu. İlk sıradan S.A. Spurs eşleştiği yorgun L.A. Clippers’ı çok rahat geçerek bir nevi gövde gösterisi yaptı. Clippers yorgun Paul’un hafif sakatlığı var Griffin’de aynı şekilde sakat ama Spurs öyle bir hücum etti ki kimse kolay kolay karşısında duramazdı. İlk 2 maçı evinde rahat kazanan Spurs Duncan ve Parker’ın etkili oyunuyla kendini çok da sıkmadı bile. Deplasmanda ki iki maçı ise ilkinde ilk yarıyı geride kapattı ancak maçı ikinci yarıda kopardı. Son maçta da rahat bir oyunla rakibini süpürdü ve adını finallere yazdırdı. Geçen senelerde B.Bowen da olması ile etkili bir savunma takımı olan Spurs en çok Parker’ın fizik zaafıyla sayı yiyordu. Ancak bu sene komple bir hücum takımı olan düzende Parker en önemli silah konumunda bunda Tim Duncan’ında payı büyük. Rakipleri ise bu sene bir şeyler yapması beklenen ve finale kadar daha zorlu bir yoldan gelen Oklahoma. İlk turda son şampiyonu ikinci turda da Lakers’ı geçerek finale geldi. Dallas’ı süpürdü Lakers’ı ise Kobe süpürülmekten kurtardı. Sene boyunca Gasol’ü takas etmeye çalışan Lakers artık bu yaz bunu yapar gibi geliyor. Takımda yardımcı koç olan Messina’nın da Avrupa’ya dönmesi beklenebilir.
Finale gelecek olursak Doğu’dan çok daha çekişmeli maçlar olacak. 1. Sıradan gelen Spurs ve 2. Sıradan gelen Oklahoma kapışacak. Spurs bu sene play-offlarda henüz maç kaybetmedi. Oklahoma ise sadece bir maç kaybetti. Oklahoma’da oyun kurucu Westbrook ve Durant çok formda ama ev sahibi avantajı bulunan Spurs’da ise Parker ve Duncan çok formda. Savunma anlamında Oklahoma daha iyi gibi dursa da hücum da ise Spurs önde. Çok çekişmeli geçmesi beklenen seride favorim Spurs serinin ise 4-2 bitmesini bekliyorum. İlk iki maçı kazanan Spurs deplasmanda bir maç alabilirse 4-1’de bitebilir. Ama aklımdan geçen 4-2 Spurs. Bu arada serinin ilk maçı doğu’da beklendiği için Pazar günü oynanacak.
Doğuda işler hala karışık. Rahat geçmesini beklediğim seride Miami sona çok yakın ancak şimdiden iki maç kaybetti bile önümüzde ki maç İndiana’da ve seri 3-2 Miami önde bu maçta seri biter gibi geliyor. Diğer seride ise Boston 3-2 önde ve maç Phil76’nın sahasında seri beraberlikle de bitebilir yada 7. Maça uzayabilir ama seriyi Boston kazanacaktır. Bir oyuncudan bahsetmem gerekiyor ki kendisinin hayranı sayılırım. Bazen maçın içinde kopup gitse de yine de bu takımın her şeyi herkesin nasıl oynaması gerektiğine karar veren kişi R.Rondo’dur. Şutu her zaman sorgulanabilir ancak oyunu okuma becerisi ve asistleri ile çok çok iyi bir oyuncu. Finalde Miami karşısında ne yapabilir diye düşünürsek eğer. Eğer Bosh sakatlıktan dönemezse favorim Boston ancak Bosh döner ve Garnett’i yavaşlatabilirse Miami daha şanslı olur. Ayrıca saha avantajı da Miami de olacak.
Geçen NBA yazısında Oklahoma’nın 4-1 Spurs’un 4-0 kazanacağını yazmışım. İyi tahmin etmişim doğrusu. Ayrıca geri kalan seriler için de Boston 4-3 demişim oda olacak gibi. Bir tek Miami 4-1 demişim ama en iyi ihtimalle 4-2 olacak gibi duruyor.
22 Mayıs 2012 Salı
18 Mayıs 2012 Cuma
HAFTA SONU TV EKRANI
CUMA
18.30 ADANA – RİZE TRT1
19.00 BANVİT - ANAD. EFES LİG TV
CUMARTESİ
18.30 KONYA - KASIMPAŞA TRT1
21.45 B.MÜNİH - CHELSEA STAR
22.30 L.A. CLİPPERS – S.A. SPURS İDMAN TV
PAZAR
17.00 BEŞİKTAŞ - GALATASARAY LİG TV
22.00 JUVENTUS - NAPOLİ TRT 3
22.30 İNDİANA - MİAMİ CNNTURK
17 Mayıs 2012 Perşembe
TV’DE İLK KEZ : )
Dün ki yazı da eğer kupayı Fener alırsa anlamını
yitireceğini söylemiştim. Öyle de oldu. Fener beklenenden çok daha rahat bir
oyunla Bursa’yı 4-0 yenerek kupanın 29 sene sonra sahibi oldu. Seneye bu kupa
için diyecek bir şey kalmadı. Artık kim alır kim verir çok da önemli değil
Fener’de aldı ya daha geriye hikaye kalmadı. Yukarda ki başlık maçtan sonra
internet geyiklerinden en beğendiğim. Maç sonunda kupa töreni başlarken Atv
ekrana bu uyarıyı koyabilirdi : ) Bu sene Fener biraz fakir edebiyatı yaparak
bize haksızlık yapıyorlar diye diye bir arada kalmayı başardı. Geçen senelerde
hep hakemlerin kolladığı takım olarak bakılan Fener bu sene haksızlığa uğramış
takım gibi lanse edilince bu haftaya kadar bir arada kalmayı başardı. Üç gün
önce ezeli rakibine evinde şampiyonluk kaybeden Fener tahmin ettiğim gibi o
maçın psikolojik etkisinden çabuk kurtulmuş göründü. Hatta aksine sanki Bursa
finalin ağırlığını kaldıramamış göründü. Daha ilk dakikada gelen gol Bursa’nın
geriye çekilip Pinto ile gol bulma şansını ortadan kaldırdı. Caner performans
olarak çok gidip gelen bir oyuncu bir bakıyorsunuz takımı ileri taşıyan şut
çeken orta yapan kanattan içeri giren bir oyuncu, bir bakıyorsunuz etkisiz top
kaybı yapan gereksiz kart gören bir oyuncu dün Aykut hoca Stoch yerine ona şans
verdi ve o iyi günlerinden bir örnek sergiledi. Ne Sapara’yı kaçırdı ne de Basser
onu tutabildi. C.Baroni’de geldiğinden beri en iyi sezonunu geçirdi. Eskiden 10
numara dediğimiz forvet arkası yada forvet oyuncular bu kadar etkili olurlardı.
Ancak gerek Lampard gerek Gerard gerekse de Xavi bu bölgenin ne kadar önemli
olduğunu ortaya koydular. Ligimizde de bu bölgede oynayan Selçuk İnan, Melo,
Emre Belözoğlu, Baroni, Zokora ve Fernandes takımların en iyi oyuncuları
oldular. Maça tekrar dönecek olursak Semih senenin son maçından nihayet Semih
gibi oynadı. Alex ise Galatasaray maçında direkt oynasaydım daha iyi olurdu
dedirtti. Bursa taraftarı kardeş takım Ankaragücü’nün misafirliğinde çok güzel
görüntüler sergilediler. Takımları maçı kaybetse de Bursa taraftarı kulakların
ve gözlerin pasını sildiler diyebiliriz. Fener tarafı ise kupayı kaldırırken
bile buruk bir sevinç vardı yüzlerinde kaçan şampiyonluk bir yerde akıllarından
çıkamamış sanırım. Bu arada maç boyu Emre’nin son maçı deyip durdu Gürcan
Bilgiç inşallah yanlış bir bilgidir. Sözleşmesi sona eren Emre gibi bir Türk
oyuncu bulmak mümkün olmayabilir. Evet soruları olan bir oyuncu ama yerli
kadrosu içinde takımın açık ara en iyi oyuncusu. Hem de bonservis almadan elden
bu kadar kolay çıkarmak doğru değil gibi geliyor. A.Madrid dedikodusu içinde
biraz hayal barındırsa da güzel olur ama bu yaştan sonra hele ki baba olduktan
sonra Emre’nin gitmek istediğini sanmıyorum. Aziz Yıldırım içerden bu ay sonu
çıkarsa takımda kalacağına bahse girerim. Tabii başkanlık seçimini kazanması
şartı da var ama o konuda rakibi çıkacağını sanmıyorum.
Sezon artık sona erdi Süper kupa da lig şampiyonu
Galatasaray ile kupa sahibi Fenerbahçe arasında oynanacak.
Yeni sezonda ve Avrupa Şampiyonasında görüşmek üzere.
Arada transfer dedikodusu olursa da yazmaya çalışacağım.
16 Mayıs 2012 Çarşamba
KUPA GÜNÜ
Türkiye kupasının epeydir bir fonksiyonu yok. Sadece o sene
ligde başarısız olan büyük takımın Avrupa’ya gitmek için en kestirme yolu
olarak görülüyor. Gruplardan çıkma garabeti de ortadan kalktığı için küçük
takımların da sürpriz yapma şansı oluyor. Nitekim son şampiyon Beşiktaş alt
ligde mücadele eden Bolu’ya elenerek kupanın en büyük sürprizini yaşadı.
Şampiyon Galatasaray’da evinde Sivas’a yenilerek çeyrek final görmeden
elenenlerden oldu. Trabzonspor’da Antalya deplasmanında uzatmada elenmişti. Meydan
da kala kala FenerBahçe’ye kaldı. Hem eşleşmeleri evinde oynamanın avantajını
yaşayan Fener hem de kura anlamında şanslı olduğunu söylemek gerek. İlk olarak
evinde Konya’yı mağlup eden Fener ardından da yine evinde o sıralar küme
düşmeme derdinde olan Samsun’u eledi. Çeyrek finaller tarafsız sahada oynandığı
için Ankara’ya yolu düşen Fener burada Kayseri karşısında öldü öldü dirildi. Maçta
bir ara iki farklı geride olan Fener 90+ da M.Sow’un golüyle önce uzatmaya sonrada
penaltılarla yarı finale ulaştı. Çeyrek finalde de nispeten kolay kura çeken
Fener Karabük ile yine Ankara’da karşılaştı. Bu kez daha dikkatli olan Fener rakibini
2-0 yenerek final bileti aldı. İşin tuhafı final maçı da Ankara’da. Yani Fenerbahçe
bu sene kupayı kazanırsa adı Türkiye kupası olan kupayı sadece bir şehre giderek
kazanmış olacak. Hiç değilse geçen seneler gibi Kayseri, Ş.Urfa, Adana, Malatya
gibi şehirlere bu kupa götürülebilseydi ne güzel olurdu.
Finalin diğer ayağı Bursa buraya nasıl geldiğine bakacak
olursak. 4.turda evinde Ş.Urfa’yı yenerek
başladı. Ardından Bugsaş ile eşleşen Bursa rakibine sürpriz şekilde
zorlanarak uzatmalarda ancak 0-2 yenebildi. Çeyrek finalde tarafsız saha kabul
edilen İstanbul Kadıköy’de Sivas’ı rahat ve güzel bir oyunla 4-1 yenerek yarı
finalde Eskişehir’in rakibi oldu. Yine Kadıköy’de oynanan maçta güzel bir oyun
oynayarak Eskişehir’i 3-0 mağlup etti ve final bileti aldı. Bursa’nın bu
süreçte gittiği şehirlere bakarsak ilk tur evinde ikinci tur Ankara’da çeyrek
ve yarı finaller İstanbul’da final yine Ankara’da. Ne tesadüf ki onlarda sadece
İstanbul ve Ankara’yı görmüş olacaklar. Adı Türkiye kupası her şehirden katılan
var ama final maçını oynayan iki takım sadece İstanbul ve Ankara’ya gitmiş.
