Çok sinirliyim. Dün maçı
izledikten sonra yazı yazsam herhalde bütün takımı sıradan kalaylardım. Geçen hafta
ligin iyi takımlarından Gaziantep deplasmanında takımı tek ön libero ve Emre,
Diego orta sahasıyla kuran İsmail KARTAL bu kez evinde düşmemeye oynayan
Akhisar karşısında iki ön libero ve Emre ile çıkmayı uygun gördü. Hadi diyelim
ki Alper'in yokluğunda ileri hattan yeterince yardım alamayacağını düşündü ve
böyle uygun gördü, o zaman skor 1-1 iken oyun iyice kilitlenmişken orta sahada
adam geçebilen tek isim Emre'nin çıkıp oyuna Selçuk'un girmesini neyle
açıklayabiliriz. Amaç fizik kalitesi düşen orta sahayı toparlamak ise o iş için
orada olan Meireles veya Mehmet TOPAL'dan birisi tercih edilmeliydi. Onlar görevini
yapmıyor ki orta saha düşsün yoksa zaten hücum etmeyen Akhisar için 4'lü
savunma Meireles ve Topal biraz fazla değil mi?
Emenike mevzusuna
gelince, ben Kartal'ı anlamaya çalışıyorum. Şampiyonluk istiyorsan her
futbolcudan alabileceğinin maksimumunu almak zorundasın. Bunun için bazen adil
olmayan işler yapman da gerekebilir. Herkes kabul ediyor ki aynı yırtıcılıkta
olmasa da Webo Emenike'den daha fazla o formayı hakediyor. Ama bu
adaletsizliğin de bir ölçüsü olmalı. Ligin devre arasında yanlış yerde
oynatıldığı için etkili olamadığını savunan Emenike hocasını basının önüne
atmakta bir sakınca görmemişti. Şimdi dün oynanan maça bakıyorum da Emenike
maça son adam olarak başladı ve 10 üzerinden 4 puanlık bir katkı yapamadı. İkinci
yarıda ise sol önde başlayan Emenike'nin katkısı 6 puana kadar yükseldi. yani
hocasının onu yeri ile oynamasında fayda oluyor. Ancak asıl sorun Emenike'nin
kalitesinde, topla ilişkisinde hep mesafeli
olan topu kırmak istermişçesine vuran Emenike'nin Fenerbahçe'ye puan
kaybettirdiği bu ikinci iç saha maçı oldu. Transfer edilirken acaba Cardozo mu?
Emenike mi? Sorusu vardı. Hala Emenike tercihini savunuyorum elden çıkarması
daha kolay bir oyuncu, Rusya'da hatırı sayılır bir piyasası var. Ve bu piyasası
tükenmeden elden çıkarılması gerekiyor. Gönlümden geçen tek forvet ise ne Dzeko
ne de Ferandao, alınabiliyorsa Klass Jan HUNTELAAR
Hakem için bir şey
demeyeceğim. Sevmediğim bir hakem pısırık, hakemlik karakteri olmayan silik bir
tip. Ama dün ki yaptığı hatalar maalesef her maçta oluyor. Rakiplerimizin de
hakemlerden en az bizler kadar çektiğini gördükçe adil bir yönetim istemek
haksızlık oluyor. Maalesef hakemlerimizin seviyesi bu.
Skoru bir yana
bırakırsak 3 harika gol izledik. Güray kariyerinin en güzel golünü atarken
topun gelişine harika vurdu. Meireles de ceza sahasının dışından güzel bir gol
attı ve son golde de Vaz Te iyi bir maç çıkaran Mert'i güzel bir çalımla geçip
topu tavana asarak takımını galibiyete taşıdı.
Hatırlayanlar Ali
Samiyende ki Galatasaray Fenerbahçe maçında Gökhan GÖNÜL'ÜN attığı efsane golü
tekrar izlesinler. Hani şu Lincoln ile Volkan'ın kayga ettiği maçtan
bahsediyorum. Sağ çaprazdan ceza sahasına yanaşan Gökhan topa mermi gibi vurup
uzak köşenin alt 90'ına topu göndermişti. İşte o maçtan bu yana Gökhan'ın şut
kalitesi gram ilerlemediği gibi son sürat geriye gitti. Oyun yapısı sonucu pek
çok pozisyona giren Gökhan bunları büyük ölçüde heba etti. Dün de iki pozisyon
var ki saç baş yoldurur. Emenike'nin sol çizgiden çıkardığı topu gelişine
tribünün ikinci katına gönderen Gökhan, benzer bir pozisyonda daha müsait
durumda önünde ki rakibi de geçmişken topu yine tribüne dikti.
Son olarak Diego'yu
80 dakika yanında oturtan ilk oyuncu değişikliği tercihini Selçuk'tan yana
kullanan İsmail KARTAL bu maçın kaybedilmesinin ilk sorumlusudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder