Dün maç başlamadan önce Tv'de
izlemeye değer bir şey bulamamış tam kapatmak üzereyken aklıma Milli maç olduğu
geldi. Benim gibi tüm İstanbul'un aklına da Milli maç olduğu son dakikada
gelmiş olacak ki maçta biletli, davetli vb. izleyici sayısı görev icabı orada
olan kişiler kadardı. Maçı canlı yayınlayan Kanal D düşen reytinglerine çözüm
bulmak amacıyla olsa gerek bu aralar futbol maçları yayınına giriştiler.
İspanya Süper Kupasının yayınını da yapacaklarını maç boyu tekrarlayıp
durdular. Kardeş kanalları tv2'de Barcelona'nın hazırlık turundan sonra dün de
Hollanda Portekiz maçını yayınladı. Azeri kanalların Türksat uydusundan
ayrılmasından sonra böyle ekstra yayınlar keyifli oluyor.
Maça geçecek olursak Abdullah AVCI
kadroyu açıkladığında neden sağ bek olarak sadece Serdar Kurtuluş'u seçtiğini
anlamamıştım. Önce ki hazırlık kampında çağrılan ve iyi işler yapan Eskişehirli
Veysel niye çağrılmadı bilmek zor. Dün ki maçta sağ bek olarak Hamit oynadı
bence de Hamit'in sağ bekten başka bölgede oynaması bu form durumuyla epey zor
görünüyor. Ancak konu Milli takımsa o bölgede daha iyi bir isim görmeyi arzu
ederdim.
Maça iyi başladık diyebiliriz. Kulübünde
forma şansı bulamayan Burak Milli maçta kendini göstermek istercesine maça
arzulu başladı. Ama savruk günlerinden birine denk gelince ilk yarıdan 4 gol
atabileceği maçta bir tek karambol golle yetindi. Orta sahada kalabalık olmak
isteyen Abdullah Hoca Umut'u orta sahaya yakın oynatarak onun delişmen
koşularından faydalanmak istedi. Kanında forvet oynamak olan Umut'ta ilk yarı
boyunca hem görevini yaptı üstüne birde şansının da yardımıyla gol buldu. Ama ikinci
yarıda insan olduğu ortaya çıktı ve yorgunluktan olsa gerek orta sahada ki
görevini bile yapamaz oldu. Henüz ligi başlamamış olan Arda hala tatil
kafasında olacak ki maç boyunca çok etkisizdi. Belki de bir hafta sonra
oynayacağı Barça maçını şimdiden düşünmeye başlamıştır veya 3 gündür adının
sürekli transfer haberlerinde geçmesinin etkisinde kaldı. Sebep ne olursa olsun
bu kadar kötüyken oyunda 84 dakika kalması doğru değildi. Maçın diğer etkisiz
ismi ise yine Selçuk İnan'dı Süper kupa maçında olduğu gibi yine yokları
oynadı.
İsimleri
böyle çoğaltmak mümkün ancak asıl sıkıntı defans hattı gibi geliyor. Semih ve
Ömer belki tek başlarına çok iyi stoperler ancak o kadar birbirlerine
benziyorlar ki... ikisi de önde basmayı seven mücadeleci ancak ayak tekniğine
hakim değil. Egemen tercihi iyileştikten sonra sanırım daha iyi bir tercih
olacak. Dün oyuna sonradan giren 2010 Dünya Kupasının yıldızlarından A.Gyan iki
pozisyonda da Semih'e üstünlük sağladı. Ama ilk golde hatanın aslan payı
Volkan'dan geldi. Gyan demişken 2010 Dünya kupası öncesinde Aykut KOCAMAN'ın
forvet hattında Sow'dan önceki tercihi olan Ganalı İngiltere ligini tercih
etmiş ve Sunderland'e 16 milyon avro gibi çok yüksek bir bonservisle imza atmış
ancak vasat geçen bir sezondan sonra Katar'dan Al-Ahli takımına önce kiralandı
bu sezon ise 7 milyon avro bedelle transfer oldu. Emenike tarzında bir oyuncu
olan Gyan acaba Fenerbahçe'yi tercih etseydi ne değişirdi diye düşünmemek elde
değil. Dün görüldü ki hala formu yerinde ve hala iş yapar üstelik yaşı da 27.
Bu Dünya Kupası da
zaten yalan olmuştu. Artık sadece işin resmiyete dökülmesi kaldı. Andorra
olmasa da Romanya maçı o işi halleder. O güne kadar bizde Abdullah AVCI'nın
"Enteresan goller yiyoruz." Gibi saçma sapan açıklamalarıyla vakit
geçiririz. Ne oynadığı belli olmayan yurt dışında oynuyor, onları değil de
bizleri seçti diye sanki her maç kadroya çağrılma zorunluluğu varmış gibi
takımlarında oynayamayan isimleri kadroya demir baş yapan. Ve resmi maçlarda
sadece 10 kişi kalan Estonya ve Andorra'yı yenen Abdullah AVCI utanmadan
sıkılmadan şunu şöyle bunu böyle yapmalıyız gibi bilmiş laflarına katlanmak
zorundayız. Bırakın gidinde işi yapabilen gelsin. İBB'de 5 sene görev yapıp da
1 tane genç oyuncu yetiştirmeyen bir antrenör nasıl oluyor da gençlere önem
verilmesi lazım diyebiliyor.
Kişilik olarak hiç sevmem ancak cesur futbol oynatmak ve sonuç almak adına Fatih TERİM ne yazık ki bu ülkede bunu yapabilecek tek isim. Öz güven aşılamak zordur. Önce sana inanacaklar sonra arkandan gelecekler. Aykut Hoca bunu ancak 3 senede yapabildi. Onunda ipini çeken başka sebepler oldu. Biran önce genç futbolcudan daha ziyade genç kendine güvenen iyi hocalar çıkarmalıyız. Misal B.Dortmund'un hocası J.Kloop
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder