Türkiye'de ki futbol
dünyası artık tiyatro gibi oldu. Sanki izlediğimiz şeyi birileri daha önce
yazmış, kurgulamış ve oynatıyor biz de her şeyden habersiz olan biteni izliyor
ve kazanan taraftaysak seviniyor, kaybeden tarafta isek bu kez üzülüyoruz. Ama
zaten birileri bunu daha önceden biliyordu.
Bu yazıyı sadece dün
ki Bursa Galatasaray maçında ki rezil hakem performansından dolayı değil, bütün
sene boyunca hatta malum 3 temmuz sürecinde ki maçları da düşünerek yazıyorum.
Arada farklar yok değil tabii o zamanlar hakemler bir figür değildi ancak
şimdilerde bizzat müdahale edilmek istenen maçlarda hakemler en güvenilir
manipülasyon aracı olmuş durumda. Adil olmayan kararlar, yanlış atamalar sahada
ki hakem sayısının artmasına karşın görmedim bahanesine sığınan insanlar, her
şeyi biraz daha netleştiriyor.
Eskiden futbolu çok
severdim, Fenerbahçe önemli bir maç kazandıktan sonra yorumları okuyabilmek
için 7-8 tane gazete aldığımı bilirim. Şimdilerde ise hafta sonu oynanacak
Beşiktaş derbisini statta izleyebilme fırsatım varken ayağım gitmedi. Belki
Fenerbahçe maçı kazanıp şampiyonluğunu ilan edecek ama benim içimden maçı
izlemek gelmedi (belki de maçın senaryosunu önceden tahmin edebildiğim için)
evimde digitürk olmadığından maçı izlemek için 15 dakikalık mesafede
ki baba evine gitmek bile zor geliyor bazen. O kadar soğudum futboldan.
Maçtan sonra Tv8'i
açtım gerçek futbol izleyeyim diye, sonu baştan belli olmayan pas hatalarının
değil güzel pasların sonucu belli ettiği bir maç izleyeyim diye. Beklentim
ölçüsünde keyif vermedi ama bizimkilerden daha iyi oldukları kesin. Maçın
tatsız olmasının en önemli sebebi ise Ronaldo'nun sakatlık sebebiyle tribünde
oluşu ve Messi'nin bilinmez bir gerekçe ile sahada olup da maçta olmayışı oldu.
Maçın en güzel hareketi ise Bale'in 85. Dakikada 55metre depar atıp topu
olmayan kalecinin altından filelere göndermesi oldu. Barça'nın bu seviyede bu
kadar vasat bir kaleci ile oynaması komik. Bir takım düşünün ki önde Messi,
Fabregas, İniesta arkada Bartra ve Pinto nasıl bir tutarsızlıktır.
Madrid'de ise Benzema
Çeçen sakallarıyla giderek daha iyi oynamaya başladı. Dün ilk golde ki asisti
ve maç içinde ki etkinliği göz okşayıcıydı. İki hafta önce ligde 2 maç üst üste
kaybeden Real 3.sıraya gerilerken bu kez benzer bir duruma düşen Barça oldu.
Hem ligde hem Avrupa'da şansları kalmamışken birde kupadan oldular seneyi
kupasız kapatmaya koşar adım gidiyorlar. Tek beklentim son hafta Real'i
şampiyon yapmamak için Atletico deplasmanında yatmaları olacak.
Bizde ki futbol
dünyasının düzelmesi için ise başta Aziz YILDIRIM olmak üzere Demirören'den,
Hacıoğmanoğlu'ndan, eyyamcı, tetikçi hakemlerden masum gibi duran ama olmayan
ortalığı karıştıran basın mensuplarından kurtulmak lazım. Ama bunlar
olmayacağına göre ben izlemeyi yavaş yavaş bırakayım daha kolay.
Avrupa'da ligler çok
keyifli her zaman izleme şansım olmuyor ama Liverpool ve Atletico'nun şampiyon
olabilirliği beni heyecanlandırıyor.
Son olarak
Galatasaray'ın ikinci golünde ki penaltı pozisyonunda topun İbrahim'in eline
çarptığını ben gördüm diyerek üstüne basa basa vurgulayan İlker MERAL isimli
hakemin acilen bir göz doktoruna görünmesi gerekmektedir. Hep söylediğim şeydir
"Bir hakem göremedim, önüm kapalıydı, başka bir şeye bakıyordum" dese
anlarım hatadır ancak hata yapılabilir, ama bir hakemin olmayan bir pozisyonu
"Ben öyle gördüm" demeye hakkı yoktur. O zaman art niyet ararım.
Çünkü nasıl görmek istersen öyle görürsün.
Derbide ki Bülent
YILDIRIM misali sarı kartları seçerek vermeye başlayınca yanımda ki Onur'a
söylediğim gibi maç bittikten sonra 85. Dakikada birisini atar dedim sadece
dakikasını 1 fazla söylemişim Burak'ı Melo misali maç bittikten sonra attı. Hem
de en az Melo'nun atılması kadar ucuz bir kararla. Düşünün artık bir hakemin
maçın kaçıncı dakikasında hangi takımdan oyuncuyu atacağını dahi tahmin
edebiliyoruz.
Sanki hepsi bir senaryo...
Yazının başında yazdığın bu yazdıklarım bursa maçıyla ilgili değil yazmışsın ama hiç inandırıcı değil. O zaman Fener kasımpaşa maçından sonra yazsaydın çok daha anlamlı olabilirdi. Nasılsa bir tarafta Galatasaray varken bu kadar ağır yorumlar yazmak kolay gelmiştir. Maça gelecek olursak bursa'nın attığı ilk gol öncesi faul kararının hatalı olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'a verilen penaltı kararı hatalı gibi gelse de hakem yorumu olarak değerlendirilecek bir durum. (Sevdiğin Mehmet Demirkol'un yorumu da bu yönde.) Velhasıl bu tarz bir yorum yazacaksan kendi maçından rakibine karşı yapılmış haksızlıktan sonra yazacaksın ki inandırıcı olsun. Yoksa rakibe yazmak çok kolay bende her hafta fenerbahçe için aynı yazıyı yazabilirim.
YanıtlaSil