Maç ile ilgili tahmin yapmak gerekirse Avrupa ligi grubunu
lider bitiren ve Uefa maçı oynamasına gerek kalmayan Bursa çok formda en son
İstanbul’da İBB’yi 0-3 gibi net bir skorla kazandı. Devre arasında alınan Pinto
takımın hem gol yükünü çekiyor. Hem de takımını ileri taşıyor. Volkan ve Sercan
gittikten sonra biraz kıpırdanan Ozan İpek’de takımın iyilerinden. Kaleci sorunu
yaşayan Bursa hala güvenilir bir eldiven olmayan Carsonn’un eline bakıyor.
Fenerbahçe ise çok iyi götürdüğü final grubunda sonunu getiremedi ve
şampiyonluğu yarım puanla kaçırdı. Maç sonrası büyük bir travma yaşamayan
takımın bu maçı bir özür ve ödül maçı olarak gördüğü söylenebilir. Cezalı Dia
ve sakat Bienvenü’den yararlanamayacak olan Fener yine de bu maçın favorisi. Ayrıca
Alex ve Sow’da iyileşmiş. Özellikle Semih’in G.Saray maçında ki etkisizliği Sow’un
iyileşmesini mecbur kıldı denebilir.
Sezon içi maçlara bakacak olursak ilk yarıda deplasmanda
Bursa’yı Semih ve Stoch’un golleriyle 0-2
yenen Fener evinde ise Alex’in golüyle 1-0 kazandı. Daha istekli olanın
kazanacağını düşündüğüm maçta uzama kokuları da geliyor. Yine de bu sene kupayı
Fenerbahçe’nin kazanacağını düşünüyorum. Ertuğrul Sağlam’ı severim ama
elimizden bir kupa aldı zaten bir taneye daha ne gerek var. Maçın hakemi de
süper finalde en çok maç yöneten Bülent Yıldırım. Allah hakem şansı versin.
Maç 20:30’da ATV ekranında.
15 Mayıs 2012 Salı
NBA PLAY-OFF’LARI KONFERANS YARI FİNALLERİ
İlk turlar sona erdi ve beklentilerimin aksine oluşan iki
seri oldu. Birincisi sezonun MVP adayı D.Rose’u kaybeden Chicago
Philedelphia’ya 4-2 ile geçilirken. Memphis’in geçmesini beklediğim eşleşmede
L.A Clippers oyun kurucusu C.Paul önderliğinde son maçta deplasmanda kazanarak
4-3 turu geçti ve S.Antonio’nun rakibi oldu. Artık yeni eşleşmeler ve yeni
maçlar var onlar hakkında da bir şeyler yazmak gerekirse diye başlayalım
Bu kez ilk sırayı Batı Yakasına veriyorum.
San Antonio – L.A. Clippers
Play off serisinin en rahat ilk tur maçlarını oynayan S.A
Utah karşısında bırakın maç kaybetmeyi doğru dürüst zorlanmadı bile. Utah’ı 4-0
ile geçerken süre olarak da yıpranmayan S.A karşısında L.A. Clippers Memphis’i
son maçta 4-3 geçti ve bir hayli yorgun üstelik takımın en önemli oyuncusu
C.Paul ‘un hafifte olsa sakatlığı var ve bu seride karşısında onu savunmaya
çalışan daha sert oyuncular olacak. Karşısında ise savunmak zorunda olduğu
T.Parker var. Genç yaşta bu takımın oyun kuruculuğunu yapmaya başlayan Parker
artık hem oyun olarak hem de mental olarak çok daha iyi noktada. Pota altında
Tim Duncan ilerlemiş yaşına rağmen sağlam bir liman. Forvet olarak da Manu en
iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Seride
çok zorlanmasını yine beklemediğim S.A yine de deplasmanda bir maç kaybeder
gibi geliyor ve seriyi 4-1 geçer diyorum.
Oklahoma – Lakers
Batıda bu sene iyi işler yapmasını beklediğim takımlardan
birisi de Oklahoma’dır. Geçen senenin
şampiyonunu süpüren bu takımın önünde kim duracak bakalım. İlk turda Dallas’ı
4-0 geçse de S.A’nun Utah serisi gibi olmadı. Her maç kafa kafaya geçti ve
ancak kazananı bazen uzatmalar bazen de son saniye basketleri belirledi. Ancak
yine de bu 4-0’lık seri takıma uzun bir süre dinlenme fırsatı verdi.
Oklahoma’nın aksine bu sene şampiyon olamayacağını bilen Lakers gidebildiği
yere kadar gitmeye çalışıyor. Zaten kısıtlı bir rotasyonu olan Lakers birde
Denver’a anlamsız maçlar hediye edip seriyi 7. Maça taşıdığı için hem yorgun
hem de takım kimyasından çok uzaklar. Bynum’un bu sene sakatlanmamasıyla 4
numaraya geçen Pau Gasol en kötü Lakers sezonunu yaşıyor. Kobe olgunluk
döneminde de olsa artık yaşı 24 değil. Karşısında da deli çağlarını yaşayan K.
Durant olacak. Üstelik Lakers’in en zayıf noktası kabul edilen oyun kurucu
pozisyonunda da rakibin her şeyi R. Westbook var. Yeni nerden baksanız favori
Oklahoma. Tahminimde 4-0 yada 4-1 Oklahoma bir galibiyeti de Bryant hatırına
verdim.
Bu arada serinin ilk maçı dün sabah oynandı ve Oklahoma 30
sayı farkla kazandı.
Doğu Konferansı
Miami – İndiana
İlk turda zorlanmayanlarda biri de Miami turun zaten
favorisi olan taraftı ancak New York’da ki süper yıldızlardan çekinmiyor da
değillerdi. Zaten 4-1 geçtikleri seride o bir galibiyeti de Carmelo tek başına
aldı desek yeridir. İndiana da seriyi 4-1 geçenlerden. İlk maçta D.Howard’sız
Orlando’ya evinde kaybeden İndiana sonrasında ki 4 maçı üst üste kazanarak
seriyi bitirdi. Süper yıldız diyebileceğim bir tek West’i bulunduran İndiana’ya
karşı sezonun MVP’si seçilen James, Wade ve Bosh var her zaman yıldızları çok
olan kazanmaz ama bu sefer sonucu yıldızlar belirleyecek. Tahminim 4-1 Miami
Seride oynanan ilk maçı Miami rahat bir oyunla sadece son
çeyrekte kendini biraz sıkarak kazandı.
Son eşleşme ise
Boston – Philedelphia
İlk turda rakibin eksilmesiyle piyango isabet eden Phil76
yaşlı ama tecrübeli kadrosuyla Boston karşısında. Seride durum şuanda 1-1 ve saha avantajı
Phil76’a geçmiş durumda. 3. Maç bugün Phil76’nın sahasında buraya kadar boşuna
gelmediğini göstermek isteyen Phil76 bu seriyi alabilecek mi bunu göreceğiz net
bir favorim yok ancak Boston Rondo ile bir adım daha iyi gibi sanki ama seriyi
Phil76 daha çok istiyor gibi. Tahminim 4-3 Boston
Doğu da final için en avantajlı takım Miami gibi duruyor.
Ama bu Miami Batı’da olaydı yarı finali zor görürdü gibi geliyor. Artık James
bu sene de şampiyon olamazsa sorun kendisinde demektir.
Maçlar hafta iki kere Salı gecesi ve Pazar akşamı 22:30
seansında CNNTURK’te Cumartesi de Azerbaycan kanalı İdman Tv maç yayınları veriyor.
Bu gece 04:30 saatlerinde S.A. Spurs – L.A.Clipers maçı var.
Cnn Turk yayınlıyor. Anlatan Orkun Çolakoğlu yorumlayan Kaan Kural severim bu
ikiliyi Yazıhaneden.com adlı sitede çok güzel haftalık basket muhabbetleri
oluyor. Tavsiye ederim. Kaan’ın bir kızı varmış oradan öğrendim : )
14 Mayıs 2012 Pazartesi
MUCİZE HAFİF KALIR
Öyle bir maçtı ki mucize kelimesi hafif kalır. Maç başladı
M.City başladığı gibi biterse şampiyon olacak yani United ne yaparsa aynısını
yapmak zorunda çünkü liderliği sadece averajla. United rahat durur mu? İlk
yarıda Sunderland deplasmanın da 0-1 öne geçti. Aynı dakikalarda City’de 1-0
ödeydi. QPR karşısında ilk yarılar böyle bitince her şey başladığı gibi bitecek
zannediliyordu. Ancak QPR düşmemek için yarıştığı Bolton Stoke City
deplasmanında ilk yarıyı önde kapatınca düşen son takım kendisi olmak istemedi
ve ikinci yarıda her şey değişti. Önce D.Cisse Fransa günlerinden bir örnek
sundu ve beraberliği yakaladı. Ancak bir kırmızı kartla 10 kişi kaldılar. Artık
herkes City bir tane daha atar ve maçı alır diye düşünürken bir kontra topta
QPR ikiyi buldu. Aynı dakikalarda Bolton deplasmanda varlık gösteremiyor ve
Stoke beraberliği yakaladı. United cephesinde ise değişen bir şey yoktu maç 0-1
devam ediyor kulaklar City’deydi. Beraberlik golüne çılgınlar gibi sevinen
United taraftarları QPR’ın 2. Golüyle bayram havasına büründüler bile. City ise
10 kişi ceza sahasında kalan rakibi açmaya çalışıyordu ancak ne havadan ne
uzaktan şutlarla etkili olamadı. Tribünde ki herkeste derin bir sessizlik ve
endişe vardı. Artık 90 dakika bitti uzatmalar 5 dk. Olarak gösterildi. Ben taraftar
stadı terk etmek için neyi bekliyor artık diye düşünürken City üst üste 3
korner kullandı. İlk ikisi kendilerine göre sol taraftan Samir Nasri ile
özellikle ikincisi çok etkili oldu ancak kaleci çizgi üstünde kurtardı. Üçüncü
korner ise sağ taraftan D.Silva ile altı pasa kesti. Savunmacısından kurtulan
E.Dzeko çok güzel bir kafayla 90+1’de beraberliği yakaladı. Gol haberini duyan
United’lılar (Kanal iki ekrandan ikisini de gösterdi.) biraz tedirgin oldu
ancak hala şampiyon kendileriydi. Geriye sadece 3 dakika kalmıştı ancak golle
birlikte City rüzgarı arkasına aldı. Golün santrasında QPR takımı topu ayağında
tutacağına anlamsız şekilde korner köşesine yolladılar. Topu alan City
saldırmaya devam etti. Şişirmeden 40 metreden vurmadan sakin bir şekilde
yüklendiler. Topu alan rakip sahanın yarısında Kun Aguero oldu. Önce yüzünü
kaleye döndü sonra sırtında bir savunma oyuncusu olan Dzeko’ya topu attı. Dzeko
dönmeye çalışsa da savunma izin vermedi ama top hala Dzeko’daydı. Topu
verdikten sonra koşusuna devam eden Aguero topu önüne istedi. Ve aldı tam önüne
hamle yapan kayarak gelen savunmacıdan kurtardı ancak açısı daraldı. Yine de
kaleye sert bir şut çekti. Yakın mesafeden topun nereye gideceğini kestiremeyen
kaleci topu solundan geçişini izledi. Kun sevinçle tribünlere koşarken forması
üstünde yoktu zaten o forma böyle bir golden sonra çıkmayacaktı da ne zaman
çıkacaktı. Radyodan dinleyen United’lılar yıkılmıştı. Maçın son 4 dakikasına
1-2 geride giren City bir mucizeye imza atıp maçı 3-2 kazandı. Aklıma birden
geçmiş zaman şampiyonlar ligi finali geldi. Bayern Münih Janker’in golüyle
United’e karşı 1-0 önde iken 90+1 de Beckham’ın kornerinde önce T.Sheringam
arka direkte dokundu topa ardından da 90+3’de yine Beckham’ın ortasında savunma
topu uzaklaştırmışken gerilerden çıkan bir şuta ayağının ucuyla dokunan bebek
yüzlü Solskaer Münih’in elinden kupayı çaldı. Dün öğleden sonra da aynı şey
United’ın başına geldi. Galiba Münih’in ahı yeni çıktı. İyide oldu City
kazansın istiyordum zaten sevmem şımarık Rooney ve Ferguson’u beter olsunlar.
Ah birde Liverpool şampiyon olsa J
çok şey istedim değil mi neyse artık Fener Çarşamba kupayı alsın ona da
razıyım.
Diğer Avrupa liglerinde zaten şampiyonlar belli olmuştu.
Ancak Avrupa mücadelesi devam ediyordu. A.Madrid Villareal deplasmanında
kazanmış olmasına rağmen Malaga kaybetmediği için yine Uefa yolcusu oldu.
Villareal’de bu sonuçla lige veda eden son takım oldu. Pires’li kadrosuyla
Şampiyon ligi yarı finalinde penaltıyı atsa finale çıkacak Villareal daha
üzerinden 10 sene geçmeden küme düştü ne kadar garip. İngiltere’de ise küme
düşen son takım Stoke deplasmanında kazanamayan Bolton oldu. Tuncay iki senede
iki takım düşürdü. Önce Middelsboro şimdi de Bolton son maçta kadroya bile
alınmamış olması ne kadar acıklı. Kayıp bir kariyer yazımı okumanızı tavsiye
ederim. Fener’de kalsa belki Şampiyonlar ligi Çeyrek finalinde Chelsea’ye karşı
oynayacaktı şimdi kiralık geldiği Wolfsburg’a geri dönecek küme düşen takımda
bile forma bulamayan Tuncay. Hala Türkiye’ye dönmezse aklından futbolu tamamen
çıkardığını söyleyebilirim. Arsenal boş geçen sezonda yine Şampiyonlar ligine
gitmeyi başardı. Tottenham ise Chelsea finali kazanırsa Uefa’ya kaybederse
Şampiyonlar ligine gidecek. Almanya da ise lig kupası vardı hafta içi
Chelsea’yi ağırlayacak Münih yedek ağırlıklı kadroyla çıkan Dortmund’a 5-2 gibi
farklı bir skorla mağlup oldu. Cezalı ve sakat sayısı bu kadar fazla olmasa
Chelsea’yi şanslı görecektim ama hem evinde hem de tam kadro Münih kupayı alır
gibi geliyor. Heyecanın devam ettiği tek lig Fransa’da Montepie evinde Lille
engelini 90+3’te attığı golle geçti. Ve son haftaya 3 puan avantajla girdi. Son
hafta deplasmanda küme düşen Auxerre’e konuk olacak ve beraberlik bile şampiyon
olmalarına yetecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)