Bu maç ve hakem
hakkında konuşuluyor ve konuşulmaya devam edecek. Ona bir diyeceğim yok bu
ülkede hangi büyük takımdan olursa olsun bir oyuncuyu bu kadar kolay atıyorsan
haklı haksız konuşulursun. Benim üzüldüğüm nokta Türkiye’nin açık ara en
beğendiğim hakeminin bu denli yanlış bir karar verip, hakemlik kariyerinin bu
pozisyonla hatırlanacak olması. İletişim konusunda en başarılı hakemimizin bir
iletişim eksikliğine kurban gitmesi. Daha çok şey sayılabilir ancak yine de
duyduğum üzüntünün tarifi olmaz. Bir hakemimizi kaybetme noktasına geldik ve
buradan geri dönerse imkânsızı başarmış olur.
Pozisyona gelirsek
resimde de göreceğiniz üzere Veysel Sarı topa yükselirken Caner’in kafasına
faullü veya değil bir müdahalede bulunuyor. Hakem de sanırım top nasılsa
Fener’de deyip maçı devam ettiriyor. Sanırım diyorum çünkü hakemin avantaja
bıraktım işareti yok. Ya faul olduğuna inanmadı ya da devam işareti vermesem de
anlarlar dedi. Ancak aradan geçen iki saniyede Caner’e sırtını dönen hakem
biranda geri döndü ve Caner’e kırmızı kart gösterdi. Caner o kadar şaşkındı ki
dönüp yedek kulübesine baktı acaba oradan birisine mi gösterdi diye. Ama hayır
hakem onu gösteriyordu. Bizler tv başından biraz da Caner’in geçmiş
sabıklarından olsa gerek küfür etmiştir herhalde dedik yoksa bu kadar iyi bir
hakem niye yok yere kırmızı çıkarsın adama. Ama tüm bunlara rağmen kafalarda
oturmayan bir şeyler vardı. Sakin olma konusunda sinir bozucu seviyelere
çıkabilen Aykut Kocaman bile saha içine girecek kadar zıvanadan çıkmıştı.
Ayrıca 4. Hakeme itiraza koşan Bekir ve Hasan Ali’ye 4.hakem ben attırmadım
diyordu. Yani Caner’e iki metre mesafede olan hakemin duymadığı bir küfrü Fırat
Aydınus yaklaşık 25 metreden duymuştu üstelik bir kulağında kulaklık ve 15bin
taraftarın gürültüsüne hatta sırtı oyuncuya dönük olduğu halde. Hakemin elini
zayıflatan bir önemli nokta ise Caner’in el ve kollarında küfür ederken
olabilecek hareketler yoktu. Yani o küfür hakeme yâda rakip oyunculara dönük
değil ortaya veya kafasında duyduğu acıya öfke olarak da edilmiş olabilir. Yani
bir gol kaçıran adam hass…r diye bir laf etse onu da mı atmak lazım gelir? Maç
boyu bunları düşünürken nihayet dün MHK başkanı bir açıklama yaptı. Ve hakemin
Caner’i “BU FAULÜ DE Mİ VERMEYECEKSİN ULAN” dediği için attığını söyledi. Dün
yine çeşitli kalitede ki futbol programlarında yayınlandığı üzere olayın diğer
şahidi Veysel o Ulan ile biten cümleyi Caner’in kambura yattığını düşündüğü
için hakeme kendisinin söylediğini itiraf etti. Yani sırtı dönük olan hakem
faul bekleyenin Caner olacağını düşünerek o lafı da o söylemiştir dedi ve onu
oyundan attı. Zaten şansı yüzde 50/50’ydi. O Caner’den yana kullandı. Ve
tutmadı.
Şimdi asıl konuya yani
başlıkta ki soruya gelecek olursak yukarıda yazan bütün yazıyı çöpe atın ve şu
soruya cevap verin hakemin Caner’i değil de doğru duyup Veysel’i ULAN dediği
için oyundan attığını varsayalım. ULAN kelimesi bir oyuncunun en az iki maç
oynamamasına sebep olacak bir küfür müdür? Fırat Aydınus elit seviyeye
yükselmeye çalışan 1.sınıf bir Avrupa hakemidir. Ve yönettiği Avrupa maçlarında
çok sayıda F..k kelimesi geçtiğine eminim ve o kelimenin manası bizde S..kt.r
gibi bir kelimedir ve Ulan’dan çok daha ağırdır. Ama kimse o kelimeyi kullandı
diye oyuncuları oyundan ihraç etmez. Bende gündelik hayatta küfür eden birisi
değilim ama arkadaş arasında oynanan bir halı saha maçında bile ağzımdan
Ulan’dan daha fazlası çıkıyor. Bu kadar fiziki mücadeleye açık bir oyunda
kimseden “Lütfen Böyle Şeyler Yapma” demesini bekleyemezsiniz. Kaldı ki o
ifadeyi direkt hakeme karşıda söylememiş. Yani olayı nerden tutarsanız tutun
hakemin elinde kalıyor. Hakem adına gerçekten üzgünüm.
Diğer yandan iki
gündür hakemi linç etmeye çalışan basınında kraldan çok kralcılık yapmaya
çalışması aşağılık bir durum. Canı yanan Fenerbahçe’den sadece Aykut hoca maç
sıcağı ile bir şeyler söyledi o kadar ne bir yönetici ne de başka biri çıkıp da
kelle istemedi. Belki Caner’in takım otobüsünde söyledikleri bunlardan ayrı
tutulabilir. Hatta Volkan gibi çabuk alevlenen bir oyuncu bile hakemi çok
beğenirim ancak çok kötü bir günündeydi gibi çok yumuşak bir açıklama yaptı.
Ama özellikle Tv8’de ki soytarı Serhat ve tayfası ve de Beyaz Tv’de ki
gereksizler mangası yine çıtayı çok aşağılara koydu. Hakemin evinin önünde kamp
kurup orada ki görevliye apartman aidatını düzgün ödüyor mu diye soracak kadar
ileri gitmeleri mide bulandırıyor ama dur diyen yok nasılsa vicdan, beyin,
kalite gibi kelimelerden haberleri zaten yok saçmalayıp duruyorlar.
Son olarak Sow’un
golünden bahsederek kapatayım ki olay biraz futbola kaysın. Gol öncesi giden
topu tekrar kazanan ve Sow’a doğru bekletmeden gönderen Kuyt da bu golde büyük
pay sahibidir. Ama Sow’un golü nedir be arkadaş? Ben top gitti derken öyle bir
vuruş yaptı ki. Çok klâstı doğrusu. Nizami bir röveşata değil ama çok zor bir
vuruş. Niang sonrası biraz yavan kaldığı söylenebilecek performans sergilerken
Fener’in eski doktoru Karanlık’ın protez takabilir demesinden sonra öyle bir
oynamaya başladı ki. Karanlık doktor ve onu televizyona çıkaran Serhat Ulueren
soytarısı biraz olsun utanmış mıdır? Hiç sanmam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder