FENERBAHÇE
GELENLER: Pierro Webo ( İstanbul Büyükşehir Belediyespor) Emre
Belözoğlu (A. Madrid) Reto Ziegler (Juventus)
GİDENLER: Henri Bienvenu (R. Zaragoza) Özgür Çek (Eskişehir)
Yüksek tansiyon ve
motivasyonla geçen bir sezonun ardından kadrosunu güçlendirerek bu sezona da
şampiyonluk hedefiyle başlayan Fenerbahçe, istenilen seviyede futbol oynamasa
da, Beşiktaş’ın ve Trabzon’un içinde bulunduğu zorluklar nedeniyle
şampiyonluktan uzak olmalarıyla da son maça kadar şampiyonluğu kovalayacaktır.
Geçen sezona göre özellikle motivasyon anlamında çok büyük düşüş yaşayan
Fenerbahçe, sezon içinde Alex depremiyle sarsılsa da yıkılmadı. Herhalde en
büyük kötülüğü kendi kendine yapan A. Kocaman yönetiminde ki Fenerbahçe, genel
olarak ligde vasat Avrupa’da ise gayet iyi bir performans gösterdi. Avrupa’daki
bu başarı sayesinde koltuğunu koruyan A. Kocaman, gelecek sezonda görevde
kalmak istiyorsa ligde istikrarı yakalamak, son maça kadar şampiyonluğu
kovalamak ve mutlaka ve mutlaka şampiyonlar ligi vizesi almak zorundadır.
Ara transferlere
gelince, ilk önce gidenlerden başlayalım. Elinden çıkardığı Henri Bienvenu ve
Özgür Çek genellikle yedek bekleyen son zamanlarda 18’e bile giremeyen
oyunculardı. Bu nedenle gidişlerinin takıma en ufak bir etkisi olmayacaktır.
Sadece Özgür Çek ile ilgili ufak ta olsa bir beklentim var. Fenerbahçe’de
olmadı ama belki Eskişehir’de olabilir. (Ülkemizde zor yetişen sol kanat
oyuncusu olduğu için)
Gelelim gelen
oyunculara; herkesin bildiği gibi daha büyük, daha etkin oyuncular alınmak
istense de bazı nedenlerden dolayı ( bazıları kamuoyunun malumu) alınamadı ve
son iki günde iki eski futbolcu ve birde ligimizin kalburüstü forvetlerinden
biri alındı. Özellikle Emre ve Ziegler ilk defa geliyor olsalar herhalde çok
beğenilirlerdi. Ancak daha 6 ay önce her ne sebeple olursa olsun gönderilen bu
oyuncular geri gelince taraftarda beklentiler çerçevesinde hoşnutsuzluk oldu.
Teker teker bakmak
gerekirse; Ziegler’in sezon başından
beri sürekli forma giyen ve yıpranan Hasan Ali’nin alternatifi olsun diye
alındığını düşünüyorum. Amaca baktığımız zaman yabancı olması dışında (o da
memlekette sol bek yok) bence yerinde bir transfer gibi gözüküyor. Ancak A.
Kocaman’ın daha ilk maçta Hasan Ali’yi 18’e bile almadan Ziegler’i ilk 11’e
koyması haklı bir eleştiri konusu oldu.
Emre’ye gelince
Türkiye’de halen mevkisinin en iyi 2-3 oyuncusundan biri olan oyuncuyu almak
kâğıt üzerinde başarı gibi gözükse de 6 ay önce gitmesine neden olan olayların
tekrarı halinde takıma yararından kat be kat zararı vereceği bir gerçektir.
Gerçi yönetimin iyi oynasa “niye gönderdiniz?” veya kötü oynasa “niye aldınız?”
eleştirilerine her halükarda maruz kalması kaçınılmazdır. Ben kişisel olarak
Emre’nin akıllı bir futbolcu olduğunu aynı hataları tekrarlamayacağını ve sezon
sonunda takıma en fazla katkıyı veren 1-2 oyuncudan biri olacağını düşünüyorum.
Son olarak Webo,
İstanbul Büyükşehir Belediyespor’daki kulüp ve oyun yapısından çok farklı bir camia
ve oyun yapısı içersine girse de gücünü ve hareketliliğini kullanarak kadroya
genişlik katacağını düşünüyorum. Özellikle oynayarak veya oturarak yedek
kulübesini zenginleştirecektir. Sadece fiyatı ve yaşı konusunda ufak bir
eleştiri yapılabilir.
Toparlamak gerekirse,
lig yarışını son maça kadar sürdürerek ilk iki içinde yer alacağını tahmin
ettiğim Fenerbahçe, kupada da en az final oynayacaktır. En önemli kulvar olan
Avrupa’da ise çeyrek finali görebileceğini düşünüyorum.
M. ANTALYASPOR
GELENLER: M. Sedef (Gençlerbirliği)
GİDENLER: Murat Akın (Konya Torku) Veselin Minev (Botev Plovdin –
Bulgaristan)
Sezon başında tipik
bir Anadolu takımı gibi yaklaşık 10 futbolcu gönderip, 10 futbolcu alarak
takımı baştan yapan Antalyaspor’un en büyük artısı teknik direktörü Mehmet
Özdilek’le yola devam etmesi oldu. Aissati ve Diarra gibi çok düşük maliyetle
önemli iki oyuncuyu kadrosuna katarak kalitesini arttırdı. Şehir olarak yüksek
potansiyele sahip olan M. Antalyaspor uzun zaman sonra potansiyelinin de üstüne
çıkarak ilk yarı itibariyle zirveye ortak oldu. Sessiz ve derinden oldu M.
Antalyaspor’un yükselişi... Bu sene ligin çok çekişmeli ve zirvenin karmaşık
olması M. Antalyaspor’un başarısının konuşulmasını engelledi. Karabük kadar
olmasa da özellikle Kadıköy’deki Fenerbahçe ve ertesi hafta evindeki Trabzon
galibiyeti dikkat çekiciydi. Oturmuş kadrosu ve oyunu çirkinleştirmeyen
görüntüsüyle izleyenlere keyif veren Antalyaspor, topa sahip olmada ve pas
oyununda istenen düzeyde olmadığı için genelde sonuca kontrataklarla
gidiyorlar.
İlkyarı itibariyle
oldukça başarılı olan M. Antalyaspor’un ikinci yarıda ligin daha da çekişmeli
olacağını düşündüğüm için (özellikle Anadolu takımları maçlara çok asılacaktır)
bu başarısını en azından puan olarak devam ettiremeyeceğini düşünüyorum. İkinci
yarının ilk maçları gösterdi ki; düşmek istemeyen her takım mücadele gücünü
arttırarak her maçtan puan almak için savaşıyor.
Bu uzun
değerlendirmeden sonra gelelim transferlere, başarılı ilk yarının ardından
kadrosunu hiç bozmayan M. Antalyaspor, elindeki iki yedek oyuncusuyla yollarını
ayırdı. Orta saha oynayan Murat Akın’ı Konya Torku’ya ve sezon başında yedeğe
düşen Bulgar milli takımında da oynayan sol bek Veselin Minev’i ailevi
nedenlerle ayrılmak istemesiyle beraber ülkesine geri gönderdi. Bunların yerine
sadece sol beki yedeklemek amacıyla ligi bilen Mehmet Sedef’i
Gençlerbirliği’nden bonservis ödemeden kadrosuna kattı. Çok önemli olmasa da
yerinde bir hamle olduğunu düşünüyorum.
Toparlamak gerekirse,
genel itibariyle başarılı bulduğum Antalyaspor’un ligi en iyi ihtimalle 4. veya
5. bitireceğini tahmin ediyorum. (Özellikle 4. bitirebilirlerse bence şampiyon
olmuş kadar sevinmeliler.) 6.sıra ile 8.sıra arası bir düzeyde olurlarsa da
şaşırmam. Bu biraz da Tita’nın uzun sürecek sakatlığını nasıl atlatacaklarına
bağlı.
KONUK YAZAR
MESUD AKYÜZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder