Geçen hafta boyunca
haklı olarak Yunus YILDIRIM'ın üzerine gidilmesi doğal olarak bu hafta
oynanacak maçta ki hakemin üzerine büyük bir yük bindirecekti. MHK bu
gerginliği azaltacak bir atama yapması gerekirken taraftarı nasıl daha fazla
gererim diye düşünmüş olacak ki 1 seneden fazladır Kadıköy'e gelmeyen en son
geçen sene Eskişehir'de Caner'in Lan dediğini düşünerek kırmızı kart veren
Fırat AYDINUS'u bu maça yolladı. Hakem olası maç öncesi tepkilerden çekinmiş
olacak ki maçtan önce ısınmaya bile çıkmadı. Yanlış anlaşılmasın Fırat AYDINUS
yaptığı onca hataya rağmen benim en çok beğendiğim hakemdir.
Maç bu gerginlikle
başladı. Hakemin ofsayt düdüğünü duymayan Alper kaleciye bir hamle yapınca Yalçın
ve Isaksson'un üzerine yürümesiyle karşılaştı. Ardından olaya Emre dahil olunca
küfürlerde ortaya saçıldı. Emre için ayrı bir yazı yazmak gerekir artık.
Galatasaray'da iken de bu hareketlerinden dolayı sevmezdim. Avrupa'ya gidince
yine sempati duydum ama Fenerbahçe'de de bu huyunu sürdürmekte ısrarlı. Ben onun
dudağını okurken utanıyorum o bu küfürleri defalarca tekrar etmekten utanmıyor.
Geçen sene ki maçta da Kasımpaşa tarafında mahkemeye verilmişti. Bu sene
inadına yapar gibi yine küfür ediyor. Bu kadar iyi bir futbolcu olmasaymış
tarihe adı en küfürbaz futbolcu olarak geçerdi sanırım. Yine de iyi oynuyor
diye küfürlerine göz yummaya devam mı etmek gerek?
Mehmet TOPUZ hak
etmediği bir paraya transfer olunca o paranın altında ezildiğini ve performans
veremediğini düşünüyordum. Ancak geçen 4 seneye bakınca sorunun psikolojik
değil daha çok yetenek ile alakalı olduğunu görüyorum ve üzülüyorum. Mehmet
TOPUZ o kadar sıradan bir oyuncu ki o kadar düz bir oyun karakteri var ki
inanılması çok güç. Nasıl bu kadar isim yaptığını anlamak için fizik kalitesine
ve inatçılığına bakmak lazım. Gerçekten güçlü bir yapısı var. Hakkını yemeyelim
mücadeleden de kaçtığını görmedim. Ancak ayağında top varken ne yapacağını o
kadar bilmiyor ki, eğer net bir pas imkanı yoksa çok bocalıyor, sonunda da ya
topu kaybediyor yada kaleye şut çekiyor ve genel de isabetli olmuyor.
Kuyt'a gelirsek eğer
tamam oynamaya alıştığın isimlerin yarısından fazlası yok. Tamam alışkın olmadığın
bir mevki de oynuyorsun ama bu kadar etkisiz olmanın başka bir izahı olmalı. Dün
yine mücadele etti, yine sağa sola koşular yaptı, hatta ikinci gol de topu
indiren isim de oydu. Ancak maçın geri kalanında skora katkı yapmasını
beklerken o hep kaçırdı. İki kere gole çok yaklaştı ancak o son vuruşu bir
türlü yapamadı. Yaş olarak artık 34 civarında ki çabalayan Kuyt'tan vazgeçmek
için bu sene doğru zaman olabilir.
Alves geldiğinde çok
kötü bir görüntü vermişti. Sert ama dengesiz bir oyuncuydu. Ama Egemen ile
oynamaya başladıktan sonra sağ stoperde çok iyi maçlar çıkardı. Ancak şu son 1
ayda ne olduysa Alves'i tanımak mümkün değil. Konya maçında Gekas ile Eskişehir
maçında Bienvenu ile Sivas'ta Aatif ve dün akşam da oyuna sonradan giren Deniz
ile mücadelelerinde hep fahiş hatalar yaptı. Dün 50 metreden gelen topu
izlediği yetmedi ve tutması gereken adamında 5 metre uzağındaydı. Takımın en
çok güvendiği isimlerden olan Alves Egemen'in ceza ve sakatlık sebebiyle
olmadığı bu dönemde biran önce kendini toparlamalı.
Ve dün oyuna
girdikten sonra ki 10 dakikada gördük ki Salih daha fazla süre almayı hak ediyor.
Emre'den sonra belki de hücumda sorumluluk alacak kişidir. Maçların son 10
dakikalarına sıkıştırılmayı hak etmiyor.
Son olarak da
Volkan'a değinelim. 3 yıl önce sorsanız henüz Onur bu kadar parlamamışken
Türkiye'nin en iyi kalecisi sorusuna cevap Volkan'dı. Genç yaşta yaptığı büyük
hatalardan sonra artık daha güven veren bir hali vardı. Takım kaptanlığına
kadar yükseldi. Ancak son iki yıldır geriye giden bir performansı var. Eskisi
kadar büyük hatalar yapmıyor ancak kalesinde güven de verdiğini söylemek zor. Şu
anda hala forma şansı bulmasının tek sebebi var o da tecrübesi. Dün ki maçta
yine çıktığı kolay bir topu tutmak yerine yumruklamaya çalışınca az da golü
kalesinde görüyordu. Toparlanması gereken bir diğer isim de o.
Bütün bu kötü
oyunlara kötü performanslara bakınca akşam ki galibiyet daha da değerli. Ancak daha
iki hafta bu eksikler devam edecek. Hatta belki üzerlerine yenileri eklenecek. O
yüzden bu hafta oynanacak Elazığ maçı çok önemli üstelik Galatasaray ile
Beşiktaş'ın karşılaştığı hafta da galibiyet 3 puandan fazlası anlamına gelir. Haftaya
Caner dönüyor. Emenike'de bu haftaya göre daha sağlıklı olacaktır. Sow ve Webo
ise ancak 2 hafta sonra takıma dönecek. O zamana kadar kayıp vermemek şart.
Eksikler listesine
bakarsak Sow, Emenike, Webo, Egemen, Caner ve Meireles takımda 11 oynayan
isimler. Rakiplerimizin aynı mevkilerinde oynayan isimlerini çıkarsak bu kadar
da oynayamazlardı. Misal Burak, Drogba, Umut üçlüsü yanına Melo arkada Semih ve
solda Alex Telles'i çıkarsan ne kadar oynayabilirler. Beşiktaş'ı sormuyorum
bile onlarda ki kadro darlığı herkesçe malum.
Son söz ise dün öğlen
yapılan yürüyüşe; aldığı mahkumiyet kararını hala uygulamayan sistem saçma, ama
alınan kararın haksız olduğuna dair kanaat giderek daha da artıyor. Yargı
içinde ki yapılanmalar müslümanlıkla bağdaşmayacak noktalarda. Ama bugüne kadar
bir yerden bir yere yürüdü diye istediğini elde eden bir kesim görmedim. Yine de
yürüyüş iyidir kilo kontrolüne yardımcı olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder