İkinci tur
maçlarından sonra bir türlü yazmayı becerememiştim. Aradan geçen çeyrek ve yarı
final maçlarını görmezden gelerek finali yazmak her ne kadar içime sinmese de
bayat konularda yazmak da bir o kadar saçma olurdu.
Final maçlarında ki
kazanç/kayıp parametrelerinde olası kaybın çok büyük olacak olması sebebiyle
hiçbir takım normal bir maç oynarcasına hücumu düşünmesini beklemek zaten
mümkün değildi. Maç bu havayla başlarken Almanya topa daha çok sahip olan ancak
turnuva boyunca çok az hata yapan Arjantin karşısında pozisyon üretmekten çok
uzaktı. Üstelik bu kadar baskın oynarken arkada verdiği açıklar sebebiyle golü
de her an kalesinde görebilirdi. Arjantin savunma anlamında çok başarılı bir
turnuvayı geride bıraktı. İki stoperleri Garay ve Demichelis çok sakin ve
teknik, yanlarında ki iki bek Zabeleta ve Rojo ise hareketli ve dikkatliydi.
Üstelik önlerinde stoper oynayarak stoperlerin neye ihtiyacı olduğunu çok iyi
bilen Mashcerano vardı. Ancak iş hücum hattına gelince aynı kaliteden bahsetmek
mümkün değil. Orası tamamen bireysel yeteneklere kalmış durumda. Gerçi elinde
dünyanın en iyi futbolcusu varken belki doğru bir tercih olabilir ancak onunda
dün akşam ki gibi kontrol altında tutulabildiğinde takımın bütün hücum gücü
sekteye uğruyor. Üstelik takımı geriden ileriye dripling ile taşıyabilen tek
isim olan Di Maria'nın da yokluğu birbirinden habersiz gözüken iki bloğun
oluşmasına sebep oldu. Bir nevi Lebron James'li Miami Heat.
Ama karşılarında çok
komplike bir takım vardı. Tıpkı bu sene Miami'yi ezip geçen San Antonio gibi.
Almanya tamamen takım odaklı oynayan bir ekip. Üstelik bunu yaparken Arjantin
veya Hollanda gibi sadece savunma yaparken birlikte değil, aynı birliği hücumda
da gösteriyordu. Misal takımın en zayıf halkası gözüken sol bek Höwedes iki
defa golle burun buruna geliyor diğer bek Lahm ise 120 dakika boyunca hücuma
katılmaktan bitkin düşüyordu. Bu takımın hiç eksiği yok değil. Dünya Kupaları
tarihinin en golcü oyuncusu olsa da Klose'yi yedekleyecek hatta daha fazlasını
yapacak bir isme ihtiyaçları vardı. Yine de oyuna sonradan giren Götze ile
kupaya uzanmaları şık oldu.
Maçın notlarına
bakarsak.
·
Hakemlere söylenen az kart çıkarın talimatıyla
oyun kurallarının bokunun çıktığını 3.lük maçında T.Silva'yı atamayan hakemle
gördük. O yüzden hakemin bu maçında önüne geçmesinden korktum ancak İtalyan bir
hakemin olması rahatlattı. Rizzolli hem iyi bir hakem hem de maçın önüne
geçmeyen biri.
Takımlar ısınırken sakatlanarak oynayamayan
Khedira R.Madrid'de de benzer sakatlıkları sebebiyle düzenli oynayamıyor, yoksa
pek çok isim yapmış orta sahadan daha faydalı bir isim. Yerine oynayan Kremer
ise daha önce çok az forma şansı bulmuş bir isim. O da henüz 20 dakika dolmadan
çok sert bir müdahale ile sakatlanarak yerini Schürle'ye bırakıyor. Nerden
baksan kısmetsizlik
·
Higuain'i R.Madrid iyi bir paraya Napoli'ye
yolladığında sanki Benzema'nın yollanması daha doğru olurdu diye düşünüyordum.
Geçen iki seneye bakınca Real'in doğru kararı verdiğini anlayabiliyoruz. 40
milyon etmeyecek bir adamı elden çıkararak iyi iş yapmışlar. Dün Kroos'un geri
pasında araya girerek bomboş bir pozisyon yakaladı ancak o kadar yanlış karar,
o kadar kötü bir vuruş yaptı ki her zaman ele geçmeyecek bir fırsatı çok
basitçe harcayarak bir ülkeyi küfre teşvik etmiş oldu.
·
İlk yarının son anlarında müsait pozisyonda ki
Höwedes'in kafası direkten dönünce ilk yarıdan gol sesi çıkmadı. Benzer bir
pozisyon Hummels'e gelse affetmezdi.
·
İkinci yarıyla birlikte garip hamle Arjantin'den
geliyor. Turnuvanın etkisizlerinden Lavezzi yerini bir başka hayal kırıklığı
Kun Aguero'ya bırakırken hoca ne düşündü merak ediyorum. Sanki baskın oynayan
ancak bitiremeyen taraf Almanya değilmiş gibi, orta saha ile arasında ki
bağlantıyı iyice koparan bir hamle oldu. Sonrasında toparlamak için Palacio
oyuna girdi ancak hiçbiri Di Maria'nın yarısı kadar olamadı.
·
Higuain oyundan çıkmadan atılan yüksek bir topa
yaptığı koşuda kelecinin de açıldığını görerek topla kaleci arasına girmek
istedi ancak topa müdahaleyi kaleci yapınca faul yapan taraf oldu.
·
Uzatma dakikalarında hücumu düşünen yine Almanya
oluyor. Etkili olmasa da tehditkar olmayı başardılar. Ancak yine ilk 15 dakika
gol gelmedi.
·
İkinci uzatmada oyuna sadece uzatmalar için
dahil olan Götze, Schürle'nin ısrarlı top sürmesi ve ortasına hareketlenerek
savunmanın dalgınlığında kalecinin solundan zor bir açıdan golü buldu. Ve kupa
Almanya'nın oldu.
·
Golden sonra Arjantin'in doldur boşalt çabaları
oldu ancak fizik olarak en az 2 gömlek büyük olan Almanlar her topu leblebi
gibi topladı. 120+ dakikalarda ise Messi yakaladığı serbest vuruşta topu orta
yapmak yerine 30 metreden kaleye vurunca elde ki son fırsatta heba olmuş oldu.
·
Turnuvanın en iyi oyuncusu seçilen Messi az daha
bir daha yakalanması çok mümkün olmayan bir seviyeye yükselecekti. En iyi
kaleci ise pek çok alternatifin arasında Almanya'nın kalecisi Neuer oldu. Gerçi
en az kalecilik kadar libero olarak da oynamışlığı var.
·
Turnuvanın gol kralı Kolombiya'lı James Rodrigez
oldu. Attığı 6 golün arasında en güzeli şüphesiz Uruguay'a attığı enfes goldü. Sanırım
artık La liga vakti geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder