Salı günü ve dün
oynanan maçlardan sonra 4 deplasman takımı da turu hemen hemen garantiledi. Maç
öncesi yazımda gönlümün City'den yana olduğunu belirtmiştim ancak maça başlayan
11'lere bakınca City Barça'dan fena halde korkmuş. Maça tek forvet Negredo ile
başlayan City arkasına ise Silva, Navas'ı ekleyerek hücum gücü oluşturmaya
çalıştı ancak bu kadar defansif bir kadro ile topu ileride tutmak neredeyse
imkansızdı. Zaten hücum hattına doğru şişirilen topları Negredo'nun saklamasını
beklemek fazla iyimser bir beklenti oldu. Buna karşın Barça geçen sene ki doğru
kadrosuna dönmüştü. Neymar'ın sakatlık dönüşü ilk 11 başlamaması takıma olumlu
yansıdı. Xavi, Fabregas ve Busquets orta sahasının önünde Messi, Sanchez ve
İniesta forvet hattı yer aldı. Kağıt üzerinde zaten daha iyi takım olan Barça
teknik direktör olarak da öne çıkınca elde edilen 0-2'lik galibiyet sürpriz
olmadı.
Demichelis'in kırmızı
kart pozisyonunda 1'e1 kalmışken yatarak Messi'ye müdahale etmeye çalışması ne
kadar kötü bir kararsa hakemin ceza sahasının dışında ki mücadeleyi içeriye
taşıyıp penaltı vermesi de bir o kadar kötü bir karar olmuş. Eğer ikinci maça
daha cesur bir kadro sürürlerse galibiyete yine City'yi yakın görürüm ancak tur
için artık çok geç kalındı.
B.Leverkusen maçında
PSG'nin 0-4'lük skorla şamarlamasını izledik. Maç öncesi Shaktar gibi takıma
evinde 4 tane atan Leverkusen'in kaybetmeyeceği ön görüsünde bulunan ben de bu
şamarlardan nasibimi aldım. Kuralar çekildiğinde daha bir fit durumda olan
Leverkusen geçen zamanda epey ritim kaybetmiş. PSG ise çeyrek finali ilk maçtan
garantiledi. Artık ikinci maçta gençleri sahaya sürseler yeridir. Maçta 2 gol
atan Zlatan iyiden öte bir sezon geçiriyor. Devre arasında New Castle
takımından transfer edilen Cabeye'de sonradan girdiği oyunda şık bir gole
imzasını attı.
Dün oynanan maçlarda
ise Arsenal evinde son şampiyon Bayern Münih karşısında etkili bir oyun oynasa
da 10 kişi kalmasıyla turu kaybetmesi aynı anlama geldi. Maça bildiğimiz mana
da forvetle başlamayan Arsenal daha 8.dakika da Mesut ile bir penaltı kazandı. Topun
başına geçen Mesut kaleciye takıldı. Ama turu ve maçı bitiren hareket ise 40'ta
geldi. Defansın arkasına sarkan Robben topu kurtarıp kendini kurtaramayınca
Arsenal hem kalecisinden oldu hem de penaltı ile karşı karşıya kaldı. O kadar
teknik oyuncu varken topun başına geçen Alaba topu kalecinin sağ tarafına
yollamak isterken direkten auta attı. İkinci yarıda ise eksik Arsenal'in direnç
göstermesine fırsat vermeden Kroos şık bir vuruş ile Bayern'i öne geçirdi. İkinci
maç için yeterli olan skoru ise Lahm'ın harika asistini ağlara yollayan Müller
sağladı.
Bence iki günün en
zevksiz maçında ise Milan evinde A.Madrid'e 0-1 ile kaybetti. Genel olarak
kaybedecek bir oyun oynamadılar ancak defansta Abate'nin yaptığı saçma hata ile
artık turun çok gerisindeler. Maçı 1TV Georgeo kanalından izleme şansım oldu. Arda
etkisiz bir oyun oynadı. Zaman zaman çok iyi paslaşan A.Madrid'de Diego oyuna
sonradan girdi. Aslında Abate'nin saçma hatası olmasa tam bir beraberlik
maçıydı. Milan gelecek senelerin kadrosunu kurmaya başlamalı. Kaka artık hiç
bir zaman eskisi gibi olmayacak. Balotelli'nin de bu seviyelerde bir oyuncu
olmadığını düşünüyorum. Aslında takımda olmaması gereken isimlerden çok olması
gerekenleri yazmak daha kısa sürer.
Haftaya diğer
eşleşmelerle ilgili yazmaya çalışacağım. Bu akşam Trabzonspor'a başarılar...
İşleri hiç kolay olmayacak. Juve Galatasaray'dan olan kuyruk acısını
Trabzon'dan çıkarmaya çalışabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder