Maç öncesi herkes
gibi bende Mancini'nin rotasyon seven bir insan olduğunu bildiğimden bir
sürpriz tercih bekliyordum. Ancak Mancini sürpriz konusunda bizleri de aşarak
sadece tercih de değil formasyonda da değişiklik yaptı. İlk muhtemel kadroda
Hajrovic ve Burdisso'yu yazmış sonrasında ise Ceyhun ve Chedju'yu eklemiştim.
Ancak Semih'in yedek kalabileceği herhangi bir formatı ben bilmiyorum.
Birebirde süratli ve yılmayan hamleleriyle Semih Hakan Balta'dan çok daha iyi
bir seçim olurdu. Ayrıca hayatının ilk şampiyonlar ligi maçına çıkan Hajrovic
için biraz daha küçük ölçekli maçlar mı tercih edilseydi diye düşünmüyor
değilim. Ancak Hajrovic'in çok yanlış bir tercih olduğunu düşünmüyorum. Ancak
Hajrovic'in hamlığı pas alış verişinden ziyade şut tercihi ön planda olması
takımın ritmini her geçen dakika düşürecekti.
Mancini'yi tebrik
etmemiz gereken bir tercih ise bu kez Ceyhun'un yerine Yekta'yı tercih etmesi
oldu. Chelsea orta sahasının bu kadar kısa ancak süratli isimlerden oluşması
karşısında Ceyhun'u tercih etseydi. Durum daha vahim olurdu. Yekta görev aldığı
süre boyunca takımın en iyilerindendi. Tek forvet oyuncusu olarak süratli
Torres ile başlayan Chelsea orta sahada kalabalık olmak istedi. Buna karşın
Ramires, Lampart, Hazard, Shurle ve Willian ile kora kor mücadele eden Melo,
Selçuk ve Yekta geri adım atmadılar. Maçın kötülerinden Sneijder'i orta saha
olarak saysam yeteri kadar geriye gelmedi, forvet olarak baksam ileride
gözükmedi.
Sonuç olarak
kaybetmemek önemliydi ancak maçı bir de 0-0 götürseydik ne olurdu diye
düşünmeden edemiyorum. Ama artık bunu düşünmenin faydası yok. Maçın
yıldızlarına bakarsak eğer Chelsea adına Chech takıma güven verdi. Ama takımın
geri kalanı iyi sayılmazdı. Galatasaray'da ise maçın başında saçma bir çıkış
ile kalesini terk eden Muslera sonrasında toparladı. Defansta oyuna ikinci
yarıda girmesine karşın Semih Torres'e geçit vermedi. Sol kanatta Telles zaman
zaman çok iyi şutlarla tehlike oluşturdu. Selçuk çok etkili paslar atsa da
kritik pozisyonda direğe takılması maçın adamı olmasını engelledi. Burak yine
istekliydi. Ama maçın adamı kesinlikle Melo'ydu. Orta sahada ileri geri
inanılmaz bir mücadele verdi. Milli takımla dünya kupasına gitmeyi sonuna kadar
hak ediyor. Kart sınırındaydı ve maçı kart görmeden tamamladı.
Umudumuz ikinci maç
için az değil. Ama bunun için biraz daha akıllıca bir oyun şart. Yine de
tebrikler Galatasaray...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder