Almanya’da Bayern
yoluna dolu dizgin devam ediyor. Bu hafta evinde Hannover’ı 5-0 ile geçerken
zorlanmadı bile. Zaten bu sezon mahalli ligde toplasan ya 2 maçta zorlanmıştır ya
da 3 maçta öyle dominant bir oyun oynuyorlar. İkinci sırada ki Dortmund’da bu
sene ağırlığı Avrupa’ya verince ligde çok zorlanmayacaklar gibi duruyor. Ancak
geçen sene de benzer bir çizgi de giderken kaybettiklerini unutmadan kesin
konuşmak için Şubat ayı beklenmeli
Fransa ligi bu sene
oldukça çekişmeli geçmeye aday. Lider PSG ile 9. Sırada ki Lille arasında
sadece 6 puan fark var. Bu hafta PSG evinde zorlanmadan 4-0 galip geldi. İki
gol atan Zlatan 11 maçta 12 gol ile akla zarar bir ortalamaya ulaştı. PSG ile
aynı puanda olup zirveyi paylaşan Marsilya ise Avrupa’dan elendikten sonra tüm
dikkatini lige vereceklerdir. Pazar günü evinde Lille’i Ayew’lerin iyisi olan
Jordan ile geçerek PSG’nin peşini bırakmadı.
İngiltere’de ise
liderlik bu hafta da el değiştirdi. Geçen hafta United’in puan kaybıyla lider
olan City yeni hocası Beniztez ile çıkış arayan Chelsea ile deplasmanda golsüz
berabere kaldı. United ise evinde bir diğer hoca değiştiren takım olan QPR ile
karşılaştı.( İngiltere’de bu kadar çok hoca değişmesine alışkın değiliz bize
benzemeye başladılar iyice.) kısır giden maçta perdeyi açan QPR olsa da
devamını getiren ve kapatan United oldu ve maçı 3-1 kazandılar. Öyle uyuz bir
top oynuyorlar ki maçı 60 dakika izledim ve kapattım. Ben kapattıktan sonra
goller gelmiş. Sezon sonuna kadar bu liderlik çekişmesi devam eder gibi kadro
genişliği daha iyi olan City bir adım önde. Liverpool bu hafta da tat vermedi.
Ve deplasmanda Swensea ile 0-0 berabere kaldı. Bir zamanlar lige ambargo koyan
ekibin bu takım olduğuna inanmak çok zor. Başarısızlığı öyle kanıksamışlar ki
en son yüzleri İstanbul’da ki finalde gülmüştür herhalde.
Avrupa’da haftanın
sürprizi hiç şüphesiz Betis deplasmanından eli boş dönen Real Madrid olmuştur.
Henüz ilk yarının başlarında geriye düşen Madrid sonrasında ki yaklaşık 60
dakikada gol atamadı. Ronaldo’nun bir süredir tadı yok Benzama, Dİ Maria, Mesut
ve oyuna sonradan giren Kaka hiçbiri gününde değildi. Ve yenilgi kaçınılmaz
oldu. Özellikle Kaka geldiği günden bu yana gününde olduğu maç sayısı o kadar
az ki. Elden çıkaramamaları giderek daha büyük dert oluyor. Değerini korumak
adına süre veriyorlar ancak katkı verdiğini söylemek çok güç. Takımda ciddi bir
tatsızlık var. Barça ise yine iyi görüntü vermediği bir maçı çok ama çok rahat
kazandı. Levante’nin bir penaltı kaçırdığı maçtan 0-4 gibi güle oynaya diyebileceğimiz
bir skorla kazandı. Bu arada henüz ilk yarıda sağ bek D.Alves sakatlanarak
oyundan çıkıp yerine genç Montoya’nın girmesi ile tamamı alt yapıdan yetişme
oyuncularla oynadı. Kadroyu sayacak olursak; Valdes- Montoya-Pique-Puyol-Jordi
Alba-Xavi-İniesta-Busquets-Fabregas- Pedro- Messi Bu seviyede bir takımın alt
yapıya bu kadar önem vermesi ve bu denli muazzam bir başarı Türkiye’de bir gün
bunu görebilecek miyiz hiç sanmıyorum. Aklınızda bizim altyapılarda Messi ile
Fabregas vardı da biz mi oynatmadık sorusu gelmesin. U17 milli takımımız Dünya
Kupası yarı finali oynuyorsa o kadroda hiç değilse 3 tane yıldız çıkması lazım.
Yoksa Arda gibi 10 milyonda 1 tane çıkabilecek bir ismi bekler dururuz. Arda
demişken bu hafta çok iyi bir oyun ortaya koydu. Ve geçen hafta Betis’e 5 tane
atan Sevilla’yı evinde 4-0 yendi. Bunda maçın başında ki Penaltı Kırmızı
kartında etkisi yadsınamaz tabii ki. Ama Arda oyunu ile göz doldurdu klişesini
söylemeden geçemeyeceğim. Lider Barça ile R.Madrid arasında puan farkı 11 oldu
bu saatten sonra kehanete gerek yok artık Madrid şampiyon olamaz. Morinho eğer
takımın başında kalmak istiyorsa Avrupa’yı kazanmak zorunda ki bu oyun ile pek
mümkün gözükmüyor. Bu hafta sonu oynanacak Madrid derbisi ise izlenmeye değer.
Arda sergileyeceği oyun ile kalitesini bir kez daha ispat ederse artık tartışmasız
elit sınıf bir oyuncu olacak.
İtalya liginde
zirvede yine Juventus var ancak artık eskisi kadar dokunulmaz değiller. Geçen
sene namaglup şampiyon olduktan sonra bu sezon 2.mağlubiyetini aldılar. Milan
deplasmanında iyi oynamalarına karşın bir hatalı penaltı ile 1-0 kaybettiler.
Bugün ki maçta İnter kazanırsa aralarında ki puan farkı 1’e inecek. İtalya ligi
son yılların en çekişmeli şampiyonluk mücadelesine doğru gidiyor. Gönlüm tabii
ki İnter’den yana. En olmadı Napoli kazansın: )
Gelelim bizim
ligimize; Bu haftanın olayı şüphesiz Elazığ deplasmanında 90.dakikaya 0-1 önde girerken
Muslera’nın hatalı çıkışı ile hem rakibine penaltı hediye etmesi hem de
takımını 10 kişi bırakmasıydı. Kaleye geçen Melo ise doğru köşeyi tahmin ederek
takımına 2 puan kazandırdı. Elazığ Yılmaz Vural geldikten sonra biraz
toparlanma eğilimi göstermişti ancak havası çabuk kaçtı sanırım. Haftanın ilk
maçında ise Beşiktaş Akhisar’ı ilk yarıda bulduğu 3 golle yenerek bir günlük de
olsa liderlik tadı aldı. Almeida takımın gol yükünü çekmeye devam ediyor bu
maçta gördüğü kırmızı kart ise zaten oynamayacağı kupa maçında geçecek. Antalya
puan kayıplarına Bursa deplasmanında da sürdürürken kaybetmemesi takdire şayan.
Kayseri’de Elazığ gibi yeni hocası ile 2 hafta iyi gittikten sonra üst üste 2
maç kaybettiler. Bu hafta da evlerinde Fenerbahçe ile oynayacaklar. Gaziantep’te
hoca değişikliği sonrası toparlanmaya çalışan İBB’yi konuk etti ve eli boş
gönderdi. Fenerbahçe geriye düştüğü maçta evinde Gençlerbirliğini 4-1 yendi.
Sow üstün formuna devam ederken Kuyt çalışkanlığının yanında golcülüğünü de
sürdürüyor. Fenerbahçe 2007’de Avrupa’da iş yapan Deived, Gökhan sağ kanadının
bir benzerini Kuyt, Gökhan ile yakalamış gözüküyor. Geçen hafta ki kırmızı
kartın hal konuşulması kabak tadı verse de Gökhan Gönül’ün maç sırasında reklam
panolarına vurduğu J.Durmaz’dan kameralar önünde ve yüz yüze özür dilemesi
sahalarda görmek isteyeceğimiz türden hareketler. Son iki haftadır dost
sohbetlerinde söylüyorum birde buraya yazayım dedim. Mehmet Topal, Meireles
ikilisinin oynadığı herhangi bir maçta Fenerbahçe’yi yenmek kolay olmaz.
Yenilmez demiyorum ama Meireles orta sahada muazzam bir katkı veriyor. Haftanın
son maçı ise bu akşam Trabzon ile Eskişehir arasında oynanacak. İki iyi takımın
maçı seyir açısından güzel olması muhtemel bir de gollü geçerse futbol sever
daha ne istesin.
Futbol dışı olarak da
kaliteli bir basketbol ligimiz var ancak gönül isterdi ki açık kanaldan
izleyebilelim ancak yayın geliri açısından digitürk’ten daha fazla para veren
yok bizde ne yapalım hiç değilse Fener’in maçlarını FB Tv baştan sona banttan
yayınlıyor da izliyoruz. Ama imkanı olanlara izlemelerinin tavsiye ederim iyi
bir ligimiz var.
Formula 1’de sezon
sona erdi. Ve son yarışa büyük avantajla giren Vettel sürprize izin vermedi ve üst
üste 3.kez kazandı. İngiltere ligini yayınlayan İdman tv Chelsea M.City maçı
yerine Formula’yı yayınladığında kulaklarını çınlatmadım desem yalan olur. Bundan
10 sene önce evde Mc Laren Mercedes ve Ferrari olarak evde ikiye ayrılacak
kadar takip ederdik ancak hem Michael’in bırakması hem de her sene değişen abuk
sabuk kurallar ve de yayınlayan kanalın değişmesi. İlgiyi giderek azalttı ve
artık hiç ilgimi çekmiyor desem yeridir. Neyse okuduğunuz için teşekkür ederim
başınızı ağrıttıysam affola.
eline sağlık güzel yazı olmuş. Haftayı özetlemişsin.
YanıtlaSil