Artık herkese sakız
olacak kadar mevzu bilindiğine göre basına yansıyan bir özür veya bir açıklama
da olmadığına göre bende son kez görüşlerimi buradan paylaşabilirim.
Olayın içi yüzünü bilmeyenler için kısa bir açıklama;
Geçen sene Dünya kupası elemelerinde oynadığımız ve 2-0 kaybettiğimiz Hollanda
deplasmanında ki maçtan sonra bir bar tarzı yerde otelde aynı odada kalan Hakan
ÇALHANOĞLU, Ömer TOPRAK ve Ömer'in bir arkadaşı eğlenirken Ömer'in arkadaşı ile
Töre'nin eski kız arkadaşı arasında bir münasebet oluyor. Münasebet diyorum
çünkü olayı Alman basınına anlatan Hakan münasebetin ne olduğunu söylemedi
muhtemelen beraber eğlenmişlerdir. Bunu duyan Töre yanında silahlı bir arkadaşı
ile beraber Hakan ve Ömer'in otel odasının kapısına dayanıyor. O sırada Ömer'in
arkadaşı da odadayken. Hakan ve Ömer olayı anlayıp kapıyı açmıyorlar. Töre
vazgeçmiyor ve lobiden odamın anahtarını kaybettim diyerek yeni bir kart
alıyor. O kartla odaya giriyor ve Ömer'in arkadaşını silahla tehdit ediyor.
Hakan ve Ömer'e de sessiz kalmaları ve hareket etmemeleri için silah doğrultuluyor.
Ardından da geldikleri gibi gidiyorlar.
Tabi bu yazdıklarım
Hakan'ın ağzından anlatılanlar. Ardında Hakan ve Ömer'in şikayeti üzerine polis
geliyor. Zabıt tutulup işlem yapılacakken araya giren Milli takım yetkilileri
şikayetçi olmamaları yönünde ısrarcı olup Hakan ve Ömer'i sakinleştiriyorlar. Basına
yansıyan kısımda ise Hakan ve Ömer'in bir daha Gökhan TÖRE varken milli takıma gelmeyeceklerini
söyledikleri iddia ediliyor.
Bugüne kadar Hakan'ın
açıklamalarını reddeden yada yalanlayan olmadı o yüzden doğru saymaktan yana
bir sorunum yok. Hatta polis tutanaklarından da olayın anlatıldığı gibi olduğu
sonucu çıkarılabilir. Ama bazı gazetelerin yazdığı gibi ağzına silah dayama
gibi bir mevzu yok. Yada Gökhan silahla oda basan kişi değil o işi yapan adamı
azmettiren kişi.
Türklerin kız
konusunda ne kadar hassas olduklarını söylemeye gerek yok bu yazıyı
okuyabilecek kadar Türkçeniz varsa biliyorsunuzdur. Ancak aynı hassasiyete
sahip kişilerin kendi işlerini kendilerinin gördüklerini de biliyoruz. Gökhan'ın
yaptığı veya yapmaya çalıştığı şey ikinci sınıf bir mafya vari bir hareketten
başka bir şey değil. Eğer takımın sorumlusu Terim dışında başka birisi olsaydı
eminim bu yaptığının karşılığını misliyle alırdı. Ama Terim gibi 2.sınıf mafya
laflarıyla yaşam bulan bir adam olunca yalandan verilen ve kimsenin haberi
olmadığı bir ceza ile geçiştirilmesi normal geliyor.
Bugün hala 1 sene
sonra bile o olayı konuşuyorsak bu mevzu kolay kapanmayacak üstü örtülemeyecek
demektir. Eğer iki ay önce Hakan'ın babası o açıklamaları yapmamış olsa yine de
bu olay bu kadar gün yüzüne çıkmayacaktı. Terim kendince bir şeyler geveledi
ancak adam akıllı tatmin edici bir şey söylemedi. Hakan ve Ömer için evladımız
demeyi tercih ederken Töre için ise genç bir oyuncuya sahip çıkmaktan bahsetti.
Herhalde yapılan yanlışın basit bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Benim nazarımda
Gökhan ne kadar iyi futbolcu olursa olsun bir daha Milli takıma almam. Hatta bunu
sadece bu hoca ile sınırlı tutmam Gökdeniz ve Fatih Tekke'ye yapıldığı gibi
kariyerleri boyunca alınmaması için ne gerekiyorsa yaparım. Hakan ve Ömer'e ise
olayı iki taraftan dinledikten sonra eğer gerekiyorsa onlara da makul bir ceza
verilebilir.
Bugün Brezilya ile
maç var. Emin olun umurumda değil. Kim oynayacak kim oynamayacak sorusunun
hiçbir değeri yok. Töre takımda olduğu sürece bu takım benim milli takımım
değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder