Steven GERARD
kariyerinin en iyi dönemlerinde kendisine gerek ülke içinde gerekse ülke
dışından gelen teklifleri bayrak adam olma arzusundan çokça da manevi
sebeplerden reddettiğinde herkes yanlış karar verdiğini düşünüyordu. Gerard'ın
o dönemde ki en büyük amacı Premier Ligi kazanmaktı. Geçen seneye kadar o
amacına hiç yaklaşamamıştı ancak İstanbul'da ki efsane final sonunda evine
götürebileceği UEFA kupasından sonra bir de Şampiyonlar Ligi kupası olmuştu.
Ama aklı hep lig şampiyonluğundaydı.
Neyse fazla
uzatmayalım. 34 yaşında ki Gerard geçen sene Suarez'in taşıdığı takımda iyi bir
performans verdi ancak şampiyonluğa giden son maçlarda Chelsea karşısında
hayatının hatasını yaptı ve geri pası verirken ayağı kaydı. O topu takip eden
Demba ba golünü attı ve Liverpool City'nin arkasında kalarak şampiyonluğu
kaçırdı. Suarez'in rekor bir ücretle 85 milyon Avro karşılığında Barça'nın
yolunu tutmasıyla Liverpool'un özellikle forvet mevkisinde bir yapılanmaya
gitmesi gerekti. Elde edilen bonservisin miktarı ufak çaplı bir takım kurmaya
yetecek kadar vardı. Ancak bu para öyle çarçur edildi ki akıl sır ermez.
26 yaşında ki
Lallana'yı Southampton'dan 31 milyon Avro vererek transfer ettiler ki 26
yaşında ki bir adama nasıl o para verilir anlamak mümkün değil. Kaldı ki geride
kalan dönemde etkili olduğunu söylemek mümkün değil. Yine Southampton'dan
stoper Lovren'e 25 milyon avro verdiler ki henüz 29 yaşında olan ve geçen sene
iyi bir sezon geçiren Agger'i neden yolladılar da bu riske girdiler bilmiyorum.
Agger şu anda ülkesinde Brandby takımında oynuyor.
Daha önce İnter ve
City'nin denediği ama psikolojik sorunları nedeniyle olmayacağı belli olan
Balotelli'ye 20 milyon avro vererek Milan'ı zengin etmekten başka bir işe
yaramayan hamle için ise söyleyecek söz yok.
Yine de haklarını
yemeyelim arada iyi hamleleri de oldu.
Mesela geçen sene Avrupa Kupasında final
oynayan Benfica'nın sağ açığında oynayan Markovic henüz 20 yaşında iyi bir
transfer ancak verilen 25 milyon avro aşırı fazla, aynı şekilde Sevilla'nın sol
beki Moreno için verilen 18 milyon avro fazladan da öte. Bir sol bek için bu
kadar yüksek bonservis vermek için o bekin Roberto CARLOS olması lazım. Son
olarak da Leverkusen'den alınan Emre CAN için verilen 12 milyon avro yüksek ama
iyi bir hamle olabilir.
Ntvspor yorumcusu Ali
ECE'NİN de dediği gibi Liverpool'un elinde Suarez gibi bir Samsung S 5 telefon
vardı ve iyi bir fiyata sattı ancak yerine ala ala iki tane fax makinesi, 2
tane fotoğraf makinesi ve bir dolu ileride işe yaraması umulan mikro çip aldı.
Ligde ki durumları
malum orta halli bir takım gibi mücadele ediyorlar. 21 puanla 11.sıradalar. son
olarak deplasmanda United'a kaybeden Liverpool daha önce de evinde Chelsea ve
yine deplasmanda M.City'e kaybetmişti.
Yazıyı yazmadan önce henüz
Uefa kuraları çekilmemişti. Ama şimdi Beşiktaş'ın rakibi olarak değerlendirmek
gerekir. Şampiyonlar liginde Real Madrid ve Basel ile çekiştikleri grupta
Basel'e iki maçta da üstünlük kuramayarak 3.olarak Avrupa kupasına geçtiler. Beşiktaş'ın
bence iki maçta da şansı var. Üstelik ilk maçın deplasmanda oynanacak olması
bizim için iyi. Ben 19 şubatta oynanacak ilk maçtan da turdan da ümitliyim.
Tabii Beşiktaş'ın bu performansını sürdürmesi durumunda geçerli bu
söylediklerim.
Demirören döneminde
Ertuğrul SAĞLAM'LA alınan 8-0'lık yenilgi hala hatırlarda ancak o maçla şimdi
arasında dünyalar kadar fark var. Tek benzerlik Gerard ve Serdar KURTULUŞ hala
aynı takımdalar. Onlarında oynayacağı şüpheli.
Eskiden İngiliz
takımları ligde ki durumlarını daha üstün gördüklerinden özellikle Uefa
maçlarında rotasyona giderlerdi. Ancak Uefa'nın aldığı kararla artık son Uefa
şampiyonu direkt olarak Şampiyonlar ligine katılım hakkı elde ettiklerinden
işleri kötü giden büyük takımlar bu bilet için kupayı ciddiye alacaklardır. Yine
de Beşiktaş'ın Liverpool'un elinde kalan son umudu da alacağına inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder