Dün ki maçı
izledikten sonra bugün Trabzon yazasım geldi. Mustafa AKÇAY garip tercihler
yapan bir hoca dün ki çıkardığı kadroyu görünce epey garipsedim. Rakip ne kadar
zayıf olursa olsun orta sahada oynayan 1 göbek oyuncusuyla çıkmasını
yadırgadım. Bilmeyenler için kadro şu şekildeydi.
Onur
Bosingwa Mustafa Solbamba Aykut
Zokora
Adrian Malouda
Olcan
Henrique Janko
Takım o kadar dağınık
gözüküyordu ki nasıl böyle bir tercih yaptı bilmiyorum. Rakip zayıf belki ama
bu grupta son şansını oynadı. Ve Onur çok iyi bir maç çıkarmasa buradan en az 1
puanla dönerlerdi. Maç aslında golle başladı. Ağırlık olarak Jardel'le
yarışacak seviyede olan Janko kale çizgisine 1 metre mesafeden golü kaçırır
gibi olduktan sonra fiziğinin sayesinde topu ite kaka kaleye sokmayı başardı.
Ama maçın kalanında o kadar ağırdı ki çoğu top ona ulaşamadan defans oyuncuları
tarafından engellendi. Bu anlaşılmaz Janko tercihi ikinci yarının yarısına
kadar sürdü. Ben yine beklerdim ki yedekte bekleyen ve büyük bir para verilerek
alınan Soner oyuna girsin ancak onun yerine Janko kadar ağır olmasa da az daha
hareketli ancak bu seferde beceri eksiği olan Emre girdi oyuna Soner ancak
maçın son 15 dakikasında Adrian'ın yerine girdi.
Maç boyunca oyun
kimliği açısından zaten orta çizgiyi geçmeyen Zokora sayesinde savunma ile
hücum hattı arasında oldukça büyük boşluklar oluştu. Zokora gerçekten ilginç
bir oyuncu bazı ataklarda öyle güzel toplar kalktı ki Melo, Meireles tarzı
oyuncular olsa bütün gücüyle rakip kaleye akarlardı. Ama Zokora orta sahaya
gelince topu hemen yanında ki bir isme verip geri bölgesine kaçıyor. Bunu ister
pozisyon disiplini ile açıklayın isterseniz ilerleyen yaşı gereği fazla efor
sarf etmemek istemesiyle sonuç olarak Trabzon eksik hücum ediyor.
Değinmeden
geçemeyeceğim dün ki maçın hakemi alenen Trabzonspor'u tuttu. Sol bek
oynatılmaya çalışılan Aykut bildiğiniz odundan bozma bir isim. Sertlik olarak
Egemen'den sert dengesizlik olarak Selçuk Şahin'den hallicedir. Yahu bir
pozisyonda taç çizgisi tarafında yardımcının gözü önünde Galatasaray'ın eski
topçusu Koseckie'nin oğlu Koseckie Junior'a öğle bir dirsek attı ki net
sorgusuz sualsiz kırmızı kart. Ancak hakem pozisyonu ya görmedi yada görmezden
geldi. Yetmedi Aykut bu kez bir atak sırasında ceza sahası içersinde yatarak
bir müdahale yapmak istedi. Ama topu ıskaladı ve direk olarak rakibin bileğine
ayağının tabanı ile girdi. Hakem bunu da görmedi. Hadi o görmedi. 2 metre
mesafeden çizgi hakeminin bunu görmemesi mümkün değil. Ama hep bizim için değil
sanırım bu kez onlar için rezil bir hakem faciası yaşandı. Sakin görünen
Polonyalı futbolcular bile sonunda dayanamadı ve itirazdan sarı kart gören
yabancı bir futbolcu gördük sonunda.
Yine aynı
saçmalıklara devam edelim. Dün maça başlayan kadrodan Solbamba, Zokora, Janko
sene başında kendilerine kulüp bulmaları istenen isimlerdi. Ne değişti de bu
görece yetersiz isimler tekrar oynamaya ve Avrupa sınavında yer bulmaya
başladılar. Bu isimlere dün oynamasa da zaman zaman şans bulan Alanzinho'yu da
eklemek mümkün ancak kenarda bekleyen Soner, Aykut, Yusuf gibi gelecek vaat
eden Türklerin yerine bu yetersiz isimlerin oynaması üzücü. Köklerine dönerek
başarı araması gereken bir takım artık 3.sınıf yabancılardan kurtulmalı.
Bosingwa, Malouda gibi kariyerli Adrian gibi nispeten başarılı yabancılara
lafım yok ancak diğer bütün yabancıların yerlerine daha iyi oynayacak yerliler
mevcut. Yeter ki cesaretlendirip forma verelim.
Grubun son durumu
şöyle oldu. Trabzon bu galibiyetle Varşova'nın ipini çekti. Lazio'nunda Kıbrıs
Rum kesiminde puan bırakmasıyla liderlik şansı oldukça yüksek tek yapılması
gereken Polonya deplasmanından alınacak bir galibiyet ve evinde Limassol'u
geçmek yetecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder