Çarşamba günü Fener dünde Bursa ve Trabzon maçlarında ki
sonuçlara bakınca yazık bizim futbol kültürümüze dedim. Fenerbahçe kalesine
gelen ilk topta gol yiyen üstelik gol yememesi gereken bir maçta acemi kalecisi
sayesinde maça geride başladı. Koca ilk yarıdan geriye kalan başka not yok
desek yeridir. Bir de Krasic sakatlandı ve yerini bu sene daha kendine
gelemeyen Stoch aldı. İkinci yarıda ise aklına başına almış kazanmak zorunda
olduğunu bilen bir Fenerbahçe vardı. İyi mücadele ettiler. Epey didindiler ama
beceriksizlik ve mental eksiklik kazanmanın önüne geçti. 80’de 10 kişi kalan
Moskova’yı tedirgin ettik ama kalecilerinin ekstra oyunu ve direkten dönen
toplar kazanmamıza yetmedi. Zaten en son Zico döneminde E.Frankfurt maçından
beri kritik hiçbir maçı Kadıköy’de istediği sonuçla bitiremedi ki. O maçta da
beraberlik yeten maçta 0-2 geriye düşüp Tuncay ve Semih ile zar zor beraberliği
kurtarmıştık. Yani mental sıkıntı çok büyük. Zaman zaman ekrana gelen Aykut
hocanın suratında ki ifadeden anlaşıyor zaten. Milli takımı çalıştırdığı sırada
Ersun Yanal’da da vardı o ifade Danimarka deplasmanında penaltı atan milliler
kenarda hocanın suratında endişeli bir ifade ve Nihat kaçırmıştı o penaltıyı.
Ama Zico’da o ifade olmuyordu hiçbir zaman CSKA maçında geri düştük ama
kazandık. Sevilla maçında 2 tane pis gol yedik ama çevirdik. Çünkü oyuncular
kenara baktığında inanmış bir ifade ve boşver hallederiz diyen bir hocadan güç
aldılar. Aynı sorun Aykut hocada olduğu gibi Ersun Yanal’da da var. Ertuğrul
Sağlam’da da var. Yerli hocaların genelinde olan bir sıkıntı bu Terim gibi bir
karakterde yok ancak. O yüzden basın tarafında yerden yere vurulmuyor. Çünkü
yese de çıkarırız diyor. Oyuncular ona bakıp güç buluyorlar. Sorun bence Mental
başka bir izahı yok bu işin. Aykut Hoca şampiyon oldu ama kazandığı öz güveni
çekip aldılar elinden. Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’ı yönetti ama altından
kalkamadı. Ersun YANAL milli takımda ezildikçe ezildi. Şenol Güneş dünya 3.sü
oldu ama o da başarı mı Terim’in mirasını yedi dediler. Yani olmuyor bir türlü
o eşiği atlayamıyorlar. Yada atlatmıyorlar. Ya Terim gibi tartışılamayacak
kadar başarı kazanacaksın, yada Denizli gibi inanılmaz büyük bir lobin olacak.
Akşam Bursa maçını izledim de aklıma niye elendik sorusuna
bu mental sebeplerden başka bir şey gelmedi. Başka türlü izah edemem olanları.
Bir takım 3-1’in rövanşında nasıl elenir. Üstelik devrenin son dakikasında
1-1’i yakalamışken. Bu seviyede bir takım nasıl 2 dakikada 2 gol yer. Eline
geçen her topu rakip sahaya vursa olmaz ama biz yaptık oldu. Ömer Erdoğan gibi
tecrübeli bir kaptan nasıl o penaltıyı yapar. Hakemle sürekli uğraşan Musa son
dakika da kaleci bile ileri çıkmışken kullandığı korneri ceza sahasına bile
nasıl yetiştiremez. ( aklıma gelmişken Fener’de son dakika da kullandığı
korneri SALAK aLEX pasla kullanacağım derken ofsayt olmayı nasıl başarmıştır.)
Ertuğrul hoca hakeme itirazdan atılmak nedir bir açıkla ne olur ya? Kendini lig
maçında mı zannettin? Orada ki hakemler seni idare ederler mi sanıyorsun? Yazık
ki ne yazık…
Trabzon’a ise diyecek söz bulamıyorum. Geçen sene
Şampiyonlar liginde gruplardan çıkmayı tek golle kaçıran takım bu mu gerçekten?
Bir takım bir sezonda bu kadar mı değişir. Avrupa’dan elendiği gün forvet
oyuncusunu nihayet getiren yönetim acaba kendilerinde hiç kabahat bulmuş mudur?
Macarların bu adını ilk kez duyduğumuz takımına 210 dakika boyunca hiç gol
atamayan bir takım nasıl ligde iddialı bir kadro olduğunu söyler. Penaltılardan
seçilen oyuncular neye göre seçiliyor acaba Soner penaltı kullanmayı bilmiyor
mu gerçekten? Elenirsin kabul ama böyle elenmek acı veriyor. Ülke puanımız
rezil durumda eğer Galatasaray ve Fener gruplardan çıkamazsa seneye
şampiyonumuz bile gruplara kalmak için ön eleme oynamak zorunda kalacak üstelik
arkadan gelip bizi geçecek ülke de Güney Kıbrıs daha aşağılayıcı bir şey
olabilir mi acaba?
Galatasaray’ın kurası çekildi ve rakipleri şöyle;
M.UNİTED
( 1. TORBA)
BRAGA
(2.TORBA)
CLUJ(4.TORBA)
Aslına bakarsanız çekilen kura çok çok iyi ancak diğer
takımlar gibi Galatasaray’ın hali de çok umut vermiyor. Aklıma gruplar için ön
eleme oynaması gerekseydi ne yaparlardı sorusu gelmiyor değil. Braga
izlediğimiz kadarıyla korkulacak bir takım değil. Ön elemede oynadığı iki
Udinese maçını da izledim. Udinese biraz daha becerikli olsa iki maçta da öne
geçmesini iyi değerlendirip kazanırdı. Cluj ise 4.torbadan gelebilecek riskli
takımlardan Romanya’nın son zamanlarda formada ekiplerinden. Özellikle Romanya
deplasmanı zorlu geçecektir. M.United ise geçmişten hoş hatıralarımız olan bir
takım. Üç büyük takımımızda ona karşı bir zaferi var ama aralarında en büyüğü
şüphesiz Galatasaray’ın iki beraberlikle ön elemelerden zaferle ayrılmasıdır.
Ah Kubilay ne topçuydun be : ) Manu’dan da en az bir beraberlik alınır gibi
geliyor. İlk maçın İngiltere’de olması çok iyi değil sürprizler hep ilk haftada
olur. Trabzon ve Fener İnter’i ilk maçlarda mağlup etmiştir. İçeride ki durum
ne olursa olsun artık Avrupa’da her puana ihtiyacımız var. Her maçta
Galatasaray’a başarılar.
FİKSTÜR
19 Eylül 2012 Çarşamba
21.45 Manchester United - Galatasaray
21.45 SC Braga - CFR 1907 Cluj
2 Ekim 2012 Salı
21.45 Galatasaray - SC Braga
21.45 CFR Cluj - Manchester United
23 Ekim 2012 Salı
21.45 Galatasaray - CFR Cluj
21.45 Manchester United - SC Braga
7 Kasım 2012 Çarşamba
21.45 CFR Cluj - Galatasaray
21.45 SC Braga - Manchester United
20 Kasım 2012 Salı
21.45 Galatasaray - Manchester United
21.45 CFR 1907 Cluj - SC Braga
5 Aralık 2012 Çarşamba
21.45 SC Braga - Galatasaray
21.45 Manchester United - CFR Cluj
Fener’in kuraları da bugün çekiliyor. Trabzon’u eleyen
Videoton ve Bursa’yı eleyen Twente çok iyi olur ah keşke bize çıksalar.
Kupa 1’de tüm gruplar şöyle oluştu.
Gruplarla ilgili değerlendirmeyi sonraya bırakıyorum.